bugün

Gayet doğal ve makul bir yaştır.
Eğitimin, ilerlemenin, yeni hedefler koyup ilerlemenin yaşı mı olurmuş?!

32 yaşında sınava girip, dört yıl okuduktan sonra, şu an bölümde öğretim görevlisi olan bir yakınım var.

Ve bu insan, evinde çocuklarını büyüten, turşu kurup, reçel kıvam almadı diye asabı bozulan bir ev hanımıyken bu aşamaya geldi.

22 yaş nedir ki azizim?!
Henüz yolun başı bile sayılabilir.
Geç değil. 22 yaşında da başlasan 42 yaşında da başlasan geç değil. Okumanın yaşı yok. Kim ne derse desin.
birinci sınıfta ilk tanıştıklarım arasında 27 yaşında bir çocuk vardı. sonradan okulu bıraktı. ilk üniversitesiydi üstelik. 22 yaş geç değil bence.
kesinlikle geç değil. ben 21 yaşımda başladım. 1 sene gecikmeyle 26 yaşımda mezun oldum.
yeter ki okurken kendini geliştir. dil öğren, kurumsal yerlerde staj yap, konferans ve seminerlere katıl.
bunları yapmadıktan sonra 20 yaşında bile mezun olsan özel sektörde bir boka yaramaz asgari ücrete çalışırsın. okurken karı kız peşinde koşmaz kendini geliştirirsen bu dezavantaj gibi görünen şeyin aslında dezavantaj olmadığını görürsün zamanı gelince.
(bkz: üniversiteliye yaşı sorulmaz)
üniversitenin arkadaş ortamı bir farklıdır efendim. 1. sınıfta herkesin birbirine yaşını ve yaşadığı şehri sorduğu ilk haftalardan sonra kimin kaç yaşında olduğu unutulur gider. çünkü üniversiteli fark eder ki bunun bir önemi yoktur. üniversitede önemli olan yaş değil sınıftır. evet evet kesinlikle böyledir. tecrübe puanı gibi birşeydir bu sınıf olayı. yani anlayacağınız siz sorun etmezseniz, kimse yaşınıza takmaz. sizi dışlamaz falan.
22 yaşında üniversiteye başlamanın tek kötü yanı sınıf arkadaşlarından çok yaşlı mezun olmanızdır. aynı bölümü 4 senede birlikte bitirdiğiniz arkadaşınız 21 yaşında iken siz 26 yaşında olabilirsiniz. bu iş yaşantınızı olumsuz yönde etkileyebilir. ancak kimsenin size abi/abla demesini beklemeyiniz*
Okuduğu bölümü bırakıp tekrar hazırlanacak olan kişidir. Benimdir. Seneye inş başka bir bölümde başka bir macerada görüşmek üzere sevgili üniversiteler.

Edit: bırakacağım bölüm de matematik öğretmenliğidir.
ekstradan cesur ve güçlü birisi olduğunuzu gösterir.
50 yaşındaki bir kişinin üniversiteye başlamasından daha normal bir durumdur. okuma aşkı her yaştadır. kötü bir yanı yoktur.
eğitimin, öğretimin yaşı olmaz. 60 yaşının üstünde sınıf arkadaşlarım oldu. hor görülecek bi şey yok. günümüz şartlarında geç de olsa olması gerekendir.
nispeten güzel bir bölümü son derece boktan bir üniversitede okumaya çalıştığım için dördüncü yılımda (yani bu yıl) okulu bırakarak yapacağım eylem. hayat herkese istediğini vermeyince, ya da vermekte geç kalınca kendinizi 22 yaşında ygs'ye hazırlanırken bulabiliyorsunuz. bu geç kalmışlık hissini ben zor da olsa bir kenara atmayı başardım, siz de atın.

dördüncü yılım olduğuna bakmayın bu arada, daha üçüncü sınıf dersi alabilmiş değilim. bırakmam devam etmemden daha hayırlı olacaktır inanın. şu an okuduğum üniversitede bir gelecek göremiyorum. "ben buradan mezun olursam bana kimse sittin sene iş vermez" düşüncesini bir türlü kafamdan çıkaramadım, yıllarca vizelere ve finallere bu düşünceyle girip çuvalladım ve sonunda bu düşünce galip geldiği için ygs'ye hazırlanmaya başladım. ygs'de barajı geçip lys'ye girmeye hak kazandım ve şimdi ona it gibi çalışıyorum. kazanacağım üniversiteye ve bölüme %60-65 gibi büyük bir etkisi olacağı için lys'de çocuğu koymak istiyorum.

başlarda dört senemi heba ettiğimi düşünüyordum ama işin iyi tarafından bakmaya başlayınca ikinci üniversiteme gayet olgun ve gençlik heyecanını bastırabilmiş birisi olarak başlayacağım. bu dört sene zarfında okulun bana bir katkısı olmazken ben kendimi elimden geldiğince geliştirmeye çalıştım. artık ingilizce'yi anadilim gibi biliyorum ve yanına almanca, japonca, portekizce, fince ve boşnakça'yı da eklemek istiyorum.

üniversitede ilk yıllarımda benimle aynı sınıfta 30 küsür yaşında adamlar/kadınlar vardı ve benim gibi çömezlerle konuşmaktan, benim gibi çömezlere soru sorup yardım istemekten hiç gocunmuyorlardı. siz de gocunmayın. siz (ve ben tabii ki * ) bu kişilerin yanında hala çömez kalıyoruz. moralinizi bozmanıza gerek yok. neticede liseye geri dönmüyorsunuz ya.

ikinci üniversitemde çözmem gereken iki büyük sıkıntı var; para ve kalacak yer. bunları bir şekilde çözdüğüm takdirde muhteşem bir üniversite hayatı beni bekliyor olacak. ha bir de ailem beni kesin evlatlıktan reddedecek ama kendi paramı kazandığım takdirde o da umrumda olmaz.

son olarak urgehal nickli arkadaşımıza da başarılar diliyorum. umarım kaybolan yıllarımızın acısını çıkarmayı başarırız.

tanım 2: türkiye şartlarında anormal karşılanan, fakat gençlik heyecanıyla yazılan üniversitelerin son derece boktan birer yüksek liseden ibaret olduğu ve kişiye diploma dışında bir halt kazandırmayacağı gerçeği fark edildiğinde yapılması elzem olan eylemdir. askerliğinizi çok geç yapacak olmanız, geç evlenecek olmanız (hatta belki de evliliği hiç düşünmüyor olmanız), lise arkadaşlarınızın aynı yaşta çoktan mezun olup tecrübeli/tecrübesiz birer yeni mezun olarak iş hayatına atılacak olması sizi demoralize etmemeli. evet hayat şartları zor ve acımasız, fakat aileniz mutlu olsun diye yıllarca mutsuz olmaktansa bu zorluklara göğüs germek en doğrusu.
30 yaşında da başlayabilirsiniz. bu tamamen maddi imkanlarla alakalı okumak öğrenmek güzel birşey.
gec degil. 20 yasimda basladim. bitirdigimde de 27 yasindaydim. iyi ki.. haleluya.. hayatimi yasadim en azindan.
başlanacak bölüm iyiyse,
üniversite kaliteliyse,
başlanacak bölüm,başlayacak kişinin çok sevdiği istediği bir bölüm ise;

kesinlike ama kesinlikle geç değildir.
Oldukça erkendir. 25 den sonra yapılması gerekir. 22 yaşında ne okulu hayırdır?
bu yıl uzun uzadıya oturup üzerine kafa yorduğum durumdur. 22 yaşındayım ve şuan ki bölümü bırakıp yeniden bir sınav sürecine başlamayı gözüm yemediği için 22 yaşında üniversiyeye başlayamadım o da ayrı.

Bir de 22 yaşında olup, 4.sınıf olması gerekirken 2. sınıfta zar zor gelen bir öğrencinin artık üniversiteye gidip derslere girmeye karar vermesine de "22 yaşında üniversiteye başlamak" diyebiliriz.