bugün

ara ara başıma gelen durum. nedendir bilmem bir kitap okurken özellikle çok gelir başa. amma ki izmirde kitap fuarına bir girersiniz yazarların oradaki havalarını görürsünüz o an öyle bir kitap yazma isteği gelir ki hemen eve gidip yazmak istersiniz. lakin buna henüz hazır olmadığınızı anlamanız çok uzun sürmez. sonra dersiniz neyse ben şimdilik okuyayım da sonra bir gün ileride daha sonraki bir tarihte hafif yaş başını alınca hayatı bir dengeye oturtunca yazarız dersiniz.

kötü ihtimal bu ertelenir de ertelenir ve artık yazmak için çok erken olur. bu yüzden bu istek geldi mi vazgeçmemek gerekir. yavaş yavaş az ama öz yazmak gerekir. beğenmezen yırtar atarsın ama yazmaktan ne zarar gelmiş ki?
sözlüğe yazacağıma kitaba yazarım diyen yazar isteğidir.
Aniden giden istekdir. Anlıktır o anlık.
Boş boş vakit geçirdiğiniz ve naptığınızın belirsiz olduğu bir dönemde ulan dur ben bir kitap yazayım en iyisi diye gelen istek.

not: sonucu "kitap" diye kaydedilmiş iki üç sayfalık word belgeleri.
Kitap değilde hikaye yazma isteği geliyor hatta hikaye bir güzel yazılıyor ardından çürümeye bırakılıyor.
Günde en az bir kez ( elden ) gelen istek. Lan bu kadar sikko yazarlar kitaplar dolaşıyor etrafta. Ben de bir şeyler bırakiyim şuraya diyorsun ama olmuyor. Beş yüz kelimeden sonra bi köşede iltihaplaşmaya birakiyorsun yazdıklarını.
son dönemde okuduğum denemelerden dolayı sık sık gelen istek.
sonra açıyorum bir bira, açıyorum müziği ve yazıyorum ufak bir şeyler 3. biradan sonra hemen geçiyor.
Böyle otobus camından boş boş bakarken gelen istek. aklına 3 5 satır bişey gelir sonra unutursun. insanı kendini ifade etme isteği işte, çevrende seni anlayacak kimse yoksa daha çok oluyor.
Bu bana da çok sık oluyor, hayır sanarsın yetenek var ama yok. Neyine senin böyle istekler içinde sıkışıp kalmak löl.
Kafamın içinde kurulup çok güzel duran cümleler yan yana gelince öyle durmuyormuş.