bugün

selam.

topuklarıma yapışmış bir muğlak,
küfrettiğim sevişmelere sirayet ediyor
ve on üç yaşımda hayallerime yapışmış duman,
meşakkatli bir cinayet gibi gülümsüyor durmadan

bu fikrimi sizlere bu liriklerimle tasvir etmek istedim.
merhaba,
ben pembe tolga

ihtiyatlı ruhumuzu aşkın körpe tevazusundan koparan, kalbimizin ortasına devasa bir güven abidesi diken, aslında hiç güvenmememiz gerektiğini eski erkek arkadaşlarıyla yiyişme sayısından anlamamız gereken; fakat yine de hormonlarımızın gösterdiği aksülamele yenik düşerek güvendiğimiz, bizi bir emtia gibi değersizleştirerek eski erkek arkadaşına koşan sevgilimizi denize dökmek... izzeti tartışılmaz deryaların içinde alçak ruhunu ehlileştirmek, pişmanlık bilmez pespaye gözlerini denizin karanlık hüznünde öldürmek.

sanki iblislerin arasından temayüz etmiş bir sevgiliydi, oysaki meleklerle birlikte arp çaldığını sanırdım. ne kadar toymuşum, ne kadar da renksizmişim... gözlerimin önünde serpilen zehirli sarmaşığı görememişim; oysa bir papatyanın mütevazı ve akıbeti belirsiz hüznüyle sevmiştim onu. ah gaydaşlarım, eski sevgilisini de bir görseniz; flamingolara oral seks yapan bir kaplumbağa tipinde, jant kapakları hiç değiştirilmemiş 85 model peugeot minibüs görünümünde, karaktersizler tanrısının yardakçısı sanki.

evet, sevgilimin kullanılmış bedenini hidroflorik asitle erittim. plastik kaplara doldurup doldurup denize döktüm... sevgilimi denize döktüm. yok olup giden hayallerimizin eriyişine şahit oldum, hayal kırıklıklarının uhrevi kokusunu soludum. ruh hastası aşkımın deniz suyunda dağılışını, birtakım masum balıklara verdiğim zarara üzüldüm. sağ arka cebimden çıkardığım 100 dolarla gözyaşlarımı sildim.

sevgilimi denize dökmüştüm; fakat dünyalar çirkini sakallı eski sevgilisi hala dünyamıza zerk olmuş vaziyette yaşıyordu. sonra güldüm kendi kendime... oysaki eski sevgilisi bendim artık. bendim terk edilen, bendim pipisinin şehvetinden vazgeçilen. zemheri gecelerde yalnızlığıma teessüf eden bendim! "boş ver." dedim kendi kendime, boş ver be tolgişto...

bir ıslık tutturdum o sırada, 9.senfoni süzülüyordu dudaklarımda. gözyaşımla karışmış huzuruma "merhaba." dedim yeniden.
merhaba acının son raddesine gelmiş pişmanlık, merhaba benim renkli eski dostlarım, merhaba gaydaşlarım...

hoşça kal, en güzel yaşıma gem vurmuş eski arkadaşım.

topuklarıma yapışmış bir muğlak,
küfrettiğim sevişmelere sirayet ediyor
ve on üç yaşımda hayallerime yapışmış duman,
meşakkatli bir cinayet gibi gülümsüyor durmadan
Sevgilinin Yunanlı olması muhtemeldir. tamam lan bok gibiydi kabul.
(bkz: aldatan sevgiliyi dökülebilen bir şeye çevirmek)
çöpe dökmenin daha etkili olacağı önermedir.
izmirden mi denize dökeceksin sorusunu akla getirir.
Dexter üsulu yapılmalıdır.
sevgiliyi, ruhuyla beraber temizlemektir.

denize her baktığında, kanayan yaralarını 100 dolarla silerken veda etmektir.
aldatan sevgili yunansa daha zevkle yapılacak olan bir eylemdir .
denizi orsopuyla/şerefsizle kirletmeye değmeyecek durumdur.

not: durumumuz yoktu kardeş okuyamadık.
cinsel organini kesip kopek baliklarina atmak daha rahatlatir.
ya küllerinde doğarsa belanı sikerse varsayımının olabiletisini düşünmeye sevk eder.
sevgilinin kökenlerinin girit dolaylarına dayandığını gösteren eylemdir.

görsel
hıyar tarlasına salmak daha iyi bir çözüm.