bugün

daha doğrusu türkiye nin yarısı ahlaksızlığa sempati duyuyor .
daha daha doğrusu: inandı ama inadından vazgeçemedi.
türkiye cumhuriyeti nin yönetim şeklinin tam olarak kanıtıdır.
bizi yönetenler sonuna kadar bizi temsil etmiştir.
türk halkı yüzsülük, hırsızlık, dürüst olamama gibi erdemsizliklerinin tam olarak yansıtıldığı için "işte içimizden birileri bizi yönetiyor, onlar bizden biri" demişlerdir.
Daha doğrusu oportünist Türk halkı haksızlık, hukuksuzluk, hırsızlık vs tarzı şeyleri siklemedi.
Adamlar "caldiysa caldi ben bana yaptigi hizmete bakarim." Kafasinda. Biz daha neyi tartisiyoruz bunlara niye laf anlatmaya calisiyoruz ki?
fıkradır, anlatılır:

adamın biri aile çevresinin de telkinleriyle karısının kendisini aldatmasından şüphelenmiş ve bir dedektif tutmuş. dedektif, kadını belli bir süre takip etmiş ve sonunda şöyle bir rapor yazmış:

- sen evden ayrıldıktan sonra karın bir telefon konuşması yaptı ve kısa bir süre sonra evden çıktı. bir taksiye bindi ve x yerde inip genç ve son derece yakışıklı bir erkekle buluştu. birlikte bir süre el ele dolaştılar. daha sonra bir barda alkol alıp, dans ettiler, oradan da bir otele gittiler. hemen yanlarındaki odayı da ben tuttum. Onlar odalarına çekilince anahtar deliğinden baktım. Birbirlerine sarıldılar, elbiselerini çıkardılar ve ışığı kapattılar...

Adam:

– Tüh be... desene gene şüphede kaldık...
2014 yerel seçim sonuçlarının özetidir.
bunların önüne sesli videoyu koysan yine inanmazlar. bugün bilal'in oy verme görüntülerini izledim. işim gereği insan psikolojisini iyi analiz ederim. adam bariz suçluluk, utanma ve korku dolu sinik bakışlarla kaçarcasına çekildi kamera önünden. bu skandallarda çalan çırpan neler yaptığını çok iyi biliyor, milletin önemli bir kısmı da biliyor. ama anadolu'ya işi için giden arkadaşlar anlattı. milletin haberi bile yok çoğu skandaldan. susturulmuş medya, korkak basın vs. olayları pek anlatmadı, medeni bir ülkede yaşamıyor olmamız, gelişmiş bir demokrasimizin olmayışı, teokrasiye olan yatkın halkın padişah özlemi, muhalefetin eline geçen fırsatı yeteri kadar iyi değerlendirmemesi vs. vs. asıl önemli olan bundan sonra ülkede gelişecek olaylarda neler olacak göreceğiz. özgürlükler konusu, kutuplaştırma ve baskı rejimi ülkeyi nereye götürecek. son bir hatırlatma bir yalanı çok fazla insanın söylemesi onun doğru olduğu anlamına gelmez. hitler de rejimle gelmişti.
%70 kadarı inandı, ama "çalıyorlar, ama çalışıyorlar" diye son bir fırsat daha verdi. ekonomi sallanmaya başlayınca, büyük oranıyla desteği tamamen kesebilecek bir kitledir.

2009 yılındaki krizde görülen oy kaybı daha büyük ölçüde görülebilir. hükümetin emekli maaşlarına seçimlerden önce zam yaptığı hiç görülmemişti, ama düşüşü görüp can havliyle zam yaptılar. önemli bir gösterge !
bu nasıl seçmendir ya, babasından şüphelenir, akepeden şüphelenmez.
inandı inandı zaten biliyolardı. bakara makara bir hayat tarzı var hepsinin. iddia ediyorum bütün akpliler gizli ateisttir. maddecidir.
http://galeri8.uludagsozl...437/dusunemedi_524737.jpg
bir önceki yerel seçimlerdeki oy oranı baz alındığında, cemaat kanadının da oylarını düştüğün vakit akp seçmenlerinin dışında yolsuzluklara inanmamış yüzde 15'lik bir kesimin daha oluştuğu gerçekliğiyle karşı karşıyayız. hmmm enteresan... elektrik kesintileri mi dersiniz yoksa ülkede göbeğini kaşıyan yeni köylüler, dağlarda yeni çobanlar, gıdasızlıktan boyu kısa kalmış yeni neriman teyzeler, yeni taksici necdet abiler falan mı türedi?
bence inandı inanmasına da, gözünde canlandıramıyor tam olarak.

daha hala "yediyse ötekiler de yedi" argümanı üzerinden konuşuyoruz. tey allahım. yahu arkadaşım, irana ambargo uygulanmışken bir hayırsever(!) iş adamı irandan alınan doğalgazı altınla ödüyor. doğalgaz diyorum doğalgaz. ülkenin doğalgazı. ve bunun ödenmesinde bu iş adamı aracı oluyor. bakın bu kasetle falan ilgili değil. http://betam.bahcesehir.e...-ihracati-altin-sirtladi/

ali babacan da o dönemde bunu açıklamıştı. tüikte de veriler var. yani ayan beyan ortada olan bir şeyden bahsediyorum. bu saatten sonra yolsuzluk yok diyen akpli de olsa ciddiye almam. ya gündemi zerre kadar takip etmiyordur, ya da gerçekten okuduğu, dinlediği haberi anlayamıyordur.

ama sorun şu "yediyse onlar da yediler" kafasında. hele akp iktidardan düşsün, göreceksiniz ki cumhuriyet tarihinin açık ara farkla en büyük yoolsuzluğunu yaşamışız. yahu erbakanın yolsuzluğu, adı üzerinde kayıp trilyon davasıydı. trilyon demek, milyon demek. fiyat endeksi 10 katına çıksa, 10 milyon lira demek. ulan şimdi bakana iyi niyet diye verdikleri saat bile neredeyse yarım milyon lira.

üstelik o yolsuzlukların çoğu siyasi olarak cezasız bırakılmadı. elbette hak yerini bulmadı ama en azından halk tepkisini gösterdi. peki ya şimdi? "yediyse benim malımı yedi" diyorlar. güler misin ağlar mısın.

ama gerçekler ortaya çıktığında bunlara en okkalı küfürleri siz edeceksiniz. ondan da eminim.
çünkü sürekli birileri yolsuzluk diyor ama adamlar duble duble yol yapıyor. göz görüyor bunları göz.