bugün

1- arka koltuğunda bebek koltuğu olan arabadır. dönüşümle anne arabasıda olabilir. *
2- genç birinin acımadan kaydırdığı, gaza yüklenip bağıttırdığı, anasını ağlattığı araçtır. *
3- limuzin yada fazla kaliteli, şöförü kapı acan aracın kendiside sayılabilir.

uzunkollu uktesidir.
çoğu kişinin araba sürmeyi öğrendiği arabadır.
kimsenin haberi olmadan kacırılıp mahallede turlanan araba.
genellikle sedan arabaladır.
belli bir yaş aralığındayken ayakkabıların çıkarılıp arka koltuğunda çoraplarla fink atılan arabadır.
yenilenmesi gerekilen arabadır, hala 93 modeldeyiz.
kesinlikle araba kullanmayı öğrenmeye yeltenilmeyecek araba. *
içinde sigara içtikten sonra 4 cam açık şekilde gezilip sigara kokusunun geçmesini beklerken hasta olduğumuz, kullanırken keyif almak yerine bişey olacak diye korktuğumuz genellikle özel günlerde binbir takla atarak aldığımız, aldığımızda içinde damla yakıt bulunmayan araç türüdür.
allahtan babam benden çok sürtüyo sağını solunu denilen arabadır. yoksa ne olurdu halimiz.
iki gün sonra ehliyetimi elime aldığımda kullanacağım arabadır.
yılda 4-5 kere değişir . güzeldir farklı arabaları sürmek.
aslan babalarımızın ne zorluklarla aldığı arabadır.
kalkışta patinaj çektirilen arabadır. kendi arabanızda yapmayacağınız işleri bu arabayla yaparsınız.
bir kaza olduğunda kendi arabansa

-ya sikerim ya ne biçim kullanıyorsunuz olm. gitti araba. ühühühüh

babanın arabasıysa

-geçmiş olsun kardeşim hemen tutanak tutalım uzatmayalım.

şeklinde yaklaşılan arabadır.
babam kullanırken hiç arıza yapmayan ama direksiyona ne zaman otursam götü başı ayrı oynayan arabadır.

eskiden şahin s vardı babamda. babam hastaydı bu arabaya. ben çok fena ayar olurdum ama çaktırmazdım. ne de olsa ilk defa bu arabada araba sürmeyi öğrendim. bi vefa borcum vardı. zaten zamanla ödedim bu vefa borcunu.

ehliyeti alır almaz başladı arızalar. hayvan gibi kullansam tamam dicem ama o da yok amk.

bir gün kapıyı içerden açarken kapı kolu kaldı elimde. nasıl oldu anlamadım. baya baya elimde kaldı. gidip hemen yaptırdım babama çaktırmadan. bu ilk arızamdı.

daha son sonra bi gün yine aldım babamdan arabayı. koltuğa oturdum. ama henüz arabayı çalıştırmamıştım. sadece oturuyodum. sonra birden bi ses geldi. bi baktım sağ cam düşmüş amk. bildiğin sağ cam kapının içine düşmüş. bırak arabayı sürmeyi, koltuğa ne zaman otursam sanki benim geldiğimi anlayıp hemen arıza yapardı mendebur. sanayiye gittim hemen. kapının içinde duran ve camı tutan kızak çürümüş ve daha fazla camı tutamadığı için cam düşmüş. nasıl rastlantıdır anlamadım. peder hergün binmesine rağmen beni bulmuştu yine bu olay. benden 2 dakika önce düşse sorun yok. ama pedere durumu açıklayamazsın ki, sonuçta direksiyonda sen varsın.

arabaya binmeye korkar olmuştum. araba otoparkta bana bakar, ben ona bakar olmuştum. sanki o şahin bana ' gel bin de amk bi arıza daha yapayım, cebindeki tüm parayı alayım' der gibi bakmaktaydı.babam da şüphelenir oldu durumdan. 'oğlum sen arabaya neden hiç binmek istemiyosun artık, hayret' falan diyodu.

bi yaz günüydü. hiç unutmam. bi arkadaş aradı. 'gel falan' diye ısrar etti. arabayla gitmek zorunda kaldım. giderken bi arıza yapmadı ama nasıl korkuyorum anlatamam. eve dönerken önümde giden arabanın lastiğinden taş geldi ve ön cam patladı. ama oturup ağlıcam artık. böyle bi cenabetlik yok. gece vakti bi yerde yok yaptırılacak. arkadaşı aradım. zar zor bi yer bulup yaptırdık.o günden sonra yemin ettim ben bu şerefsiz arabaya binmem diye.

1 yıla yakın hiç binmedim. bi şekilde kullanmak zorunda kaldığımda abime devrettim hemen olayı. ama günlerden bi gün annem 'ablanlara gidelim' deyince yine direksiyona oturmak zorunda kaldım. abim de yoktu o gün meydanda.neyse oturdum koltuğa, gittik ablama. gece gelirken birden her yer karardı. farlar çalışmıyo amk. neler denedim çalıştıramadım. zar zor eve gelebildik. sanayiye götürdüm ertesi gün. farların bağlı bulunduğu bi zamazingo yanmış kömür olmuş amk. elimde ne var ne yok ona harcadım tabii.

artık gözü karartmıştım. ben bu kadar para harcadıysam binicem bu amk arabasına dedim. it gibi kullanmaya başladım arabayı. hiç arıza vermemeye başladı. ben bile şaşırdım bu duruma. bütün yaz it gibi kullandım arabayı. hırsımı çıkarmıştım. artık o cenabetlikten kurtulmuştum.

eylül ayı falandı babam lastikleri yeniledi. gidip en pahalı marka lastik altı 4 adet. amk şahinin kendisini satsan o lastik parası zaten. neymiş efendim 'lastik önemliymiş'. öyle diyo peder bey.

lastikleri taktırdığı akşam aldım yine arabayı. herşey yolunda. arıza falan da yok. 'ohh be kurtuldum amk' diyorum. evin önüne geldim. arabanın kıçı dışarda kaldı. dedim ki şu yan tarafını kaldırıma çıkarayım da öyle dursun, gece vakti biri çarpmasın. kaldırım dediğim de çimler falan var. hayvanlık işte çimlerin üstüne araba bırakacaz. neyse tam çıktım keldırıma birden bi ses geldi. indim baktım ön sağ lastiği yarmışım. çimlerin arasında çeşme varmış. tabii bunun vana kısmını sökmüşler açamasın kimse diye. orda vananın demiri yarrak gibi duruyo afedersiniz. biz de çıktık üstüne yardık lastiği. küfür ede ede yedek lastiği taktım. tabii bi de pedere görünmeme çabası var. elim yüzüm simsiyal olmuş amk. ertesi sabah gidip hemen aynısından bi lastik alıp taktırdım. ilk o an anladım lastiklerin pahalı olduğunu.

sonra yıllarca binmedim o mendebura. ne zaman park halinde baksam bu arabaya, bana pis pis sırıtıyo gibi hissederdim. gidip tekmeleyesim gelirdi.

1 yıl önce babam dedi ki 'oğlum ben bu arabayı satacam. eskidi artık. ama sağolsun bana hiç arıza çıkarmadı yıllardır. iyi ki almışım bunu'. tabii amk sana yapamadığı tüm arızaları bana yaptı şerefsiz. baştan aşağı yeniledim arabayı. eminim kaza yapan biri bu kadar masraf yapmamıştır hiçbir arabaya. sonra babama dedim ki, 'baba sat. elimde ne var yok sana veririm olmazsa kredi bile çekerim. yeter ki sat başka al. hem çok güzel arabalar var. alalım sana bi tane'. zar zor ikna edip gidip renault megane aldık. geçen konuştuk telefonda babamla. hala söylediği şeyler aklımda 'oğlum ben bu yeni aldığımız arabayı kullanamıyom. bunu satalım, benim eski şahini geri alalım'.

baba katili olucam amk ya.