bugün

"yargının yasama üzerinde tahakküm kurduğunun göstergesidir. yargı siyasallaşmıştır ve bir ideolojinin elindedir. halkın iradesi çiğnenmiştir". bu sözleri bir yerden hatırlıyor musunuz ?
(bkz: demokratik miyiz)
mehmet haberal 2009 nisanında mustafa balbay ise 2009 martında tutuklandı. o zamandan bu güne kadar tüm tahliye talepleri reddedildi. o reddedilen taleplerle bunun bir farkı yok. sandılarki vekil seçilirsek baskı kurabilir tahliye olabiliriz. olmadı, yemedi. * yani durum o ki, balbay ve haberal ülke tarihinin ilk hapisteki vekilleri olacak.

hatip dicle ile aralarındaki hukuksal fark ise, hatip diclenin sikindirikte olsa kesinleşmiş bir cezası olması. haberal ve balbay hala yargılanıyor*, hala mahküm değiller.
peki vekillikleri sırasında hüküm giyerlerde cezaları 1 senede fazla olursa ne olur? normalde 1 seneden fazla ceza almış kimse vekil olamıyor. muhtemelen akp 2 vekil daha kazanır.
ya dokunulmazlıklara ne oldu? ne mi oldu? 17 yıl önce vekillerin meclisten yaka paça çıkarıldığı gün bitti o iş.
bu sözlükte partilerin milletvekili adaylarının açıklandığı gün yazdığım şeydir, malumun ilanıdır.
Bu kararın böyle çıkacağını seçimlerden önce hem benim gibi siyasetin dışında sade bi vatandaş hem de Chp' ye yakınlığıyla bilinen Anayasa hukukçusu Sabih Kanadoğlu farkedebiliyorsa ve Chp yönetimi hiç bir şey yapmıyorsa "işin içinde başka hesaplar da olabilir" diye düşünmeden edemiyor insan ; misal her seçim öncesi mağdurları oynayarak iktidar oluyor dedikleri akp'ye karşı "bunlar milletin iradesiyle seçilmiş insanlardı" , "biz mağduruz" ," bu nasıl demokrasi" gibi laflarla yükleneceklerine adım gibi eminim.

Ha eğer yaptıkları başvurular olumlu çıkar da bu isimler meclise girerse zaten sorun yok , bir taşta iki kuş misali olur ama şu anlık gözüken Chp'nin Haberal ve Balbay'dan yararlanıp planını işlettiğidir.

Kişisel kanaat olarak da Bdp'li sebahat tuncel'in terör örgütü propagandası yapmak suçuyla yargılandığı davadan çıkıp vekil olabildiği yerde balbay ve haberal'in de vekil olması gerektiğini düşünüyorum...
balbay ı bilmem lakin haberal ın en az 5 sene hasta rolü yapacağı mahkeme kararı olacaktır.
akp destekçilerinin "demokrasi düşmanlarının demokrasiyi kullanarak demokrasiyi yıkmasına engel olunması gerekir." cümlesi ile doğru bulduğu karar. ironi mi dersin oksimoron mu dersin bilemeyeceğim ama çok komik.

bazı aydınlar halk aptal o yüzden akp'ye oy veriyor deyince kızıyor akpliler. yargı millet adına karar verir, milletse kararını vermiş (yargı dahi bu kararı bozamamalıdır) bu adamlar tutuklu da olsa zart zurt ta olsa seçildiler. halk yanlış adamı seçti ama bunlar suçlu halk aptal olduğu için suçluyu seçti deme hakkı yoktur kimsenin. dicle, haberal ve balbay derhal tahliye edilmeli ve görevlerine başlamalıdırlar.

eğer halkın aptallığından cehaletinden gireceksek konuya, yazacak daha çok şeyim var.
iki yüzlülüğün, şerefsizliğin, hukuka tecavüz etmenin, arsızlığın, namussuzluğun tecellisidir.

Biri yazar, diğeri doktor. Biri gazeteci, diğer Üniversite hocası. Demek ki bir Tuncelden daha tehlikelilermiş, Suratında meymenet olmayan Kürt ve PKKLı tuncelden. Zor be bu devirde bu ülkede Vatansever türk olmak, üretici olmak, bilimadamı olmak, gerçekten hoca olmak.

kahpelikleri Engin Alan Paşamızla devam edecektir. Lakin bilmeleri gereklidir ki Engin Alan paşamız CHP'den vekil olmamıştır, balbay ve haberal gibi. Bozkurtların vekilidir, özel kuvvetler komutanıdır, kahramandır. Onu köpeklerin saldırmalarına karşı sahipsiz bırakmayız.
an itibariyle, konu ile ilgili kılıçdaroğlu açıklama yapmaktadır.
beyin faaliyetleri sıfıra inmiş bazı varlıkların hala daha "darbecilere hayır, oh iyi olmuş" diyerek gerçekten bu dava hakkında en ufak bir fikri olmadığını gösterdiği, aynı zamanda yargının artık "bitaraf" olanların yargısı olduğunu açıkça gösteren gelişmedir. 3 senedir daha bırakın sonucu, tam olarak neden yargılandıkları belli olmayan davada insanlara darbeci yaftasını yapıştırmak bu kadar kolaymış demekki. Medyada sürekli olarak pompalanan darbeci, cuntacı yaftası ve kimin yazdığı hatta gerçekten varlığı bile belli olmayan mektuplar ile yakalanan bilimadamları, gazeteciler ve askerlerin yüzbinlerce oyu alarak seçildikleri TBMM'ne girememeleri artık ülkedeki yönetimi iyice gözler önüne seriyor. Kendileri ile alakalı olunca yeri yerinden oynatan akepeliler nedense başkasına olunca 3 maymunu oynamayı çok çok iyi biliyor. Zaten birçok yerde yönetim birimlerini ele geçirmiş faşizan parti, yetmeyerek TBMM'ne seçilmiş vekilleri sokmamak için sözde hukukçuların müthiş objektif kararlarını devreye sokuyor. bunu alkışlayanlar var ise hala, zaten konuşacak birşey kalmamıştır.

ekleme: haberal için masondur şudur budur diyenler şu an iktidarda olan parti üyelerinin neredeyse hepsinin cemaat üyesi olduğunu hemencecik unutmuş gibi gözükmekte. eğer cemaatlere üye olmak insanları suçlu yapıyorsa masonlara gelene kadar daha çok suçlu buluruz.
"halkın iradesinin" yok sayılmasıdır ki vakti zamanında çoğu kişinin götünü yırttığı durumdur bu.

"halk istiyorsa elbetteki..." girecektir bu insanlar meclise. (size de tanıdık geliyor mu?

vakti zamanında suçu resmileşmiş, cezası kesilmiş rte dahi ya da dağdaki örgüt ile bağlantısı olan leyla zana vb. dahi "cezalarını çektikleri süreç içerisinde" milletvekili olup meclise girebilmişken, -3 senedir tutuklu olan ancak tüm bu süreç içerisinde suç işledikleri kanıtlanamayan- balbay ve haberal'ın meclise girememesi neden?

bu mu ağzınızdan düşürmediğiniz demokrasi?
bu mu milli irade?
bu mu temiz siyasetiniz?
bu ülkede anayasaya, kanuna geçte olsa uyulduğunun göstergesidir.
yerinde bir karar.
balbay ve haberal tutuklu kalmalı, hatta asılmalı. eğer tahliye olurlar ise, dışarda emirlerini bekleyen yüzbinlerce kişilik ordusu-tankı-topu-uçağı-savaş gemileri ile tüm meclisi yıkar, demokrasi ve özgürlük kahramanlarımızı öldürebilir. hatta uzaya yerleştirdiği füzeleri ve yerdeki nükleer-balistik füzeleri ile bir dünya savaşına yol açabilirler.
velev ki yargıtay, ysk'nın kararını bozdu. nitekim öyle de olacağa benziyor. pekiyi ne olacak? ysk'yı bile bile yargıtay'ın karşısında piç etmenin kime faydası olacak?

bir devletin kurumları, birbirleriyle çatışmaya sürüklenir ve karşı-karşıya getirilirse, devlet içinde erozyon başlar. bir süre sonra bakarsınız ki ekip-biçecek toprak kalmamış. kah rüzgarlar, kah seller alıp derelere, çaylara, nehirlere ve nihayet denizlere götürmüş hepsini! ayaklarınızın altından, bir masa örtüsü misali koca devlet kayıp gitmiş!

- sabırları test etmeyin! ayıptır, ayıp! sizlere yakışmaz.
ak parti kapatılma aşamasındayken hukuku yağlayan bağlayan etrafında göbek atanlara müstehaktır.o zaman hukuku destekliyorsanız bugün de bunu destekleyeceksiniz.
Ülkem yargisiyla gurur duymama sebep olan karardir. Sonunda ülke yargisi darbeci zihniyetin kontrolünden çikmistir. Kimse demokrasiden de bahsetmesin simdi biliriz biz onlarin demokrasilerini.
devlet der iken, umarım ülkemizin içinde bulunduğu durum kast edilmemiş olup, tüm kurum ve kuruluşlarındaki erozyonu görmemek için insanın kör olması lazım.
örn: sınav rezaletleri-açılım uygulamaları-israil ile olan ilişkiler-libya krizindeki tutum-kuzey ırak-deniz feneri davası-mavi marmara olayı vs. vs. vs. vs. vs.
birçok yazımda hukuk ve toplum ilişkisinden bahsetmiştim. bugünlerde ise bu başlıkta ve red kararı verilmeden önce açılan başlıklarda tutuklulukların devam edeceğini ve etmesi gerektiğini yazmıştım. bazı arkadaşlar daha önce jüristokrasiye ve milletle uyumlu olmayan hukuka karşı oluşuma göndermeler yaparak "tam tersini savunuyordunuz, toplumun isteklerine uygun karar vermeyen yargıdan taraf oluyorsunuz" diyor. geçmişte bunu siz yapıyordunuz. ben ise her zaman hukuki davranmayı savunuyordum. bahsettiğim hukuk ise darbecilerin hazırladığı toplumla arasında mesafe olan hukuk değil evrensel hukuktu.

ben kişiler üzerinden değil kurallar üzerinden yorumlar yaparken birileri düşmanlarına hukuk dokununca iyi kendilerine dokununca kötü diyor. ikincisi de hukukçuların kanunlara uyması veya kanun yoksa evrensel hukuku uygulamaları gereğiydi. geçmişte hukukçuların eleştirdiğim kararları kanunlarımıza uymayan veya kanunlarımızın açıklama yapmadığı konularda hukuksuz kararlar vermeliydi. şimdi ise hakimler kanunlara uygun kararlar veriyorlar. zaten yürürlükteki kanunlar hoşumuza gitmiyor. toplumla uyumlu kanunlar yapılsın, yeni bir anayasa yapılsın diye defalarca söyledik. yani benim tavrımda bir dönüş yok. her zaman söylediğim şey; hukukçuların hukuka uyması, kafalarına göre uygulamaması, kanunları yetkisiz şekilde farklı uygulamaya kalkmamaları. geçmişte legal bir şiir için tayyip erdoğan'ı hapse attılar. 367 ucubeliği çıkartıp kaos çıkarma çabaları oldu, danıştay ve yargıtay yetkileri olmayan konularda kararlar alarak topluma ve hukuka zarar verdiler. şimdi savunduğum halen yazan kanunların uygulanarak hukukçuların hukuka uygun davranması. o zamanlar hukukçuların hukuksuzluk yaptığını söylediğimde karşı gelenler olurdu ve mahkeme öyle karar vermiş, kanunidir diyenler oluyordu. kanunlara uygunsa o kanunlar antidemokratiktir, değiştirilmelidir diyordum. şimdi aynı şekilde yargılanma aşamasında tutukluluk kararı almak hukuksuzluksa sizin de önereceğiniz şey kanunların değiştirilmesi olmalıdır.

yargı gücünü halktan alır. yani toplum bir kanuna karşıysa bu uygulamadan kaldırılmalıdır. şimdi benim değil, salıverilmesini isteyenlerin karar vermesi gerekir. tutuksuz yargılanmaya karşı mısınız, değil misiniz. o zaman katil, hırsız, tecavüzcü salıverildiğinde nasıl vicdanınız rahat edecek bilmiyorum. kaldı ki mehmet haberal ve mustafa balbay'ın suçlandıklarından daha büyük suç ancak suçlandıkları eylemin başarılı olmasıyla ortaya çıkardı. kimine göre darbe yapmak önemsiz bir suçtur ama evrensel hukuk ve bu toplum darbenin en büyük suç olduğunu çoğunlukla söyler. mustafa balbay veya mehmet haberal'ın suçlu suçsuz olmadığı yargı kararıyla ortaya çıkacak. bunları destekleyen bir kitle suçları kanıtlansa dahi bu insanları destekleyecek. demokrasiden nasibini almamış bu kitleye göre darbe suç değil. ama o kitle öğrenmek zorunda; dünyadaki en büyük suç darbedir. bugün dünya bankası başkanı sadece bir kadının iddiasına göre tecavüz suçuyla hapse girmişken gelip türkiye'ye yakışmayan bir şekilde en ağır suç için tutuksuz yargılansın diyemezsiniz.

uzun lafın kısası durumdan rahatsız olanlar aihm'e gidebilir. geçende de bunu yazdım. bazı cahiller aihm'e sadece yargılanması bitenler başvurabilir diye yazdılar. ülkenizde başvuracak kanal kalmadığı zaman hukuki bulmadığınız durumları aihm'e şikayet edersiniz.

ama bu milletvekillerinin tutukluğu konusunda aihm'e gitmeyi götü yiyecek birini bulamayız. çünkü aihm yargılandıkları suçun ağırlığından dolayı ve ülkenin kanunlarından dolayı tutukluluklarının normal olduğunu diyecektir. bdp'liler başvurursa onlar çıkabilir.

içimizde "avrupalı düşmanımız, aihm pkklılardan yana" diyenler olabilir. bana da pkklı diyenler olabilir. ama söylemek zorundayım. bdp'lilerin tutuksuz yargılanmak üzere serbest kalması gerekir. kck davaları size göre pkklıların davası olabilir ama hukuk insanları pkklı veya ergenekoncu diye sınıflandırmıyor. her insan teröristte olsa eşit haklara sahip. ergenekoncuların suçları darbe yaparak demokrasiyi yıkmaya çalşmak. kcklıların suçu terör örgütü lehine protesto eylemleri yapmak, katkı da bulunmak. ikisini birbiriyle karşılaştırıyorlar, hatta kcklıların tutukluluğunun devam edip ergenekoncuların çıkmasını isteyenler var. emin olun darbe yapmak pkk lehine protesto yapmaktan daha ağır bir suç. aihm'e göre zaten isteyen istediği gösteriyi yapabilir. yani kck davalarından biri ceza alsa aihm'den yine ceza alacağız. ama kimse ümür boyu müebbet verdiğimiz darbeciler için bize laf söylemez, aksine alkışlar.

ekleme: bazı akplilerin, akpyi destekleyen haberci, köşeyazarları veya başka kişiler de kaos çıkmaması için esneklik yapılmasını savunuyorlar. kesinlikle kanunların eğilip bükülmesine karşıyım. o zaman daha önce hukuksuzluk yapan mahkemeleri nasıl eleştirebiliriz ki veya hukuk devleti olmaktan nasıl bahsederiz? bence kanunlar değiştirilmeli. tüm dokunulmazlıklar kalkmalı. ağır suçlular tutuklu olarak yargılanmalı. kimsesiz vatandaş hapisteyken arkasında 100bin faşist var diye birileri milletvekili olup yırtmamalı.

keskin örnekler vereyim de aklı başına gelmeyenler belki uyanır. şu münevver diye bir kızı kesen cem diye biri vardı. o milletvekili olsa tutuksuz yargılanmak üzere salıverilmesini ister miydiniz? cem denen katil hala tutuklu olarak yargılanıyor. neden kimse onun tutuksuz yargılanmasını istemiyor? ogün samast neden hala tutuklu yargılanıyor. ogün samanst adaylığını koyabilse oda meclise girerdi. uzun lafın kısası ben katillerin, tecavüzcülerin bunlardan fazla da darbecilerin olduğu bir meclisi istemiyorum. allah'tan boktan bir anayasada bile bunu önleyecek tedbirler var. bana kalsa tutuklu veya tutuksuz olsun bu tür suçlardan yargılananlar milletvekili bile olamaz. gerçi bu anayasayı yazanlar da hiçbir partinin ağır suçlarla suçlananları destekleyip milletvekili yapacağını aklı kesmemiştir. milletin de oy vermeyeceğini düşünmüştür. benim anlamadığım şey ise bu mehmet haberal ve balbay'ı destekleyenler biryerden maaş falan alarak mı çalışıyorlar? yoksa saf adamlar da hapisatekiler çıksın herkes mutlu mesud olsun mu diyorlar.

kaoslar iyidir. sonu hep hayırlı olur. herşey güllük gülistanlık olduktan sonra ülke yönetmekte bir şey yok. sorunlar ortaya çıkacak ki kimin ne bok olduğu ortaya çıkacak. bilmeyenler de neyin doğru neyin yanlış olduğunu öğrenecek. chp, mhp ve bdp meclise hiç girmesin. olmadı istifa etsinler. bakalım yeni yapılacak bir seçimde ne kadar daha oy kaybedecekler.
hukuk fakültesinin eski hocası rahmetli orhan münir çağıl ilk dersine şöyle başlarmış: "yasalar hukuku yaralıyorsa yasalara değil hukuka uyulmalıdır; hukuk adaleti yaralıyorsa hukuka değil adalete uyulmalıdır."... şimdi yasalar üzerinden ahkam kesen sözde "hukukçuları" gördükçe eski hocaları özlememek mümkün mü?
şu kayserideki üç çocuk katili sapık herif de eğer aday olup seçilseydi cezası kesinleşmediği için serbest bırakılacaktı.

onu bırak da bu apo yargılanma sürecindeyken aday olsaydı ne olurdu halimiz.kesin meclise girerdi.

o zaman da çıkıp 'halkın iradesi bu, demek ki suçsuz görmüş yargılanan adamı' diyecek miydiniz?

suç ysk nındır.yargılanan adamın aday gösterilmesine izin vermemeliydi.

ya suçsuzsa diyenlere cevap:suçsuzca bir kaç sene sonra aday olur peki ya suçluysa?

aynısını kayseri sapığı ve apo için de kullanabilir misiniz rahatlıkla?

işte darbe teşebbüsü de terör kadar sapıkça bir suçtur ve aksi ispatlanmadan hiç bir darbe zanlısı meclise girmemelidir.
ak parti kapatılırken sahildeki kuma kafasını gömen adamın dışarda kalan poposuna yargıdan tepik yemesidir.

en hafif tabirle.
chp bu sonucu bilerek bu şahısları aday göstermiştir. buyrun size anayasa hukukçusu genel başkan yardımcısının 25 ocak 2011'deki sözleri:
http://www.aksam.com.tr/b...apalim-dedim--14827h.html

ayrıca (bkz: hakim ve savcılar türk milleti adına karar veriyor)

yargıdan adam kaçırmaya kalkanlar şimdi yargı kararlarını halk iradesine darbe diye yorumlamaktadırlar. üstelik taleplerinin anayasaya aykırı olduğunu da kendileri söylemiştir.

işte buyrun bu konuda kıvıranlar kimlermiş görün:

http://www.facebook.com/v...123973649919&comments

http://www.internethaber....a-bugun-baska-355698h.htm
güncel Önemli Başlıklar