biricik annelerimizden yaramazlık sonucu; ama odun, ama terlik ve ya o anda atrafta ele avuca sığan ne varsa... ile yenilen dayaklardır.

--spoiler--
sen annene kızıp, o minicik pipinle buharlı ütünün içine işemeyi akıl et!... Anneni buram buram çiş kokularıyla işyerine yolla! Annen ancak arkadaşları "acayip kokuyorsun" dediğinde işi çözsün! ve akşama eve gelince hiç bir şeyden haberin yokmuş gibi davran... yenilecek dayağın ölçüsü bilinmemektedir.

edit: olay alıntıdır.
--spoiler--

(bkz: yeme de yanında yat)
bilinmi tadını yidin mi hiç sorusuna yemem mi diye tepki alınan oldugu.

"ananın vurduğu yirde gull biter evladım" *
çok güzeldir. yanında olduğumuz zaman dilimi içerisinde pek fazla hoşlanmasakta, uzaklara gidilince aranan dayaktır.
görsel

bi gün yine sıcak sicak dayak yiyorum.

sebebi ben yine odada oyna denmesine rağmen 6,5 yaşında 2 sınıfa gecmisim.

yaz sömestrisi ,herkes dışarda ama ben sokak çocuğu olmadığım için evdeyim.

balkon 2 katta ben balkon demirlerinden aşağı süzülüyorum.
tekrar apartmana girip 2 kattan kapının önünden ayakkabilarimi alıp arkadaşlarıma katılıyorum.

annem kontrol için odaya geldiğinde beni bulamayınca deli oluyor.

evi arıyor yokum.

balkondan bakinirken, karşıdaki yaşlı teyze arama diyor bırak oynasın.
annem de ters cevap veriyor sana ne gibisinden,

kadında diyor ki senin gibi kadına mustehak, çocuğu sokağa cikartmiyorsun
o da balkondan aşağı iniyor.

annem sanki sakindi ve yaşlı teyze daha da sakinlestiriyor.

annem hiç beni çağırmiyor.
Hemen kek yapıyor (ben kek ve peyaz peyniri çok severim.)

bir ,bir buçuk saat sonra beni balkondan çağırıyordu,Nana oğlum kek yaptım diye,
inanmiyacagimi bildiği için tepsideki keki gösteriyordu.

kek ve peynir; uğruna dayak yiyebilecegim sevgililerdi.

hiç tereddüt etmedim.

kapı kapandıktan sonra önce sorgu başladı.
nasıl cesaret ettin,
sana yardım eden oldu mu,
bu düşünceyi aklına kim soktu,
ya düşüp bir tarafını kirsaydin,
ben sana odadan dışarı cikmicaksin demedim mi.
niye lafımı dinlemiyorsun,
beni elalemin pasaklı kadınlarıyla muhatap ediyorsun,

ben hiç cevap vermiyorum,
çünkü sinirlenmesini istemiyorum.

sadece elinde terlik olmadığı için ilk tokat nereden gelecek ona bakıyorum.

(ne kadar acı aslında savunmasız bir çocuğa vurmak)

ilk tokat geldi,
çok şiddetli değildi,

elimi kaldırdığım zaman daha sertlesecegini biliyordum ama refleks olarak kaldiriyordum.
elimi tutup tekrar yüzüme vuruyordu.
ben bir yandan ağlıyordum,

bir daha yapmicam anneciğim diye.(bize anneciğim dememiz ogretilmisti)
baktım iyice canım yanmaya başladı,
aaaannn...nee...ne..nee..nee..diye kekelemeye başladım.
annem yüzüme bi tokat daha vurdu,

düzgün konuşsana oğlum dedi.
ben yine aann..aann..ne..ne..ne..diye tekrar kekelemeye başladım..

annemin gözleri büyüdü beni tokatlayan eli kolumu kavradı sarsmaya başladı, nanaa konuşsana oglumm,

komşular yetişin diye bagirdiginda, ben yine rolümün işe yaradığını gördüğüm için şimdi daha inandırıcı olmuş, gözümde yaşlar, suratım yediğim tokatlar dan kıpkırmızı,
kekeleyerek ann..aannn..ne..nee...ne..diyordum.

annem şaşkın saskin bana bakarken gözleri yuvalarında döndü ve arkaya doğru yigildiginda ben kapıyı açtım karşı komşu fatma teyze gelmişti.

ne oldu annene diye sordu,
aceleyle ayakkabilarimi giyerken, bilmiyorum dedim.

bildiğim,

akşam daha büyük bir dayagin beni beklediğiydi..

( Lütfen çocuklarınıza şiddet uygulamayın)