bugün

--spoiler--
Milli Guvenlik Kurulu'nun 28 Subat 1997 tarih ve 406 Sayılı Kararına Ek-A (rejim aleyhtarı irticai faaliyetlere karşı alinması gereken tedbirler)

1-Anayasamızda cumhuriyetin temel nitelikleri arasında yer alan ve yine anayasanın 4'üncü maddesi ile teminat altına alınan laiklik ilkesi büyük bir titizlik ve hassasiyetle korunmalı, bunun korunması icin mevcut yasalar hiçbir ayırım gözetmeksizin uygulanmalı, mevcut yasalar uygulamada yetersiz görülüyorsa yeni duzenlemeler yapılmalıdır.

2-Tarikatlarla bağlantılı özel yurt, vakıf ve okullar, devletin yetkili organlarınca denetim altına alınarak Tevhid-i Tedrisat Kanunu gereği Milli Egitim Bakanlığı'na devri sağlanmalidir.

3-Genç nesillerin körpe dimağlarının öncelikle cumhuriyet, Atatürk, vatan ve millet sevgisi, Türk milletini çağdas uygarlık düzeyine çıkarma ülkü ve amacı doğrultusunda bilinçlendirilmesi ve çesitli mihraklarin etkisinden korunması bakımından:

a-8 yıllık kesintisiz eğitim, tüm yurtta uygulamaya konulmalı.

b-Temel eğitimi almış çocuklarin, ailelerinin isteğine bağlı olarak, devam edebileceği Kuran kurslarının Milli Eğitim Bakanlığı sorumluluğu ve kontrolünde faaliyet göstermeleri için gerekli idari ve yasal duzenlemeler yapılmalıdır.

4-Cumhuriyet rejimine ve Atatürk ilke ve inkılaplarına sadık, aydın din adamları yetiştirmekle yükümlü, milli eğitim kuruluşlarımız, Tevhid-i Tedrisat Kanunu'nun özüne uygun ihtiyaç düzeyinde tutulmalıdır.

5-Yurdun çesitli yerlerinde yapılan dini tesisler belli çevrelere mesaj vermek amacıyla gündemde tutularak siyasi istismar konusu yapılmamalı, bu tesislere ihtiyaç varsa, bunlar Diyanet işleri Baskanlığı'nca incelenerek mahalli yönetimler ve ilgili makamlar arasında koordine edilerek gerçekleştirilmelidir.

6-Mevcudiyetleri 677 sayılı yasa ile men edilmis tarikatların ve bu kanunda belirtilen tüm unsurların faaliyetlerine son verilmeli, toplumun demokratik, siyasi ve sosyal hukuk duzeninin zedelenmesi önlenmelidir.

7-irticai faaliyetleri nedeniyle Yüksek Askeri Şura kararları ile Turk Silahli Kuvvetleri'nden (TSK) ilişkileri kesilen personel konusu istismar edilerek TSK'yi dine karşıymış gibi gostermeye çalışan bazı medya gruplarının silahlı kuvvetler ve mensupları aleyhindeki yayınları kontrol altına alınmalıdır.

8- irticai faaliyetleri, disiplinsizlikleri veya yasadışı örgütlerle irtibatları nedeniyle TSK'dan ilişkileri kesilen personelin diğer kamu kurum ve kuruluşlarında istihdamı ile teşvik unsuruna imkan verilmemelidir.

9- TSK'ya aşırı dinci kesimden sızmaları önlemek için mevcut mevzuat çerçevesinde alınan tedbirler; diğer kamu kurum ve kuruluşları, özellikle üniversite ve diğer eğitim kurumlari ile bürokrasinin her kademesinde ve yargı kuruluslarında da uygulanmalidir.

10-Bu maddenin tam metnini Turkiye'nin uluslararası ilişkilerini ilgilendirdiği icin yayınlayamıyoruz.

11-Asırı dinci kesimin Turkiye'de mezhep ayrılıklarını körüklemek suretiyle toplumda kutuplaşmalara neden olacak ve dolayısıyla milletimizin duşmanca kamplara ayrılmasına yol açacak çok tehlikeli faaliyetler yasal ve idari yollarla mutlaka önlenmelidir.

12-T.C. Anayasası, Siyasi Partiler Yasası, Türk Ceza Yasası ve bilhassa Belediyeler Yasası'na aykırı olarak sergilenen olayların sorumluları hakkında gerekli yasal ve idari işlemler kısa zamanda sonuclandırılmalı ve bu tur olayların tekrarlanmamasi için her kademede kesin önlemler alınmalıdır.

13-Kıyafetle ilgili kanuna aykırı olarak ortaya çıkan ve Türkiye'yi çağdışı bir görünüme yöneltecek uygulamalara mani olunmalı, bu konudaki kanun ve Anayasa Mahkemesi kararları taviz verilmeden öncelikle ve özellikle kamu kurum ve kuruluşlarında titizlikle uygulanmalıdır.

14-Çeşitli nedenlerle verilen, kısa ve uzun namlulu silahlara ait ruhsat işlemleri polis ve jandarma bölgeleri esas alınarak yeniden düzenlenmeli, bu konuda kısıtlamalar getirilmeli, özellikle pompalı tüfeklere olan talep dikkatle değerlendirilmelidir.

15-Kurban derilerinin, mali kaynak sağlamayı amaçlayan ve denetimden uzak rejim aleyhtari örgüt ve kuruluşlar tarafından toplanmasına mani olunmalı, kanunla verilmiş yetki dışında kurban derisi toplattırılmamalıdır.

16-Özel üniforma giydirilmiş korumalar ve buna neden olan sorumlular hakkında yasal işlemler ivedilikle sonuçlandırılmalı ve bu tur yasa dışı uygulamaların ulaşabileceği vahim boyutlar dikkate alınarak, yasa ile öngörülmemiş bütün ozel korumalar kaldırılmalıdır.

17-Ülke sorunlarının çözümünü "Millet kavramı yerine ummet kavramı" bazında ele alarak sonuçlandırmayı amaçlayan ve bölücü terör örgütüne de aynı bazda yaklaşarak onları cesaretlendiren girişimler yasal ve idari yollardan önlenmelidir.

18-Büyük Kurtarıcı Atatürk'e karşı yapılan saygısızlıklar ve Atatürk aleyhine işlenen suçlar hakkındakı 5816 sayılı kanunun istismar edilmesine fırsat verilmemelidir.

28 Subat 1997 tarih ve 406 sayılı MGK Kararı'nın Eki'dir.

2 sayfa ve 18 maddeyi ihtiva etmektedir.

ilhan Kılıç
Hava Orgeneral
Genel Sekreter
--spoiler--

şeklinde olan ve bugün artık kimsenin sahiplenmediği kararlardır. ha ne oldu daha sonra, bu kararlar gerekçe gösterilerek ülke daha da fakirleştirildi, belki milyonlarca insanın hayatı karartıldı, gazeteciler andıçlandı, kebapçılara varıncaya kadar sermaye fişlendi, vs., vs...

bugün artık o dönemde yapılanları, yapanlar ve destekleyenler dahi savunamıyorken, savunan bir sivil paşa ertuğrul özkök, bir de sözlüklerdeki sivil çavuşlar kaldı...
tüm maddelerinin altına imzamı atabileceğim, 12 yıl sonra tekrar masaya vurulması gereken kararlardır..
gerçi benim imzamı kim takar ayrı mesele de..

(bkz: sivil casus istanbul dan bildirdi)
erbakan ın imzalamadığı kararlar. utanç verici şeyler barındırıyor. 10. maddesini de merak etmekteyim. gerçi 17 maddeden yola çıkarak tahmin etmek zor değil.
cüce şubat kararları.

hadiseyi yaşadık, gördük. yorumlar, tespitler, o günden günümüze projeksiyonlar farklıdır. birbirine yaklaşır, zıttır hatta antagonisttir.

28 şubatın gözden ırak tutulmaması gereken orjinalitesi, o tarih itibariyle dış tehlike diye adlandırılan konseptin,ikinci plana kaydırılarak iç tehlike konseptinin birinci sıraya alınmasıdır.

devletin bütün kurumlarıyla yine o tarih itibariyle söylüyorum, 20 yıllık mücadele hedefi bir kararla değiştirilmiştir.

değişemez mi, elbette değişebilir. ama değişmesi için dış tehlike konseptinin, önemini, başat karakterini yitirmesi gerekmektedir.

bu hatırlatmanın özünde, değişen konseptlere dair yargı yoktur. stratejik hedef bağlamı, teorik yaklaşımdır.
Gizli 10. maddesi ise şöyleymiş:

--spoiler--
10- Ülkemizi çağdışı bir rejimden ve din istismarlarının sebep olabileceği muhtemel çatışmalardan korumak için iran islam Cumhuriyeti' nin ülkemizdeki rejim aleyhtarı faaliyet, tutum ve davranışlarına mani olunmalı bu maksatla iran' a karşı komşuluk münasebetlerimizi ve ekonomik ilişkilerimizi bozmayacak fakat yıkıcı ve zararlı faaliyetlerini önleyecek bir tedbirler paketi hazırlanmalı ve yürürlüğe konmalıdır.
--spoiler--
barut değil viski kokan paşalara aittir. Ulan siz köpeksiniz siyasete karışıyorsunuz diyememiş biri ama 10 sene sonra fetöcüler bunların ebelerini belledi.
ordudan atılanlar istihdam edilmeyecek. ne güzel madde değil mi (!) bir rekat namaz kılsan anında şeriatçı damgası yiyorsun ve mesleğinden atıyorlar. başka yerde de istihdam edilemediğin için aç ölüyorsun.
evet, tek hatalı karar yok. bakın mesela başörtülü kadınların eğitim ve seçilme hakkı yokmuş. peki senin günlük kendini badelettiğin tarikatlarda kadınların ne tür hakları var?

gitsene menzil tarikatına eşinle beraber. şeyhlerine javslarına gecelik meze olur değil mi? sizin çok sevdiğiniz o tarikatlarda kadınların yeri ne? erkeklerle beraber siyaset yapabilmek veya erkeklerle beraber eğitim almaksa kabul.
Sıfır kurmay zeka sıfır akılla uygulamaya koyulan ülkenin anasını siken budala kurmay kararlardır.
Bu kararların uygulanma ihtimali yoktu.sadece aptal bir başörtüsü yasağı uygulandı.
Sosyal bilimler duyguya yer vermez.neden sonuç ilişkisi kurar.
Bu kararlar akp ve feto zihniyetini yani yavşak dindarlığı doğurdu.
Sonuç ortada.
Zamanın ruhunu anlamayan dünyayı takip etmeyen aptal paşalar şimdi hapiste.
Karşı oldukları 20 senedir iktidarda.
Hala kalkıp bu salaklığı savunmak ayrı bir çocuksu şımarıklık.
Beyler artık biraz büyüyün.
Ülkenin anası sikilirken hala askere yaşlanma kolaycılığını bırakın.
Askerler siyasette rezil oldular.uyayın artık.
Ülkenin sahibi üç tane sikik general değil artık.
Zamanın doğru hale getirdiği kararlardır.
15 temmuzda gördük bu kararlara uyulmadığı içim neler olduğunu.Hiç bir tarikat devlet mekanizmasında bu lu na maaaaz hurafelerle de ülke yö ne ti le meeez.