bugün

(bkz: aşka çıkma teklif etmek)*
Adı Aşk Olan bir Kıza/Erkeğe aşık Olmaktır.

edit: ne var yani ? hiç mi yok Aşk adında arkadışınız ?
yolun sonunu değil sadece yolu sevmektir.
bir varlığın varlığında bir yokluğa tutulmaktır.
nesneyi geçip ruha ömür adamaktır.
"bildiğim kendimi bildim bileli aşık olduğum,
bildiğim ancak aşıkken var olduğum...
işte bu yüzden, benim için aşık olmak;
çoktandır hasretine katlandığım yokluğum."

(bkz: murathan mungan)
(bkz: ayakustu yasanmis ask hikayeleri)
hayatın gayesini idrak edebilmiş kişidir. günümüzde gerçekleşmesi mümkün olmayan hadise.
dış denilen sonsuzluğun aslında için olduğunun farkına varmaktır.
çok sık ve her defasında farklı kişilere aşık olmakla veya platonik bir aşka yıllar yılı tutunmakla sonuçlanır. aşık olunan kişi değil de yaşanan duygular önemli olur bu aşk insanı için...
çok fazla aşk romanı ve şiiri okuyan kişide olacak durumdur.***
ben seni değil senin sevebilme ihtimalini sevdim
(bkz: ben seviyorsam sen bahanesin)
(bkz: romeo ve juliet)
saçma bir mottodur. zira aşk kendingenlikten çıkan bir farkındalıktır. tanrıya,doğaya ya da insana duyulan aşk bir farkındalığın ürünüdür. bu farkındalık kendi dışında kendinden olmayan bir varlığı kendine konu edinir. bu anlamda aşk bir varlık olmayıp,sadece ve sadece varlığa dair içte beslenen haz ve beğenidir. varlık olmayanın olmayan kendi varlığına aşık olması mümkün değildir.
uzun süre sap takılmaktan sonra alınan haldir.
yalandır, yoktuuur, kop evladıııım.
çok aşk romanı okuyan insanda görülecek geçici salaklıktır efendim.
büyüklüğü belirlenmemiş bir psikopatlık derecesidir, hatta hastalıktır. bu insana, kişiye veya nesneye duyulan aşktan alınan haz yetmemekte ve kişi arayış içerisine girmektedir. kendince en iyi çözüme ulaşıp bir kişiye veya nesneye değil ona duyulması gereken ve muhtemelen onlardan daha değerli görünen aşka aşık olmaktadır. yani ibrahim sadrinin şiirinde yazdığı gibi "sevdim seni sevdiğimi" durumu ortaya çıkar.

bu kişiden kişiye farklı şekillerde tezahür eder. kimisi aşka aşığım deyip önüne gelene aşık olur ve o aşk duygusunu tatmaya çalışır. muhtemelen orda burda alkol sayesinde deli divane olacaktır. bu hastalık için bir nevi ilaç gibidir ancak yan etkileri mevcuttur. bir süre sonra aşktan soğutabilir, bıktırabilir hatta aşkın yalan olduğuna inandırabilir. yahut başlanıp bırakılmış ve kimi zaman aldatma ile taçlandırılmış ilişki maduru bir kitlenin linç girişimine neden olabilir.

bir başka tezahür şekli ise "aşık olduğun kişiyle seks yapar mısın?" sorusuna "hayır, asla! ben ona kıyamam." şeklinde cevap veren kişiler gibi davranıp aşka kıyamama durumu söz konusu olabilir. bu durumda kişi kıyamadığı aşkı orda burda harcamak istemez ve kendine saklar. bir süre sonra kişinin kendine aşık olmasına yol açacaktır. bu gibi kişiler tedavi olmadıkları için muhtemelen gelişim safhalarını tamamlamayacaklardır. bu tipte insanlar daha sonra iki şekilde görülebilir.

birincisi filazof olup bilinmeyene aşık olabilir ve bu bilinmeyen uğrunda bir ömür harcayabilir. aşkın o maddeden türediğini düşünür ve hayatın ana maddesini arar. elementleri 4 e düşürürür ancak bir türlü karar veremez. verdiği zaman da kendisi bile verdiği karardan tatmin olmaz ve tatminsiz bir şekilde hayata veda eder.

ikincisi ise erebilir, sofu olabilir. islam dininde "allah aşkı" denilen ilaha yani aşkı yaradana aşık olma gibi bir olguya ulaşabilir. bu kişileri kimi zaman kendini yunus emre zanneder ve "cennet cennet dedikleri bir kaç köşkle üç beş huri. isteyene ver onları bana seni gerek seni." diyerek, kimi zaman hallac ı mansur olup "enel hakk" diyerek gezer. yaşadıkları zamana göre idam cezasına çarptırılabilirler.

ancak sonu ne olursa olsun başlangıçları kuvvetle muhtemel bir kişiye duyulan karşılıksız veya karşılıklı aşka dayanmaktadır. demem o ki aşkınızın değerini bilin ve daha fazlasını aramayın. ayrıca "sonunda ben de mi delireceğim?" gibi düşüncelere kapılıp sevgilisinden ayrılan, eşinden boşanan olursa sorumluluk kabul etmiyorum.
"aşk layık olanda kalmalı" şarkısını akıllara getiren sözdür..

ben artık aşkı senden çok seviyorum..
tasavvufi yönde değerlendirilmeye açık bir konudur .aşk sadece maddi bir aşk değildir.buna en iyi örnek olarak şeyh galip'in hüsn-ü aşk adlı mesnevisini verebiliriz.
(bkz: şıpsevdi)
"Sen aşka aşıksın müsaitsin gördüğünü abartmaya
Biz olsa olsa bir müddet aşklaştık aşkım aşık olmadık."

yılmaz erdoğan en kıymetlilerinden sevgilim yoksa sen sevgilim olmayabilir misin şiirinin dizeleri, son derece açık bir şekilde anlatmıştır aşka aşık olmanın ne demek olduğunu.
en kötüsü, aşka aşık insanların asla aşık olamayışı. ne yazık!
__ ben aslında aşka aşığım Fikret.

__ orospuyum demiyo da.
(bkz: cemal süreya)

yaklaşık 30 sevgili değiştirmesini açıklar mı bilmem ama kendisinin aşka aşık olduğunu söylerler.
Magazin ünlülerinin günlük başından gelen olay.
-aşka aşık olunur mu abi?
-evet olunur hakkıcım. gönlüm olunurdan yana bu günlerde.
-açar mısın?
-aşkın yarattığı enerjiye, sinerjiye, motivasyona, kaosa, iç içe geçmiş ruh hallerine... aşka dair şeylere de aşık olurum ben misal.
-özetlersek abi.
-aşık olduğum insandan sıkılmışlığım vardır ama aşktan asla. seni bilmem hakkı. sen var kendi yoluna git.
-eklemek istediğin bir şey varmı abi?
-yaş otuzbeş... yolun yarısı edeeeeeeeerrr...
-sağlığına abi.
acısına, mutluluğuna çağrıştırdığı her şeye bağımlı olmak. birlikte olduğunuz kişi sizin için araçtır, ondan çok aşk hissine değer verirsiniz.
leylasını arayan mecnun olmaktır. seni çöllere salan aşkın büyüsüdür aslında, leyla'nın güzelliği değil.
Aşık olduğunda yaşanan duygulara, o heyecana, kalp çarpıntısına aşık olma durumudur. Şahıslarla hiç alakası yoktur. O durumu sevmektir. Her önüne çıkana aşık oluyor dediğimiz insanların yaşadıkları durum işte tam da bunu anlatmaktadır bence. Aşka aşık olmak.