avrasyacılık

Azerbaycan dahil tüm türki devletlerin rusya ile parktı olduğunu ıskalıyor herkes.

Öyle bir eksen kaymasını mümkün görse abd desteklerdi sonuna kadar ama rusyanın arka bahçesinde imkansızdır.

Rus merkezli bir Avrasya değil; türk merkezli bir Avrasya idealindeyiz.
Bu bağlamda türk dünyasına belki en büyük tehdit bizzat Rusya'nın kendisidir.

rus avrasyacılığı ile türk dünyası birbirine fazlasıyla çakışmaktadır.

türk dünyasının hür ve güçlü birleşik bir aktör olması herkesten önce de rusya'ya bir tehdittir.
unutulmasin ki rusya türk hanlıkları üzerinde yükselmiş bir devlettir.

ve yine coğrafi yakınlık nedeniyle rusya ve osmanlı ezeli rakiptir.
türkiye bu konuda iddialı olduğu an aynı düşmanlığın doğmayacağını kim garanti edebilir?

rus merkezli bir avrasya fikrine karşı, türk merkezli bir avrasya fikrine gönülden bağlıyız.

daha düne dek orduda kalabalık yapsınlar denerek kullandığımız slavların tüm türk dünyasına hükümdar olmasını isteyen türkler var. şaşırtıcı.

rus ve çin mandacılığını, faşizmini, emperyalizmini destekliyor bunlar hep. ukrayna işgalcisi, masum bebekleri, çocukları, masum savunmasız sivilleri öldüren, gençleri zorla kendi neferi yapmaya çalışan, ev hastane sokak bombalatan putin'i yalayıp duruyorlar. bir de ulusalcılık, atatürkçülük maskesi altında yapıyorlar. atatürk'e atatürk'ün askeriyim diyip akp'ye katılan mehmet ali çelebi ve atatürkçüyüz diyip partiye hdpkk sevicileri dolduranlar kadar zarar vermektedirler. uygur türkleri'ne karşı çin'i destekliyorlar, taliban, hamaney, esad övüyorlar.
bir başka mandacılık, faşizm, emperyalizmden beslenen fethullahçılar kadar tehlikelidirler.
ikisi de demokrasi karşıtı, gerici, katliam yanlısı, otokrattırlar.

Türk dünyası ve Türk birliği yolunda en büyük tehdittir.
Avrasyacılık fikrinin kalbi Rusya'dır ki Rusya sscb döneminde dahi rusçu bir memleketti.

Rus avrasyacılığı ile Türk dünyası birbirine fazlasıyla çakışmaktadır.

Türk dünyasının hür ve güçlü birleşik bir aktör olması herkesten önce Rusya'ya bir tehdittir.
Unutulmasin ki Rusya türk hanlıkları üzerinde yükselmiş bir devlettir.

Ve yine coğrafi yakınlık nedeniyle Rusya ve Osmanlı ezeli rakiptir.
Türkiye bu konuda iddialı olduğu an aynı düşmanlığın doğmayacağını kim garanti edebilir?

Rus merkezli bir Avrasya fikrine karşı, türk merkezli bir Avrasya fikrine gönülden bağlıyız.

Daha düne dek orduda kalabalık yapsınlar denerek kullandığımız slavların tüm Türk dünyasına hükümdar olmasını isteyen Türkler var. Şaşırtıcı.

Sen klasik avrasyacılıktan bahsediyorsun. Ben
neo-avrasyacılıktan bahsediyorum.

--spoiler--
avrasyacılık tek kutuplu küreselleşmeyi reddeden tüm direniş hareketlerini desteklemek amacındadır. bu nedenle moskova-tahran, moskova-ankara, moskova-yeni delhi ilişkileri, şanghay işbirliği teşkilatı ve karadeniz işbirliği teşkilatı gibi uluslararası kuruluşlar batı hakimiyetinin kırılmasında en önemli dayanak noktalarıdır. avrasyacı düşüncede batı’nın yok etmek için uğraştığı gelenekler ve yerel kültürel değerler korunmalı, daha küçük ölçekte eşitsizlikler sunan burjuva milli devletine ve çok büyük ölçekte eşitsizliklere yol açan batıcı dünya devletine karşı kıta devletleri (bölgesel ittifaklar olarak değerlendirmek kanımca daha gerçekçi olacaktır) önerilmektedir. piyasacılığın yok ettiği toplumculuk, yardımlaşmak, yüksek ahlaklı olmak gibi geleneksel insani değerler millet kavramıyla beraber ön plana çıkarılmaktadır. batılı değerleri benimsemesine karşın batı’nın şerrinden kurtulamayan türkiye de avrasyacılık projesinde çok önemli bir yer tutmaktadır.
--spoiler--

--spoiler--
avrasyacılık ideolojisi; elbette temele rusya’yı koyan ancak her ülke ve toplum için kendilerine göre uyarlanması ve geliştirilmesi mümkün olan bir yöntemdir.

--spoiler--

Sizin için yazının özetini çıkardım.

kendine temel düşman olarak batı’nın hakimiyetini ve tüm dünyaya yaymakta olan liberalizm ve küreselleşme ideolojisini seçen bir ideolojidir. aleksandr dugin’in kurduğu avrasya toplumsal siyasal hareketi’nin siyasi-entelektüel çalışmalarıyla kısa sürede eski sovyet coğrafyasının önemli bir bölümünde kabul görmüştür. avrasyacılık,ülkemizde aydınlık çevresi ve bazı kemalist çevrelerde ilgi uyandırmıştır.

avrasyacılık düşüncesinin felsefi altyapısında, batı’da liberalizme şiddetli muhalefet eden komünizm, muhafazakarlık ve post-yapısalcılık akımlarından parçalar görmek mümkündür. bir anlamda avrasyacılık batı’ya soldan sosyal konulardan yapılan eleştirileri, sağdan medeniyet açısından yapılan eleştirilerle birleştirerek ortaya güçlü bir sentez koymaktadır. avrasyacılık, bunu yaparken temel araç olarak jeopolitik çalışmaları, mitolojik-folklorik kültürel araştırmaları ve arkaik bilinci inceleyen post-modern tezleri kullanmaktadır. modernizmin yok ettiği kutsal kavramlar, avrasyacı düşüncede profanik bir yapıda yeniden sunulurken, batı’nın hakimiyetini yaymak için kullandığı insan hakları ve özgürlük kavramları avrasyacılıkta göz ardı edilmeyerek batı’nın en büyük silahı elinden alınarak kendisine doğru çevrilmektedir.

dünyayı anglo-amerikan deniz imparatorluğu ve avrasya kara imparatorluğu şeklinde iki temel kutupta inceleyen avrasyacı jeopolitik çalışmalarda avrupa-afrika coğrafyası, uzak asya ülkeleri ile türkiye ve orta doğu coğrafyası da diğer potansiyel kutuplar olarak gösterilmektedir.

avrasyacılığın temel tezleri şu şekilde özetlenebilir; avrasyacılık, atlantikçi küreselleşmenin batı’nın hakimiyetini yayma projesi olduğunu görmekte ve bu nedenle buna alternatif olarak bölgesel ittifaklara, birliklere dayalı yeni, tek-tipçi, dayatmacı ve işgalci olmayan bir küreselleşmeyi savunmaktadır. tarihin sonunun geldiğini iddia edenlerin aksine tüm dünyadaki anti-emperyalist direnişler ve global ekonomik kriz, batıcı küreselleşmenin zaaflarını gözler önüne net bir şekilde serdiğine göre, batı dışı ülkeler içe kapanmak yerine bölgesel işbirliği ve yardımlaşmaya dayalı yeni ve daha sağlam bir küreselleşmeyle batı hakimiyetini kırarak barış ve istikrara kavuşabilmelidir. yani avrasyacılıkta savaşlar, işgaller ve fakirlik dışında bir şey üretmeyen tek kutuplu, tek ideolojili “yeni dünya düzeni” yerine çok evrenli, çok kutuplu adil dünya vaat edilmektedir. bunun gerçekleşmesi için avrasyacılık tek kutuplu küreselleşmeyi reddeden tüm direniş hareketlerini desteklemek amacındadır. bu nedenle moskova-tahran, moskova-ankara, moskova-yeni delhi ilişkileri, şanghay işbirliği teşkilatı ve karadeniz işbirliği teşkilatı gibi uluslararası kuruluşlar batı hakimiyetinin kırılmasında en önemli dayanak noktalarıdır. avrasyacı düşüncede batı’nın yok etmek için uğraştığı gelenekler ve yerel kültürel değerler korunmalı, daha küçük ölçekte eşitsizlikler sunan burjuva milli devletine ve çok büyük ölçekte eşitsizliklere yol açan batıcı dünya devletine karşı kıta devletleri (bölgesel ittifaklar olarak değerlendirmek kanımca daha gerçekçi olacaktır) önerilmektedir. piyasacılığın yok ettiği toplumculuk, yardımlaşmak, yüksek ahlaklı olmak gibi geleneksel insani değerler millet kavramıyla beraber ön plana çıkarılmaktadır. batılı değerleri benimsemesine karşın batı’nın şerrinden kurtulamayan türkiye de avrasyacılık projesinde çok önemli bir yer tutmaktadır.

aleksandr dugin’in avrasyacılık ideolojisi; elbette temele rusya’yı koyan ancak her ülke ve toplum için kendilerine göre uyarlanması ve geliştirilmesi mümkün olan bir yöntemdir. solun çöküşü sonrasında sahiplenerek tekeline aldığı piyasacılık, bireycilik gibi değerleri kendi hakimiyetini yaymak için tüm dünyaya ithal eden batı’nın karşısına yalnızca topla, tüfekle değil, güçlü bir felsefeyle de çıkmak gerekmektedir.

http://politikaakademisi..../2013/03/14/avrasyacilik/

Olacaksa türk avrasyacılığı olmalıdır.
Rus avrasyası değil.
`
Rus siyaset bilimcilerden Aleksandr Dugin`'e bir göz atmalı.

Dugin'e göre Türkiye batı ile iş birliği yapan “Atlantikçi bir ülke” ve Rusya’nın bölgedeki en büyük rakibi olarak tanımlamaktadır.

Orta Asya'daki Türki cumhuriyetler kartı Türkiye'yi avantajlı kılsa da mevcut durumda Türkiye henüz bu avantajı kullanmaktan çok uzaktır.

Türkiye'nin yapması gereken doğu ile batı, kuzey ile Güney arasında köprü olarak avrasyada kademe kademe ağırlığını arttırmaktır.

işte türk eksenli bir Avrasya (Türkçülük/Turancılık) başardığımız zaman denge politikaları geride kalacak; ABD, Rusya ve Çin'e gitmek zorunda kalmayacağız.

Peki ne kadar süre sonra?
Yaklaşık 200 sene.

Türkiye Cumhuriyeti öncesi türk devleti temelini ele alalım.
Selçuklu sonrası Anadolu'da bir düzene girmesi 100 sene aldı. Daha sonra Fatih döneminde ise küresel güç haline gelmesi 200 senesini aldı.

Türkiye Cumhuriyeti bu bağlamda ele alındığı zaman çok genç bir yapı. Tüm olumsuzluklara rağmen ayakta durmaya ve bölgede ağırlığını arttırarak hissettirmeye devam edecektir.

türkiye için boş bir hayalden ibarettir. rustan, çinliden bize hayır mı gelir dedirten saçma bir akımdır. rusya'nın, çin'in nasıl ülkeler olduğu bellidir. bizim yönümüz, her daim batı olmalıdır. istediğiniz kadar gapitalistler, gapitalizme hayır, nato'ya hayır diyin. gerçek ayan beyan ortadadır. medeniyetin beşiği şu an batıdır. uzun yıllar da öyle olacaktır. geçmişte ne olduğu artık önemli değildir. şimdiye ve geleceğe bakmamız gerekmektedir.

(bkz: foşşik)

Bunu tercih edeceğime Atlantikçiliği tercih ederim.

Suskunlar şu günlerde.
Millet ekonominin derdine düşünce ucuz kahramlık edebiyatını yiyen kalmadı.

Avrasyacılık, rusçuluk değildir.

Dünyanın amerikadan ibaret olmadığını ileri sürmek rusçuluk olmaz.

insanlar, gomünis düşman Rusya derken, avrasyacılar 2000lerin en başında Çin diyordu.

Asya minör, dünyanın merkezidir. Türkiye, jeo stratejik açıdan hayati öneme sahiptir. Tam bağımsız Türkiye, geçmişte dünyaya yön veren bir mirasa sahip olan Türkiye, kimseye göbekten bağlı olmayan Türkiye, genç nüfusa sahip Türkiye, dünyada söz sahibi olur diyor bu adamlar. Bence yanlış bir şey yok bunda.

bildiğin rusçuluğa avrasyacılık diyorlar.
rusya ne diyorsa odur bunun adı.
örnek verelim.
80'lerde rusya pkk'yı destekliyordu doğu perinçek apoya karanfil veriyordu.
ruslar 90'larda 28 şubatçı oldu doğu atatürkçü oldu.
ruslar reisle anlaştı doğu reisçi oldu.

Ancak ve ancak aklını kaybetmiş tiplerin savunabilecegi fikir.

Çine bakıyoruz. Çin komünist partisi vatandaşlarının her hareketini izliyor. Tüm özel sektör devlet korkusu altında faaliyet gösteriyor. Basın ve ifade hürriyeti konusunda vietnam son sırada, çin sondan ikinci.

Rusyaya bakıyoruz. Çin kadar olmada da putinin otoriterligi ortada. Devlet, rusyada ve türkistan denilen bölgede ağırlığını hissettiriyor. Özel sektör putin ne derse onu yapıyor. Basın ve ifade hürriyeti endeksinde rezil durumda.

Bir ülkede bireysel hak ve özgürlükler en azından iyi durumda değilse o ülke otoriter rejimlerle yonetiliyordur.

Şimdi soruyorum ; çin veya rusyada mi hayat kurmak istersiniz yoksa avrupa yahut kuzey amerikada mi ? Hangi ülkelerde daha güvenli, daha huzurlu hissedersiniz ?

kim kendini bir kalıba sığdırabiliyorsa insan olmayı anlayamamıştır.

'alemlere sığmam, insan kalbine sığarım'

bir insanın beyni ve kalbi gezegenlerden, uzaydan bile büyüktür (gerçekte), ışık hızı hayal hızının yanında saniyeye karşı milenyumdur, hiçbir 'gerçek' hayalin önüne geçemez,

iken eğer biri 'ben şucuyum, ben bucuyum' diyorsa insan olmayı hiç anlamamış demektir.

Sosyalist gibidir, ama değildir. Komünist gibidir, ama değildir. Milliyetçi gibidir, ama değildir. Liberal hiç değildir. Sağcılarla gezmez, solcu da değil. Din diyanet siyasetine kökten zıt. Partisi var, seçmeni yok ama her taşın altından çıkar. Bilin bakalım nedir avrasyacılık?

istanbul seçimlerinde inisiyatiflerini akp den yana kullanmamışlardır. Hoş chp den yana da kullanmadılar.

çok enteresandır ki en büyük elverici topluluklardan biride ruslardır. enteresan olmasının altında yatan gerekçe ruslar işbu ideolojiyi doğrudan desteklemek yerine içinde bulunduğu doğu avrupa geografyasındaki "aşırı" grupları palazlandırarak kendisine yeni müttefik yaratır.

Tam bir bataklıktır.

Bir zamanlar mitin içinde bulunduğu iki ana guruptan birinin ismi.

Tam bir bataklıktır.

Acayip derecede sikindirik bir akımdır.

avrupalı olmayı beceremeyen türklerin kendini kandırma çabasından başka bir halt değildir.

türk'ün yeri avrupadır. üyelik saçmalıklarını bırakıp "iyeliğinin" nereye olduğunu unutmaması gerekir.