bugün

ekrem'in daha golü atmadan "işte bu lan ahaha" diye sevindiği maçtır. Çok güzeldi lan. Denizli, Tello, Nobre'ye rağmen aldık maçı şükür. Ayrıca son 15 dakikada gerilim oldukça yüksekti.
maçı izleyen her sporseverin rahatlıkla söyleyebileceği gibi beşiktaş altın, hangi altın, platinyum değerinde bir 3 puan aldı. eskişehir maç içini bırakın daha beşiktaş golü bulduktan sonraki ilk atakta bile öyle böyle bir golü kaçırdı. beşiktaş defansta öyle hatalar yaptı ki gerçekten şu maçta atılan tek gole daha topu filelere göndermeden çocuklar kadar sevinecek kadar değerliydi. o değilde o sevinçten sonra, hani olmaz ya, bir şekilde o top kaleye girmeseydi ekrem anında kendini komik futbol videolarının içinde bulabilirdi.*
nihat'ın sadece 3 metrelik kalecinin karşısına geçip boy ölçüp şaşırmasıyla güldürdüğü maç.
Beşiktaş'ın ard arda 3 maç kazanmasıdır iyi bir oyun yoktur bence ama bu onlara iyi bir hava getirir.
beşiktaş'ın filip holosko, fabian ernst, matteo ferrari, tomas sivok, yusuf şimşek ve batuhan karadeniz'den yoksun olmadığı maçları da bilen taraftar için leş gibi oynadığı gerçeğini değiştirmeyecek olan maç.

gören de sanır ki holosko sezonda 20 gol atıyor, ernst wolfsburg maçında harikalar yarattı, sivok geçen yıl'ın mvp'si, yusuf sezon başından beri her maç iki asist yaptı falan filan...

bırakın bu işleri ağalar. beşiktaş rezil futbol oynuyor ve son 6 yıldır olduğu gibi bu yıl da bizleri kanser etmeye devam edecek.
beşiktaş'ın kötü oynayıp kazandığı maç. bu seferlik böyle olsun bu hafta kazanmak çok önemliydi. hep gs, fb mi atacak baldan.
mustafa denizli'nin tüm uğraşlarına rağmen beşiktaş'ımızın berabere kalamadığı maç. halbuki sanırım hedefi beraberlikti. hücumcu tabata'yı çıkarıp yerine erhan güven'i alan mustafa denizli ikinci yarıda 70. dakikaya kadar beşiktaş'ın top oynamasını engelledi. daha sonra bir şekilde iman gücü ve eskişehir defansının hazırlıksız yakalanması ile beşiktaş golü buldu. atılan golde ekrem dağ, kaleci topu ıska geçmeseydi ne yapacaktı bilemiyorum.

bir beşiktaşlı olmama rağmen alınan üç puana sevinmiyorum. mustafa maç sonrası umarım açıklama falan yapmaz. yaparsa da 'şans sayesinde maçı kazandık.' desin. itiraf etsin bunu. beşiktaş 10. lig maçında 7. golünü attı. gayet güzel! deçen sezon da 60 gol atmıştık zaten. demek ki 80 hafta oynamamız lazım. bu arada geçen sene namağlup ertuğrul sağlam'ı avrupa'da 4 gol yeyip elendiği için gönderen bugünkü bursaspor-i.b.b. maçının sonucuna baksınlar. özellikle yönetim baksın. lazım olur.

inönü'deki ankaragücü maçına bugünkü gibi tek forvet çıkmamızı umuyorum. sonra o tek forvet çıkıp yerine serdar özkan girmeli. işte o anda kesinlikle kazanırız. bravo mustafa denizli!!
eskişehirli doğa kayanın geçen sene yediği komik çalımlardan sonra bugünde eskişehiri yine bir beşiktaş maçında yaktığı karşılaşmadır... neden bu hatalar hep beşiktaş maçlarına denk geliyor doğa? *
öyle ya da böyle aldığımız 3 puana sevinmek bir yana ben bu kadar absürdlüklerin yaşandığı bu kadar saçma sapan
hataların yapıldığı, kalitenin eksi seviyelerde olduğu bir maç az gördüm. maalesef bu garipliklerin birçoğu da
hayatımızın anlamı dediğimiz beşiktaşımız tarafından yapılmıştır. nihat tello'ya pas atıyor, tello pasın kendisine
atıldığının farkına bile varmadan amaçsızca ileri doğru koşuyor. sonra dönüp bakıyor ki top başka yerde. yine nihat
2'ye 1 pozisyonda necip uysal'ın bile yapacağı şeyi, yani yanındaki boştaki adama topu vermeyip pozisyonu piç ediyor.
nobre boş kaleye gol kaçırıyor. nerdeyse 50 metreden kaleye atılan şutu rüştü kafasında sektiriyor. bir takım nasıl
bu kadar uyumsuz olur, geçen sene tavan yapan oyuncular bu sene nasıl dibe vurur inanılacak gibi değil. mustafa
denizli ve yıldırım demirören'in oyuncağı haline gelen bir takım görmek yeteri kadar üzücü.
izleyemediğim ve öncesinde çok umutsuz olduğum maç. bittikten bir süre sonra skoru öğrendim. kötü oynamışız burada yazılanlara göre. hiç umrumda değil bu maç için hatice'nin durumu doğrusu. maç öncesi sorsalar berabere kalsak bari diyebilirdim yani. 3 as oyuncu yok ve eskişehir deplasmanı da kolay değil. bu maçta şansla da olsa bir gol bulmuş olmamız lig başında iyi oynadığımız ama kazanamadığımız maçlar hatırlandığında tercih edilir bir durum zira.
iyidir iyi boşverin.
şu fotoğrafın: http://img88.imageshack.us/img88/5081/dsc05351.jpg

ve şu videonun: http://www.youtube.com/watch?v=z4lR5aCx5fI

herşeyi anlattığı maç. eskişehirspor taraftarı harika, eskişehirspor takımı ise berbat...

beşiktaş mı, galibiyetlerinden dolayı kutlarız, ama onlar da berbat...
yine bir "doğa olayı" neticesinde 3 puanı kazandığımız maç.
beşiktaş maçlarını bi daha izlememe kararı aldıran bir maç. maçta zevk yok, beşiktaş büyük takım değil, eskişehir'in gol atmaya niyeti yok, burak yılmaz bu işleri bıraksın. atılan gol de bal üstüne bal. balıyla aldı beşiktaş maçı. eskişehir'e karşı defans yapıp kontradan gol ara sonra büyük takımım de. o saçma gol olmasa 1 puan bile çoktu beşiktaş'a. neyse bu haftalık kazandılar da bu böyle sürmez nasılsa 2-3 maçta bir tekler beşiktaş ben izlemem daha zaten.
özellikle sezona kötü başladıktan sonra ihtiyacımız olan arka arkaya gelecek ve bizi zirveye yaklaştıracak puanlardı. bu nedenle beşiktaş kötü futbol oynadı cart curt hiç de umurumda değildir.

önce bir üstümüzden ölü toprağını atalım şu kaostan bir çıkalım sonra izleriz zaten golleri sahada resital edenleri.

nitekim uçtu kaçtı denilen takımlarla puan farkı gittikçe erimektedir. ligin 10 maçlık değil 34 maçlık bir maraton olduğunu göz önünde bulundurursak da devre arasına kadar puan farkı diye birşey kalmaması kuvvetle muhtemeldir.

özellikle şampiyonlar ligi deplasmanında almanya şampiyonu ile oynamış ve 90 dakika adeta usain bolt taklidi yapmış bu takım için ve "dur abicim kim koşacak şimdi" modunda gezen tello'nun bile koşma rekoru kırmış olduğu karşılaşmanın ardından eskişehir deplasmanı zor zanaatti.

onu da geçtim nereden geldin iyiki de geldin canım ciğerim dediğimiz, takımı takım yapan üç adam sivok, ernst ve ferrari bu maçta lig tv'ye talimdi.

o yüzden iyidir, iyi.
çocuklar 3 puan neymiş, gol neymiş bir alışagelsinler. tribün kafamıza çöker mi, yeter yıldırım demirören diye bağıran bir taraftarın salladığı kol gözümüze girer mi diye düşünme stresini bir üstlerinden atsınlar. krediyi açsınlar taraftara.

o zaman güzel futbolda gelecektir.
bizler açtık kucağı bekliyoruz.

kısaca bunu da aştık, bunu da geçtik.
havalar ısınmaya başladı.
güneş ufuktan göz kırpıyor.
türk futbolu'nu yabancı arenada en iyi ve başarılı şekilde temsil edip, çok değil daha geçen sene euro 2008'de ortalığı kasıp kavuran nihat kahveci'nin sadece fiziksel olarak değil, mental açıdan da futbolun çok uzağında kaldığını, mert nobre'nin kalifiye bir hamal olduğunu, rodrigo tello'nun maaşını fazlasıyla arttırıp kendisine şampiyonlar ligi'nde oynama fırsatı veren bir takımı kafasında bitirip silebildiğini ispatladığı maç olmuştur. bu kadar eksik ve zayıf bir eskişehirspor karşısında bile üst üste iki pas yapamayan beşiktaş'ın kazanması için bir mucize gerekiyor derken o mucize 205 cmlik bir halde vücut buluverdi. fenerbahçe ve galatasaray yediği golden ötürü ivesa'yı mahkemeye verse kesin kazanırlar; es es'in yediği gol o derece komik ve ayıptı. önemli olan kötü oynarken de kazanmaktır klişesine sarılıp ileriki haftalar için ümitlenilecek artık.