bugün

ankara kuşunun kısaltmasıdır. eskiden ankara'da kıymetli taş işleri pek makbulmüş, hatta meşhur "ankara zümrüdü" vardır bilenler bilir. bu kuşa aslen "zümrüd-ü anka kuşu" denmesinin nedeni, gövdesi parlak kırmızı olmasına rağmen, bilinenin aksine boyun kısımlarının çok parlak, zümrüt yeşili olmasıdır. buna ithafen "zümrüd-ü ankara kuşu"ndan bozma olarak "zümrüd-ü anka kuşu" denegelmiştir.
çok tatlı bir hayvandır. evimde besliyorum ordan biliyorum. arada sırtına alıp uçuruyo beni falan. benim hayvanımdır. tekelini aldım. sulanmayın ateşiyle yakarım! *
Bir Ahmet Kaya şarkısı.
Gerçekte var olmayan adı masallarda geçen bir tür kuş.
ANKA ya da ANKA KUŞU Kaf Dağı’nda yaşadığına inanılan efsane kuşu

Zümrüdüanka, Hüma Kuşu, Devlet Kuşu, Simürg, Phoenix de denir. Ya­kındoğu masallarında bir efsane dağı olan Kaf Dağı ile birlikte anılır. Yüzü insana benzetilen, her hayvandan izler taşıyan, renkli büyük bir kuş olarak anlatılır. Her zaman tektir ve erkektir. Ömrünün sonuna gelince kendini yuvasıyla birlikte yakar, bu ateşten yeni bir Anka olu­şur. Şehname’de ve Mesnevi’de pek çok Anka masalı anlatılır. Halk öykü ve masallarında da çok kullanılan bir motiftir. Masal kahraman­ları onun kanatları üzerinde uzak diyarlara, ya da özlenen yerlere gi­derler.

Kaynak: http://www.yeniansikloped.../anka-kusu/#ixzz2OPiaMLCd
can dündar' ın erdal inönü ile yaptığı nehir söyleşi türünde eser. birçok şey öğreniyor okur hem türk siaysetine dair hem erdal inönüye dair. kitabın kapağı, adı her şey oldukça anlamlı.
huma kuşu gibi yükseklerden seslenemez.
gaaak gaak diye ses cıkartır.
Koca reis kai'nin fedaisidir.
dambıldor reyiz seni untmadık.
Dünya üzerindeki en görkemli yaratık.
gerçekliği bilinmemekte.
En sevdiğim kuş türüdür.
Edit:hakkında şöyle bir efsane hikaye vardır:
Anka ölümsüz bir kuştur ve yakıcı alevlere yansa bile küllerinden yeniden doğar.
mitolojik bir kuş. efsanesine göre ölümünün yaklaştığını anladığında kuru dallardan bir yuva yapar ve güneşin o dalları yakmasını bekler. yanarak ölür bu kuş. sonra küllerinden yavru bir anka olarak doğar. bu yüzdendir ki dinlerde dirilişin yenilenmenin simgesidir. harry potterda da dumbledore un anka kuşu gözyaşıyla yaraları iyileştiren bir kuş olarak anlatılmıştı.
adı var kendi yok.
'sabır gösteren ve emek veren herkes, kendi anka kuşunu yaratır.'

kaynak: bi' yüksek sadakat klibi.
yamulmuyorsam fars edebiyatında simurg olarak anılır.
Son zamanlarda çok ayağa düştü.

Eskiden küllerinden yeniden doğmak mottosu ile birçok kişinin başarılarına ilham kaynağı olurdu. Zira kolumda da bir adet anka kuşu dövmesi var. Yenilsen de asla pes etmemen gerektiğini bitti denilen yerde tekrar başlayacağını empoze eden güzel bir mitolojik anlamı var. Fakat gel gör ki artık herkeslerin diline düşmüş ve sadece edebiyatı yapılır hale gelmiş. Hatta en son enes batur'un kullandığını gördükten sonra kolumdan sildirmeyi bile düşündüm. 8 yaşındaki çocukların izlemeleri ile kazandığı youtube paralarından aldığı arabasına sticker olarak yapıştırmış falan. Kendisi için büyük anlam ifade ediyormuş Küllerinden yeniden doğmuş. Ulan zaten daha 19 yaşında çocuksun. Ne gördün de hayatta ne ara yenildin de tekrar ayağa kalkıyorsun. Ne desem bilemiyorum gerçekten.. ayağa düşürdünüz ayağaa.
çocukken köyde gün batımını izlerdim. kavak ağaçlarının arasından yavaş yavaş süzülerek batardı güneş. o sırada hep bir kuş öterdi sesi ruhuma işleyen. ben ne hikmetse o kuşu anka kuşu zannerdim ama değilmiş.
liverpool fc'nin semboludür. tek farkı isminin liverbird olmasıdır.
Kırmızı Anka kuşunun sahibi ‘Kai’ unutulmadın kardeşim.
(bkz: beyblade)
görsel
liverpool fc'nin maskotu olan hayali hayvan.
mucizeler yarattığına, kendisini alevlerle kaplayana kadar 1700 yıl yaşadığına, ardından küllerinden tekrar doğup ölüme çare olduğuna inanılan efsanevi kuş.

iran efsanesine göre, bu kuş o kadar yaşlıdır ki dünyanın yıkılışına üç kez tanık olmuştur. tüm bu zaman boyunca, anka o kadar çok öğrenmiştir ki tüm zamanların bilgisine sahip olmuştur.

ayrıca gözyaşıyla en ölümcül yaraları bile iyileştirme yetisine sahiptir.
türk mitolojisinde insanoğluna ateşi öğreten kuş...
görsel

tengri dünyayı ve üzerinde yaşayanları yarattıktan sonra göklerdeki tahtına çekilmişti.
bolluk ve bereket dünyayı kucaklamıştı. ne var ki insanların büyük bir sıkıntısı vardı. soğuk...

kuşların tüyleri, yabani hayvanların kalın derileri ve kürkleri vardı. oysa insanlar çıplaktı. hayvanlar gibi soğuklardan korunamıyorlardı.
bu durum onları bir arayışa itti.
güneş gibi parlak ve sıcak bir şeye ihtiyaçları vardı. bu ateşti..

her yeri aradılar ama bir sonuç elde edemediler.
ateşe ulaşamıyorlardı. ateşsiz kalmak, soğukta kalmak demekti.

sonunda içlerinden biri yüksek bir ağacın tepesine kadar çıktı ve oradaki kuşlara dertlerini anlattı.

"siz kuşlar göklerde uçuyor, uçsuz bucaksız diyarları görebiliyorsunuz. biz insanlara yardım edin. bazılarınız soğuklarda uzak diyarlara göçüyor, daima sıcakta yaşıyorsunuz. gitmeyenlerinizin de tüyleri var onlar sayesinde korunuyorsunuz. biz soğukla baş edemiyoruz, bizim ateşe ulaşmamız lazım. siz bize yardım edebilirsiniz." dedi.

kuşlar insanlara acıdılar.

yardım edeceklerine dair söz verdiler ve dört bir yana uçtular.
epey zaman sonra geri döndüler.
ne var ki hiçbiri iyi haber getirmemişlerdi.
insanlar yine de onlara yardım çabaları için ikramda bulundular. bu ikramdan etkilenen bir kuş çok önceleri duyduğu bir şeyi anlattı.

"ne zaman kimden duyduğumu hatırlamıyorum yeri-yurdu neresidir onu da bilmem ama anka kuşu diye bir kuş varmış, o ateşin sırrını bilirmiş. çünkü onun bir adı da ateş kuşuymuş. onu arayın, gerçekse eğer size ateşi verecektir." dedi.

artık ateş için bir umut vardı...insanlar bir umut belirdiği için sevindiler.

dört bir yana dağılıp anka kuşu'nu aramaya koyuldular.
günler, haftalar geçti ama bulamadılar. sonunda içlerinden biri "ulu kayın'a gidelim. öyle kutsal bir kuş olsa olsa kutsal ağacın dallarında yaşıyordur." dedi. dağları aşıp dünyanın direği olan ulu kayın'a vardılar.
görsel

gerçekten de anka kuşu oradaydı.
onu görünce sevinç ve heyacana kapıldı insanlar.
saygıyla onu selamladılar ve isteklerini dile getirdiler.
görsel

anka kuşu onları yanıtladı;
"en mükemmel yaratılanın insanoğlu olduğunu düşünüyordunuz ama bir soğukta bu fikriniz sarsıldı.

oysa ki sizi üstün kılan aklınız.

onu kullanmalıydınız.
derdiniz çaresi uzaklarda değil, etrafınızda.
çevrenizi iyi tanısaydınız bu zorluğu aşabilirdiniz.
gidin beyaz renkli taşları arayın, onlardan bulduğunuzda birbirine vurun size kıvılcım verecektir. onu da kuru otlarla buluşturun ateşe kavuşacaksınız..."

insanlar bu bilgiyle yurtlarına döndüler.
kısa sürede anka kuşu'nun bahsettiği taşları bulup ateşe de kavuştular.
o günden sonra da artık soğuktan korkmaz oldular...
görsel

işte anka kuşu o günden sonra türkler için, insanoğlu için kıymetli ve saygı duyulan bir doğa unsuru oldu.
onu en kıymetli taşın adı ile andılar ve zümrüd-ü anka dediler...
görsel

#mitoloji