bugün

bir dönem dev genç başkanlığı yapmış kişi.
dev-genç davasına tanık olarak bir ülkücü çağrılmıştı. ülkücü öğrenci salona girmeden, kapı aralığından sanık sandalyelerinden gördüğü dev-genç eski başkanlarından atilla sarp ve aynı örgütün genel sekreterlerinden ruhi koç'a, mahalle çocuklarının sık sık başvurduğu bir el hareketi ile, siyasal eleştiride bulunmuştu. tanık, bu el işareti ile görüşünü bildirdikten sonra, ifade verip salondan uzaklaşıyordu ki, atilla sarp söz istedi.

mahkeme başkanı irkilmişti, duruşma yargıcı albay, atilla sarp'a söz verdi. sarp, mikrofona ağır ağır yaklaştı. olanca kibarlığı ile sözlerine başladı:

- biz burada eylemlerimizin hesabını veriyoruz, savunmalarımızı yapıyoruz.

mahkeme başkanı sarp'a hak verdiğini belirten baş işaretleriyle konuşulanları onaylar gibi gözüküyordu. atilla sarp, ağır ağır konuşmasını sürdürüyordu:

- biraz önce dinlediğimiz tanık, salona girerken, bizlere bir el işareti yaparak, burada tekrarından utandığım bir söz attı.

mahkeme başkanı kaşlarını çatıyordu.

sarp ağır ağır konuşuyordu:

- bu işaretle bize hakaret ettiğini sanıyor. mahkemenin bizi bu hakaretlerden koruması gerekir. çünkü burada elimiz kolumuz bağlıdır.

başkan, yine hak veriyordu. ne olduysa, atilla sarp'ın son cümlesinde oldu.

atilla sarp sözlerini bitirince, başkan, haykırarak yerinden fırladı.

- defol, atın dışarı.

sarp'ın son sözleri şöyleydi:

- devrimciler, zaman zaman yenik düşebilirler. fakat tarih göstermiştir ki, devrimciler faşistlere işte böyle geçirmişlerdir.

atilla sarp, sol elini yumruk yapıp, sağ elinin avcuyla, yumruk yaptığı elinin yan tarafına, başparmağı ile işaret parmağının birleştiği yere birkaç kez vuruyor ve bağırıyordu.

- devrimciler faşistlere böyle geçirmişlerdir.

salonda bir mahkeme başkanın bağırışları, bir de sarp'ın yaptığı hareketin şakırtıları duyuluyordu.

- işte böyle geçirmişlerdir...

(uğur mumcu, sakıncalı piyade)

(keşke aramızda olsaydı)
dev-genç genel başkanı olduğu dönemde, cia raporlarında amerikanın türkiye üzerindeki çıkarlarının tehlikeye girdiği yazmaktaymış.
deniz gemerek'te yakalandığında üstündeki makineli tüfeği bizzat atilla sarp kendisi verdiğini söyler. müdafa amaçlı bir silah olduğunu, taaruz silahı olmadığını da vurgular. zaten deniz kimseyi öldürmemiştir hayatı boyunca..
Vatan Partisi kurultayını değerlendirmiş 68 hareketinin öğrenci liderlerinden Dev Genç Genel Başkanıdır.

--spoiler--
Perinçek, faşizme karşı nitelik ve niceliği yüksek kitleleri bir araya getirdi

Vatan Partisi 1957 yılında Dr Hikmet Kıvılcımlı tarafından kuruluyor. DP Faşizminin baskılarıyla çalışmaları duran parti 1961 yılında yasal haklarına yeniden kavuşuyor ama çalışmalarına başlamıyor. “Sosyalizm davası”nın kuramcılarından Doktor Hikmet Kıvılcımlı Türkiye’de savaşmış “sosyalizm davasının insanlarını” en eskiler (1925’ten önce sosyalizm savaşına katılanlar Doktor Hikmet, Kerim Sadi, Şefik Hüsnü), eskiler (1925-45 arasında katılanlar Reşat Fuat Baraner, ismail Marat, Zeki Baştımar), yeniler (1945-1960 Mihri Belli, Mehmet Ali Aybar, Behice Boran, Sadun Aren), en yeniler (1960 sonrası Vahap Erdoğdu, Doğu Perinçek) olarak 1970’te kategorize etmiştir.

Bu nedenle Vatan Partisi adını kullanması Doğu Perinçek'e bir anlamda Doktor Hikmet Kıvılcımlı tarafından işaret edilmiştir. Bu nedenle “Kıvılcımlı” takipçiliği iddiasında olanların “Vatan Partisi” adının kullanılmasına ilişkin savlarının ciddiye alınacak yanı yoktur.

Yakından tanığı olduğumuz uzun soluklu mücadelesinde “Doğu Perinçek” “sosyalizm kulvarı”ndaki “50 yıllık” mücadelesini, “sosyalizmin kendi dışındakileri yok sayarak sürdürdüğü” ve çevresindekilerin kendisini “kült”leştirmesi ile bugünlere getirdiği mücadelesini “bütün dünya işçileri birleşiniz”ci kadrolarının yanına, “milliyetçiler, halkçılar, sosyalistler birleşin” sloganı altında yeni “siyasi şahıs” destekleriyle kitlesel destek sağlamış, “iktidarın faşist uygulamalarına” karşı nitelik ve niceliği yüksek kitleleri bir araya getirmekle kalmayıp “konsolide ederek” 15 Ocak 2015 günü önemli bir adım atmıştır.”
--spoiler--
güncel Önemli Başlıklar