bugün

Denizilispor'un belki de bu sene şu ana kadar en çok asılacağı maç olacaktır. ilk yarıyı ligden düşürülen Ankaraspor'un üstünde 7 puanla bitiren Denizlispor'un ilk devredeki görüntüsü ile ligde kalmasının mucizelere bağlı olduğunu biliyoruz. Öncelikle ligimizde kümede kalma ortalama puanının 35-36 olduğu düşünülürse ikinci yarı en az 28 puan alması gerekiyor Denizlispor'un ki bu neredeyse ligin altıncı/yedinci sırasındaki bir takım tarafından ancak başarılabilir. Yani Denizli'nin neredeyse Avrupa Ligi kovalar bir takıma benzer bir performans göstermesi gerekir, buna pek ihtimal veren yoktur herhalde.

Denizlispor geçen sezonun 15. sırada, küme düşme potasının sadece bir sıra üzerinde bitirmişti. Buna rağmen kadroya önemli takviyeler yapmamaları (sadece Murat Hacıoğlu ve Mehmet Çoğum alındı) onları kaçınılmaz sona götürüyor, takımın kalitesinin lig seviyesinin altında olduğu bir gerçek. Ayrıca takımını nedense !! basına sürekli güçlü olarak lanse eden ve sürekli teknik direktör değiştiren Başkan Ali ipek'in yönetim tarzı da cabası.

2008-2009 sezonun ilk yarısı da Denizlispor için pek iyi geçmemişti. Fakat önemli transfer hamleleri yapılmış; ibrahima Bangoura ve Emil Angelov eklemeleri ikinci yarıda takımın 23 puan almasını ve kümede kalmasını sağlamıştı. Bu iki oyuncu 2. yarıda 8 gol ve 7 asist yapmışlardı.

Kadroyla ilgili değerlendirme yapacak olursak; genç kaleci Cenk Gönen umut vaad ediyor ve yeterli olduğu söylenebilir. Defans hattında ise problem olduğu açık, bu bölgede 3 yabancı oyuncuya sahipler fakat ne Koffi, ne Berberoviç ne de Bajiç'in Denizlispor'un kalitesini yükseltemeyecekleri bir gerçek. Türk oyunculardan sadece Çağlar Birinci'nin ligin elit beklerinden biri olduğu düşünülürse (bu sene çok formsuz ve gönülsüz) defans hattına en az 2 iyi oyuncu alması gerekiyordu Denizlispor'un fakat sadece sağ bek pozisyonu için Erkan Sekman'ı aldılar Gaziantep'ten.

Takım orta sahanın ortasında çift ön libero ile oynuyor, belki de takımın istikrarlı tek pozisyonu burası, Braga ve Emin Aladağ geçen yıldan beri yan yana oynuyorlar fakat onların da ne kadar üst düzey oyuncular oldukları da soru işareti. Sağ açıkta oynaması gereken oyuncu kesinlikle Bangoura fakat o da geçen seneye oranla çok formsuz, sadece 1 asist ve 1 gol yaptı ilk yarıda, zaten devre arasında Hakan Kutlu kendisini istemediği söyleyince yollar ayrıldı. Onun yerine son kez yeniden doğma şansı verilen Okan Koç geldi takıma. Sol kanat ise bir başka sorunlu bölge, orada oynayacak bir tane bile güvenilir oyuncuya sahip değiller. Bu görüntü zaten takımın gol bulamama sorununu net olarak açıklıyor. Özetle orta sahanın ortası defansif, kanatlar ise ya formsuz ya yetersiz.

Forvet oyuncuları Emil Angelov ve Darryl Roberts geçen yıl 14 gol, 8 asist yapmışlardı, bu sezon 5 gol ve 2 asistteler. Ayrıca Angelov geçen yıl 221 dakikada 1 gol atarken şu an 562 dakikada 1 gol atabiliyor. Roberts ona göre biraz daha istikrarlı. Fakat S.Youla geldi ve yaralı olacağını daha ilk maçtan gösterdi, şu an için hücum bölgesi neredeyse tek sorunsuz bölge gibi görünüyor.

Neticede; sağ bek ve sol açığa çok kaliteli transferler yapmak zorundaydı Denizlispor ama sadece o bölgeler için Antep'Te yedek olan erkan alkındı. Ek olarak en az 2-3 rotasyon oyuncusu daha bulunmalı lige tutunmak için ama pek vakit kalmdaı. Fikstürü de ilginçti, ikinci yarıya Fenerbahçe ve Galatasaray maçları ile başladılar, kimsenin istemeyeceği bir görüntü. Devre arasında o maçlardan da "0" puanla çıkılırsa Denizli için bu işin hayli zorlaşacağı söyleniyordu neticede geride kalan 15 hafta ve alınması zorunlu 28-29 puan kalacak ki bunu gerçekleştirmek küçük çaplı bir mucize demek.

Fenerbahçe'ye kaybettiler ve önlerindeki hedef maç bu akşam. Bugün de kaybederlerse bırakın kümede kalmayı, bunun için savaşmayı bile beceremeyeceklerini düşünüyorum.
leo franco'nun yavaşlatmaya devam etmesini dilediğimiz, istediğimiz, arzuladığımız, dua ettiğimiz maç. belki ikinci sarıyı görür de bir maçlığına da olsa kurtuluruz.

edit: evet üç oyuncu değişikliği hakkımızı kullandık belki ama barış özbek kalede daha faydalı olur bence.
fenerli arkadaşların leo franco hakemi alkışladığında ikinci sarıdan atılmadığı için sevindiğimizi düşündükleri maç. sizin kadar üzgünüz gençler.
galatasaray'ın 1-0 önde olmasına rağmen, gerçek lig sonuncusu tarafından sürklase edildiği maç.
(bkz: süperlig justin tv de izlenir)
denizlispor yönetimi'nin, bilet fiyatları konusunda saçmaladığı maç.

kale arkası: 10 tl
kapalı tribün: 100 tl
misafir tribün: 100 tl

uygun fiyata, doğru düzgün maç izlenecek olan maraton tribünün biletleri ise satışa çıkmadı. nedeni ise, hepsi kombine imiş. bizde yedik. madem hepsi kombine; denizlispor, diğer lig maçlarını neden boş tribünlere oynuyor, sormak lazım. allah belanızı versin diyorum, başka da bir şey demiyorum...

(bkz: denizlispor/#7174618)
--spoiler--
-leo franco bizim ilçenin amatör futbol takımında kaleci şadi abinin belki yedeği olabilir.
-emre çolak sevindiriyor.
-her maçın 60. dakikasında elano'yu kulübeye çeken rijkaard'dan rahatsızım.
-bir farkla öne geçildiğinde takımın tek forvetini kulübeye çeken rijkaard'dan da rahatsızım.
-go home ayhan akman!
-3 aydır rahat rahat maç izleyemiyoruz, isyan!
-denizli'nin futboluyla konumu arasındaki korelasyona ne demeli, ne işiniz var lan ligin dibinde?
--spoiler--
rijkaardın emre çolağı ilk onbirde oynatmasıyla, büyüklüğüne büyüklük kattığı karşılaşmadır. artık yenilsek de önemli değil. önemli olan bu anlayış ve güven. kazanırsak da fena olmaz tabi!

not : böyle yazılar hiç yazmam ama dayanamayacağım. bunun nesine eksi oy verdiniz anlamıyorum ki?
sanirim mustafa sarp tartismalarina son nokta koyacak mac bu mactir. yavasti yakismiyordu suydu buydu yalan. takim ruhsuz adamlarla dolu iken her macta kadroya adi ilk yazilacak adamdir kendisi. mucadelesi hirsi yuregi ile. defans diye bri sey yoktu galatasarayda. hepsi el birligi ile angelova gol attirmaya calistilar ama olmadi. ama bugun angelov geri cevirir frsatlari ama yarin aguero donuna sokar toz pembe cikarir tum defansi soylemis olayim. ugur kotu caner daginik servet sacma sapan oynadi. bu kadar hata yapmasina ragmen neill biraz iyi gozuktu. orta sahadaki hem pres yapip hem de iyi top dagitacak adama olan ihtiyac ayan beyan ortaya cikti. ligin son sirasindaki takim delik desik etti orta sahamizi.
canerde bir enerji fazlaligi sezdim. adamin ayari yok. sert paslar sert girisler sert sutlar. o da hakli adam rusyadan geldi geldi irinalar gitsin katarinalar. turkiyede o kadar firsat bulamadi sahada motor takmis gbi kosuyor ordan oraya...
dos santosa da birisi showa degil takima katki yapmaya geldigini bir an once soylesin. iki pozisyonda cok mmusaid adam var iken vermedi pasi calima gitti. sonra pisman oluruz.
elano'nun çıkacağı maç.

edit: arkadaş elano'nun o pozisyonundaki oyunundan memnunsan bırak oynasın. değilsen her maç aynı yerde oynatma. gir çık gir çık adamdaki özgüveni yok edeceksin. emre çolak'ın o pozisyonda oynamasını kaldırabiliyorsa bu takım, oraya elano'yu koy. bu kadar basit ya.
galatasaray'ın, arda ve jo ile sonuca gittiği maç.

rijkaard'ın defansif anlamda son derece yumuşak bir orta saha ile maça başlaması ve ısrarla değişiklik yapmaması üzerine çok kolay maç biraz zora girdi. galatasaray'daki sorun her ne kadar asisti barış yapsa da sağ kanat sorunudur. çok eleştirilen sabri ve özellikle keita takıma dahil olunca bu takım yine çok gol atacaktır.

attığı golle birlikte jo'ya hoş geldin derken, leo'ya da sktir git artık diyorum. yediği golü falan geçtim, o son dakikadaki hareketi bile yeterli bana.
galatasaray'ın belalısı youla'nın alkışlarla girdiği maç.
leo franco'nun son dakikada yaptığı mallıkla kendisine ana bacı sövmeme neden olmuştur. koyun şu ufuk ceylan'ı artık.
galatasaray'ın tek kale oynadığını söyleyecek kadar saçmalayan adamların hakkında yorum yapmaması gereken futbol karşılaşması.
emre çolağın yerine dos santos'un girdiği maç.