bugün

algos kelimesinden üretilmiş bir bilim. ağrı bilimi.
Ağrı, insanoğlunun tarihi ile eşdeğerdir. Hiçbir insan yoktur ki, yaşamının herhangi bir döneminde ağrıdan yakınmasın ve hekime başvurmasın. Ancak ağrının bu denli önemli olmasına rağmen tıpta yeterince ele alındığı da söylenemez.

Ağrı sistemi, kısa süreli ya da akut ve uzun süreli, kronik olarak iki biçimde ele alınabilir.

Akut ağrı genelde bir uyarı sistemi olarak çalışır. Ağrı, size vücudunuzun bir yerinde bir bozukluk olduğunu, tıbbi bir bakım gerektirdiğini ve bu bozuk bölgenin daha fazla tahrik olmaması için o yaranın iyileşmesi gerektiği konusunda sizi uyarır.

Akut ağrı, genellikle bir darbe veyahut hastalıkla birlikte başlar. Örneğin; Bir yanık, kırık, böbrek taşı gibi nedenlerle vücut ağrılı uyaranlara karşı açık hale gelir. Bu ağrı uyaranı beyine kadar ulaştığında ağrıyı algılamış olur.

Akut ağrı, bir alarmdır. Yani hastanın hekime başvurmasında rol oynayan önemli bir alarm olarak karşımıza çıkar.

Ağrı, akut durumlarda bir alarm olarak karşımıza çıkarken, kronik ağrı ise, tam tersine bir hastalıktır. Özellikle kronik ağrı, aynı zamanda bir toplumsal sorun olarak da karşımıza çıkar. Her yıl yedi yüz milyon işgünü ve altmış milyar dolar zarar meydana geldiği düşünülmektedir.

Kronik ağrı, aslında basit bir bulgu değil başlı başına bir hastalıktır. Birçok bel ağrılarında, baş ağrılarında ve diğer uzun süreli ağrılarda hastanın hekime başvurmasına neden olan temel sebep ağrıdır.

Ağrının basit bir bulgu olarak değil, bir hastalık olarak ele alınmasıyla birlikte son 30 yıl içerisinde tıpta önemli gelişmeler olmuştur. Ağrının mekanizması, çeşitli bölgelerin ağrılarının nasıl meydana geldiğinin anlaşılması hücre seviyesinde hatta gen seviyesinde ağrı mekanizması ile ilgili çok önemli adımlar atılmıştır.

Artık, ağrının vücutta nasıl meydana geldiği çok daha belirgin bir biçimde ortaya konabilmekte bununla birlikte çeşitli yöntemlerin de uygulanması mümkün olabilmektedir. Tıptaki ağrı konusunda gelişmeler sonucunda ağrı, yeni bir bilim dalının Algolojinin konusu haline gelmiştir. Dünyanın birçok ülkelerinde kurulan Algoloji Bilim Dalları ve laboratuvarlar ağrı ile ilgili araştırmaları sürdürmenin yanı sıra hastaların ağrılarını dindirmeye çalışmaktadırlar. Ağrı elbette ki tek başına bir tıp dalının konusu değildir. Nöroloji, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon, Ortopedi ve Travmatoloji, Omurga Cerrahisi, Beyin Cerrahisi, Romatoloji gibi birçok tıp dalı, ağrılı hastalarla uğraşmaktadır.

Algolojinin bu dallardan temel farkı sadece ağrılı hasta ile uğraşması ve ağrıyı dindirmeye çalışmasıdır. Diğer tıp dallarının kendi bünyeleri içerisinde farklı hastalıklarla da uğraştıklarını biliyoruz. Önemli olan Algolojinin diğer bir işlevidir. Bu işlev, diğer tıp dallarının uğraştığı ağrılarla ilgili olarak da bir koordinasyon sağlamak, hastanın boşu boşuna vakit kaybetmesini engelleyerek doğru zamanda, doğru bilim dalında görülmesini sağlamaktır. Böylelikle ağrılı hasta, vakit kaybetmeden Nöroloji, Nöroşirurji, Beyin Cerrahisi, Ortopedi ve Travmatoloji ya da hangi dalda görülecekse o dala doğru yönlendirilebilmekte ve bunun sonucunda zaman ve maddi kayba uğramadan görülebilmekte ve tedavi edilebilmektedir.

Algolojinin diğer temel özelliği, tıp içerisinde ağrı ile ilgili çalışmaları sürdürmek ve bunları toplum bazında yayılmasını sağlamaktadır. Ağrı kliniklerinin kurulmasının temek sebebi budur.

*
algos kelimesinden üretilmiş bir bilim. ağrı bilimi.
Algoloji ya da fikoloji, çokhücreli ya da tekhücreli alg (yosun) cinslerini inceleyen biyoloji dalı. Algoloji ile ugraşan biyologlara algolog denir.

Algoloji, tıp alanında ağrı bilim dalıdır.
*
çok hücreli ya da tek hücreli algleri inceleyen biyoloji dalı...
tıpta ağrı bilimi