bugün

avcı kişinin, inançsızca dolaşan geyik, tavşan, teke vb. hayvanları avlaması durumuyla gerçekleşir. ateist avına çıkabilmek için, ateist hayvanların davranış biçimleri detaylıca incelenmeli ve ateist davranış bilimlerinden tam not ile mezun olunmalıdır.
dünyanın en kolay avıdır... aptal bir canlıyı avlamaktan daha kolay bir şey varsa, o da hem aptal hem de inançsız bir canlıyı avlamaktır ki; bu da ateist kişisine tekabül eder babam afedersin...
Yaradanın her canlıyı bir amaç doğrultusunda yarattığı ilkesini unutmayarak yaşayan her insanın, inançsızlığını ifade eden insana, av değilde, bildiklerim hakikatse bu insanada gerçeği anlatabilme erdemim var dedirtmesi gereken süreç.
Haksız bir başlığa maruz kalmış insanlardır. insan değildir; başlığın ifade ettiğine göre hayvandırlar. daha anlaşılır biçimiyle-literally- efseli safilin'dirler. burada ve öte dünyada -dante de dahil olmak üzere-ebedi işkenceye maruz bıraktığımız ateistler bırakın da yanacaklarsa rahat rahat yansınlar. Shakespeare'nin the merchant of the venice'inde belirtildiği gibi;

"If you prick us, do we not bleed?
If you tickle us, do we not laugh? If you poison us,
do we not die? And if you wrong us, shall we not revenge?"

bir gün Napolyon ile Laplace arasındaki konuşma şu şekilde ceryan etmiştir;

Napoléon : Monsieur de Laplace, je ne trouve pas dans votre système mention de Dieu ?
Laplace : Sire, je n'ai pas eu besoin de cette hypothèse

Laplace'e göre böyle bir hipoteze ihtiyacımız var mı?

kierkegaard ve bazı tanrıtanır varolşçulardan kierkegaard'a göre insanın içindeki sonsuzluk ihtiyacını sadece bir tanrıya inanç karşılar. Kierkegaard'ın "ölümcül hastalık umutsuzluk"unda da bullabilirsiniz aynı fikri, said nursi'nin lema'larında da.

kimi ise daha farklı bakış açılarından bakar ve bu çeşit bir "korku ve titreme"yi yaşamadığını iddia eder. hata bu fikre şu şekilde karşı çıkar; Sonsuzluk fikrini insanın kavrayamaması ile sonsuzluğu kavrayabilen bir varlık arasındaki nedensel ilişkinin yokluğu ile yorumlanır.

nihayetinde insandırlar ve bazen idealizmin tahakkümü ve tekbiçimciliğinden ateistlere sığınmak gerektir.[ateizm salt inanç ve rasyonalizme dayanmaz dogmaya da dayanır. yani bir "Leap of faith" şeklindedir. bu noktada dine inanan insandan herhangi bir ayrımı olmaz. bu noktada ifade edilen tez bir hristiyanı ya da bir yahudiyi de suçlayacak niteliktedir. ama başlığı açan karakterin ateizm konusundaki ayrıntılı bilgi kırıntılarına sahip olduğunu pek düşünmüyorum, eğer bilseydi pozitif ateism ve tanrının varlığına inamanın pozitif ateistler tarafından mümkün olduğunu anlayabilir ve fikirlerinde biraz da olsa ılımlı olabilirdi. ama pozitif atieist kavramı biraz paradoksaldır ve karşıtlıkları da içinde taşır. bir diğer nokta pratik ateizm; tanrını varlığına inanır ama islamdaki bir mezhebe benzer nitelikte yaprak kıpırdatmayan bir tanrı niteliğine sokar. biraz hoşgörü birşey kaybettirmez.. ]
(bkz: 11 eylül kuran yakma gününe katılacak yazarlar) ın davetiyesini hazırladığı av partisidir.
nerede olursanız olun okulda, evde, sokakta, bağda, bahçada, yolda, dağda, bayırda asla ama asla ihmal etmemeniz gereken avdır. eyer müslümansanız tabi. ben bugün 12 tane avladım her gün 1 tane arttırmayı düşünüyorum. bakalım hayırlısı allahdan...