avukatların paradoksu

avukatlık yapanların vicdani durumları hakkında bugün cnn türk'te dinlediğim bir haberin yorumudur.

ama önce belirteyim: aramızda hukukçu arkadaşlar olabilir. onları kesinlikle bu seçimlerinden dolayı rencide etmek istemem. hatta aşağıdaki haberi kendileri yorumlarlarsa da sevinirim.

efendim, olay adana'da geçiyor. iki kardeş, beş kişiyi öldürmüşler. biri müebbet, diğeri 36 yıl almış. ama temyizleri 5 yıl içinde sonuçlanmamış. yeni yargıtay kararı malum; sonuçlanmadıysa tutuksuz yargılanacaklar. buna göre, adamların avukatı ititraz etmiş. adana ağır ceza, beş ayrı kişi öldürüldüğü için, beş tutuklama vardır diyerek ititrazı reddetmiş. yargıtaya başvurmuş avukat. yargıtay haklı bulmuş; salıverecekmiş katil kardeşleri. olayla ilgili de yargı camiası ikiye bölünmüş: adana barosu ağır ceza haklı diyormuş, ankara barosu yargıtay haklı diyormuş.

hepsi bir yana: ben bu avukatın gayretlerini anlayamadım. 5 kişiyi öldüren ve müebbetlik olan iki kardeşi dışarı çıkarıyorsun. mesleğin açısından başarılı olduğun kesin. para ve şöhret seni bekliyor. ama hiç mi vicdanın sızlamıyor be kardeşim? ya öldürülen taraf; hiç mi acımıyorsun onlara?