bugün

annesizliği anlatmak isteyen bir insanın, duygularının özetidir.
evet üşütüyor annesizlik, mesela 10 yaşında, ardından 20'sinde ve en çokta 30 yaşında.
okula başlıyorsunuz, yamuk yumuk yakalarınızı bir başkası düzeştiyor, anne diye bildikleriniz.
mesela oğlunu kızını okula bırakan anneler gördükçe eve gidip ağlıyorsunuz. büyüdükçe koyuyor annesizlik.
çok bilirim öyle odaya kapanıp boyum kadar çantayı yere attıktan sonra ağladığımı.
çok oldu incindiğimde hemen annemin aklıma geldiği.
anne diye bildiğim yengeme sarılırken, ağlarken beraber, hadi kalk annene gidelim dediğinde yengem. sımsıkı, sanki anneme sarılır gibi o'na sarıldığımı bilirim.
hani ağlayıp zırlar ya bazen çocuklar,
hani susmazlar bir de.
ya dayak yerler ya da bakkala götürülüp bir şeyler alınır.
ben ağladığımda ne bakkala gitmek isterdim ne de lunaparka.
anneme gitmek isterdim, akşamın kör karanlığında gittiğimi bilirim, götürdüklerini.

mesela sevdiğim kızlar olurdu, annemden konuşurduk, o'ndan bahsederdim onlara. kim girdi ise hayatıma çok sevildim, belki de acıdılar bilemiyorum. ama hiçbirinde hiçbir kadında anne şefkati aramadım, biliyorum yok çünkü.
üniversiteyi kazandığımda başucundaydım, bi kadına deli gibi aşık olduğumda, lise de hani o meşhur çıkış var ya, çok sağlam dayak yediğimde ağız burun kırık vaziyette anneme gittim.
gençlik işte, cahillik, annemin adını ağzına aln bir karaktersizi bıçaklarken hiç içim acımadı biliyor musunuz. oysa karıncaya zarar verecek biri değilim, hiç olmadım, tanıyorum kendimi.

mezun oldum okuldan, döndüm o ankara'dan diplomamı anneme götürdüm, hatta ben üniversiteye gitmeden ne yaptım biliyor musunuz, annemin mezarından bir kavanoz kadar toprak aldım, sınavlara çalıştığım gecelerde masamda dururdu o. okula çıkmadan sınav öncelerinde mesela, o kavanozu öpmeden gitmezdim.

bayramlar da özellikle, herkes annesinin babasının elini öperken ben annemin mezar taşını öperdim, zaten halen daha öyle.

eyüp mezarlığına gittiğinizde öyle havaya doğru bir fatiha okur musunuz, annem için...

edit: neden eksilediğinize anlam veremiyorum, artılamanız da umrumda değil, böyle bir beklentim de yok, peki neden eksiliyor sunuz? içimi dökmeyi çok görecekseniz, kusura bakmayın arkadaşlar buna izin vermem. canınız sağolsun, buyrun eksileyin.
allah gani gani rahmet eylesin... sana da hz. eyyup sabrı versin...

annesi hayattayken kiymetini bilmeyip bazen onu üzen, inciten evlatlar icin bi uyarici olur belki bu yazdiklarin sayin yazar.
annesizlik istersen çocuk istersen koskoca insan ol, herhalde en zor seydir. bir annenin gitmesi icin hep erkendir. ama anne oyle bir seydir ki eminim gittigi yerden bile goruyordur evladini. allah tum annesi hayatta olmayanlara sabir versin. siz de o' nun varligini hep kalbinizde hissedin.
çok hatalıyım çok üzgünüm anne..
bir gün seni kaybetmek korkusu yiyip bitiriyor beni, senin olmadığını düşününce nefes alamıyorum. o gün okuldan dönerken, ben hastayım dedin ya işte o gün ben öldüm anne. o günden sonra yokluğunu düşündüm hep, kaybetmeye mahkum olmuş ben, seni kaybedemem. tam gözlerim dolmuş ağlayacakken, akmadı göz yaşlarım. yüzüne bakınca ağlayamadım anne, sadece sarıldım ya sana, işte o an aktı göz yaşlarım sen görme diye. çok üzdüm seni ama sen benim için ailen için her fedakarlığı yaptın. her gün senin yerine ölmek için dua ediyorum, seni kaybetmeye yokluğuna dayanamam. şuan bunları yazarken bile nasıl ağladığımı görme diye, balkonun bir köşesine saklandım, benim ağladığımı görünce kahrolduğunu biliyorum çünkü. içimin nasıl yandığını, neler çektiğimi sana söyleyemem çünkü daha fazla üzülmeni istemiyorum. sen beni mutlu bil, bir daha üzülme o bana yeter..
Yıl 2005 kaybettim onu. Gözlerim kapandı aslında dünyada, suni bir nefesle yaşadım şuana kadar.

Biliyor musunuz?, 8 sene önce işten çıkıp eve giderken yol üstünde eve 1 km mesafede bir market vardı. Annem, ''bu marketin önünden geçerken bana çağrı at, yemekleri ocağa koyayım derdi'' 2005'de..

Ve yıl 2013, o marketin önünden bugün yine geçtim ve 8 sene boyunca hergün olduğu gibi ellerim yine telefona gidiyor arkadaş.. Üşüyorum. çok üşüyorum.

Dünyanın en yumuşak battaniyeleri sarsa beni, o anamın avucunun içi kadar ısıtabilir mi ? Hayır.

Bilirim iyi bilirim. Kimsenin de bilmesini istemem.

Allah sabır versin dostum.
Annesizlik bir başka üşütür,
Babasızlık bir başka.

Burası eskisehir annem,
Gündüzü gecesinden kara,
Bir Sana hasretim,
Bir de gelmeyen bahara....!!!
bilmiyorum allah da bildirtmesin.
(bkz: Ana sıcaklığı)