doğaya bakıldığında ve araştırıldığında, gökyüzüne ve uzaya bakıldığında ve araştırıldığında çakrası açık biri tarafından zaten görüldüğü için bu eylemleri gerçekleştiren kişilerin istemeye ihtiyaç duymadığı olgu. bir de 2. olarak herşeyin 5 duyudan ibaret olduğuna inanan bir ateistin inanmak için pazarlığa oturduğunu düşündüğü zaman söylediği en ünlü sözlerden biri. örnek olarak:

atesit: madem var neden gözükmüyor ?
naateist: ?!
fiziksel anlamda bir görüntünün bütünden ayrılabilmesi durumu onun sonsuzluğunu bitirir yani gözün gördüğü, kalbin hissettiği hiçbir şey sonsuz olamaz.. şayet bir varlık sonsuz ise işaret ve hayal edilemeyeceğinden yoktur.
hz.musa(a.s.)'ın da istediği bir durum. bu gözlerle göremeyeceğimiz için imkansız. ancak sıfatlarını her yerde görebiliyoruz.
--spoiler--

Araf Suresi 143- Ne zaman ki, Musa, mikatımıza geldi, Rabbi ona kelâmıyla ihsanda bulundu. "Ey Rabbim, göster bana kendini de bakayım sana". dedi.

Rabbi ona buyurdu ki; "Beni katiyyen göremezsin ve lâkin dağa bak, eğer o yerinde durabilirse, sonra sen de beni göreceksin".

Daha sonra Rabbi dağa tecelli edince onu yerle bir ediverdi, Musa da baygın düştü.

Ayılıp kendine gelince, "Sen sübhansın", "tevbe ettim, sana döndüm ve ben inananların ilkiyim," dedi

--spoiler--
söylenenlere/yazılanlara göre musa peygamber'in ısrarla yapmak istediği eylemmiş. tur dağı'nda ısrarla kendisini görmek ister. yine söylenenlere/yazılanlara göre çok hafif (buradaki sıfat başka birşey de olabilir tam hatırlamıyorum) bir ışık hüzmesi belirir ve musa o anda bayılır. vasıf olarak çok üst kademelerde bulunan peygamberler için dahi bayılma sebebi ise allah'ı görme, normal bir insan için götü başı kaybetme olurdu herhalde.
(bkz: bi arkadaşa bakıp çarpılıcam)