bugün

dün itibariyle soluğu en yakın biletix bankosunda alıp, biletini kapmış bulunduğum konserdir. sanırım bilet fiyatları pahalı ancak olaya fırsat maliyeti açısından baktığımızda geçen hafta balans adlı mekanda teoman'ın akustik konserinin en ucuz yerinin fiyatı 45 liraysa bu konserin en ucuz yerinin 74 lira olması dream theater'a hakarettir diye de ayriyetten düşünmekteyim. sonuç olarak hayatımın grubu olan bu adamları canlı izleyebilmek için vereceğim paranın muhasebesini yapmak niyetinde de değilim. bardağın dolu kısmında ise konsere dream theater'ı gerçekten seven insanlar topluluğunun gelecek olması ümidi de beni konserin kaliteli geçmesi anlamında ayriyetten heyecanlandırmaktadır. james abiye yaklaşık on metre uzaklıkta onunla beraber shineeeee like of fireeeee diye şarkı söylemenin bedeli ise tarifsizdir zaten kendimce.
muhtemelen durum theater'ın ana sponsorluğunda gerçekleştirilecek olan konserdir.

deli gönül biletimi aldım bekliyorum demek isterdi. şov yapardı konser başlığında "oradaydım" diye. ne istanbul'dayım ne param var, kahrolsun böyle hayat. kaçma sözlük, seni dövecem.
HALA OLACAĞINA iNANAMADIĞIM SÜPER ÖTESi AKTiViTE.
bileti 74 lira olan konser.oha denilebilir ama bir faktör vardırki aman diyim. (bkz: cynic)
off the record olarak edinilen bilgilere göre sahnede şöyle takılacaklarmış:

Song Play Count
1 A Rite Of Passage 11

2 In The Presence Of Enemies 10

Beyond This Life 10

Erotomania 10

Voices 10

6 Hollow Years 9

7 Solitary Shell 8

Constant Motion 8

9 Metropolis Pt. 1 7

10 As I Am 6

11 Pull Me Under 4

Caught In A Web 4

Forsaken 4

The Miracle and the Sleeper 4

Panic Attack 4

16 Take The Time 3

The Spirit Carries On 3

18 Misunderstood 2

Kaynak: http://www.setlist.fm
metropolis pt 1 çalınacağını görünce gitmediğime yandığım konserdir. gidelim, gitmeyenleri uyaralım...
gitmediğimiz için çok ah çekeceğimiz konser. şimdiden ahhh. *
biletx in ilk önce 8 milyon servis ücreti ardından da snırım 4 ytl kredi kartı ücreti ekleyerek 78 milyona getirdiği bilettir. Ama mecburen verilecek gibi.
gerçekleşmesine 2 gün kalmış muhteşem konser. elimizde biletler, dt için yola koyulmaya hazırız.
Beklenenin aksine sanki katılımın biraz daha az olduğu gözlenmiştir, avrupa ayağının sanırım son turnesi olması nedeniyle beklentiler çok yüksek değildi, Kendi kanaatim, diğer konserlere kıyaslanıcak olursa, o kadar muhteşem bir konser olmadığı yönüde. Mike Portnoy yine tükürdü, sayıca artistik yapayım derken çok baget düşürdü,ama Portnoy, her zaman ki gibi çok sevimli, rahat ve müthişti. Petrucci de bir harikaydı, beğenmeme rağmen vokalleri de canlı performans da çok iyi buldum. Fakat ses sistemi, sahne alanının garipliği, setlist'in beklentilerden çok uzak bir şekilde yapılmış olması, konserin ruhunu biraz kaçırdı. Bu arada belirtmekte fayda var, alt grup cynic, özellikle de davulcuları sean muhteşemdi. Şimdilik bu kadar, gerisini de diğer arkadaşlar anlatsın.
Konser kapısında 1.5 saat beklememiz dışında kötü birşey olmadı herşey çok güzeldi,rüya gibiydi. Diğer konserlere oranla alkışa tempo tutan kalabalık grubun önünden koşmadı ve gençliğin enerjisi ile lirik bilgisi sayesinde her şarkıya eşlik edilebildi. Bunlar hoştu. Gelelim Gruplarımızın performanslarına; Cynic beni şaşırtmadı aslında içeri geç sokulmamızın nedenini doğru tahmin etmişim. Çok az durdular ama yinede hoştular. Bizi azıcık ısındırdılar. sonra beklenen an geldi düş tiyatrosu sahnelenmeye başladı. Setlist bence ilginçti ve iyi seçilmişti. Solitary shell ile ben sürpriz yaşadım şahsen araya petrucci'nin doğaçlamasını yedirerek bize dinlettirdiler kendilerini. misunderstood'u bekliyordum açıkçası bana sürpriz olmadı. Pull me under ve hollow years son şekillenmeleriyle çalındırlar. araya yeni albüm gazları a rite of passage ve a nightmare to remember da serpiştirilmişti. Eskilerden caught in a web,in the precenses pt1 ,voices,erotomania,beyond this life çalındı. Metropolis,Learning to live ve a change of seasons medley yapıldı. Konser öncesi soundcheckte o kadar take the time la göz kırpıp çalmamalarıda beni üzdü. Sonuçta mükkemmel diyemeyeceğimiz ama dream theater seven herkesin zevk alacağı bir konserdi.
john petrucci nin a nightmare to remember da sıçtığı ama onun bile şekil olduğu konserdir.
kalabalıklar arasında yer yer yiyişen ergenlerin de gözlendiği konser olmuştur. dream theater severim, ama set-list'i beğenmedim, sıkıldım. var mı ulan?!
konser alanındaki fiyatlar da kazık mı kazıktı. buyrun burdan yakın:
görsel
konser çıkışı standa gidip "alan enayi oldu mu?" diye soracaktık ama o kalabalıkta unuttuk.

bir de, ön taraftaki arkadaşlara bakmak için insanların arasından geçerken bana "herkes geçti sen de geç!" diyen ve öndeki arkadaşımla konuşurken, elimi hafifçe dayayınca "dayanamıyorum, çek elini." diyen dingiller! ebenizi si--nemaya götüreyim! yüzünüze att--,
tipinizi si---
anladınız siz.
(bkz: dream theater konserine cynic için gidiyorum)
biletlerde kapı açılışının saat 18:00 yazmasından dolayı saat 18:30 civarında konser alanına doğru hareketlenen içinde bulunduğum arkadaş grubunu şoke eden konserdir. saatlerin 19:00'a yaklaşıyor olmasına rağmen kapıların henüz açılmamış olması, nişantaşı'na kadar uzanan uzun bir kuyruk oluşmasına sebebiyet vermişti. neyse ki kapılar açıldı ve sıranın hızlıca ilerlemesiyle içeri girmeye başladık. içeriye girerken güvenlik görevlilerinin "hadi arkadaşlar biraz hızlı hareket edelim" tarzındaki seslenişleri sinirlerimi bozmayı başaramadı. zira hayatımın grubu istanbul'a gelmiş ve ben çeşitli sebeplerden dolayı önceki konserlerine gidememiş olmamdan dolayı bu anı, hayatımdaki önemli dönüm noktalarından birisi olarak bellemiştim kafamda. hiçbirşey moralimi bozamayacak, tadımı kaçıramayacaktı.

içeriye girmeyi başardığımızda cynic sahnede, mütevazi bir şekilde, üniversite şenliklerinde çalan amatör gruplar gibi hazırlık yapıyordu. bu durum cynic'e sebepsiz bir sempati beslememi sağladı. adamlar konsere başladıklarında ise her akorunda, her riffinde, her senkobunda ustalık barınan güzel şarkılar çalmaya başladılar ve kafamda oluşan cynic sempatisi gitgide saygıya dönüşmeye başladı. cynic sahnedeyken onları iplemeyen ve arkalarda kendi aralarında muhabbet edip kahkahalar atan insan güruhlarını görüp çok sinirlendim ama dedim ya hayatımın grubu birazdan sahneye çıkacaktı ve benim tadımı hiçbirşey kaçıramazdı. ben o güruhu görmezden gelip sahnede gerçekten güzel işler yapan bu güzel grubu izlemeye ve dinlemeye devam ettim. yaklaşık bir saat kadar sahnede kaldı cynic ve güzel bir kapanışla bizlere veda etti.

heyecanlı bekleyiş başladığında sahneyi iyi bir şekilde görebilme hesaplarıyla güzel bir yer keşfine çıktım arkadaşlarla. güzel bir yer bulup havanın kararmaya başlamasıyla sahnenin tam karşısında bulunan dolunay, gecenin ne kadar güzel geçeceğinin haberini veriyordu adeta. saat 21:30 civarında muhteşem bir intro eşliğinde hayatımın grubu karşımdaydı. bana müziği bu denli sevdiren, müzikle kendi çapımda uğraşmamı sağlayan ve her daim bana müzikle matematiğin birleşmesinin ne kadar da güzel olabileceğini ispatlayan bu beş dahi adam sahnedeydi işte. play list beklendiği gibiydi aşağı yukarı. ancak şarkılardaki doğaçlama sololar ve grubun adeta kendinden geçen hallerini gördüğümde müziğin dünyadaki en güzel şey olduğunu bir kez daha anladım. yaklaşık iki saate yakın sahnede kaldılar, bis şarkıları metropolis oldu. eve dönerken yolda halen dream theater dinliyordum. bu adamların, dünyanın gelmiş geçmiş en iyi müzisyenlerinden olduklarına dün kendi gözlerimle tanık olmanın onuruyla huzurlu bir uyku çektim. mike portnoy un rahatlığı, john petrucci nin virtüözlüğü, john myung ın coolluğu, jordan rudess in notalarla sevişircesine yaptığı işler ve james labrie nin samimiyeti dream theater'ın ne kadar "iyi" bir grup olduğunu en azından bana çok güzel bir şekilde göstermiş oldu. ve müzikle ilgili olarak tanrı'dan isteyebileceğim tek şey, bu adamların dünyadan uzun süre boyunca ayrılmaması ve sürekli üretmeleri olacak.
cynic elemanları konser öncesinde kendi hazırlıklarını kendileri yaptılar. amatör bir ruhla profesyonel işler yapıyor bu adamlar yahu. zaten harika bir performans sergilediler. konser sonrasında da elemanlar tişörtlerin satıldığı yerde bir standda imza verdiler.
cynic elemanlarıyla az da olsa muhabbet etmek, imza almak ve foto çekinmek güzel iki performansın ardından geceye süper bir nokta koydu.
tek kelimeyle muhteşem bir konserdi... her ne kadar girişlerde uzun bir bekleyiş yaşasak dahi hepsine değdi. * *
dream theater'dan cok cynic için gitmek istediğim, ama gotumde patlayan konser.
2. dream theater konserimde bir önceki konserin yapıldığı istanbul arenanın gözünü seviyim demişimdir. dışarıda oluşan 1 km'lik kuyruk "su isteyen ,bira isteyen" naraları arasında çekilmez hale gelmiştir.ayrıca lunapark'ta büyük bir konser nasıl olur görmüşüzdür.bunların dışında playlist gayet hoştur.2 yıl önceki konserde çalınanlardan sadece "pull me under" çalınmıştır.dünya gözüyle metropolis dinlemişizdir.(Myung'ın bass solosu) "Learning to live" kısa kesilmesiydi keşke.ama herşeye rağmen güzeldi.valla.ha bu arada portnoy hala lama.