bugün

çünkü o proje üretmekle ve bpş boş konuşmakla vakit kaybetmemiştir. "Ben size ölmeyi emrediyorum" sözünü söyleyebilecek kadar kesin kararlı bir adamın bunlarla işi olmazdı zaten.
(bkz: türkiye cumhuriyeti)
Belkide atatürkün çılgın biri olmadığının göstergesidir.
proje: henüz gerçekleştirilmemiş taslak halindeki düşünce.

türkiye cumhuriyeti: gelmiş geçmiş en büyük başarı.
başaran: mustafa kemal atatürk.

(bkz: götünden hipotez üretmek)
çılgınlık kanalla mı oluyor.lan ülke yeniden kurulmuş daha ne olsun.samsuna ayak basıp kurtuluş ateşinin yanması nedir?.Ama bunlara çılgınlık demesek daha doğru olur.Yapılanlar yürek işidir milli mücadele projesidir çılgın proje değil.
-dünya ya meydan okudu daha ne kadar çılgın olunabilir?

- kıçı kırık one minute demedi o, "forever" dedi.

*şakirtler sınırı aşmaya başladı, odun geliyor.
yok olmakta olan bir ülkeyi baştan yaratmak ve bunu yaparken bizi yıkmaya çalışan yedi düvelin anasının .mına sokmak.
ben bundan çılgın bir proje düşünemiyorum.
(bkz: hilafetin kaldırılması) (bkz: saltanatın kaldırılması) (bkz: inkılaplar) (bkz: tbbm nin kurulması)kimin harcıdır.çılgından ötesdi muhteşem projedir.
akçıların zekasını çok net açığa çıkaran başka bir önerme daha.
(bkz: eğitimsizlik)
(bkz: bilgisizlik)
(bkz: cehalet)
(bkz: türkiye cumhuriyeti)

Erzurum Kongresi yapıldığı dönemlerde geçen bir konuşma:

-Mazhar not defterin yanında mı?

+Hayır paşam.

-Zahmet olacak ama bir merdiveni inip çıkacaksın. Al gel.

Mazhar Müfit Kansu'nun aşağıya gidip elinde not defteriyle geldiğini
görünce, sigarasından bir iki nefes çektikten sonra;

-Ama bu defterin, bu yaprağını kimseye göstermeyeceksin. Sonuna kadar
gizli kalacak. Bir ben, bir sen, bir de Süreyya (Kalem Mahsus Müdürü) bileceksiniz, şartım bu...

Paşa'nın şartı kabul edildi. Bundan sonrasını olayın şahidi Mazhar Müfit Kansu'nun ağzından dinliyoruz:

-Öyleyse tarih koy!

+Koydum: 8 Temmuz, 1919 Sabaha karşı.

-Pekala yaz. Zaferden sonra Hükümet biçimi Cumhuriyet olacaktır... Bu bir. iki, Padişah ve Haneden hakkında zamanı gelince gereken işlem yapılacaktır. Üç örtünme kalkacaktır. Dört Fes kalkacak, uygar milletler gibi şapka giyilecektir.

Bu anda kalem elimden düşüverdi. Yüzüne baktım. O da benim yüzüme bakıyordu. Bu, gözlerin bir takılışta birbirlerine çok şey anlatan konuşuşuydu.
Paşa ile zaman zaman senli benli konuşurdum.
"Neden duraksadın?" dedi. "Darılma ama paşam, sizin hayal peşinde koşan taraflarınız var" dedim. Güldü...
"Bunu zaman gösterir, sen yaz" dedi.

"Beş Latin harflerini kabul etmek."

"Paşam yeter, yeter..." dedim. Biraz da hayal ile uğraşmaktan bıkmış bir insanın davranışı ile: "Cumhuriyet ilanını başarmış olalım da üst tarafı yeter" dedim.
Defterimi kapattım. "Paşam sabah oldu. Siz oturmaya devam edeceksiniz, hoşçakalın" dedim. Yanından ayrıldım. Gerçekten gün ağarmıştı.

O anda olayların beni nasıl aldattığını ve Mustafa Kemal'i doğruladığını ve Mustafa Kemal'in beni nasıl bir cümle ile yıllar sonra susturduğunu tarih önünde açıklamalıyım...

Aradan yıllar geçmişti...
>>Çankaya'da akşam yemeklerinde birkaç defa: "Bu Mazhar Müfit yok mu, kendisine Erzurum'da örtünme kalkacak, şapka giyilecek, Latin harfleri kabul edilecek dediğim ve bunları not etmesini söylediğim zaman, defterini koltuğunun altına almış ve bana hayal peşinde koştuğumu söylemişti" demekle kalmadı, bir gün önemli bir ders daha verdi.

Şapka devrimini açıklamış olarak Kastamonu'ndan dönüyordu. Ankara'ya geldiği zaman da otomobille eski meclis binası önünden geçiyordu. Ben de kapı önünde bulunuyordum. Manzarayı görünce gözlerime inanamadım!...

Kendisinin yanında oturan Diyanet işleri Başkanı'nın başında da bir şapka vardı. Kendisi ne ise? Fakat kendisini karşılamaya gelenler arasında bulunan Diyanet işleri Başkanına da şapkayı giydirmişti. Ben hayretle bu manzarayı seyrederken otomobili durdurdu. Beni yanına çağırdı ve şöyle dedi:

"Azizim Mazhar bey, kaçıncı maddedeyiz? Notlarına bakıyor musun?"

mazhar müfit kansu'nun anılarından...
ota boka harcayacak para olmamasından kaynaklıdır, ha olsa da kesin bir fabrika kurulurdu ve belki de şimdi bir otomobil üretiyor olurduk...
boş beleş değişiklikler çılgınlık olarak değerlendiriliyorsa evet atatürk'ün hiç çılgın projesi olmadı.
ama bir ülkeyi bitik bir halden alıp, bağımsız, özgür, kendi yağında kavrulabilen bir ülke haline getirmek bana göre çılgınlığın önde gideni, bayrak sallayanıdır. atatürk'e yaveri bile bazen inanamazken*, çılgn bir şey yapmadığını söylemek yanlış olur gibime geliyor.
doğrudur, yaptığı herşey çılgınlığın ötesinde olduğu için çılgın proje gibi bi kavram kullanmayı herhalde komik bulmuştur.

tabii anlayana...
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar