bugün

araz elses'in türküsüdür.

atlanıb atlara atlıya-atlıya,
atları dördnala,çapdıra-çapdıra,
batıdan,doğuya,doğudan batıya,
taqqırı-tuqquru,çaptırı-çupduru,
çapaçapa geldik biz!

ergenekondan dogduq, börteçine ularken
ildırımlar susardı qılınçlarımız oynarken,
çin xaqanı şaşırdı, çine duvar yapdırdı,
qurdbasli tug ellerde,sagsoldan axinirken!

gökde tanrı yerde biz deliqanlı türkleriz!
yerle gök arasında, diz qırıb, yurdsalan biz!

atlanıb atlara atlıya-atlıya,
atları dördnala, çapdıra-çapdıra,
batıdan, doğuya, doğudan batıya,
taqqırı-tuqquru, çaptırı-çupduru,
çapaçapa geldik biz!

altaylardan, baykaldan, doğulan güneşiz biz!
orhundan,yeniseyden,hayqıran varlıgız biz!
tanrının daglarından, seslenen türküleriz!
bu düzensiz dünyayı, düzenleyen türkleriz!

gökde tanrı yerde biz deliqanlı türkleriz!
yerle gök arasında,diz qırıb, yurdsalan biz!
harika gitar atraksiyonları barındıran, sözleri yer yer komik olsa da güzel gaz veren bir araz elses şarkısı.
ısırır bunlar,evet.
SALKIMSÖĞÜT

Akıyordu su'
gösterip aynasında söğüt ağaçlarını.
Salkımsöğütler yıkıyordu suda saçlarını!
Yanan yalın kılıçları çarparak söğütlere'
koşuyordu kızıl atlılar güneşin battığı yere!
Birden'
bire kuş gibi'
vurulmuş gibi'
kanadından'
yaralı bir atlı yuvarlandı atından!
Bağırmadı,
gidenleri geri çağırmadı,
baktı yalnız dolu gözlerle'
uzaklaşan atlıların parıldayan nallarına!

Ah ne yazık!
Ne yazık ki ona'
dörtnal giden atların köpüklü boynuna bir daha yatmayacak,
beyaz orduların ardında kılıç oynatmayacak!


Nal sesleri sönüyor perde perde,
atlılar kayboluyor güneşin battığı yerde!


Atlılar atlılar kızıl atlılar,
atları rüzgâr kanatlılar!
Atları rüzgâr kanat...
Atları rüzgâr...
Atları...
At...

Rüzgâr kanatlı atlılar gibi geçti hayat!

Akar suyun sesi dindi.
Gölgeler gölgelendi'
renkler silindi.
Siyah örtüler indi
mavi gözlerine,
sarktı salkımsöğütler'
sarı saçlarının'
üzerine!

Ağlama salkımsöğüt,
ağlama,
Kara suyun aynasında el bağlama!
el bağlama!
ağlama!



Nâzım HiKMET
Güzel hayvanlardır.
Aşkar Battal Gazi'nin, Kırat Köroğlu'nun, Küheylan da Evliya Çelebi'nindir.
At, Atgiller (Equidae) familyasına dâhil otobur bir memeli hayvandır. Evcilleri olduğu gibi, Amerikan bozkırlarında “Mustang” ve Altay dağlarının her iki yanındaki açık arazilerde “Prezewalski” denen yabani atlar sürüler halinde yaşar. En meşhur at türleri Arap, ingiliz, Çin, Ahal Teke ve Midillidir.
Asil hayvanlardır.
Bir pablo neruda şiiri.

Pencereden atları gördüm.

Berlin’deydim, kıştı. Işık
Işıksızdı, gökyüzü yoktu gökyüzünde.

Havanın aklığı ıslak bir ekmek gibi.

Ve penceremden boş bir sirk
Kışın dişleriyle kemirilmiş.

Ansızın bir adamın yedeğinde
On at göründü sislerin içinden
Çıkarken titremediler, ateş gibi

O saate kadar bomboş olan
Evreni doldurdular gözlerimde. Görkemli, yangınlı
Uzun bacaklı on tanrı gibiydiler,
Yeleleri tuzun düşlerini andırıyordu.

Portakaldan ve evrenlerdendi sağrıları.

Baldı derileri, amber, yangın.

Boyunları gururun taşlarından
Oyulmuş kulelerdi.
Ve kızgın gözlerine güçlü bir dirim
Eğilmişti bir tutuklu gibi.

Ve orada sessizlikte, ortasında
Günün, kirli ve dağınık kışın
Haşarı atlar kan,
Uyum ve yaşamın kışkırtıcı gömüleriydiler.

Baktım, baktım ve yeniden yaşadım:
Kaynağın, altın dansın, gökyüzünün,
Güzellikte yaşayan ateşin
Orada olduğunu bilmeden.

O kapanık Berlin kışını unuttum.

Ama atların ışığını unutmam.