bugün

düştüm bir ıssız adaya... ve ortamdaki ağaçlara bakıyorum da binlerce göz ve deri. her dalda her yerde bukalemunlar..bunca canlı organizmanın arasında kendini kolaycılığa korkaklığa ve ağaç şartlarına uyarlayan milyonlarca can verilmiş bukelamun var. bunlar kendilerine çoğunluk derken onlardan yerlere dökülmüş vicdan kırıntılarını bir bir topluyorum ben..pes yahu, şimdiye kadar ben akp'liyim diyen çıkmadı. çok mu şey istiyorum. nedir sizi rahatsız eden?
bukelamun dolu bir adada, yanıma herhangi 3 şey alarak bile sıradanlığın ve farklılığın kendiliğinden oluştuğu bir havayla, yanıma aldığım o herhangi cansız 3 nesneyle, (olta, çakı, balta) ile bariz farklılığımın ortaya çıkması gün gibi aşikar. şimdi, sen akp'li söyle bana: vicdan kalıntılarında kah oraya kah buraya savrulmuş ve kendini kaybetmiş bir insanın dramıyla ortalıklarda gezerken, sen bana sakın din ve vicdandan bahsetme. patlamış ampülün titreyen telleri gibi olan vicdanını da al git n'olur.
geldikleri gibi giderler.
chp li bir ağız ile akp li değil ak parti li olmalarından veya bazı durumlarda mahalle baskısından kaynaklanır.
yanlış olan önerme, çünkü; ben akp liyim.
hayır, ak partili benim.

(bkz: karamurat benim)
doğrudur. akparti liler akp liyim demez zaten akparti liyim der.
chp li lerin ben beyinsizim diyememesinden daha acı olmayan durum.ulen siyaseti ne hale getirdiniz be.
asılsız iddiadır. diyoruz ama herhalde bunu anırmamız, kendimizi yırtmamız falan bekleniyor chpliler ya da mhpliler gibi. sandıkta söylemek kafi.
akp'nin ezber bozan eylemlerinden ötürüdür.

örneğin, solculardan yenilikçi tavırlar beklerken çok daha fazlasını muhafazakar olması beklenen akp'den görmek, çoğu kişiye şaşırtıcı gelmektedir.
tevazu göstermelerindendir.
dün mhp'li anavatanlı, refah partililer bugün akp'li. yarın başka parti geldiğinde o partiden olacaklarından kesin bir şey diyememe durumudur.
mevcutların içinde düşüncelerimle örtüşebilen en uygun parti olarak akp, ya da ak partiye oy verdim diye akp li mi oldum. özgür düşünce tabanında yetişmiş beyinler bugün a partisine, yarın b partisine oy verebilirler. futbol takımı tutar gibi parti tutmak ve bunu her ortamda açıklamak zorunluluğu mu var?
nedenini bilmiyorum fakat ben akp'ye daha sıcak bakıyorum... chp,mhp ve diğerleri daha sağlam liderler bulana kadar...

siyasette hep halkın çıkarına bakarım ben. çevremdeki hiç bir insan önceki dönemlerdeki zorlukları yaşamıyor. sosyetik bir çevrede yaşamıyorum belirteyim. benim şikayetlerim yok mu? tabi ki var ama daha azaldı sanki son senelerde... herşey bir sisteme oturuyor. çevre düzenli, ilçelerde sanatsal etkinlikler yapılabiliyor. tabi bazı insanlar kendi siyasi görüşlerine göre kullanıyor bu imkanları fakat onlarda bir süre sonra sistemde kendilerine yer bulamıyorlar... akp bu ülkede zor olan şeyleri başardı. asker sesini çıkartamıyor, muhalefet desen o hiç kalmadı.

bugüne kadar çoğu hükümet zengin kesime hizmet etti. fakat hesaba katmadıkları şey, kendilerine oy veren kesim bir avuç zengin değil; geride kalan orta ve düşük gelirli halktı... akp bunu çok iyi tahlil ederek politikasını bu yönde geliştirdi... şöyle çevrenize bir bakın... ne kadar çok park var değil mi? ne kadar arttı şehir tiyatrolarının sayısı? okullardaki imkanlar ne düzeyde? halk eğitim evleri(ismek,komek vs.) ne kadar çoğaldı? sağlık hizmetleri ne kadar gelişti(kötünün iyisi) ve daha bir sürü küçük gözüken ama düşük gelirli halkı memnun eden şey... bu şekilde hayatını işçilik ve memurluk ile idame ettiren insanlara psikolojik yönden huzur sağladılar. belki de bunlar sizlerin dediğiniz gibi göz boyama, belki ben kandım bunlara... o zaman sol partiler iktidar olduklarında onlarda yapsaydı bunları... sende yapsaydın halka birşeyler, sen boyasaydın gözümüzü...

akp'nin bu kadar fazla oy almasının tek nedeni belediyeciliğidir. inanın şu belediyelerin işleyişlerinde bir aksaklık olsun çark durur... rte'nin provokasyonlara karşı bir anlık gaflet ile ağzından çıkanları bu yaptıkları toparladı hep... türk halkının %70'i sağ görüşlü... sağ partiler çoğalmadıkça, sağ görüşün oyları bölünmedikçe, inanın onları düşürmek çok zor...

kemal kılıçdaroğlu dürüst bir insan olabilir fakat daha rtenin partisinin istanbul belediye başkanlığı seçimlerinde gösterdiği adayı geçemedi; nasıl başbakan olsun? bir vizyon'da göremiyorum, sadece çene çalıyor... geçenlerde habertürk'te rastladım. bir-iki espiri yaptı öldüm... fakat utancımdan... tv'de insanlar utanç verici duruma düştüklerinde yüzümü kapatıyorum nedense, saklanacak yer falan arıyorum...

gelelim mhp'ye sağ kanadın yıllardır temsilcisi... fakat onlarda devlet bahçeli ile bir arpa boyu yol alamazlar...

dikkat ederseniz bir cümle sürdü mhp çıkarımım...

kısacası değişim şart... hükümet dışındaki, tüm sağ ve sol partilerde...
(bkz: ben akp liyim)
genellikle sağ kesimin ''ortadoğu'' havası olması ve pek aydın kimseler gibi görünmemeleri. Öylemidir değilmidir tartışılır, ama sol tarafın biraz daha liberal ve yenilikçi bir havası var. gerçi türkiye'de her ikisi de bir garip, dünyadaki sağ sol anlayışıyla tam örtüşmüyor.
her devrin adamı oldukları için önümüzdeki seçimi garantilemeden ne olduklarını gözler önüne sermek istemiyorlardır.
Şu tarz diyaloglarla tespit edilebilmektedir:

A--> A kişisi B--> B kişisi

A: Arkadaş anlamıyorum ya?
B: Neyi hayırdır?
A: Bu AKP ye kim oy veriyor?
B: Hakikaten.
A: Şimdi bunlar %47 oy almadı mı? Yani her 2 kişiden birinden oy aldılar.
B: Doğru.
A: E o zaman ikimizden biri oy verdi bunlara?
B: Yani...
A: E sen vermedin, ben zaten vermedim... O zaman bunlara oy veren kim allah aşkına?
B: Eheh...
utanmalarından kaynaklıdır. kendi ortamlarından haliç dışarıda bir sohbette ilk tanıştıkları biriyle olan sohbetlerinde bunu kolay kolay söyleyemezler. onlarda haklı tabi... utanmak kötü şey hele kendinden utanmak...
akpliyim.
Şimdi onlar düşünsün.

Ama akpliyim demek çok genel bir kavram. Özel olarak açıklamam gerekirse, bu adamın bir evliya ya da peygamber olmadığını biliyoruz. iyi işlerini de biliyoruz, yediği bokları da. Meselemiz hangisi daha çok ya da desteklemek gerekir mi değil. Kusursuz bir hükümet olmadıklarını biliyorum, bunlardan daha iyisi de gelebilir. Ama bugünlük akpliyim.

"you either die a hero. You will live long enough to yourself become a villian."