bugün

(bkz: nokta yerine virgül kullanmak)
(bkz: visual basic)
birsürü 'a' harfi gerektirir, 'b' harfi gerektirir, 'c' harfi gerektirir, 'd' harfi...
anlatırken "bir soluklanayım" ihtiyacını sık sık duyan ya da kıçına başına nokta koymayınca yani cümleyi arada tamamlamayınca kendini açıkta birşey bırakmış da herkes ona bakıyormuş gibi hissedecek kişilerin yapamayacağı, yapabilecekse de yapmayacağı bir eylem olmakla birlikte kimisinin de "aman nokta koymadan yoluma devam edeyim de o noktanın yaratacağı "dur cümlesi bitti, anlatacağı da bitti sanırım, hemen diyeceğimi diyeyim" diye fırsat kollayan karşıdaki dinleyici kişiye tüm yolları kapama düşüncesiyle başvuracakları, ancak kime ne hayrı oluduğu anlaşılamamakla birlikte bir çok okuyucuda "aaa ama bu cümle ne kadar da uzun, yükleme gelene kadar özneyi unutuyorum, dikkattim dağılıyor" sızlanmalarına sebebiyet veren gereksiz ve de anlamsız bulduğum bir meziyettir.

bunu yapmam, yapanı da sevmem..
marifet cumlelerin uzun olmasinda midir yoksa ifade edilmek istenen dusunce ve duygularin veya olaylarin okuyucuya en etkin, en anlasilir ve en manidar sekilde iletmek midir sorusunun yaniti ayni zamanda bu konu uzerine soylenmesi kesinlikle ama kesinlikle unutulmamasi gereken bir sozdur.

sirf cumle uzun olsun diye kendimizi zorlarsak, okuyucuya cumlenin sonuna geldiginde cumlenin basini unutabilme ihtimalini de asilamis oluruz ayni zamanda. bu acidan onemli olanin cumlelerin uzunlugu degil, anlam yonunden derinligi ve anlasilirligidir.

ornegin tam 25 cm boyutlarinda bir penis dusunun. ne kadar buyuk degil mi? cok etkileyici. fakat ayni penisin bu devasa boyuna ragmen her defasinda 5 saniyede bosaldigini dusunun.

performans/olcu. bu oran cok onemli.
marifet beş satır uzunluğunda cümle kurarak bir şeyler anlatmak değil yeğen, marifet anlatması beş satır uzunluğunda sürecek bir şeyi üç beş kelime ile ifade edebilmek.
cümlenin içi de dolu olursa çok şukela bir yetenektir.
(bkz: peyami safa)
uzun cümleler kurmak gerçekten hoştur fakat artık türkçe ye önem verilmediği için türkçe de yozlaştı.oysa fazla değil 30-40 sene evvel böyle değildi kim istemez ki şimdi eski kayıtlarda atamızdan duyulduğu gibi cümleler kurmak.uzun cümleler aynı zamanda dinlemeyi de öğretir.
(bkz: önemli olan boyu değil işlevi)
devlet memurluğu sayesinde beş satır değil tam bir sayfalık yazıyı noktasız virgüllerle süsleyerek yazabilmekteyim. ne bağlaçlar ne edatlar vay anam vay..
özet geç * cümlesine karşı bağışıklık kazanmayı da gerektirir.
5 kelime Türkçe konuşmak imkansızken 5 satır ..
büyük hayal doğrusu. oturup deneyenlerin ne kadar vaktini aldı merak ettim.
tanzimat edebiyatı öncesindeki edebiyatçıların gayet de ustaca yaptığıdır. zira noktalama işaretleri edebiyatımıza tanzimat edebiyatıyla* şinasi ile birlikte girer.
(bkz: edebiyat)
(bkz: eşit ağırlık)
(bkz: lys hazırlığındaki genç)*
kesintisiz, nefes almaksızın konuşabilen insanların genelde başarabildiği durumdur. *