bugün

Her ne kadar sanatın yerlerde süründüğü bu çağlarda böylesi bir darbe zaten az sayıda olan okuyucunun aklini karıştırıp bu kadar değersiz yazılarla harcayacağı vakti daha değerli yazıları okumaya ayirmaktan alıkoyacak olsa da ben gibi sanatçı olabilecek kadar zeki ama asla olamayacak kadar tembel fakat her halükarda sıradan insan kitlelerinden yaşami veya ölümü farkli olması gereken, sizden tek beklentisi sadece rolünüzü iyi oynamayı sürdürmeniz, bi kerecik de olsa onun için kanmaniz olan bir adama ifade ettiği şeyler pek anlamlı olacaktır. En uzun anlamlı cümlem şu ana kadar.
Cogu insanin anlasilabilir olmak ya da daha direkt etki etme ihtiyacindan mutevellit kurdugu cumlelerin karisindaki uzerinde birakacagi etkilerini esas alarak yaptigi cumle kurabilmek eyleminin temel esaslari ele alindiginda, insanin kelime dagarcigi ve kafasinda butunlesmis olan dusunceler silsilesinin yogunlugunu; butunuyle, berrak bir bicimde nakledebilmesi ise onemli olan; ele alinan anlasilabilir ve basit cumle kurma zorunlulugu bir zaruret olmaktan cikip, kisiyi aslinda tam da anlasilmayan bir birey konumuna getiren bir aliskanliga donusebilmekte ve bu durumun mahiyeti uludag sozlukte bazi yazarlarin bireysel yeteneklerini satir aralarinda vurgulamaktan da cekinmedigi bir olguya donustugu gozlemlenmektedir.
devlet memurluğu sayesinde beş satır değil tam bir sayfalık yazıyı noktasız virgüllerle süsleyerek yazabilmekteyim. ne bağlaçlar ne edatlar vay anam vay..
kurarken anlatım bozukluklarına karşı tekrar tekrar başa alarak okunacak olan cümledir bu cümle.
5 kelime Türkçe konuşmak imkansızken 5 satır ..
büyük hayal doğrusu. oturup deneyenlerin ne kadar vaktini aldı merak ettim.
imla yazım kurallarından bahsederken hangi " de " nin ayrı yazılıp yazılmayacağını bilememek bir de övünmek böyle olsa gerek. *
(bkz: peyami safa)
özet geç * cümlesine karşı bağışıklık kazanmayı da gerektirir.
anlatılmak istenen olayın kısa cümleler kullanılarak anlatılması her zaman makbul olanıdır.uzun cümleler insanları yorar,bıktırır ve kimi zaman yazardan soğutur.

inci'dekiler boşuna demiyorlar.
(bkz: özet geç piç)
-mal geldi mi?
+geldi efendim... filhakika malımız kantara girdi buna mukabil mallarımızın beher hacmindeki kokain miktarı ne olsa beğenirsin?
(bkz: cem yılmaz)
marifet beş satır uzunluğunda cümle kurarak bir şeyler anlatmak değil yeğen, marifet anlatması beş satır uzunluğunda sürecek bir şeyi üç beş kelime ile ifade edebilmek.
o da bir şey mi? süleyman seyfi öğün ile tanışın. 2 sayfalık cümleler kurabilen bilinen, dünyadaki tek insandır kendisi.
marifet cumlelerin uzun olmasinda midir yoksa ifade edilmek istenen dusunce ve duygularin veya olaylarin okuyucuya en etkin, en anlasilir ve en manidar sekilde iletmek midir sorusunun yaniti ayni zamanda bu konu uzerine soylenmesi kesinlikle ama kesinlikle unutulmamasi gereken bir sozdur.

sirf cumle uzun olsun diye kendimizi zorlarsak, okuyucuya cumlenin sonuna geldiginde cumlenin basini unutabilme ihtimalini de asilamis oluruz ayni zamanda. bu acidan onemli olanin cumlelerin uzunlugu degil, anlam yonunden derinligi ve anlasilirligidir.

ornegin tam 25 cm boyutlarinda bir penis dusunun. ne kadar buyuk degil mi? cok etkileyici. fakat ayni penisin bu devasa boyuna ragmen her defasinda 5 saniyede bosaldigini dusunun.

performans/olcu. bu oran cok onemli.
kesintisiz, nefes almaksızın konuşabilen insanların genelde başarabildiği durumdur. *
(bkz: sübhanallah kardeş ibretlik bir paylaşım)
(bkz: visual basic)
birsürü 'a' harfi gerektirir, 'b' harfi gerektirir, 'c' harfi gerektirir, 'd' harfi...
anlatırken "bir soluklanayım" ihtiyacını sık sık duyan ya da kıçına başına nokta koymayınca yani cümleyi arada tamamlamayınca kendini açıkta birşey bırakmış da herkes ona bakıyormuş gibi hissedecek kişilerin yapamayacağı, yapabilecekse de yapmayacağı bir eylem olmakla birlikte kimisinin de "aman nokta koymadan yoluma devam edeyim de o noktanın yaratacağı "dur cümlesi bitti, anlatacağı da bitti sanırım, hemen diyeceğimi diyeyim" diye fırsat kollayan karşıdaki dinleyici kişiye tüm yolları kapama düşüncesiyle başvuracakları, ancak kime ne hayrı oluduğu anlaşılamamakla birlikte bir çok okuyucuda "aaa ama bu cümle ne kadar da uzun, yükleme gelene kadar özneyi unutuyorum, dikkattim dağılıyor" sızlanmalarına sebebiyet veren gereksiz ve de anlamsız bulduğum bir meziyettir.

bunu yapmam, yapanı da sevmem..
bir sayfa uzunluğunda anlamlı cümle kurabilen insan düşünüldüğünde devede kulak kalacak durumdur.
cümlenin içi de dolu olursa çok şukela bir yetenektir.
Öyle çokta meziyet isteyen bir şey olmadığı aslında aşikadır bütün nokta işaretlerini yutarakta dilimizdeki enfes bağlaçları kullanarak cümleleri birbirine bağlayabilir ve hatta satırlarca uzatıp istediğimiz yere çekebilir, arından muhtemelen okurken bile bu cümleyi " ne demişim lan ben " olup tekrar okumaya niyetlenip vazgeçeriz ki anlatmak istediğimiz aslında bir kaç kelimelik bir özden ibarettir.

Demek istediğim o ki, sadelik diye bir olay var dilimizde. Az yazacaksın, öz yazacaksın. Ağdadan yersiz uzatmalardan uzak, yoksa ispatını verdiğim üzere herkesler satırlarca yazabilir. *
uzun cümleler kurmak gerçekten hoştur fakat artık türkçe ye önem verilmediği için türkçe de yozlaştı.oysa fazla değil 30-40 sene evvel böyle değildi kim istemez ki şimdi eski kayıtlarda atamızdan duyulduğu gibi cümleler kurmak.uzun cümleler aynı zamanda dinlemeyi de öğretir.
(bkz: önemli olan boyu değil işlevi)
başarılabiliyorsa paragrafın konuşmuş hali olmaktır.
(bkz: nokta yerine virgül kullanmak)