bugün

vucudun hastalıga karsı ürettiği bagısıklık maddeleri
b lenfosit' lerce üretilen antijenlere bağlanma özelliğinde olan madde. vücudun savunmasında çok önemli görevler yüklenmiştir.
Hastalık etkenlerini zararsız duruma getirmek için vücudun çıkardığı bağışıklık maddesidir.
diğer isimleri antibody ve immunoglobulinlerdir. IgG, IgM, IgA, IgD, IgE alt tipleri vardır.
'Kor' sevmeyenlerin oluşturduğu antifan yani Antikor.
anladım güzel bilgi içerikli entry giriyorsun da bunu neden antikor başlığına direkt yazmıyorsun? ulan sözlüğün bilgi içerikli entry girmeye çalışan yazarı bile usul bilmiyor.
dananın sırtında bulunan kemiksiz et.
(bkz: sıçtı cafer bez getir)
Insanın kendine yakışanı giymesidir.
vücuda giren antijenleri zararsız duruma getirmek için organizmanın çıkardığı bir madde.
tüm omurgalılar, yabancı maddelere ya da istilacı mikroorganizmalara karşı bir respons olarak vücutlarında antikor üretirler.

antikor ya da immünoglobulin (lg) molekülleri iki önemli biyolojik fonksiyondan sorumludur.
birinci fonksiyon; toksin, virüs gibi yabancı antijen veya moleküllerin yüzeylerinde patojenik organizmalar mevcut olduğu vakit bir reseptör olarak faaliyet gösterir.

ikinci fonksiyonu ise; yabancı bir antijen belirlendikten sonra ilgili antijenin inaktivasyonu veya elemine edilmesi için efektör bir fonksiyon olarak faaliyete geçer.

-mini antikorlar üzerine yapılan güncel araştırmadan bir kesit-

enflamasyon(iltihap), canlı bağışıklık sistemi çalışma foksiyonunun önemli bir parçasıdır.
hasar görmüş dokuları onarmak için ya da işgalci patojenlerden uzak durmak için vücudun beyaz kan hücreleri veya diğer moleküllerin vücuttaki hasara karşı gönderdiği doğuştan gelen bir responstur.

fakat uzun süren ya da kronik enflamasyon; alerji, astım, ateroskleroz gibi birtakım hastalıklara neden olabilir. ayrıca, romatoid artrid ve tip 1 diyabet gibi birçok otoimmün hastalıklara da yol açabilir.

immun sistemde anlaşılamayan bir nedenden dolayı dokular sanki birbirinin yabancısıymış gibi kendi dokularına saldırmaya başlar.

Bilim adamları, enflamasyonu kontrol ederek bu hastalıkların belirtilerini hafifletmek için kolları sıvadı.

araştırıcıların bu konu üzerinde çözüme gitmek için çaba sarf ettiği ya da aradıkları hedef noktalardan birisi; ‘’p2x7’’ adında ve moleküllerin hücrelere girip çıkması için bir ağ geçidi veya kanal gibi davranan ve enflamasyon tepkisini tetikleyen bir yapı olan hücresel bir bağdır.

bilim adamları p2x7’yi engelleyen ilaçlar geliştirmeye çalışsalar da bu konuda çok da başarılı olamadılar.
sorun şu ki bugüne kadar geliştirilen ilaçlar sadece p2x7 ile bağlanamamaktadır
ve bu geliştirilen ilaçlar canlı hücrelerdeki moleküller ile etkileşim kurduklarından canlılarda istenmeyen yan etkilere neden olurlar.

bu arada antikorlar, hücre yüzeylerinde bulunan moleküller ile tam olarak bağlanmada çok etkili olabilen proteinlerdir. p2x7 gibi kanal moleküllerini etkili bir şekilde bloke etmeme eğilimindedir.

nanobody antikorun bir parçasıdır.
antikorun yaklaşık büyüklüğün onda biri kadardır.
nanobody, 15 yıl önce sadece deve, lama ve alpakalarda bulunan özel bir antikordan geliştirilmiştir.
nanobody , bağlandığı şeye seçicilik göstermesi bakımından tıpkı antikorlara benzemektedir. böylelikle yan etkileri azaltırlar.

nanobody’lerin geleneksel antikorlardan öne çıkan özel özellikleri vardır.
onlar tamamen biyolojik olarak dekompoze olup, toksik olmayan ürünlere dönüşebilmektedir.

bilim insanları yakın bir zamanda yapmış oldukları bir çalışmada immün hücreleri üzerinde p2x7’yi spesifik olarak inhibe eden nanobodları tasarladı.
nanobodların önemi, böyle bir kanal proteininin bloke eden ilk nanobod olmasıdır.

böbrek iltihaplı farelerde ve alerjik kontakt dermatit adı verilen kaşıntılı deri rahatsızlığı olan farelerde yapılan deneylerde, bir tür nanobod enjeksiyonu iltihaplanmayı azaltmış, ağrı gibi hastalık belirtilerini hafifletmiş, belirgin bir yan etki de göstermemiştir.

Araştırma ekibi, daha sonra insan kanı numunesinde aynı nanobody’i test etti. nanobod’un, mevcut ilaçlarla p2x7’yi önlemekten 1000 kat daha etkili olduğu ortaya çıktı.

sonuç olarak ; mini-antikor, enflamasyon ve ağrıyı azaltır.

Mini –antikor ch1 zinciri içermeyen immünoglobinler grubudur. bir mini-antikorun her bir tek zinciri prokaryot ve ökaryot ekspresyon sisteminde ayrı olarak ifade edilir.

ch1’in etki alanından uzaklaşması antikorun hedeflerine olan afinitesini azaltmaz. aksine; azalmış boyut, mini-antikorların hastalık tedavisi ve bağışıklık araştırmaları için ideal bir karakter olan geleneksel ıgg-bsabs’den daha iyi doku penetrasyonu göstermesini sağlar.
Olay soyle cereyan eder:
Vucuda yabanci madde yani antijen girer. Vucut bu antijeni tanimlar t hucreleri denilen hucresel savunma hucreleri ile antijeni parcalamaya calisir. Hucresel savunma anliktir. Ote yandan b hucreleri denilen sivisal savunma hucreleri ile de antikor uretilmeye baslanir. Sivisal savunma kalicidir. Antijenin robot resmi bellege atilmistir. Artik ne zaman bu antijen vucuda girse kisa surede bellekten bilgi cekilir ve antijen yok edilir.
Bu antikorlar yaklasik 200 kilodalton olan oldukca buyuk proteinlerdir.
Koloni bazinda dusunursek tek koloniden veya cok koloniden elde edilebilirler. Monoklonal ve poliklonal gibi. Antikor uretimi cok degerli bir kazanimdir. Zira laboratuvar calismalarinda antikora harcanan para dunyalara bedeldir.
Hastalik tani ve tedavisinde serolojik testlerde alt yapi olarak kullanilirlar. Biyosensor, leteral akis sitometrisi, flow akis sitometrisi gibi sistemlere entegre edilebilirler ve tespit kitlerinde kullanilabilirler. Sadece tipta degil gidada, cevre korunmasinda, veterinerlikte ve savunma teknolojilerinde de yeri azimsanamayacak kadar buyuktur.

Canim antikor.
kümelenme özelliği olanlar (bkz: aglutinin)