bugün

arkadaşlar bu hastalığa yakalanan birine nasıl davranılması gerektiği hakkında bir bilgisi olan varsa yardımcı olabilir mi acaba?
iki lokma bi şey yiyin geçer.
https://www.youtube.com/watch?v=ojdbDYahiCQ
hayatınız boyunca hep platonik aşk yaşadıysanız, kimse sizi sevmediyse ve hakarete bile uğradıysanız yakalanmanızın çok olası olduğu şey. şey işte.
sigmund freud tarafından kadının elektra kompleksini bastıramaması sonucu ortaya çıktığı düşünülen hastalık. freud'un dediğine göre, çocuğuna karşı çok katı, çok kuralcı ve aşırı ilgili olan anne, kız çocuğunun üst benliğinin oluşmasının önünde bir engel oluşturur.üst benliği tam olarak oturmamış kız çocuğu, yaşı büyüdükçe babasıyla seks yapma arzusunun önüne geçmek amacıyla sekonder seks karakterinin oluşmasını engellemeye çalışır, böylece kendisi hiç bir zaman kadın olamayacak, kendini kadın gibi hissedemeyecek ve erkekler tarafından -bu durumda babası tarafından- hiç bir zaman arzulanmayacaktır.yemeğini yemeyip yeterli besinii alamayan kız çocuğunda adet görememe durumu ortaya çıkar, memeler ve kalçalar normal dişi karakterlerini kazanamaz.

yine aynı şekilde kız çocuğu, normal gelişim döneminde gerçekleşen, bebeğin anne rahminden çıktıktan sonra bile kendisi ve annesini bir bütün olarak görmesi, ve zamanla özgür birey bilincini kazanması olgunluğuna annenin aşırı ilgisi yüzünden erişemediği için hala kendisini annesine bağımlı olarak düşünmektedir. böylece bilinç altında,her yemek yediğinde aslında içindeki annesini de beslediğini zanneder.kendi özgürlüğünü kazanmak ve içindeki anneyi öldürmek için kız çocuğu yemez, anoreksik olur.
görsel
obezite kadar önemli bir hastalıktır.

http://www.worldoffemale....oads/2010/02/anorexia.jpg

http://lh5.googleusercont...orexia.jpg%20%2814%29.jpg

http://acner.org/img/anorexia-nervosa_10032_2.jpg

http://www.itusozluk.com/...orexia-nervosa_272280.jpg

http://images.wikia.com/u...071011191425!Anorexia.jpg

hastalığın özeti şudur: http://www.eatingdisorder...-distorted-body-image.jpg
fiziksel etkileri olan psikolojik bir hastaliktir. Anorexia olarak bilinir cogunlukla. Insani ölüme bile surukleyen bir hastaliktir.

Sebebi, genelde gunumuzun sekilci insanlarinin 'ideal' vucut kriterine uymayip, kendimizi begenmememizden dolayidir. Ve bu bir takinti olur. Bir sure sonra ne kadar zayif olsanix bile asla icinize sinmez.

Sahsi fikirlerim;
Bence averaj orta boylu bir kiz (1.60-1.70) arasi bir kizin ideal kilosu 50-60 arasidir. Guzel olmak icin degil saglikli olmak icin.

60-70 kilo arasinda olan bir orta boylu kiz bana gore tombuldur. Her ne kadar bir cok sekilci insan ona sisman diyip anorexic olmaya tesvik etsede...
Bu noktada kizimiz yediklerine ve sporuna dikkat etmelidir cunku daha fazla kilo gercekten basina bela olur.
Asla cevresini dinleyi demoralize olmamali. Verecegi 10 kilo civari. Nerde duracagini bilsin yeter.

Ek olarak cocugu 45 kilo altina dusen her anne baba cocugunu yakin takibe almali. Ve hatta 40 kiloya duserse derhal hastanedeki doktor ve psikolaga basvurmali. basvurmali
Anoreksiya nervoza gece körlüğüne neden olabilir.
http://www.hastane.com.tr...siya-gozu-de-vuruyor.html
"Ben, hasta değilim." diyorum. Yalan söylüyorum. Evet, yalan söylüyorum! Zira anoreksiya nervozayı kabullenmek, tedavi olmayı da kabul etmeyi gerektiriyor. Ve ben hiçbir zaman tedavi olmayacağım. işte bu yüzden hasta olmadığıma inanmanızı istiyorum. Bugün aç uyumayacağım, diye sözler veriyorum sevdiklerime. Ben hiç uyumuyorum ki... Kendime ve onlara sadık olamıyorum, ancak onlar umuyorum ki bir gün beni anlamaya çalıştıklarında, affedeceklerdir. Çalıştıklarında diyorum, çünkü ne siz beni anlayabilirsiniz, ne de ben sizi. Ancak, eğer ki beni biraz olsun tanıdıysanız; benim hiçbir zaman zayıf olduğu halde kendini şişman hisseden, ince bedenlerde kendini hayal edip zevk duyan bir insan olmadığımı bileceksiniz. Ben hep ince, narindim. Bugüne kadar tartıda gördüğüm en büyük sayı 45'ti sanıyorum, ancak bu konuda da net değillim. Zira ne zaman bu kiloya ulaştığımı da pek hatırlamıyorum, hayal ile gerçeği ayırt edemiyor olabileceğimi düşünüyorum. Beni zayıf düşüren tek şey, beni güçlendireceğini umduğum acılarıma olan bağımlılığımdı. içimde ölen bir Eylül var, beni yemek yemekten alıkoyan, ayna karşısında çıplak ve zayıf bedenini seyreden saatlerce. Belki yüzlerce kez tartıya çıkan ve su bile içmeyen... iştah benim için yoklukta var olan gibi, bir hiçten ibaret. inanın bana 30'lu kilolara düştükten sonra elinizde bu dünyaya dair tutunacak pek de bir şey kalmıyor, umudunuz yoksa ve geleceğinize de veda ettiyseniz şimdiden... Hayatımın büyük bir bölümü koparılıp alındı benden. Ama yine de mutlu olacağım/öleceğim. Korkmuyorum. Anoreksiya benim için kendini yavaş yavaş gerçekleştiren bir özkıyımdan fazlası değil!
psikolojik bir beslenme hastalığıdır. bu hastalığa yakalananlar olması gereken kilonun %85 altındadır. çarpık bir beden imgesine sahiptirler fakat bu kadar zayıf olmalarına rağmen hala kilo almaktan korkarlar.
ilk olarak psikolojik tedavi görmeliler. sıfır beden, bir deri bir kemik mankenleri güzel adı altında pazarlayanlarda da suç var. genç kızlar, kadınlar aynaya bakıp kendilerini çirkin buluyor zayıflama uğrunda farkında olmadan hastalığa yakalanıyorlar. aynaya her bakışlarında daha çok zayıflamalıyım kaygısı. bu hastalığa yakalanan kadınların hayat hikayeleri fazla acıklı. genelde ölümleri kaçınılmaz oluyor.
bir deri bir kemik deyiminin ete bile bürünememiş halidir. yüzü de dahil her yerinden kemik fışkırsa da aynada kendini çok şişman görür istemeden anoreksikler. bir de kendi isteğiyle anoreksi olan insanlar vardır. ileri derece anoreksiklerin sonu da ölümdür, tedavisi de çok zordur bunun.

(bkz: maymunu ehlileştirmek)
bu hastalığa yakalanan insanlar hiçbir şey yemediklerini iddia edip normal insanın yiyemeyeceği kadar yemek yiyebilirler. ardından uzun bir süre yediklerini ağız yoluyla çıkarmak için tuvalete kapanırlar. ağzlarında yaralar oluşur. sürekli spor yapabilirler sebebi ise yaptıkları sporla zayıfladıklarını iddia etmeleridir.
kardeşimin yakalandığı hastalık. üstelik tedavi de olmak istemiyor, ne yapmalıyım bilmiyorum.
iştahsızlık ve ağırlık kaybı gibi genel tıpta çok sık görülen şikayetlerle seyreden anoreksiya nervoza, mortalite riski nedeniyle önemli ve zaman zaman medyada da konu olan dramatik bir psikiyatrik bozukluktur. günlük tıbbi uygulamada anoreksiya nervozanın karakteristik özelliklerinin yeterince bilinmemesinin doğurduğu bazı ayırıcı tanı sorunları görülebilmektedir.

ana bulgular: anoreksiya nervoza psikolojik kökenli basit bir iştahsızlık değil, belirgin ölçüde ağırlık vermeye yönelik davranış biçimi, şişmanlamaktan aşırı korku ve kadınlarda amonere, erkeklerde cinsel güç ve ilgide azalma şeklinde endokrin bozukluklarla karakterize bir psikiyatrik bozukluktur.

sonuç: mortalite oranı % 20 civarında olan anoreksiya nervoza organik ve psikiyatrik bozukluklardan ayırıcı tanıda dikkatle ele alınmalıdır.
anoreksiya yoğun psikolojik sorun yaşayanlarda da görülebilir. Diyet yapma, kilo verme takıntısı olmayan insanlarda dahi çok problemli bi hayat yaşama evrelerinde yeme bozukluğu söz konusudur. Ailevî, okul, iş, veya duygusal konularda çöküntü yaşayanlar yemek yemeyi reddeder, zorla yediği takdirde çıkarır. Sonuç olarak kısa vadede çok kilo kaybetme söz konusudur ve bu hastalığın bütün etkilerini yaşarlar. Sorunların çözülmesiyle birlikte yeme sorunları da ortadan kalkar; ancak bu evre içerisinde ciddi ve kalıcı fizyolojik sorunlar yaşayabilirler.
vikipedi
psikiyatride doğrudan ölüme götürebilecek iki hastalıktan birisidir.
çok zayıf olduğu halde vücudunu biçimsiz, kilolu gören insanlarda görülür. psikolojik temelli, ölüm riski doğuran bir hastalıktır.
ilerlemiş vakları ölümle sonuçlanır. vucut vitaminsizlikten artık kasları eritmeye başlar genelde kusmaktan dolayı genizleri yara içerisindedir. kalbin zayıflamasından ötürü ölüm gerçekleşir. tedavisi zor bir rahatsızlıktır.
-mc'a gidelimmi?
-hayir sen ye ben beklerim!
-şurdan cips falan alsak nasil olur?
-tamam oradami yiyeceksin ben beklerim!
-aaa bakar misin elmalarin güzelligine
-elmaya bayilirim. sadece elma yiyorum...

(kusana kadar elma yemenize neden olur bu tür insanlar)
genellikle 12-18 yaşları arasında başlar ve şişmanlama korkusu yüzünden aşırı zayıf kalma çabaları ile belirlidir. hasta, beklenenin altında bir vücut ağırlığına sahip olmasına rağmen kilo almaktan veya şişman biri olmaktan aşırı derecede korkar. hasta bilinçli olarak yememekte ve zayıf kalmada direnir.
daha çok ergen kadınlarda görülen, çok fazla kilo alma kaygısı sebebiyle kontrolsüz diyetlerle başlayan, yemek yiyememe ve uyuyamama durumlarına rağmen aktif olma hastalığıdır. psikolojik kaynaklıdır ve ileri düzeylerinin tedavisi oldukça zordur, ölümle sonuçlanabilir.
black metal seven bünyelerin en az 1 kez olsun dinlemesi gereken gruptur bence.

ben dinledim beğendim, bir de siz bakınız;

http://www.youtube.com/watch?v=tW4JQqSRZho&feature=channel
eski rahibelerde görüldüğü rivayetleri de olan bir tür psikolojik bozukluk. kişinin cesedine bakıp "yo, bu ben değilim çok şişman bir ben olamaz!" tarzı yaklaşımları sonucu ortaya çıktığı bilinir.
bazen başka etkenler de bu psikolojik rahatsızlığa sebep olabilir. sebep ortadan kaldırıldığında tedavi kolaydır. ağır vakalarda tedavi ölümle sona erer. *