bugün

uçaktan kurtulan yolculardan akbank hollanda genel müdürü "tuncer mutlucan" şunları söyledi: "uçağın arka tarafı yere çarptı. diğer genel müdür arkadaşım da kurtuldu. yaralılar vahim değil. düşme olayı ise uçak hava boşluğuna düşmüş gibi oldu. uçağın kontrolden çıktığını hissettik. uzun süre düşme olmadı, sert bir darbe gerçekleşti. tabi içeride panik ve bağrışmalar yaşandı. kendi imkanımla çıktım"
son duruma göre 50 yaralı var 25'i ağır. 9'da ölü var. dahada artmaz umarım.
(bkz: havacılık kuralları kanla yazılmıştır)
bir kanalda, altyazıda gördüğüm şu şekildeydi.

-Uçak kazası 9 Ölü 50 Yaralı.
-Ulaştırma Bakanlığı : Uçak pilotu çok tecrübeli.

Allah bizi acemilerinden sakınsın.
2 pilot ve 1 hostes kokpitte hayatını kaybetmiştir, birkaç dakika erken inse suya birkaç dakika geç inse yola inecekmiş.
--spoiler--
Atatürk Havalimanı'ndan TK 1951 sayılı Amsterdam seferini yapmak üzere saat 08.20'de havalanan "Tekirdağ" uçağında iniş anına kadar herhangi olumsuz bir durum yaşanmadı. Kaptan Pilot Hasan Tahsin Arısan, pilotlar Olcay Özgür ve Murat Sezer yönetimindeki "Tekirdağ2 uçağı, saat 11.50'de Amsterdam'daki Schiphol Havalimanı'na iniş için alçalırken, son yaklaşmada henüz bilinmeyen nedenle piste 500 metre kala toprak zemine sert iniş yaptı. Pist dışına oturması sırasında üç parçaya bölünen uçakta kendilerini bir anda can pazarında bulan yolcuların bir kısmı, ayrılan kuyruk bölümünden kendi imkanlarıyla çıktı.

Schiphol Havalimanı'nden hemen kaza yerine ulaşan kurtarma ekipleri, kabin ekibine yardım ederek yolcuları tahliye etti. Durumu ağır olan yaralılar helikopterle, diğer yaralılar da ambulanslarla hastanelere ulaştırıldı.
--spoiler--
kaynak: radikal gazetesi

Toplam 10 kisinin öldügü ve bir cok kisinin agir yaralandigi ucak kazasi. Ucagin üce bölünmesi ise ayrica cok dikkat cekici ve kurtulan saglam yolcularin hemen ucagin etrafindaki esyalari toplamaya baslamalari, hatta bagajlarini aramalari da hayret verici bir durum.

edit: hayret verici durum olmasi, ölümden dönüp; canlarindan olmalarina ceyrek kala kurtulduktan sonra bile mal pesine düsmeleri...
arkadasimdan isteyken gelen mesajla üzüldügüm. Eve gelip televizyonu acip ucagin adinin ' tekirdag ' oldugunu ögrendigimde sok oldugum kazadir. Ölenlere allah rahmet eylesindir, geride biraktiklarinada sabir versindir.
türk medyasının mucize olarak duyurduğu kaza. hani neredeyse insanlar zil takıp oynayacak. facia demiyor yada diyemiyor kimse. ortaklarının prestiji için susan sözde bağımsız medya organları olduğu sürece kimbilir neleri duyamayacağız. zira medyanın facia eşiğini sorguluyorum. 9 ölü var ortada. 6 tane de ağır yaralı. bu insanların sevenlerine, bu bir facia değildir diyebilir misin sevgili basın? kendimi aynı durumda düşünemiyorum. ürperiyorum, içim üşüyor. halkın hakkını savunması gereken medya, ekonomik çıkarları uğruna 'facia' kelimesini kullanamıyor. kusra bakmayın ama sikerim böyle işi.

baş sağolsun, rahmet eylesin. bikbikbik. ne desek de boş zaten bu saatten sonra.

az önce ntv'de yanlış duymadıysam henüz hala pilotların tamamının ölüp ölmediği konusu konuşuluyordu. yahu el insaf, 7 saat geçmiş üzerinden. bu adamların aileleri var. o allahın belası öldü yada yaşıyor haberini türkiye'ye iletmek bu kadar mı zor olabilir?
sorumsuz, laubali türk yetkililerinin tv kanallarında yalan-yanlış yorumladığı, hollanda
ulaştırma bakanı'nın ise, disiplinli bir şekilde, durumu inceledikten sonra
25 ağır yaralı
9 kayıp olarak bilgi verdiği uçak kazasıdır.
atv ve bazı tv kanallarının, kriminal filmlerde olduğu gibi iğrenç bir müzik eşliğinde, sorumsuzca haber konusu ettiği elim kazadır.
felaket haberini, laubali bir tarzda, muzik eşliğinde veren medyaya dünyanın başka hiçbir yerinde rastlanmamıştır.
üzücü bir kaza olmasına rağmen hala "reklam çekimleri yerine bakım giderlerine para ayırsaydı" ve bunun gibi cahilce yorum yapanların bulunduğu olay.
türk hava yolları dünyanın en prestijli ve güvenli havayolu şirketlerinin başında gelmektedir.geçen sene 400 milyon dolar kar eden bir şirketin, bakım paralarını reklam bütçesine ayrıldığını söylemek, tam anlamıyla iftira atmaktır.
an itibariyle uçak enkazı hollanda başbakanı tarafından incelenmektedir.
kaynak: cnn int.
öğlen 12 sularında spor servisini izlerken gerçekleştiğini duyduğum üzücü olay.. uçağın, sert bir zemin olan otoyola değil de civardaki bir tarlaya düşmesi ölü sayısının artmasına engel olmuştur çok şükür ki.. lakin gün boyu bir türlü sağlıklı bilgi alamamak bizleri ziyadesiyle üzmüş ve tedirgin etmiştir.. neticede insan hayatı her şeyden ötedir..

sanırım 9 ölü ve 25 ağır yaralı varmış.. ölenlerin yakınlarına allahtan sabırlar diliyorum.. yaralılara ise acil şifalar..
atlas faciası gibi bir olay yaşamadığımız için ulusça * * az da olsa teselli bulduğumuz kazadır. sebebi ne olursa olsun suçlamalarla yaşanılanları depreştirme değil akılcı bir yolla nedenlerini araştırma ve şirkete ulusça manevi yönde destek olma yoluna gidilmelidir.
(bkz: i feel like a dead)
herkes için sevindirici nokta ölü sayısının az olmasıdır. benim için bir sevindirici nokta da kazanın hollanda'da olmasıdır. daha da doğrusu türkiye'de olmamasıdır. eğer burada olsaydı olacakları düşünmek bile istemiyorum. bu haliyle bile medyasıyla, yetkilileriyle nasıl iğrençleştiğimizi gördüğümde. misal ölenlerin ve yaralıların isimleri çoktan açıklanmış olurdu. milletin gözüne gözüne sokulurdu. çoğumuz "yuh hala açıklamadılar" gibi tepkiler vermedik mi? biz alışmışız çünkü. biz de normal böyle şeyler. ama hollanda'da normal değil. açıklamıyorlar çünkü bu tür olaylarda ailelerin izni gerekiyor. ve gerçekten bu isimler sadece yakınlarını ilgilendiriyor. kendini düşün. yakının böyle bir kazaya karışmış, belki de ölmüş ve sen ismini haberlerde duyuyorsun. "olur mu lan öyle şey" dememiz gerekirken demiyoruz bu ülkede. hatta hala açıklanmamasını "bu çağda böyle şey olacak iş mi yani" gibisinden sözüm ona çağdaş bir duruşla eleştiriyoruz. ve hala tv'lerde benzer yorumlar var. seviyesizlik her bir şeyimize sirayet etmiş. her şey biz de en kıt halinde. bu sığlığın bir dibi yok mu a dostlar?
hollandanın kimlik bilgilerini açıklamama konusundaki ısrarlarını, ısrarla dogru bulduğum bu konunun gündeme geldiği ucak kazasıdır.
insan haklarının düzgün hayata geçirildiğinin sonucudur bu durum.
ulan herkes yakınını biliyor, kimin öldüğünü akrabalarından ya da tanıdıklarından öğrenmek isteyen yok. zaten onlar birbirlerine haberdar etmişlerdir. sen niye parazit yapıyorsun? ama bizim türk milleti açıklayın da açıklayın diye ısrarla baskı yaratmaya çalışıyorlar. sanki hollanda hala kimlikleri tespit edemedi sanıyorsun.
inanın anlayamıyorum! hem diyelim ki öğrendin. hatta içlerinden birisi senin en sevdiğin kuzeninin ile aynı ad soyadı taşıyor. senin 37 li yaşlarında olduğunu varsayarak kalp krizi geçirme riskini düşünüyorum ve evet senaryo gereği sen kalp krizi geçiriyorsun. ve sonra öğreniliyor ki ölen kişi senin kuzen değilmiş. riskli yaşta geçirdiğin kalp krizi sonucu ölüyosun hadi bakalım toprağın bol olsun.
hollandalı yetkililerin açıklamasına göre, kazada ölenlerin 5'i türk, 4'ü ise abd vatandaşıdır.
ölen 9 kişiden 5'inin türk, 4'ünün amerikalı olduğu kaza. yanılmıyorsam ölen 5 türkten 4'ü pilot ve ekibidir.

talpa'nın iddiasına göre vorteks akımı yüzünden yaşanmıştır ve olayda pilotun, dolayısıyla da türk hava yolları'nın bir suçu yoktur; suç kulenindir. profesyonel olarak bu işten anlamasam da tek başıma boeing uçurabilecek kadar deneyimli, 2 yıl tecrübeli bir pilot adayı* olarak söyleyebilirim ki, iddia gerçekten çok çarpıcı; öyle gözüküyor ki thy yine haklı çıkacak.

show tv'de anlatıyorlardı. uçakla ilgili hiçbir bilgisi olmayan insanın dahi anlayabileceği türden, güzel bir anlatımı vardı hocanın; izleyin bakın.

sonunda göt olabilirim elbette, ama harbiden; çok büyük ihtimal..

(bkz: vorteks lan bu)
bu da uçağın nasıl düştüğüne dair animasyon,

http://www.milliyet.com.t...0boyle%20dustu&ver=85
hollanda hükumetinin üste çıkıp beceriksizliğini örtbas etmek için 1 haftadır hakkında bilgi vermediği kazadır. kendi rezilliklerini thy'nin üzerine atmak için onlarca hukukçuyu toplayıp 1 haftadır beyin fırtınası yapıyorlardır muhtemelen...
hollandalı yetkililerin açıkladığı ilk rapora göre kazada yükseklik göstergesinin arızalı oluşu rol oynamaktaymış.
paristeki bağımsız kurul tarafından, karakutuların ve kaydedilen uçuş bilgilerinin incelenmesi sonucu yapılan açıklamada;

altimetre yani yükseklik göstergesindeki bir arızanın, o an devrede olan otomatik pilota yanlış bilgi vermesi ve bu sebeple otomatik pilotun uçağı aşırı yavaşlatması ve sonuç olarak düşmesine sebep olduğu ifade edilmiştir.

Bu açıklama kulağa mantıklı gelmektedir. Öncelikle millet olarak yabancıların hepsi bize düşman, türkun turkten başka dostu yok soylemlerini bir kenara bırakmamız lazım. Elbette biz de hatalı olabiliriz. Bizim pilotlarımız burada hatalıdır demiyorum. Uçağın piste otomatik pilotta yaklaşımı, zaten thy nin kurallarından biriymiş. Pilotlara, ils sistemi olan havaalanlarina otomatik pilotla yaklaşma ve iniş tavsiye ediliyormuş. Pilotlar burada thy kurallarını uygulamışlardır.

Açıklamada, gösterge hatasına pilotların geç tepki verdiği, uçağın aşırı yavaşlaması sonucu durumu toparlamak için gaz verilmesinin yeterli olmadığı ve kazanın meydana geldiği ifade edilmiştir.

gostergenin arızalı olduğu belirlenmeseydi, pekala daha önce piste inen 757 nin yarattığı vorteks kazanın en buyuk potansiyel sebebi olarak gorulebilirdi. ancak ortada bir gosterge arızası var.

ayrıca: kaza 10 saniyede meydana gelmiştir. burada pilotların kahramanlıklarından soz etmenin bir manasi yoktur. Pilot acil inis yapmıyordu. Ucagi tekrar havalandirmaya calisiyordu. Dolayisiyla Yok efendim tarlaya acil inis yapti,o yeri kendi secti, 100 kisinin hayatini kurtardi gibi gorusleri lutfen objektif davranip bir kenara birakalim. Hayatini kaybeden pilotlar, o an en dogru seyi yapislar ve ucagi tekrar havalandirmaya calismislardir. Ancak basarili olamayip tarlaya carpmistir ucak. Oranın tarla olmasi , ucakta yangin cikmamasi tamamen sans veya tanrinin lutfudur. Milletce kahraman yaratmaya cok meyilliyiz. Olen pilotlarimizin boyle hikayelere ihtiyaclari yok. Bunlari soylemeseniz de silahli kuvvetlere hizmet vermis 15 senelik bir kaptan pilota herkes saygi duyar bu ulkede.
On gün önce Amsterdam'da düşen THY uçağının düşme nedenlerini inceleyen komisyon, ön raporunu verdi.
Rapora göre THY uçağının düşmesinin nedeni, özet olarak; 'Uçağın yükseklik göstergesi (altimetre) arızalanmış, otomatik pilota bağlı olan uçak, yükseklik göstergesine göre havaalanına geldiğini, yere birkaç metre kaldığını varsayarak, inişe geçmiştir. Pilotlar, bu durumu geç fark ettiği için müdahaleyi son anda yapmışlar, ancak düşmeyi önleyememişlerdir' biçimindedir.

işin ilginci, son sekiz uçuşta bu gösterge iki kez arızalanmıştır. Ancak bu göstergenin arızalandığına dair THY'de bir kayıt olmadığı söyleniyor!
Yani, ne 'otoyoldan yükselen sıcaklığın yarattığı' ne de 'THY uçağından önce inen Boeing 757'nin yarattığı' türbülans' vardır.
Dolayısıyla; ne kahraman 'Türk pilotların hayatlarını feda ederek yolcuları kurtarması' efsanesi, ne 'Hollandalıların iki dakika için THY uçağını bilerek düşürmesi' söz konusudur!

Uçağın düşmesinin üstünden geçen bir hafta içinde, THY'nin AKP yandaşı bürokrasisinin, basını da arkasına alarak; yalan haberler ve kamuoyunu yanıltıcı açıklamalara dayanan propagandasının, iğrenç bir gerçekleri karartma kampanyası olduğunu ortaya çıkmıştır.

Dün, 'ön rapor'un açıklanmasından sonra bile hükümet yandaşı basın, aynı yalanları sürdürmektedir. Bu da, suçlarının büyüklüğünün farkında olduklarını göstermektedir.

Basının tutumu elbette, basın etiği ve habercilik ilkeleri bakımından bir rezalettir. Ama basın, sonuçta asıl suçluların ortağıdır. Asıl suçlular ise istanbul Büyükşehir Belediyesi'nin otobüs işletmesinden THY'nin her kademesinde görevlendirilenler; bunları bu mevkilere getirenlerdir.

Havaalanının apronunda 'deve kurban etmek'le işe başlayan bu zihniyetin temsilcileri, THY'yi, bilgi ve becerinin dışlandığı, 'her işi yapanlar'ın çoğaldığı; adam kayırmanın, susturmanın genel bir yönetim tarzı haline geldiği, bir kapalı av alanına dönüştürmüşlerdir. Daha çok kâr, yukarıdakilerin gözüne girme, yandaşlara kadro açma, işçiler arasında bile sendika ayrımcılığı yapmaya kadar varan bir partizanlık ve kadrolaşmayla, havaalanında, ne yolcuların ve uçuş personelinin can güvenliği, ne de çalışanların iş güvencesi kalmıştır.
Demek ki bu davada 'Suçlu, ayağa kalk!' dendiğinde, en başta THY'nin üst bürokrasisi, AKP'nin kadroları ayağa kalkacak; bunları bu görevlere atayan siyasiler (Başbakan, ulaştırma bakanı ve diğerleri) onlarla birlikte ayağa kalkacaktır. Sermaye medyası da sanıklar arasında ayağa kalkacaktır.

Açıktır ki arızalı uçağı sefere çıkmaya zorlayan, yöneticilerin kâr hırsıdır.
Ve elbette, pilotundan hostesine, teknik personelinden yer hizmetlisine tüm personelin ihtiyaç duyduğu moral ve motivasyonun önemini hiçe sayarak THY emekçilerinin örgütlerine saldıran, Teknik AŞ gibi THY için en kritik kurumda baskıyla sendikayı bölen zihniyet, kurumdaki sorunların esası gibi görünmektedir.
Olanlara dikkatle bakıldığında şu söylenebilir ki, eğer THY emekçilerinin örgütlülüğüne saldırılıp onlar baskı altına alınmasaydı, teknik kadrolar uçuşa onay vermeyecek, onlar verse bile uçuş personeli itiraz edecekti. Böylece Amsterdam'daki rezalet hiç gerçekleşmeyecekti. Ne var ki bugün teknik personelin ve uçuş personelinin böyle bir tutumu gösterme imkanı olmağı ortaya çıkmıştır.

Bu olanlar bile gösteriyor ki, insan hayatına önem verilmesi, ancak emekçilerin örgütlü olması, kâr hırsının ve kadrolaşmanın örgütlü emekçilerin baskısıyla disiplin altına alınmasıyla mümkündür.

Asıl rapor belki daha ayrıntılı şeyler söyleyecektir. Ancak, bugün çıkan gerçekler bile, kazadan bir hafta önce 'havada bomba var' diyen Hava-iş'i ve kazanın, THY'de yaratılan baskı ortamı ve ayrımcılıkla yakından ilgili olabileceğine dikkat çeken Evrensel'i, haklı çıkarmıştır!..

kaynak: ihsan Çaralan http://www.evrensel.net/haber.php?haber_id=46879
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar