bugün

zorundadır belki de.
belki de yaşayabilmesi için belirli özllikleri taşıyordur ankara ve bu yüzden aslında o kadar da tuhaf değildir. belirli özellikler mi? şehrin birbirine en uzak mesafesi yarım saat, aspava var, istanbul'a gidince istanbul'un güzelliklerini farkedecek kadar istanbul'dan uzak.
zorunda kalan insandır. bi de ankaranın havasından mıdır suyundan mıdır bilmem insan hiç başka yere gidemeyecekmiş gibi gelir.
yapacak bir şeyi yoktur. insan memleketini başka çaresi olmadığından severmiş.
ankara'yı sıkıcı "zanneden" insandan daha fazla tuhaf değildir. nba olmuş 2k12* hala ankara'yı devlet dairesi ve lojmandan ibaret sanan insanlar var.
Zorundadır.

Cidden nasıl devam ettirir hayatını, bir anlatayım: Bir odası ve odasında mütevazı bir kütüphanesi vardır, evine yakın bir gazetecisi vardır... Şanslıysa oturduğu sokakta çocuklar oynamaya çıkıyordur... Ankara'da yaşamak zorunda olanlar böyle değilse bile yine kendi kurduğu bir dünyada yaşıyordur... Bakın sorun, mutlaka yalnızdır veya kendini yalnız hissediyordur...
ankara'yı tüm resmiyeti, sadeliği, tekdüzeliği, soğukluğu ve griliği ile kabullenmiş, sevmiş insandır.
sakin ve sıradan bir yaşam ile mutlu olabilen, ankara'nın griliğinde huzuru bulabilen insandır aynı zamanda.
onun soğukluğu ile içini ısıtabilmeyi başarmış, güzel insandır o.

yılmaz erdoğan'ın ankara şiirindeki şu satırları anımsattı bu durum bana:

--spoiler--
öyle deme ankara'yı sevmeyene bir zulümdür
bu kadar insanın neden ankara'yı sevdiğini anlamadan
ankara'da yaşamak
--spoiler--
ankara dışında başka bir yerde yaşamadığı için şanslı olan insandır.
sanki istanbul gibi yerde her saniye dışarı çıkıp, türlü aktivite ve eğlencelere katılıyormuş gibi ya da her saniye nemli ve kararsız sıcağa ve soğuğa maruz kalmıyor gibi ya da her saniye deniz görebiliyormuş gibi triplere girmeden yaşayan insandır. resmiyet, soğukluk ve grilik tercih eden insana da renkler ve karmaşa tuhaf gelir ama sürekli dile getirmeyecek soğukkanlılık ve medeniyet barındırır diğerlerinden farklı ve tuhaf bir şekilde. o zaman afrika'da sefalet içinde yaşayan insanlar da çok banal bir hayata sahip... aman allah'ım nasıl da yaşayabiliyorlar öyle yerlerde?! asilzade hayat yaşıyor, bir de diğerlerini yadırgıyor!
ankarada adam yetistirir en azından yetistirirdi ya da yetistirmeye de devam ediyor. deniz kenarında insanlar denize bakarken ankarada insanlar birbirine bakar kimseye bakmazsa kendisine bakar. birseyler yapmaya zorunlu hisseder. sanatın sinemayı konusursun. sıkıcıdır ama kendisiyle de yasamayı bilir ankara ve ankaralılar. insan onemlidir. buyukleri dinlemek onemlidir. eskiden guzel konserler olurdu. sokak calgıcıları yaygındır. sohbeti ozeldir. istanbulda ne yaptıgını hatırlamaz insanlar bir kosturmaca . bir de herseye kolaylıkla ulasabiliyorsun canın mı sıkıldı dolas don evine en az iki arkadasini gorursun iki laflarsın en kotu ihtimal. insan uretir ankara . en azından bizim donemimizde oyleydi. adam yetistirir ve istanbul bu insanları gelir alır ya da istanbul kendine getirtir.
(bkz: sana ne yarraaaam)
Denizi yeter.

Anlayana.
başlıktaki imadaki gibi orospu çocuğu değildir hani. hayır ne yapalım ölelim mi? tamam biz de sevmiyoruz; ama yemek yediğimiz kaba sıçmak da olmaz. burası da başkent sonuçta eziklemeyelim o kadar.
(bkz: ankara insanı)
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar