vicdan, kalp, duygular yoluyla bulunabilecek bir yaratan olduğu gerçeğini akıl yoluyla da ispat etmektir. hz. ibrahim'in zamanında yaptığı sorgulamalardır, akli-fikirsel önermeleri kalbiyle birleştirmesidir.

benim de bir önermem var sevgili atesitler ve inananlar

not1: öncelikle fosil sergisi kuracak, fosil capsi koyacak değilim. adnan hocanın kedilerinden değilim saçını tek düz düzleştiren basit bir kadınım. ve adetten olan ateistler bunu da açıklayın espirikini patlatmicam.

not2: not3'ü yazının sonunda hevesle beklemeniz dileğiyle yazıya başlıyorum.

doğayı, canlıları ve evreni tüm güzelliğini bir yana bırakıp akıl ve mantıkla inceleyince gereksiz bir canlı, cansız bulamadım. lan şu canlı ne halta yarıyor zaa dememle onun besin zinciri, ekosistem açısından görevini ağzıma tıkarlar biyologlar, fizikçiler. sonracıma bu canlıların bu düzenin ya da asli genel görevlerinin(davranışlarının-doğalarının) dışına çıkmıyorlar.
misal virüsler ne melum canlılardır bir bir hücre patlatırlar ama lakin onlar bile doğalarından gelen asli tek görevi yürütüyorlar, onun dışına çıkmıyorlar.

tamam. güzel aferin tabiat ana süpersin ahanda yaratan demicem.
ulan insan ne peki dicem?
ne faydası, ne görevi, ne için var bu doğada? bu gezegende dicem. ben doğa açısından bir gereklilik bir görev biçemedim insana. olmasa da olur. ki olmaması lazımdı. bi gezegen bu kadar gerekli ve düzenli bir sistem içinde gereksiz ve kendini yok edecek insanı niye var etsin, nasıl var eder, nasıl bu düzenin dışında varlığı düzenine karşı çıkarak yaratır?

orada durun.
çünkü doğa insanı var etmez, edemez.
çünkü insan tanrıyı yaratmadı, tanrı insanı yarattı.

insana biraz daha bakalım hayvanları, bitkileri, madenleri, nehirleri nasıl da kullanıyor, istediği gibi çoğu zaman, tek tük değil ucsuz bucaksız farklı farklı doğası , davranışı var. bir köpek gibi eğitmek yok, bir balık gibi üreme mevsimi yok, o kadar doğa dışı ki, buraya ziyaretçi olduğu çok açık.
ve bakıyorum gezegende kimsenin(canlıların) kullanmadığı doğal geri dönüşüme gidecek tezeği kullanacak kadar doğa dışı.
ve bakıyorum biyoloji, fizik, mikrobiyoloji kuracak kadar doğa dışı.
ve bakıyorum yaptığı hareketleri yorumlayan, çevresindeki hareketleri yorumlayacak(misal brusellozdan ineği kurtarmak, arıların uçuş şekillerinden davranışlarını açıklamak) doğa dışı.

not3: her önerme çürütülebilir, geliştirilebilir. insan aklı asla doğmatik olamaz, asla sorgulamadan denilenlere inanmaz, inanmamalı.
kısacası eleştirilerinize, mesajlarınıza cevap ederim.

edit: dini değerlere saygısızlık yapacaklar hiç toplaşmayın.
aklın uğramadığı alan yaratıcı olduğu hususunda aklın var olabileceğini göstermek için yazdım. akıl üzerinden felsefeniz, kibriniz, ön yargılarınız için yazdım.
bir insan sizin gibi kalbiyle inanmak istemeyebilir, aklıyla inanmak istemeyebilir ya da her ikisiylede.
bunun tersi de mevcuttur kalple, * ya da her ikisiyle inanabilirsin bu inandığın şeyin noksanlığından değil senin noksanlığından kaynaklanır.
ibn i tüfeyl'in hayy bin yakzan'ının başardığı buluş.
imamların; "sorgulayın lâkin şüpheye düşmeden" diye sıçmaladıkları sürecin ütopik sonu. Bu arada ibrahim'in yürüttüğü mantık son derece basittir. Günümüzde yaşanacak sorgulama ve arayışlara abraham'ın mantığı yanıt veremez. "şüpheye düşmeden sorguluyorsanız" yani bunu başarabiliyorsanız gidin peygamberliğinizi ilân edin. Boşa vakit öldürmeyin.
Tanrı tanımazlığı bir meziyet sanıp, inanları aşağılayan, onları hor gören, aklını kullanmayan cahil kimseler olarak gören ateistler aslında kendi aklını kullanamayan bununda farkına varamayan acınası kimselerdir.