bugün

kötü durumdaki veya cani sikkin birine "söyle yapmaya ne dersin?" tarzinda hosuna gidebilecegi türden bir soru soruldugunda alinabilecek cevap.
necip fazıl kısakürek'in şiiri;

sırtımda taşınmaz yükü göklerin;
herkes koşar, zıplar, ben yürüyemem!
isterseniz hayat aşını verin,
sayılı nimetler bal olsa yemem!

ey akıl, nasıl da delinmez, küfen?
ebedi oluşun urbası kefen!
kursa da boşluğa asma köprü, fen;
allah derim, başka hiçbir şey demem!
- ne dersin?

* allaaah derim.

- ??
-bu ilişki en fazla 2 ay sürecek diyemem ya o zaman sen kabul etmezsin en iyisi ben ciddi ve seviyeliyim deyim arada ailemden de bahsederim yersin bir güzel ohhh...
deli deli küpeli filminin bir sahnesinde geçen bir replik.

şöyle ki, ilçenin kötü adamları, kaymakamın koynuna kadın sokup, onu o şekilde basıp, görevinden men edilmesini isterler. fakat bu haber kemal sunal'ın kulağına gelir. o da kadının güzel olduğunu öğrendikten sonra yaverine; "benim yerime sen kaymakam olacaksın. kadın beni tanımıyor nasıl olsa. ne dersin?" diye sorar. yaverin cevabı basittir: " allah derim."
"allah demek" kalıbının ortam şartlarına göre ek alarak asıl anlamından taşmamış hali...

"zikrederim, fikrederim, şükrederim, fatih terim" (bkz: zuhaha)