bugün

yazık...
bütün gün yapılan aktroll saldırısını esefle seyrettim.

pelikan yalısından bir pas atılıyor, kendini atatürkçü ve aydın addeden, lakin atatürk ve devrimleri ile ilgili 2 cümle kuramayacak reziller bu pelikan yalısından verilen pası kendi aralarında çeviriyorlar, akabinde sağlık bakanına soru soruluyor ve bunun bir yalan olduğu ortaya çıkıyor, aktroller de saatlerdir dalga geçiyor...

zaten bu bir algı çalışmasıydı.
başarılı oldu.
malesef kendisini atatürkçü zanneden cahiller de pelikan'ın bu algı ve atatürk'ü karalama operasyonuna hizmet ettiler...

arkadaşlar, hangi devirde yaşıyorsunuz?
hepinizin göt cebinde bile internet varken neden açıp 2 satır araştırma yapmıyor, 2 satır bir şey okumuyorsunuz da bu algıcı aktrollere fırsat sunuyorsunuz.

doğru olan şu ki, çin corona test kitlerini gönderirken "ücreti atatürk tarafından ödenmiştir" gibi bir şey dememiş, böyle bir açıklama yapılmamıştır.

ama bu demek değildir ki atatürk çin'e yardım etmemiş...

atatürk gerçekten çin'e yardım etmiştir.
1937 yılında çin'de başgösteren kolera salgınında 1938'in ağustos ayında atatürk'ün talimatıyla, hıfzısıhha enstitüsünde geliştirilen ve üretilen yerli ve milli 1 milyon santimetreküp aşı gönderilmiştir.

size sosyal medyada bu çin yalanı söylendiğinde, bunun bir yalan olduğunu anlayıp, bu yalanı ortaya sürenlere bir tokat gibi yukarıda yazdığım şeyi cevap olarak vermeniz gerekirdi.
ama tabi okumayan, cahil ve hazıra konmaya alışmış tembel ve kayıp bir kuşak olduğunuz için aktrollerin ekmeğine yağ sürdünüz.

okuyun madem. okuyun da türkiye-çin ilişkilerini, bu ilişkilerdeki atatürk'ün rolünü, çin'de atatürk'ün ne anlama geldiğini hafızanızın bir köşesine yerleştirin.
belki lazım olur...

çin eski çağlardan beri bizim düşman olduğumuz bir ülkeydi.
19. yüzyılda da vahşi kapitalist batı medeniyetleri tarafından sömürge haline getirilmişti.
çin'de avrupalı devletlerin bu sömürge düzenine karşı bir isyan hareketi başladı.
tarihe (bkz: boxer isyanı) olarak geçen bu isyan sürecinde batı medeniyetleri kalabalık çin nüfusu ile başetme güçlüğüne düştüler.
bunlardan biri de osmanlı'nın müttefiki olan almanya'ydı.

çin'de yaşayan müslüman nüfusu dikkate alan alman imparatoru wilhelm, 2. abdülhamid'e başvurarak bu müslümanları kontrol altına almasını istedi. bunun üzerine de 2. abdülhamid, imparator wilhelm'in bu isteğini kırmayarak çin'e bir "nasihat" heyeti gönderdi.
(bkz: abdülhamid in çin e gönderdiği nasihat heyeti)

abdülhamid'in çin'e gönderdiği bu heyet, çin'de yaşayan 50 milyon müslüman topluluğunun liderlerine batılı devletlere biat etmelerini, sömürgecilere isyan etmemelerini nasihat(!) etmiştir.
hatta abdülhamid'in çin'deki müslümanları etkisi altında tutması için batılı devletler hatırı sayılır bir fon ayırmışlar, bu fon ile çin'in başkenti pekin'de hamidiye islam üniversitesi adı altında bir okul kurulmuştur.
görsel

abdülhamid'in çin'e olan etkisi 1920'lere kadar devam etmiştir, lakin 1. dünya savaşının sona ermesi ile çin'in sömürgeci devletlerden ve japon işgalinden kurtulması ve sun yat sen önderliğinde milli birliğini sağlamasıyla, pekin'de kurulan bu okul da tasfiye edilmiştir.

---------------------------
ara not: abdülhamid, halifelik makamını sömürgeci ülkeler için kullanmayı bir huy edinmiştir ne yazık ki.
çin'deki müslümanları sömürgecilere biat etmesi konusunda uyaran abdülhamid, abd sömürgesi olan filipinler'de başlayan bağımsızlık mücadelesi sırasında filipinler'deki müslümanlara da abd'ye biat etmelerini, bağımsızlık için isyan eden asilere uymamalarını tavsiye etmiştir.
(bkz: abd ye karşı ayaklanan müslümanları uyaran halife/#40941745)
görsel
-------------------------

ara not-2: ayrıca, 2. abdülhamid'in torunu olan abdülkerim efendi 1. dünya savaşından sonra doğu türkistan'da japon nüfuzu altında bir türkistan imparatorluğu kurma mücadelesi vermiş, bunun için ordu toplamış fakat henüz hazırlıklarını tamamlayamadan çin ordusu tarafından bozguna uğratılarak abd'ye kaçmak zorunda kalmıştır.
(bkz: abdülhamid in türkistan imparatoru torunu/#42725377)
görsel
-------------------------------

işte çin bundan sonra türkiye'nin bu kendi içişlerine karışmasını, batılı sömürgeci devletler için faaliyetler yapmasını hiç unutamadı...

osmanlı yıkılmasına rağmen, yeni türkiye cumhuriyeti kurulmasına rağmen türkiye'ye mesafeli durdu.

türkiye cumhuriyeti ve çin arasındaki ilk resmi temas 1925 yılında kuruldu.
bu tarihten itibaren ikili görüşmeler, avrupa ve amerika'daki iki ülke büyükelçilerinin sürekli görüşmeleri ve bir dizi antlaşma yapma çalışmaları vesilesi ile çin devleti türkiye'yi ve atatürk devrimlerini anlamaya, atatürk türkiye'sinin osmanlı gibi batının kontrolünde değil, bağımsız ve modern bir devlet olduğunu kavramaya başladılar.

çin'li aydınlar türk kurtuluş savaşı'ndan ve mustafa kemal'in devrimlerinden çok etkilendiler.
çin'de türkiye'yi, kurtuluş savaşımızı ve atatürk'ü anlatan kitaplar yazılmaya başlandı. ve nihayet 1934 yılında imzalanan türkiye-çin dostluk antlaşması ile türkiye ve çin ilişkileri iki dost ülke ilişkisi haline dönüştü.

atatürk'ün çabaları ile tesis edilen bu dostluk ilişkileri, henüz antlaşma imzalanmadan evvel meyvelerini vermeye başlamıştır.
örneğin bir doğu türkistan türk'ü olan rahmetli tarihçi ve türkolog kazım mirşan bu dönemde türkiye'ye gelmiş, burada eğitim almıştır.

keza bu dönemde türk olmayan başka çin'li öğrenciler de türkiye'de eğitim görmüş, karşılıklı olarak harp akademilerinde subay eğitimleri yapılmıştır.

çin'de bugün hala basılan ve okunan atatürk dönemi ve türkiye cumhuriyeti ile ilgili yazılmış bazı kitaplar şunlardır.

-yeni türkiye---->liu ko şu (1927)
-yeni türkiye---->sung su jco (1928)
-türk inkılap tarihi--->liu ko şu (1930)
-türkiye tarihi--->cav cing yuan (1935)
-türkiye'nin en yeni dış politikası--->lin van yen(1937)
-Kemal’in Bibliyografyası--->Dzıng Cin (1939)

not: çin'de ders olarak okutulan atatürk kitabı diye sosyal medyada paylaşılan ama kimsenin bilgi vermediği kitap işte bu dzing cin'in, kemal'in bibliyografyası adlı 13 bölümlük dev eser ve sung su jco'nun yeni türkiye adlı kitaplarıdır.

gelelim çin'deki kolera salgınında gönderilen aşılarımıza.
yukarıda da bahsettiğim üzere 1938'deki kolera salgını sonrası zor duruma düşen çin, dost ülke türkiye'den yardım talebinde bulunmuş, atatürk'ün talimatıyla refik saydam hıfzısıhha enstitüsünde üretilen aşılar ve mikrobiyoloji uzmanlarımız çin'e gönderilmiştir.
çin'deki bu kolera salgını 2 seneden uzun sürmüştür. atatürk'ün vefatından sonra dahi, 1939'da türkiye çin'e tıbbi yardım ve aşı göndermeye devam etmiştir.

çin'e gönderilen aşı ve miktarına dair resmi belge;
görsel

çin'e gönderilen aşılar ile ilgili 16 aralık 1938 tarihli anadolu ajansı haberi;
görsel

çin'e gönderilen tıbbi yardımlar ile ilgili reuter ajansı haberi;
görsel

çin'e gönderilen aşı yardımı ile ilgili bir başka haberler;
görsel
görsel

sözün özü.
atatürk'ü gerçekten anlamaya ve öğrenmeye çalışsanız bugünkü gibi bir rezalet yaşamaz, en azından atatürk'e bu yolla saldırmaya çalışan aktrollere gerekli cevabı verebilirdiniz.
şimdi bu durumu bu aktroller her fırsatta kullanacaklar. acaba buna sebep olduğunuz için utanacak mısınız?

#tarih
(bkz: atatürk döneminde çin e yerli aşı gönderilmesi/#43051036)