bugün
- uludağ sözlüğün bitmiş olması12
- vahdettin'e hain diyenleri susturacak tarihi belge41
- cumaya gidenlerin çok azalması14
- kocamsunun hazırladığı sürpriz11
- karınıza kaşarlı poğaça yapar mısınız10
- güne bir şarkı bırak12
- tilki ailesi10
- bik bik'in balona binmesi36
- sözlükte ateist gibi takılan yahudiler11
- hamas bir terör örgütüdür24
- oksijensizsu13
- suriyeliler suriye'ye dönsün11
- sel felaketinin nedeni cehapedir10
- insana kendini kötü hissettiren şeyler16
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim24
- düşün ki o bunu okuyor14
- sözlük erkeğinden damat olmaz30
- temizlik hastası eşle sevişme öncesi diyaloglar14
- 30 nisan 2024 bayern münih real madrid maçı26
- çabuk vazgeçen insan10
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız12
- fatih terim'in yuhalanması16
- ayça tilki10
- icardi190521
- memesi küçük olmak14
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi14
- adolf hitler9
- anın görüntüsü8
- ben bu davanın savcısıyım8
- ideal duş alma sıklığı8
- sözlük kızından gelin olmaz23
- sürekli milletin entrylerini eleştiren tip11
- crop giyen erkek11
- vatandaşlık farkı alan otel22
- nazar değdi sözlük12
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız23
- icardi1905 silik olsun kampanyası11
- kızımın kiminle yatıp kalktığıyla ilgilenmezdim14
- şehirler arası aşk yaşamak10
- true'nin porno arşivi kaç gb9
- bir kadının yemek ısmarlaması15
- erkeğe ne hediye alınır10
- bir sözlük yazarını kaşır mısınız11
- aleyna tilki10
- herkes güncel fiyatını yazabilir mi9
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim22
- ağaç gövdesi gibi bacakları olan kadın14
- sözlük yazarlarının tatlıları8
- sabah aç karnına içilen bira12
- alınan en güzel iltifat13
Tayyip'in saray giderlerinin haşmetli padişahlardan bile fazla olduğunu ortaya koyan yazıdır.
--spoiler--
Fatih Sultan Mehmet yumurtaya bayılırdı. Tavuklu böreğine, pirinç lapasına, kestaneli bulguruna, pidesine mutlaka yumurta konurdu.
Kuzu etini, kaz etini, keklik etini, güvercin etini severdi. Et yemeklerine tarçın serpilirdi.
Kelle, paça ve işkembe severdi.
Deniz ürünlerini en çok tüketen padişah Fatih Sultan Mehmet'ti. Kekikli yılan balığı favorisiydi. Sabah sabah sarımsaklı sirkeli soğanlı balık çorbası içerdi. Her öğününde mutlaka karides ve istiridye bulunurdu.
Mantı bağımlısıydı. Topkapı'nın mutfak defterlerine göre, 28 gün arka arkaya mantı yediği dönemler bile vardı.
Sofrası sebzesiz olmazdı, kış aylarında pırasa, lahana ve ıspanak vazgeçilmezdi.
Sonbahara girerken mutlaka sarı erik çorbası isterdi.
Hayatı boyunca domates, biber, taze fasulye ve patates tatmadı. Çünkü henüz Amerika keşfedilmemişti, bu sebzelerin anavatanı Amerika kıtasıydı, henüz Avrupa'ya geçmemişti.
Lahana turşusunu tercih ederdi.
Yoğurdunu gümüş tastan kaşıklardı.
Hoşaflardan en çok üzüm hoşafına, şerbetlerden en çok naneli üzüm şerbetine tezahürat yapardı, yemekle beraber içerdi. Kışın yemeğin üstüne pekmez ve boza içerdi.
Meyveler mevsimine göre elbette değişirdi ama, armutu, narı, çağla bademi ve inciri pek severdi, Üsküdar kaymağıyla sunulurdu.
★
Topkapı mutfağı elbette sadece padişahı doyurmuyordu, beş bin kişiye yemek çıkıyordu.
Aşçıbaşı, sakabaşı, ocakbaşı, kebapçı, tatlıcı, hamurcu, pilavcı, balıkçı, bamyacı, perhizci, helvacı, kasapbaşı, yoğurtçu, sütçü, sebzeci, tavukçu, simitçi, buzcu, karcı vardı.
1490 yılında mesela, Topkapı Sarayı'nın mutfağına 17 bin koyun, 410 ton un, 200 ton pirinç alınmıştı.
1573 yılında mutfaktan beslenen boğaz artmış, alınan koyun sayısı 35 bine, un bin tona, pirinç 730 tona çıkmıştı.
1660 yılında ise artık 10 bin kişiye yemek hazırlanıyordu, neredeyse günde 3.5 ton et, bin ton pirinç tüketiliyordu.
★
Kanuni Sultan Süleyman hamsiye düşkündü, buğulamanın adını bile duyduğunda ağzı sulanırdı, Topkapı Sarayı'nda kullanılan kılıçların üstüne bile hamsi motifi işletmişti.
Hünkar beğendi'den kastedilen Abdülaziz'di, siyahi kadın aşçılar ilk ona yapmışlardı, ilk o beğenmişti.
Abdülhamid mum ışığında üç saatte pişirilen soğanlı yumurtanın hastasıydı.
Üçüncü Ahmed ekşili bamyaya doyamazdı.
Yavuz Sultan Selim lezzetleri karıştırmazdı, 23 çeşit yemek sunulurdu, birini seçerdi, tek çeşit yemek yerdi.
★
Fatih Sultan Mehmet tatlıya hiç dayanamazdı, muhallebi, zerde, baklava, sütlü kadayıf, helva… Helali hoş olsun, illa ki bal yerdi.
Reçelleri her üç ayda bir tazelenirdi.
Unu Bursa'dan, balı Malkara'dan, zeytini izmit'ten, tuzu Eflak'tan, üzümü Ankara Kalecik'ten gelirdi. Patlıcan Çin'den gelirdi.
Ekmeği, sepetle çeşit çeşitti, has ekmek, beç ekmeği, mirahor ekmeği, imam ekmeği, nohut ekmeği, şekerli ekmek, yağlı halka, simit, pide, beç poğaçası, canı hangisini çekerse onu yerdi.
★
Fatih Sultan Mehmet'in saray mutfağı gideri, aylık 135 bin akçeydi.
Bir akçe bugünkü parayla hemen hemen 1 liraya tekabül ediyor.
Yılda 1 milyon 600 bin lira tutuyor.
★
Gelgelelim… Sayıştay, asrın liderimizin sarayıyla alakalı denetim raporunu açıkladı.
Asrın sarayımızın mutfağında beslenme amaçlı tüketim malzemeleri kaleminden bir yılda 2 milyon 600 bin lira harcandığı ortaya çıktı.
★
Asrın liderimizin mütevazı mutfağı, Fatih Sultan Mehmet'in Topkapı Sarayı mutfağına bile 1 milyon akçe fark atıyor yani.
★
Zavallı Fatih…
Bi ejder smoothie bile içemedi.
--spoiler--
Kaynak: https://www.sozcu.com.tr/...maz-ozdil/mutfak-2665104/
--spoiler--
Fatih Sultan Mehmet yumurtaya bayılırdı. Tavuklu böreğine, pirinç lapasına, kestaneli bulguruna, pidesine mutlaka yumurta konurdu.
Kuzu etini, kaz etini, keklik etini, güvercin etini severdi. Et yemeklerine tarçın serpilirdi.
Kelle, paça ve işkembe severdi.
Deniz ürünlerini en çok tüketen padişah Fatih Sultan Mehmet'ti. Kekikli yılan balığı favorisiydi. Sabah sabah sarımsaklı sirkeli soğanlı balık çorbası içerdi. Her öğününde mutlaka karides ve istiridye bulunurdu.
Mantı bağımlısıydı. Topkapı'nın mutfak defterlerine göre, 28 gün arka arkaya mantı yediği dönemler bile vardı.
Sofrası sebzesiz olmazdı, kış aylarında pırasa, lahana ve ıspanak vazgeçilmezdi.
Sonbahara girerken mutlaka sarı erik çorbası isterdi.
Hayatı boyunca domates, biber, taze fasulye ve patates tatmadı. Çünkü henüz Amerika keşfedilmemişti, bu sebzelerin anavatanı Amerika kıtasıydı, henüz Avrupa'ya geçmemişti.
Lahana turşusunu tercih ederdi.
Yoğurdunu gümüş tastan kaşıklardı.
Hoşaflardan en çok üzüm hoşafına, şerbetlerden en çok naneli üzüm şerbetine tezahürat yapardı, yemekle beraber içerdi. Kışın yemeğin üstüne pekmez ve boza içerdi.
Meyveler mevsimine göre elbette değişirdi ama, armutu, narı, çağla bademi ve inciri pek severdi, Üsküdar kaymağıyla sunulurdu.
★
Topkapı mutfağı elbette sadece padişahı doyurmuyordu, beş bin kişiye yemek çıkıyordu.
Aşçıbaşı, sakabaşı, ocakbaşı, kebapçı, tatlıcı, hamurcu, pilavcı, balıkçı, bamyacı, perhizci, helvacı, kasapbaşı, yoğurtçu, sütçü, sebzeci, tavukçu, simitçi, buzcu, karcı vardı.
1490 yılında mesela, Topkapı Sarayı'nın mutfağına 17 bin koyun, 410 ton un, 200 ton pirinç alınmıştı.
1573 yılında mutfaktan beslenen boğaz artmış, alınan koyun sayısı 35 bine, un bin tona, pirinç 730 tona çıkmıştı.
1660 yılında ise artık 10 bin kişiye yemek hazırlanıyordu, neredeyse günde 3.5 ton et, bin ton pirinç tüketiliyordu.
★
Kanuni Sultan Süleyman hamsiye düşkündü, buğulamanın adını bile duyduğunda ağzı sulanırdı, Topkapı Sarayı'nda kullanılan kılıçların üstüne bile hamsi motifi işletmişti.
Hünkar beğendi'den kastedilen Abdülaziz'di, siyahi kadın aşçılar ilk ona yapmışlardı, ilk o beğenmişti.
Abdülhamid mum ışığında üç saatte pişirilen soğanlı yumurtanın hastasıydı.
Üçüncü Ahmed ekşili bamyaya doyamazdı.
Yavuz Sultan Selim lezzetleri karıştırmazdı, 23 çeşit yemek sunulurdu, birini seçerdi, tek çeşit yemek yerdi.
★
Fatih Sultan Mehmet tatlıya hiç dayanamazdı, muhallebi, zerde, baklava, sütlü kadayıf, helva… Helali hoş olsun, illa ki bal yerdi.
Reçelleri her üç ayda bir tazelenirdi.
Unu Bursa'dan, balı Malkara'dan, zeytini izmit'ten, tuzu Eflak'tan, üzümü Ankara Kalecik'ten gelirdi. Patlıcan Çin'den gelirdi.
Ekmeği, sepetle çeşit çeşitti, has ekmek, beç ekmeği, mirahor ekmeği, imam ekmeği, nohut ekmeği, şekerli ekmek, yağlı halka, simit, pide, beç poğaçası, canı hangisini çekerse onu yerdi.
★
Fatih Sultan Mehmet'in saray mutfağı gideri, aylık 135 bin akçeydi.
Bir akçe bugünkü parayla hemen hemen 1 liraya tekabül ediyor.
Yılda 1 milyon 600 bin lira tutuyor.
★
Gelgelelim… Sayıştay, asrın liderimizin sarayıyla alakalı denetim raporunu açıkladı.
Asrın sarayımızın mutfağında beslenme amaçlı tüketim malzemeleri kaleminden bir yılda 2 milyon 600 bin lira harcandığı ortaya çıktı.
★
Asrın liderimizin mütevazı mutfağı, Fatih Sultan Mehmet'in Topkapı Sarayı mutfağına bile 1 milyon akçe fark atıyor yani.
★
Zavallı Fatih…
Bi ejder smoothie bile içemedi.
--spoiler--
Kaynak: https://www.sozcu.com.tr/...maz-ozdil/mutfak-2665104/
Paylaşanin bile okunmadığı boş beleş yazıdır.
iştah açıcı bir yazıdır. Osmanlının halkı nasıl sömürdüğünü gösterir.
Gülmeme neden olan yazı.
Yok ya, garibim padişahlar, normal bir geliri (5000-6000₺) olan ve eşi Türk mutfağını bilen bir erkeğin sofrasına sahipmiş.
Ne kadar sıradan (bazıları itibarsız diyebilir) sayılabilecek bir durum.
Üstelik, basit bir internet araştırması yaparsanız Topkapı sarayı Avrupa sarayları yanında gecekondu gibi kalır. Tabi ki bu da başka bir konu.
Yok ya, garibim padişahlar, normal bir geliri (5000-6000₺) olan ve eşi Türk mutfağını bilen bir erkeğin sofrasına sahipmiş.
Ne kadar sıradan (bazıları itibarsız diyebilir) sayılabilecek bir durum.
Üstelik, basit bir internet araştırması yaparsanız Topkapı sarayı Avrupa sarayları yanında gecekondu gibi kalır. Tabi ki bu da başka bir konu.
Bir şeyi eklemeyi unutmuş yılmaz özdil üstat.
O bilgiyi de ben ekleyeyim.
Fatih sultan mehmet han babamız ve diğer osmanlı padişahlarının bu sofra-mutfak, yemek giderleri padişahların kendi kişisel servetlerinden karşılanırdı.
Yani fatih her öğün karides ve istiridye yerdi ama kendi cebinden yerdi. Devlet hazinesinden değil.
Peki ya asrın liderimizin 2.6 milyonluk mutfak masrafı kimden çıkıyor?
Senden, benden, bizden.
Yani onlar yiyor, boru bize giriyor.
Afiyet olsun.
Not: bu arada hanıma dedim ki; "hanım ejder meyveli smoothie yapalım mı bu hafta sonu? Ne güzel içeriz ferah ferah" dedim.
"Manyak manyak konuşma tengir" dedi.
Hayır adamlar yiyor içiyor biz de özeniyoruz bir de üstüne fırça yiyoruz ya en çok o koyuyor işte.
O bilgiyi de ben ekleyeyim.
Fatih sultan mehmet han babamız ve diğer osmanlı padişahlarının bu sofra-mutfak, yemek giderleri padişahların kendi kişisel servetlerinden karşılanırdı.
Yani fatih her öğün karides ve istiridye yerdi ama kendi cebinden yerdi. Devlet hazinesinden değil.
Peki ya asrın liderimizin 2.6 milyonluk mutfak masrafı kimden çıkıyor?
Senden, benden, bizden.
Yani onlar yiyor, boru bize giriyor.
Afiyet olsun.
Not: bu arada hanıma dedim ki; "hanım ejder meyveli smoothie yapalım mı bu hafta sonu? Ne güzel içeriz ferah ferah" dedim.
"Manyak manyak konuşma tengir" dedi.
Hayır adamlar yiyor içiyor biz de özeniyoruz bir de üstüne fırça yiyoruz ya en çok o koyuyor işte.
zavalli padişah ejderha zekerli smuthi bile içememiş
acıdım şimdi ben bunlara, ağlıyorum.
acıdım şimdi ben bunlara, ağlıyorum.
güncel Önemli Başlıklar