arapların zincirlerini kırmaya başlaması

öncelikle:

(#10635280)

son derece desteklenen bir hareket olarak düşünülebilir. şimdiye kadar varlıkları hissedilmemiş halkın bugün artık zincirlerini kırdığı ve kendi öz varlıklarının farkına vardığı gündür bu gün.

mübarek 30 senedir mısır'ı yönetmekte olan otoriter bir güçtü, 30 sene boyunca aynı kafa yapısına sahip olan bir insan tarafından yönetilmek bir halk tarafından ne kadar acı bir durumdur, önce bunun bilinmesi gerekir, tunus'ta hükümet istediği gibi at koşturabiliyordu, onun da önü alınmış bulundu.

arabistan ve birleşik arap emirliklerinde de başlaması düşünülen bir harekettir bu, evet arap kralları istedikleri gibi ülkelerini yönetebiliyor, yönettikleri halkı da hiçe sayıyorlar, gerçek şu ki o halklar olmasa, kendileri tamamen bir hiç.

olaya etnik devrim olarak bakmıyorum, bu devrim, aç olan halkın, adam yerine konulmayan, yaşayamayan bir halkın öfkesidir, 30 senedir aynı kafaya sahip olan insandan bıkmış olan bir halkın öfkesidir.

ilk defa batı tarafından desteklenmeyen devrimler zinciri başlamıştır. bu durumdan hoşlanmayan batı ve israil maalesef her an siyasi suikastların fitilini ateşleyebilir.

kırsalar kırsalar eski efendilerinin zincirlerini kırıp yeni efendileri peşinde köpek olacakları zincirlerdir.

iran devrimi Şah'a karşı yapılan bir devrimdi. Herşey iyi güzel başladı, şah devrildi baktılar ilerici Azeri türkler ülkede Emperyalizme karşı bir hava estirecekler yobaz farslar kandırılıp ingilziler tarafından hümeny ithal edilip çok güzel başlayan devrim boka sararak neticelendi. Sonuç olarak da Dünya politikasında etkisiz, marjinalleşmiş ve halkını şahtan daha iyi baskılayan iran islam devrimi!

benzer şeyler de tunuslu ve mısırlı Kuzey Afrikalılara! olacaktır. batılının kuklaları yollanacak, arapların tepesine yeni kuklalar getirilecektir. Gelen gideni aratır mı bilemem ama Araplardan, farslardan, berberilerden yani ortadoğulu ve kuzey afrikalı halklardan ne köy olur ne de kasaba. Kaldı ki Tunus'a hatta mısır'a arap ülkesi demek de bizim ülkemiz yobazlarına has birşey olsa gerek. insan bir gram da olsa coğrafya bilgisine sahip olur arkadaş şunları yorumlamaya çalışıyorsa.

en büyük bahtsızlıkları atatürk gibi bir lidere sahip olmamalarıdır. o yüzden bizim 90 yıl önce yaptığımızı onlar yeni yeni yapmaya çalışıyorlar. inşallah bu hareketler iran örneğinde olduğu gibi yobazlar tarafından sömürülmez.gerçi pek umutlu değilim ama...

şüpheyle izlediğim bir gelişmedir.

bu tür şeylerin organize edilmesi- üstelik basın olayın içerisinde yer almadan- büyük ayaklanmaların düzenlenmesi, büyük kitlelerin belirli yerler toplanması falan, çok büyük güçteki "birilerinin" etkisiyle olur.

o halklar şimdiye kadar niye ayaklanmamışlar da şimdi ayaklanmaya başlamışlar?...ne değişmiş o geçen süreçte?...

dünya üzerindeki "genel satranç tahtasına" baktığımızda , böyle bir gelişme, kimin işine yarar?...

böyle bir gelişme, ırak´tan çikma durumundaki abd, nin mesela çok işine yarar. bugün ayaklanma yapılan ülkelerin liderlerinin ırak üzerinde herhangi bir etki de bulunmamaları için indirilmeleri gerekiyordur, yoksa bir hüsnü mübarek, ırağa bir ziyarette bulunup hiç hesapta olmayan birtakım "ikili antlaşmalar" imzalayabilir. bu durum abd´nin ortadoğudaki konumunu zayıflatır, diye bir görüş, öyle çok da saçmasapan, hani "deli saçması" bir görüs olmasa gerektir.

her alanda olduğu gibi "liderlik" alanında da tecrübe sahibi bir lider, arkasında bir "güç" varsa, korkulacak bir liderdir. mesela mübarek, böyle bir liderdir. abd ırak tan çekilince, o bölge üzerinde jeopolitik birtakım etkiler oluşturabilecek bir devlet, ya da lider olmaması, abd´nin istediği gibi at koşturabilmesi için abd gizli güçleri bu ülkelerin hepsinde ayaklanmalar organize etmiş olabilirler. ve bunu da en güzel şekilde "halkların özgürlük mücadelesi" olarak gösterdin mi, her taraftan destek alırsın, tıpkı "el kaida" nın ronald reagan başkanken "sovyetlere karşı canını dişine takmış kahraman özgürlük savaşçıları" olduğu gibi. adamlar resmen taliban ı "resmi törenle" white house´da ağırlamışlar o zaman...bir sürü kitapta geçen bir konudur bu. tıpkı pkk´nın "türk zulmüne karşı koyan kürt özgürlük savaşçıları" olarak lanse edildiği gibi...

güçlü devletin güçlü gizli servisi, kendi devletinin çıkarlarına uygun politikaları uygulamakla mükelleftir. bu politikanın uygulanabilmesi için "son derece masum" birtakım nedenler üretilirse, hiçkimse anlamadan, ve üstelik de saf halkların desteğini kazanarak amacına erişirsin.

almanya da bir "çocuk pornosu" olayı çıkmıştı, bu olay hesapta almanya devletindeki bir sürü "sapığın" internetten çocuk pornosu indirdikleri, ve bunun önlenmesi için internet sayfalarına girmeyi sansürleyen bir düzenek kurulabilmesi için, bir yasa tasarısı hazırlanması isteniyordu. hepimiz de lavuk gibi desteklemiştik bunu (ben almanya da olduğum için "biz" kipiyle yazıyorum) , sonradan ortaya çıktı ki, olay aslında hükümetin halkı manipule edebilmek için birtakım yazarların açtıkları sayfalara girilmesini de engelliyor. yani kurnazlık yapıp "genel bir internet sansürü" koymak istiyorlar, ama tabii bunu yapabilmek için destek lazım, destek için kimse "sapık" damgası yemek istemediğinden böyle bir oyun oynuyorlar... sonunda olmadı o iş, o yasa tasarısı geçmedi...

yani her "masumiyet" kokan işin altında masumluk yatmaz. bunu da en iyi "okyanus ötesindeki dostlarımız" bilirler.

(bkz: önce tunus sonra mısır şimdi yemen)

arap birliğinden habersiz olup ''araplar toplanıp birlik oluyorlar heyo'' diye sevinen koyu arapçının sözleri.

sevgili arapçım dünya medeniyetine bir çöp katmamış arapların aynı anda ayaklanması biraz ilginç değil mi? yani sabrinin auta çıkan topunu siyonistlere bağlayan sen bunun bir siyonist yapımı olma ihimalini nasıl aklına getiremedin.

ülkesinin kurulduğu günden bu yana aynı gelirle çalışan arap köylülerinin aklı başına şimdi mi geldi?

arap halkının kurtuluş mücadelesine bütün varlığıyla atılmasıdır. bugün olmazsa yarın, ama bir gün mutlaka, köleliğin prangalarını kıracaklardır.

kesin bu üçüncü dünya savaşı dalgası bu salaklardan dolayı çıkacak. acaba sırada hangi arap ülkesi var ?

doğrusu müslüman halkların kendi kaderini belirlemeye başlamasıdır. yıllarca batılı dünyanın kuklaları tarafından enselerinde boza pişirilen o uyuyan devin uyandığının işaretidir. zamanında emperyalist batıya karşı savaşıp kendi bağımsızlıklarını elde eden bu halklar, kendilerini gizleyen batı hayranı liderler tarafından sindirilmişlerdir. ama artık bu halkları kandıramamaktadırlar. bir kıvılcım gerekiyordu ve o da tunustan geldi...devamı gelecektir. bu işten en çok ürken de bu kukla yönetimmlerin hakim olduğu ülkelerde çıkarları olan batılı ülkelerdir. sessizce izlediklerine bakmayın. kapalı kapılar ardında, ne yapsak da hüsnü mübarek ve benzeri yönetimleri kurtarsak diye kafa patlatıyorlardır.

arap kültürünün bizzat kendisi zincire bağımlı olmayı teşvik eder.

2x2 ne zaman 4 değil de 5 ederse o zaman belki. bakın; ''belki'' diyorum.

her zaman yaptıkları şeydir. önce osmanlı'ya baş kaldır * ondan sonra kurtar bizi türkiye diye ağla.

bu araplardan bir cacık olmaz. kimse kusura bakmasın.

para var şurda dersen satar onlar devrimi falan.

demokrasi adı altında aleni kölelikten, gizli köleliğe geçiştir. tıpkı şu anda türkiye'de büyük bir kesimin "artık milletin iradesi egemen" yalanına inanması gibi.

yalancı baharı anımsatan halk eylemleridir.

sabah televizyonları açtığımızda saddam ın heykelini terlikle döven adamı görünce şaşırmış ne olduğunu anlayamaıştık. sağ olsun medyamız bizi aydınlattı ve ısrarla ırak a demokrasi geldiğinden dem vurdu. ırak a gelen demokrasi her ne kadar ülkemizdeki gibi ''ileri demokrasi'' olmasa da 2. sınıf insan ! olan basit ortadoğulular için yeterliydi.

genişletilmiş ortadoğu projesi çerçevesinde ırak a ilk adım atılmış suriye ve iran için gerekli zaman ve zemin beklenmeye başlamıştı. sonradan öğrendik ki proje sadece ortadoğu ile sınırlı kalmayacak kuzay afrika ülkelerine de demokrasi getirmek için uygun zaman ve zemini bekleyecekti. dikkat edin '' ileri demokrasi'' değil çünkü afrikalılar da 2. sınıf insan ! .

uzatmaya gerek yok. ben siyaset uzmanı değilim. sadece günlük gazeteleri okuyan, tarih meraklısı, siyasi makaleler takip eden sıradan bir vatandaşım.
aklıma ilk gelen soru bayram değil seyran değil afrikalı insanlara bu demokrasi hevesi aniden nasıl geldi. ? daha düne kadar işinde gücünde olan sıradan insanlar, kitapçı, balıkçı, manav, bakkal, kasap vb. ne oldu da aniden böyle bir aydınlanma dönemine girdi.

parçaları birleştirmek kolay. ırak işgaliyle beraber ortaya çıkan genişletilmiş ortadoğu ve kuzey afrika projesi hayata geçmiştir. artık azgın bir kanser hücresi gibi tüm kuzey afrikayı saracaktır. yine birileri çıkacak bu projeyi savunacak ve başkanlığını yapmanın gururunu yaşayacak ve yaşatacaktır.

anadolu da bir tabir vardır : ''zikmeyeceği güvercine yem vermez'' diye. amerikanın çok da ipinde değildir kuzey afrikalı insanların demokrasi ve özgürlük talepleri. afganistanı hatırlayın. amerika afganistan da zibilyon dolarlık yeni maden yatakları keşfederek oraya götürdüğü demokrasinin acizane karşılığını almıştır.

e kuzey afrikalılar da eşşek değil petrol yatağı mı olur, maden mi olur bilemeyiz ama onlardan da çalışır bir şeyler.
biz de el oğlunun petrolü vatandaşına nasıl ucuza sattığına hayret ederiz.

biz 4 liraya alıyoruz benzini ama bizim demokrasimiz ileri. genişletilmiş ortadoğu ve kuzey afrika yan gelip yatma yeri değildir.

zincirleri kırmak, insanın kulağına hoş geliyor ilk duyulduğunda değil mi ?

yanlış önermedir. toplumsal değişim ekonomik olarak gelişmeye paralel ilerlemediği sürece diktatörün biri gider başkası gelir.

türkiye yi örnek almaları gerekir.

daha demokratik ve açık toplum için orta sınıfın ekonomik olarak güçlenmesi, bürokrasi vampirliğinin sindirilmesi gerekir. bakınız: olay örnek türkiye.