türkiye'de çokseslilik adına büyük çalışmalar yapan, Atatürk'ün isteği üzerine, türkülerimizi çok sesli hale getiren büyük müzisyenimizdir. özsoy operası op1 nolu eseridir.
20. yüzyıLın en büyük bestekarLarı arasında yer aLan opera bestekarı.. türkiye'de devLet sanatçısı ünvanını aLan iLk sanatçıdır.. gıLgamış, köroğLu, taş bebek gibi operaLarı besteLemiştir..
(bkz: turk beşleri)
ETiLER akmerkez'den başlayıp, ulus'taki trt'ye kadar uzanan, inmeli çıkmalı, her iki yanı lüks evler bulunan hoş caddenin adıdır.

bu cadde takip edildiğinde, portakal yokuşundan doğruca ortaköy'e inilir.
ilk türk operası bestecisi... ilk devlet sanatçısı ünvanını almış ve en önemli eseri de Yunus Emre orotoryosudur...
(bkz: adnan saygun caddesi)
piyano konçertosu no.1 'i dinliyorum şu anda. üç bölümden oluşan bir konçerto. Modern orkestra müziğine çok benziyor. Yani, bunun anlamı benim için şu: elle tututlur bir melodisi yok. yani, bir mozart değil, ki o bir klasik müziğin klasik döneminin simgesidir. bir çaykovski yok, bir rodrigo gitar konçertosu yok. beethoven'ın piyano konçertoları gibi değil. bir rahmaninof değil. rahmaninof'un üçlüsünü andırıyor dediğim yerleri var.

şu anda, gündemde olan türk bestecilerinin doğru dürüst beste yapamadığını iddia eden tartışma (#10029085) doğru mu kendim görmek istedim. bence doğru değil. ahmet adnan saygun'un konçertosu yoğun duygulu ve enerji dolu. düşünceleri ve cümleleri açık. oldukça da görkemli. hatta bazı yerleri çarpıcı, yüze vurucu. içinde anadolu ezgisi var diyemem.

bu müziği, müzikle ilgilenmeyen bir kişi keyif alarak dinlemez. ders çalışırken hiç dinlenmez.
edit: (bkz: ahmet adnan saygun piyano konçertosu no 1)
ahmet adnan saygun'un piyano konçertosu no.2'de bence çok kaliteli bir konçerto. birinci konçerto için geçerli olanlar bu konçerto için de geçerlidir diyebiliriz. fakat bazı yerlerde bu müzik bir korku filmi müziği diyebilirsiniz. çok parlak, çok enerjik bir konçerto. ahmet adnan saygun akıllı, kendiyle barışık, net bir kişilikmiş.

1. piyano konçertosu 1935'te (bu konuda başka bir yerde 1958 gördüm), 2.'si de 1985'te bestelenmiş.

edit: (bkz: ahmet adnan saygun piyano konçertosu no 2)
bu besteciye laf edenler bir de buraya baksın.

(bkz: #10063117)
cumhuriyet türkiye'sinin "türk beşleri" olarak adlandırılan ilk bestecilerindendir.

1907'de izmir'de doğdu. ilk müzik derslerini ismail zühtü bey, rosatti ve macar tevfik bey'den aldı. 1928'de devlet bursuyla paris'e gönderildi. schola cantorum'da eugene borrel ve vincent d'indy 'nin öğrecisi oldu. 1931'de eğitimini tamamlayarak yurda döndüğünde ankara musiki muallim mektebi'ne kontrpuan öğretmeni olarak atandı. 1934'te cumhurbaşkanlığı senfoni orkestrası'nda şef, 1936'da istanbul konservatuarında armoni ve kompozisyon öğretmeni oldu. aynı yıl türkiye'ye gelen macar besteci bela bartok ile anadolu'yu dolaşarak halk ezgilerini derledi. türk folklorunun özellikleri hakkındaki çalışmalarıyla müzikolojinin temelini oluşturdu. 1946'da ankara devlet konservatuarına kompozisyon öğretmeni olarak atandı. 1955'te ankara'da kurulan folklor araştırmaları kurumu'nun kurucu üyesi oldu. 1983'ten hayatının sonuna dek (1991) mimar sinan üniversitesi devlet konservatuarı'nda kompozisyon ve etnomüzikoloji derslerini sürdürdü.

Çok verimli bir besteci olan saygun, 5 senfoni, 2 piyano konçertosu, keman, viyola ve viyolonsel konçertoları, divertimento, 4 bölümlük suit, sihir dansı, ayin raksı, orkestra için çeşitlemeler, yunus emre oratoryosu, 5 opera, 2 bale, pek çok lied ve oda müziği eserleri yazmıştır.
keman konçertosu için (bkz: ahmet adnan saygun keman konçertosu)
klasik batı müziği'nin türkiye'deki ilk temsilcilerinden biri olan, ve türk etnomüzikolijisinin şekillenmesinde büyük rol oynayan besteci ve derlemeci.
1 numaralı senfonisi için (bkz: ahmet adnan saygun senfoni no 1)
(bkz: yunus emre oratoryosu)
(bkz: ahmet adnan saygun piyano ve keman için sonat)
Adnan Saygun, (Ahmed Adnan Saygun) (d. 7 Eylül 1907, izmir ö. 6 Ocak 1991, istanbul). Klasik batı müziğinde yapıtlar vermiş bir Türk bağdarı, müzik eğitimcisi ve budun müzik bilimcisidir (etnomüzikolog). Saygun, T.C. ilk Devlet Sanatçısıdır.

Türk müzik tarihinde Türk Beşleri olarak anılan bestecilerden birisi olan Saygun, ilk Türk operasının bestecisidir ve "Devlet sanatçısı" ünvanını alan ilk sanatçıdır. Cumhuriyet Dönemi Türk musikisinin en çok seslendirilen eserlerinden "Yunus Emre Oratoryosu" en önemli yapıtıdır.

Önemli din bilginleri yetiştirmiş izmirli köklü bir aileden gelen Saygun'un babası sonradan izmir Milli Kütüphanesi'nin kurucuları arasında yer alacak olan öğretmen Mahmut Celalettin Bey, annesi Konya'nın Doğanbey mahallesinden gelip izmir'e yerleşmiş bir ailenin kızı olan Zeynep Seniha Hanım'dır[1] .

izmir'de "Hadikai Sübyan Mektebi" adlı mahalle mektebinde başladığı ilköğrenimini "ittihat ve Terakki Numune Sultanisi" adlı çağdaş okulda devam etti[1]. Sanat eğitimine ağırlık veren bu okulda 13 yaşında iken ismail Zühtü (nazariyat) Rosati (piyano) ve Tevfik Bey (piyano) yanında müzik çalışmalarına başladı. 1922 yılında Macar Tevfik Bey'in öğrencisi oldu. 1925 yılında Fransız La Grande Encyclopedie'den müzikle ilgili makaleleri çevirerek birkaç ciltlik büyük bir Musiki Lugati meydana getirdi.

Hayatını kazanmak için su şirketi, postane gibi çeşitli yerlerde çalışan, izmir Beyler Sokak'ta bir kırtasiye dükkanı açıp nota satmayı deneyen Ahmet Adnan Bey, bu denemelerde başarısız oldu ve ilkokullarda müzik öğretmenliğine yöneldi[1]. ilkokullarda öğretmenlik yaptığı dönemde Ziya Gökalp'in, [[Mehmet Emin Yurdakul|Mehmet Emin]'in, Bıçakçızade Hakkı Bey'in şiirleri üzerine okul şarkıları yazdı. 1925 yılında devletin yetenekli gençleri müzik eğitimi için Avrupa'daki önemli konservatuarlara göndermek üzere açtığı sınava girmek isteyen genç müzisyen, annesinin ani ölümü üzerine bu fırsatı kaçırdı. Orta dereceli okullarda müzik öğretmenliği yapmak için açılan sınvaı kazanarak 1926 yılından itibaren bir süre izmir Erkek Lisesi 'nde müzik öğre

1927-1928 yıllarında "Re Majör Senfoni" yi besteleyen sanatçı; 1928 yılında hükümetin müziğe yetenekli gençler için açtığı sınavı tekrarlaması üzerine bu sefer fırsatı yakaladı ve devlet bursuyla Paris'e gönderildi. Vincent d'Indy (kompozisyon), Eugène Borrel (Füg), Madame Borrel (armoni), Paul le Flem (Kontrpuan), Amédée Gastoué (Gregoryen ezgileri), Edouard Souberbielle (org) ile çalıştı. Paris'teyken Op. (Opus) 1 sıra numaralı Divertissement adlı orkestra eserini yazdı. Saygun un bu bestesi 1931 yılında jüri başkanının Henri Defossé (Cemal Reşit Rey'in orkestra şefliği hocasıdır) olduğu Paris teki bir beste yarışmasında ödül kazandı, Gabriel Pierné yönetimindeki Colonne Orkestrası tarafından önce Paris, Varşova daha sonra da Rusya ve Belçika'da seslendirildi. Eser böylece, Cemal Reşit Rey'in Paris'te seslendirilmiş bulunan üç eserinden sonra - Anadolu Türküleri" (1927), "Bebek Efsanesi" (1928) ve "Türk Manzaraları" (1929) - yurtdışında icra edilen dördüncü Türk orkestra eseri olmuştur.

Saygun, 1931'de Türkiye'ye dönüp bir süre Musiki Muallim Mektebi'nde müzik öğretmenliğine başladı, müzik imlası ve kontrpuan dersleri verdi. 1932yılında piyanist Mediha (Boler) Hanım ile evlendi; bu evlilik bir süre sonra bozuldu[1].

Ahmet Adnan Bey ve ailesi 1934'te Soyadı Kanunu üzerine matematik öğretmeni babasının isteği ile "Saygın" soyadını aldı; ancak başkası tarafından alındığı gerekçesiyle bir süre sonra soyadları "Saygun" olarak değiştirildi.

Adnan Saygun, 1934 yılında devlet başkanı Atatürk'ün talebiyle, Türkiye'yi ziyaret edecek olan iran Şahı Rıza Pehlevi şerefine ilk Türk operası olan Op. 9 Özsoy Operası nı bir ay gibi çok kısa bir sürede yazdı. Liberettosunu Münir Hayri Egeli'nin yazdıığı opera, Türk milletinin doğuşunu, iran ve Türk milletlerinin kökü uzak tarihe dayanan kardeşliğini ifade etmekteydi. Eserin prömüyeri 19 Haziran 1934 gecesi Atatürk ve Rıza Pehlevi huzurunda gerçekleştirildi.

Sanatçı, Özsoy'un sahnelenmesinden sonra Yalova'daki yazlık evindde kendisini kabul eden Atatürk'e Türk musikisi hakkında bir rapor sundu. Güneş-Dil ve Türk Tarihi teorilerinden etkilenerek hazırlanmış bu rapor 1936'da "Türk Musikisinde Pentatonizm" başlığı ile yayımlandı.

Yalova'dan dönüşte vekaleten [Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası|Riyaset-i Cumhur Orkestrası]] Şefliğine getirilen sanatçı; bu görevini bozulan sağlığı nedeniyle istanbul'a gidişi nedeniyle ancak bir kaç ay sürdürebildi. Orkestra ile ilk konserini 23 Kasım 1934'te verdi.

1934 yılı Kasım ayı sonunda Saygun'a Atatürk'ten yeni bir opera sipariş geldi. 27 Aralık gecesi temsil edilmek üzere Taşbebek operası nı bestelemeyi başaran sanatçı, bu operada yeni Cumhuriyet insanının doğuşunu anlattı. Eser, 27 Aralık 1934 gecesi Ankara Halkevi'nde sahnelendi; orkestrayı çok hasta olmasına rağmen bizzat Saygun yönetti.

Temsilin ardından istanbul'a giden ve beş ay ara ile iki kulak ameliyatı geçiren Saygun'un, görevini ihmal ettiği gerekçesiyle Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'ndaki ve ardından Musiki Muallim Mektebi'ndeki işine son verildi; [[Ankara Devlet Konservatuarı'nın kuruluş çalışmalarından da uzaklaştırıldı. Saygun, Devlet konservatuvarlarında etnomüzikoloji bölümleri açılması yönünde çalışmalar yapmış, ancak bunlar Atatürk'ün desteğine rağmen[kaynak belirtilmeli] ilgili kurumlarca hayata
geçirilememiştir.

Saygunn'un 1942'de tamamladığı Yunus Emre Oratoryosu 25 Mayıs 1946'da Ankara’da Dil Tarih Coğrafya Fakültesi'nde seslendirildi ve büyük başarı kazandı. En önemli eseri kabul edilen bu eser, daha sonra Paris'te ve 1958'de Birleşmiş Milletler kuruluş yıldönümü verilesiyle New York 'ta ünlü orkestra şefi Leopold Stokowski yönetiminde seslendirilmiştir. Bu eserle Saygun, çocukluğunda izmir Kemeraltı Çarşısı 'nın Dervişler Caddesi 'nde (bugün Anafartalar Caddesi) Mevlevi dervişlerden duyduğu ezgileri Avrupa ve Amerika'ya, Birleşmiş Milletler çatısı altına, sonradan eserin çevrileceği 5 ayrı dile taşımış oluyordu. Sanatçı eserin Ankara'daki ilk temsilinden sonra 1946 yılında Halkevleri müşavir ve müfettişliğinin yanısıra Ankara Devlet Konservatuarı'na kompozisyon öğretmeni olarak atandı. Aldığı davetler üzerine Londra ve Paris'e gitti, halk müziği üzerine çalışmalar yaptı; konferanslar verdi.

Yunus Emre den sonra, Kerem, Köroğlu, Gilgameş başta olmak üzere üç opera, Atatürk ve Anadoluya Destan, gibi koral eserler, 5 senfoni, çeşitli konçertolar, orkestra, koro, oda müziği eserleri, vokal ve enstrümantal parçalar, sayısız türkü derlemeleri, kitaplar, araştırmalar, makaleler yazdı. Eserleri New York NBC, Orchestre Colonne, Berlin Senfoni, Bavyera Radyo Senfoni, Viyana Filarmoni, Viyana Radyo Senfoni, Moskova Senfoni, Sovyet Devlet Senfoni, Moskova Radyo Senfoni, Londra Filarmoni, Kraliyet Filarmoni, Northern Sinfonia, Julliard Quartet gibi topluluklar ve Yo-yo Ma gibi virtüözler tarafından seslendirildi. 1971'de yürürlüğe giren Devlet Sanatçılığı Kanunu çerçevesinde ilk Devlet Sanatçısı unvanı Adnan Saygun'a verildi.

Sanatçı, 6 Ocak 1991 tarihinde pankreas kanseri nedeniyle hayatını kaybetti.

Orkestra, oda müziği, opera, bale, piyano üzerine birçok yapıtı olduğu gibi, etnomüzikoloji ile müzik egitimi konularında yayınları vardır. Çalışmaları ve diğer belgeleri Ankara da Bilkent Üniversitesi bünyesinde kurulan Ahmet Adnan Saygun Müzik Eğitim ve Araştırma Merkezi nde bulunmaktadır.

Müzikolog Emre Aracı tarafından kaleme alınan kapsamlı bir biyografisi Adnan Saygun – Doğu Batı Arası Müzik Köprüsü adı altında Yapı Kredi Yayınları tarafından 2001 yılında yayımlanmıştır.

Yapıtları
1 Divertimento orkestra için 1930
2 Suit piyano 1931
3 Ağıtlar tenor ve solo erkek korosu 1932
4 Sezişler iki Klarnet 1933
5 Manastır Türküsü koro ve orkestra 1933
6 Kızılırmak Türküsü soprano ve orkestra 1933
7 Çoban Armağanı koro 1933
8 Klarnet, Saksafon, piyano ve vurma çalgılar için müzik 1933
9 Özsoy opera 1934
10 inci’nin Kitabı piyano 1934 (Orkestra düzenlemesi 1944)
11 Taşbebek opera 1934
12 Sonat viyolonsel ve piyano, 1935
13 Sihir Raksı orkestra 1934
14 Suit orkestra 1936
14 Suit orkestra 1936
15 Sonatina piyano 1938
16 Masal ses ve müzik 1940
17 Bir Orman Masalı orkestra için bale müziği 1943
18 Dağlardan Ovalardan koro 1939
19 Eski Üslupta Kantat 1941
20 Sonatina piyano 1938
21 Geçen Dakikalarım ses ve orkestra 1941
22 Bir tutam keklik koro 1943
23 Üç türkü bas ve piyano 1945
24 Halay orkestra 1943
25 Anadolu’dan piyano 1945
26 Yunus Emre oratoryo, 1942
27 1. kuartet 1942
28 Kerem opera 1952
29 1. Senfoni 1953
30 2. Senfoni 1958
31 Partita viyolonsel 1954
32 Üç ballad ses ve piyano 1955
33 Demet keman ve piyano 1955
34 1. Piyano Konçertosu 1958
35 2. Kuartet 1957
36 Partita keman 1961
37 Trio obua, klarinet, arp 1966
38 Aksas Tartılar Üzerine 10 Etüt piyano 1964
39 3. Senfoni 1960
40 Töresel Musiki 1967
41 10 halk türküsü bas ve orkestra 1968
42 Duyuşlar üç kadın sesi korosu 1935
43 3. Kuartet 1966
44 Keman Konçertosu 1967
45 Aksak Tartılar Üzerine 12 Prelüd piyano 1967
46 Nefesli Çalgılar Beşlisi 1968
47 Aksak Tartılar Üzerine 15 Parça piyano 1967
48 Dört Lied ses ve piyano (orkestra içinde düzenlenmiş) 1977
49 Dictum yaylı sazlar orkestrası 1970
50 Üç Prelüd iki arp 1971
51 Küçük Şeyler piyano 1956
52 Köroğlu opera 1973
53 4. Senfoni 1974
54 Ağıtlar II tenor, koro, orkestra 1975
55 Trio klarinet, obua ve piyano 1975
56 Ballad iki piyano 1975
57 Ayin Raksı orkestra 1975
58 Aksak Tartılar Üzerine 10 Taslak piyano 1976
59 Viyola Konçertosu 1977
60 insan Üzerine Deyişler I ses ve piyano 1977
61 insan Üzerine Deyişler II ses ve piyano 1977
62 Oda Konçertosu yaylı çalgılar 1978
63 insan Üzerine Deyişler III ses ve piyano 1983
64 insan Üzerine Deyişler 4 ses ve piyano 1978
65 Gılgameş opera 1970
66 insan Üzerine Deyişler 5 ses ve piyano 1979
67 Atatürk’e ve Anadolu’ya Destan solistler, koro ve ork 1981
68 Dört Arp için Üç Türkü 1983
69 insan Üzerine Deyişler 6 ses ve piyano 1984
70 5.Senfoni 1985
71 2. piyano Konçertosu 1985
72 Orkestra için Çeşitlemeler 1985
73 Poem üç piyano için 1986
74 Viyolonsel Konçertosu 1987
75 Kumru Efsanesi bale müziği 1989

not: ansiklopedik bilgiler wikipedia sayfasından alınmıştır.
(bkz: (vid #63695)) folklorik kökenli klasik müzik denemelerinden köçekçe

(bkz: (vid #73702)) yunus emre orotoryosu.

(bkz: (vid #75444)) senfoni n. 1 türklerin klasik müzik kültürü yok diyen ve yapılanları beğenmeyen murat bardakçı ya ithaf olunur. tabii ki kimse mozart, beethoven a eşdeğer demiyor. ancak denenmiş olması bile mucize bizim ülkemizde. sonuçta cumhuriyet rejiminin başarısı ve övgüye değer.

(bkz: (vid #79800)) yetiştirdiğimiz harika piyanistlerden biri olan idil biret piyano konçertosu 3. mouvement i icra ediyor.

(bkz: (vid #79793)) Sonata for Violin and Piano - 4th Mouvement
Saygun 7 Eylül 1907'de izmir'de doğdu. ilk derslerini babası Celal Bey'den aldıktan sonra 1912 yılında Hadika-i Sübyan okuluna başladı. Müziğe olan ilgisi ortaya çıkınca eğitimine sanat ağırlıklı bir okul olan izmir ittihad ve Terakki Mektebi'nde devam etti. Dönemin ünlü müzik öğretmeni ismail Zühtü Bey'den solfej dersleri aldı. Saygun 13 yaşında ismail Zühtü Bey'in önerisiyle italyan asıllı müzik öğretmeni Rossati'den piyano dersi almaya başlamıştır.

ilk sistematik müzik derslerini 1922 yılında Macar Tevfik Bey'den (Alexandro Voltan) aldı. 1923 yılından başlayarak Hüseyin Saadettin Arel'den armoni dersleri almaya başladı. Ayrıca Fransızca kaynaklardan kendi başına armoni ve kontrpuan çalıştı. "La Grande Encyclopedie"nın müzik maddelerini Türkçe'ye çevirdi. 1925 - 1928 yılları arasında izmir'de ilkokul ve lisede müzik öğretmenliği yaptı.

1928'de Maarif Vekâleti'nin açtığı sınavı kazanarak müzik öğrenimi görmek için Paris'e gönderildi. Ecole Normale de Musique'de Nadia Boulanger'in öğrencisi oldu. Daha sonra Vincent d'Indy'nin müdürü olduğu Schola Cantorum'a geçerek öğrenimine bu okulda devam etti. Burada Vincent d'Indy'den kompozisyon, Madame Eugene Borrel'den armoni ve kontrpuan, Amadee Gastoue'den Gregorien Müziği dersleri aldı.

Saygun ilk yapıtı olan "Divertimento"yu 1930 yılında Paris'te besteledi. 1931 yılında yurda dönerek Musiki Muallim Mektebi'nde kontrpuan ve müzik teorisi dersleri vermeye başladı. 1934 yılında Riyaset-i Cumhur Filarmoni Orkestrası'na (daha sonraki adıyla Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası) şef olarak atandı. Yine aynı yıl iran Şahı'nın ülkemizi ziyareti sırasında sergilenmek üzere Atatürk'ün isteğiyle, librettosu Münir Hayrettin Egeli tarafından yazılan ilk Türk operası "Özsoy"u besteledi.

1934 yılında bestelenen bu eserin başarısı üzerine Atatürk besteciden bir opera daha yazmasını istemiş, Saygun bu sefer "yeni bir ulusun doğuşu ve Cumhuriyet insanının yaratılması"nı konu alan "Taşbebek" operasını besteledi. Librettosunu gene Münir Hayrettin Egeli yazdığı bu opera Atatürk'ün Ankara'ya gelişinin 15. yıldönümünde Halkevi'nde sahnelenmiştir.

Sağlık problemleri nedeniyle Riyaset-i Cumhur Filarmoni Orkestrası şefliğinden ayrılan Saygun 1936'da istanbul Belediye Konservatuvarı'na müzik teorisi öğretmeni olarak atanmıştır. Aynı yıl bir Macar müzikoloğun Türk Müziği'ni Arap ve Fars kökenli göstermesi üzerine Mahmut Ragıp Gazimihâl ile birlikte Türk Müziği'nin kökenini anlatan bir makale yazdı. Bu makaleyle yakından ilgilenen Macar besteci Bela Bartok, Ankara Halkevi'nin davetlisi olarak Türkiye'ye gelmiş ve Anadolu'nun çeşitli yerlerinde Saygun'la birlikte araştırma ve derleme çalışmaları yapmıştır.

Saygun, Bartok'un Halk Müziği ile ilgili yaptığı bu çalışmaları "Bela Bartok'un Türkiye'deki Halk Müziği Araştırmaları" adlı bir kitapta değerlendirdi.

1939 yılında Ankara'ya çağrılan Saygun'a, Cumhuriyet Halk Partisi'nin müzik danışmanlığı ve Halkevlerinin müfettişliği verildi. 1950 yılına kadar bu görevleri sürdüren besteci Anadolu'nun pek çok yerini dolaşarak Halk Müziği alanındaki bilgilerini geliştirdi.

1942 yılında ilk büyük eseri olan "Yunus Emre Oratoryosu"nu bestelemiş ve aynı yıl eserin ilk seslendirilişini gerçekleştirdi. 1946 yılında Ankara Devlet Konservatuvarı'na kompozisyon ve modal müzik öğretmeni olarak atanmış ve 1972 yılına kadar bu görevde kalmışdı.

1952 yılında üstünde uzun yıllar çalıştığı "Kerem" adlı operayı besteledi ve librettosunu kendi hazırlayarak 1964 yılında yazdığı "Gılgameş" adlı operaya kadar sadece çalgı müziği alanında besteler verdi.

ilk senfonisini 1953 yılında yazan bestecinin eseri ilk olarak Viyana Radyosu'nda seslendirilmiştir. 1967 yılında bestelediği Keman Konçertosu ilk kez 27 Aralık 1968'de Ankara'da, Profesör Lessing yönetimindeki CSO eşliğinde Suna Kan tarafından seslendirilmiş ve büyük beğeni kazanmıştır.

1971 yılında yürürlüğe giren "Devlet Sanatçısı Kanunu"yla birlikte bu ünvanı alan ilk kişi olmuştur.

Saygun 1972 yılında istanbul Konservatuvarı'na döndü, kompozisyon ve etnomüzikoloji dersleri vermeye başladı. Aynı yıl librettosunu Sabahattin Batu'nun yazdığı Köroğlu adlı operayı besteledi.

1976 yılında yazdığı ve aynı yıl seslendirilen 4. Senfoni'sinin ardında 1978'de Viyola Konçertosu'nu ve 1979'da da Oda Konçertosu'nu besteledi. 1982'de "Atatürk'e ve Anadolu'ya Destan" adlı sahne eserinden sonra yazdığı son büyük eser 1985'te bestelediği 5. Senfoni olmuştur.

Besteciliğinin yanı sıra önemli bir müzikolog ve eğitmen olan Ahmed Adnan Saygun, 6 Ocak 1991 tarihinde vefat etti.

Türkiye'de yerel müzik alanında yaptığı önemli araştırmalarla yurtdışında bu konuyla ilgili yapılan çeşitli toplantılarda birçok kere ülkemizi başarıyla temsil eden Saygun'un bestecilik yaşamı üç dönemde incelenebilir:

1930'da yazdığı Op.1 numaralı "Divertimento"dan 1946 yılında yazdığı Op.26 numaralı Yunus Emre Oratoryosu'na kadar olan eserleri bestecinin ilk dönemini oluştururlar. Son derece yalın bir dil kullandığı ilk dönem eserlerinde genellikle Halk Müziği öğeleri ön plana çıkar.

Op. 27 numaralı 1. Yaylı Dörtlü'yle başlayan ikinci döneminde Saygun, Halk Müziği öğeleriyle birlikte Türk Sanat Musikisi makamlarını da kullanmaya başlar. Bu dönem için Bülent Tarcan şunları söylemiştir: "Modal çalışmasında bir sihirbaz gibi kullandığı çizgisel yazısıyla, gayet ileri ve orijinal bir stilin içine girmiştir."

Saygun'un besteciliğinin 3 dönemi Op.35 numaralı 2. Yaylı Dörtlü'yle başlar. Bu evreyle birlikte bestecinin müziği en olgun yaratma düzeyine ulaşır. Makamsal öğeler soyutlaşmış, Saygun'un müziği yıllarca uğraştığı çağdaş anlatı seviyesini yakalamıştır.

Kurulan yeni Cumhuriyet ve Atatürk'ün kültür politikalarının tartışmasız savunucularından biri olan Saygun, eserlerindeki melodik ve armonik yapıyı büyük ölçüde Anadolu Müziği'nden aldığını söylemek ve bunu piyanist Ergican Saydam ile yaptığı bir söyleşide şu şekilde dile getirmektedir:

Halkın ruhuna nüfus edebilmek için, unun psikolojisini anlamam için ve dolayısıyla kendimi anlayabilmem için, kendi problemlerimi anlayabilmem için, insanı, köyümüzü, Anadolu'yu anlamam lazım geldiği kanaatine vardım ve devamlı dolaştım, köylerde yaşadım. Bu beni modal çalışmaya götürdü ve benim yazılarımın temelinde, değerli değersiz, temelinde yatan unsur, inşa unsuru işte budur. Yani Anadolu...

Not: "20 Ölüm Yıldönümünde Ahmed Adnan Saygun ve Keman Eserleri" adlı seminerimden alıntıdır.
beş senfoni bestelemiştir:
(bkz: ahmet adnan saygun senfoni no 1)
(bkz: ahmet adnan saygun senfoni no 2)
(bkz: ahmet adnan saygun senfoni no 3)
(bkz: ahmet adnan saygun senfoni no 4)
(bkz: ahmet adnan saygun senfoni no 5)

iki piyano konçertosu vardır:
(bkz: ahmet adnan saygun piyano konçertosu no 1)
(bkz: ahmet adnan saygun piyano konçertosu no 2)
(bkz: Yunus Emre Oratoryosu)
ikinci senfonisinin finali müthiştir.
caddesi vardır can gibi.
izmir'de adını taşıyan bir kültür merkezi bulunmaktadır.
Aynı zamanda mezunu olduğu izmir atatürk lisesi marşının bestekarıdır.
Türk Beşleri arasında yer alan Klasik batı müziğinde yapıtlar vermiş bir Türk bağdarı, müzik eğitimcisi ve budun müzik bilimcisidir “Yunus Emre Oratoryosu” en önemli yapıtıdır. (1907. izmir – 1991, istanbul)