bugün

Yazımına başladığım fantastik evren wattpad üzerinden bölüm bölüm yazıyorum.

bölüm 1 : vahiy : https://www.wattpad.com/1...h-ilk-günah-bölüm-1-vahiy

bölüm 2 haset : https://www.wattpad.com/1...h-ilk-günah-bölüm-2-haset

çok basitleştirilmiş ufak bir mit ( ileride dallanır budaklanır illa) : https://www.wattpad.com/s...202747-azgarath-yaratiliş

bir hit bir hittir. 1 dakikanızı almaz. *
https://www.wattpad.com/1...ilk-günah-bölüm-6-troller hikayenin 6. bölümü. linke tıklayarak okusanız daha iyi ama tıklamam diyen varsa diye. aşşağıda.

Uzun süredir çocuklarıyla vakit geçiremeyen bir anneydi Yoan. Saçlarındaki aklar her gün biraz daha artıyordu. Kadın olarak sözünü çocukları haricinde kimseye geçirecek gücü yoktu. Zaten böyle dertleri de yoktu. Gayet alçak gönüllü birisiydi. Oğullarının ve eşinin mutluluğunu istemek haricinde kendine özel bir zevk hobi edinmemişti. Oğulları arasında Voldi onu daha bir ayrı severdi. Annesinin bir sözünü iki etmezdi. Bir gün yine çalışmanın ortasında genç askerlerden biri mesaj getirdi. Annesinin onu çağırdığını söylemişti asker. Asker tedirgin bir bakış attı ve '' Kötü bir şey yok değil mi? '' diye sordu. Askerin ''Hayır efendim'' demesinin ardından işini bırakıp evin yolunu tuttu.

Eve geldiğinde Annesi Dan'ı karşısına almış Voldi'nin gelmesini bekler bir şekilde bekliyordu. Voldi'nin gelmesiyle Yoan'ın yüzündeki gülümseme bile Voldi'nin 3 km boyunca yürüdüğü o yola değmişti.

Yoan : '' Hoşgeldin oğlum, Dan'ın yanına geç sizinle konuşmak istediğim şeyler var'' dedi.

Voldi : '' Peki anne umarım kötü bir haber değildir'' dedi.

Yoan : '' Hayır değil, bu konuda sizle daha önce konuşmak istiyordum fakat bir sürü kötü havadis birbirini takip etti. Çocuklar biliyorsunuz ki yaşınız geldi geçiyor. Nefes aldığım her saniye size göz kulak olmaya devam edeceğimden şüpheniz olmasın'' biraz duraksadı ve çocuklarının bakışlarını süzdü ve devam etti.

Yoan : '' Ben de babanız gibi ışığa karışmadan önce sizi güvenilir ellere emanet etmek istiyorum. Biliyorsunuz, Rahip Zagra'nın ikiz kızları mevcut. Size uygun gelin adayları olarak Dea ve Diana'yı uygun gördüm. Bu yaşlı annenizin isteği hakkında diyecek bir şeyiniz var mı?''

Dan ve Voldi bir ağızdan '' Sen uygun gördüysen bizim için bir sorun yok anne'' dediler. Dan istekliydi aslında soyunu devam ettirme arzusu ile doluydu. Voldi'de diğer yandan o kadar istekli olmasa da annesi ondan hayatında belki iki ya da üç istekde bulunmuştu. Annesini kırma niyetinde değildi.

Yoan : '' Peki öyleyse bu isteğimi zaten rahiple de paylaşmıştım. Kızların da rızası var. Voldi sen Diana ile evleneceksin. Dan sen ise Dea ile. Düğün hazırlıklarını başlatıyorum.'' dedi mutluluk içerisinde. Uzun süredir yüzü gülmeyen annelerinin yüzlerinin güldüğünü görmek çocukları da mutlu etmişti. Hiç bir dert ve çilenin olmadığı çocukluk yıllarını hayal etti Voldi. Ne kadar da mutlu ve her şeyden bir haberdiler. Özlemle iç çekti ve surun yolunu tuttu. Harcayacak fazladan bir saniyesi bile yoktu. Dan ise yapılan evleri denetlemek için annesinin yanından ayrıldı.

Voldi her geçen gün birliklerini biraz daha disipline ediyordu. Bir yandan sur inşası için elinden geleni yapıyordu. Surun yarısından çoğu tamamlanmıştı. Kışa az bir vakit vardı. Ellerini çabuk tutmak zorundaydılar. Kışın vahşi hayvanlar daha hırçın oluyordu. Ellerini çabuk tutmaları gerekmekteydi.

Aradan bir hafta geçti kış yaklaştığını her şekilde göstermeye başlamıştı. ilk kar tanesi şehrin üzerine düşmüştü bile. Surun yüzde sekseni tamamlanmıştı. Canla başla çalışıyordu herkes. Yoan ise her gün oğluna yemek götürüyordu. Annesine bu kadar yolu yürüdüğü için hayıflansa da annesi '' Artık başka bir işim kalmadı , evlendiğinde eşin getirir. o zamana beni çekmek zorundasın. Yaşlı kadınlar her ne kadar çekilmez olsa da'' dedi. Voldi gülümseyerek ''Kainatın sonuna kadar katlana bileceğim bir çekilmezlik'' diye cevap verdi.

Annesinin yemek getirdiği sırada Voldi ormanların arasında bir çift göz görür gibi oldu. Gelenler trollerdi. metreyi aşan boyları vardı ve goblinlerden daha da akıllıydılar. Troller bulabildikleri herşeyi yiyebilirlerdi ve bu vahşiliklerine rağmen uzman bir taktisyen gibi karmaşık planlar da kurabilirlerdi. Bu evrendeki en şeytansı bilinçli varlıklar belki de onlardılar.

Voldi üzerlerine geldiklerini gördüğün annesine geri çekilmesi için tüm gücü ile bağırdı. Annesi kendisini bir taşın arkasına sakladı. Elinde tahta parçaları ve baltalar olan askerleri olabildiğince hızlı bir şekilde hizaya getirip surun içine topladı. Fakat bazıları için çok geçti. Elli yedi askerden altısı trollerin avı olmuştu bile. kalan elli bir askeriyle birlikte hizaya geçip savunma pozisyonu aldı. trollerin elinde ucu sivrileştirilmiş agaç parçaları mevcuttu silah olarak. Öldürmesi zor yaratıklardı ama daha önce hiç buraya gelmemişlerdi. çorak topraklarda yaşıyordular. Voldi sonra uzunca bir süre etrafına baktığında gördü ki, ev ve sur yapmak için bölgedeki ağaçların çocuğu kesmişlerdi. Ağaçlar meğerse bu büyük düşmandan uzun süredir koruyordu onları.

Ellerindeki kılıç ve sınırlı sayıda silahla cesurca trollerin karşısına çıktılar. Yedi adet trol vardı. Voldi iki tanesini kendi öldürmüştü. 1 tanesini de askerler alt etmeyi başarmıştı fakat ordu sayısı da buna oranla azalıyordu. Geriye dört adet trol kaldığına 18 askeri kalmıştı. ortalık kan gölüydü. insalık tarihinin o zamana kadar ki en vahşet dolu anı belki de o andı. Beraber aylarca çalışıp, arkadaşlık ettiği insanlar gözlerinin önünde parçalara ayrılıyordu. Voldi son bir çaba ile bir trolü daha düşürdü. Askerler de ona eşilik edip bir trol daha düşürmeyi başarmıştı. Geriye iki trol kaldığında sadece altı kişilerdi. voldi geri çekilme emri verdi. kalan iki trol ise artık saldırmıyordu. yanlarında getirdikleri torbalara insan parçalarını doldurmaya başladılar. Voldi acı içerisinde olanları izliyordu. Troller bölgeden ayrılana kadar pozisyonlarını korudu.

iki trol hiçbir şey olmamış gibi topladıkları ganimetleri ile bölgeden ayrılırken Voldi'nin aklına annesi gelmişti. Annesi o gün orada olmasa Voldi kendinde o cesareti bulamazdı. Bugün tam tek başına üç trol öldürmüştü. yaşayan son altı asker sonradan bunu dilden dile anlatarak toplumun ilk kahramanlık hikayesini oluşturacaktı. Destansı Voldi'nin şehrini ve annesini korumak için verdiği o destansı mücadelenin şarkıları ileride dillere dolanacaktı.

Voldi annesinin saklandığı kayanın arkasına koşarak seslendi. ''Anne artık çıkabilirsin geçti. Başardım anne'' dedi. Kayanın ardından ses gelmiyordu. Annesi yerde uzanmış yatıyordu. Annesinin yaşlı kalbi gördüğü bu vahşete ve oğlunun ölümle bir kaç kez dip dibe gelmesine dayanamamıştı. Son nefesini bir trolün midesinde vermemiş olması tek teselliydi belki de bu durumdaki.

Voldi sert mizaçli birisiydi. O gün saatlerce annesinin başında bağırarak ağladı. Hiç bir insan evladı yoktur ki bu duruma içi parçalanmasın. Böylelikle o kahramanlık hikayesinin adı bugün ''Voldi'nin feryadı'' olarak bilindi. Dinleyen her insan evladını hüzünlendiren bir hikaye olarak yüz yıllar içinde mitleşti... Annesini yitiren bir yiğidin hikayesi olarak ozanlar tarafından dillendirildi.