bugün

aşk duygusunun tanrı olgusundan daha üstün olduğunun en somut kanıtı. özellikle de bir erkeğimiz ya da kızımız müslüman olmayan, başka bir dine mensup birisi ile evlenip de o kişiyi müslüman yaptığında, günlerce tv'lerde, gazetelerde haber yapılır bu durum.
bu işin tam tersi gerçekleştiğinde ise millet bir şekilde tavır takınır. en son tuğçe kazaz aşk yüzünden hristiyan olmuştu galiba. büyük cesaret. belki de delilik.

"vay be" diyesim geliyor. acaba, aşk uğruna her şeyi yapacağını iddaa eden ben, bir gün aşkım çıkmaza girdiğinde dinimi değiştirebilir miyim?

ya da sen, aşk yüzünden dinini değiştirebilir misin?
(bkz: tugce kazaz)
ask yuzunden dinini degistiren sevgilinin,- degismeyen neden degistirmedi?- -bu ne tarafli ask?- dedirten durumdur.
aşkın tanımını bilmemekten ötürü meydana gelen durumdur...
zira; yaradılan, yaradandan ötürü sevilmeli *... yaradan, yaradılandan ötürü değil...
aşkın ne kadar gerzeklikle dolu bir duygu olduğunu ispatlayan davranış. içinizde bunu düşünen varsa. ben neden değiştiriyorum? o değiştirsin dersem bencillik yapmış olurum değil mi? o zaman da benim dinini değiştiremeyecek kadar bencil insanla ne işim var? beni ne kadar seviyor olabilir ki o zaman? tarzı sorulara yönlenmeye başlayın. ben arkanızdan geliyorum.
elveda rumeli dizisinde aleksi ve zarife'nin karsi karsiya kalmalari beklenilen durumdur.
din kişinin özel seçimidir. aynen aşk gibi soyuttur. ama aşk yüzünden din değiştirilmez. çıkar için değiştirilir. bir başkasının zorlamasıyla da değiştirilir. mutlu olunacağına inanılıyorsa din değiştirilir. ama aşkın suçu ne burda? suç veya seçim dini seçenin kendi iradesinde biter. insan kendi hürriyetini vicdanını kendi belirlemeli. aşkın dini yoktur. dolayısıyla aşkın din seçimine bi etkisi de yoktur. ben aşk yüzünden dinimi değiştirdim diyen bireyin zaten kendine, kendi iradesine inancı yoktur.
hayatımda gördüğüm belkide en gerizekalıca eylem.
aslen;
(bkz: aşk mı din mi sorunsalı)
cüneyt arkın'ın tarihi filmlerinde olurdu bu olay. cüneyt arkın'ın canlandırdığı karakter, kahpe bizansın yiğit güzelini önce kendisine aşık eder, sonra cinsel temas kurar, akabinde hidayete erdirirdi.
değiştirilip bırakılan dinde zaten pek de sağlam bir temele sahip olunmadığını gösterir.
yapmak üzere olduğum eylemdir. başa gelmediği sürece boşa konuşmamak gerekir. kaderde varsa hangi dine mensup olduğun değil allaha ne kadar içten inandığın önemlidir.
(bkz: aşkın gözü kördür)
(bkz: aşkım dinimdir)
(t.k: tugce kazaz), (a.b: anne, baba)
t.k: anne baba! ben bir bok yedim bugün.
a.b: yok kızım estağfurullah ne yaptın ki?
t.k: ben hristiyan oldum.
a.b: !*%??* aferin kızım hakkaten çok iyi bok yemişsin.
t.k: * neden böyle diyosunuz ama?
a.b: kızım ne diye yaptın bir mantıklı sebep söyle o zaman.
t.k: ya islamiyet biraz zorladı beni. ne biliyim hristiyanlıkta işte böyle marjinal oluyosun boynundan falan haç sallanıyo ya çok karizma oluyosun. sonra islamdaki gibi ahirete kadar kasmana da gerek yok günah işlediğinde gidiyosun papaza o seni affediyor seni rahatlatıyor bir nevi psikolog gibi.
a.b: anlaşıldı yavrum bi siktir git
(bkz: adı aylin)
saçmadır.
(bkz: beni seven böyle sevsin)
(bkz: aşk yüzünden cinsiyet değiştirmek)
kişiliksiz bir insanın baskaşına uymak için gerçekleştirebileceği eylem.
yağmurdan kaçarken doluya yakalanmaktır.
sıkıldıkça don değiştirmek.**
görüş ve inanç sağlamlığına göre değişen karardır. soracak olursanız, aşk için don değiştirmeye bile değmez.
kişiliksizlik, karaktersizlik göztergesi de olsa yine de o insanın bileceği ve karar vereceği ,kendi yaşamıyla ilgili bir tercihtir.. kimseyi ilgilendirmez..
(bkz: aşk yüzünden memleket değiştirmek)
saçmadır çünkü bir dine mensup bir kişi başka bir dine mensup bir kişiyle evlenemez diye bir kural hiç bir dinde yoktur.
mevlana'nın yaşadığı söylenen durum. şems-i tebrizi'ye ithafen şöyle demiştir zira:
-ey tebrizli şems! dinim aşktır benim seni gördüm göreli...