bugün

türkcell süper ligde 14. haftanın kapanış müsabakası. rizesporun 11 farklı* kazanması halinde trabzonsporun üstüne çıkabileceği karşılaşma.*
pfdk tarafından önce seyircisiz yapılan, tahkim kurulu'nun bu kararı bozmasından sonra seyircili oynanacak olan karşılaşma.

ayrıca beşiktaş'ın mutlak kazanması gerekip, kazanacağı karşılaşmadır.
saat 19:00'da inönü stadı'nda başlayacak karşılaşmadır.
alt bitmesi olası turkcell super ligi futbol musabakasıdır. beşiktaşımız muhtemelen 2-0 ya da 1-0 kazanacaktır.
istanbul'un güzel, güneşli havasında oynanacak musabaka... ha günes o saatte olmayacak ama olsun... atacagimiz gollerle ortami aydinlatiriz...

(bkz: kartal gol gol gol)
beşiktaşın kazanacağı maçtır. çünkü rizenin onbiri de oturmuş onbiri değil.
ilk yarıda 35. dakika itibarıyle gol adına tüm atakların beşiktaş'tan gelmekte olduğu maç. organize ve tehlikeli atakalar yapıyor beşiktaş ama son vuruşlar çerçeveyi bulamadı. nobre'nin sağlam vuruşu vardı ama önce kaleci sonra direk, gol olmadı.yine nobre, bir gol attı ama ofsayt olduğu için sayılmadı. bu maçı beşiktaş vermez gibi böyle oynarsa.
hadi kartal gol gol gol.
rizespor'un sahaya 3 stoper, 2 sol/2 sağ bek, bir tane defansif ortasaha, bir supporter, bir kaleci ve bir zafer biryol ile çıktığı maç.
beşiktaşımızın tek kale oynadıgı bir ilk yarı olmuştur. özellikle nobre'nin istekli oyunu ve tek pas hucum organizasyonları ilk yarı enfes bir beşiktaş izlememize sebep olmuştur. lakin tek eksik sut cekmememiz olmustur. bu da golun gelmemesine sebep olmustur. dikkat edersek en net pozisyonlarımızı sut cektigimiz anlarda bulduk. * *

bu futbolu ikinci yarı da sürdürecek beşiktaş'ım maçtan 3 puanla ayrılacaktır. lakin tek can sıkan ayrıntı koray'ın istekli futbolunun yanında biraz dikkatli olması gerektigidir.

tek gerekli olan için;

(bkz: kartal gol gol)
an itibariyle 0-1 olan maç.
rizespor'un leandro'nun attığı golle öne geçtiği maç. rüştü'nün hatası.
biten maç. aslında biten ligdir.
1-1 biten maç.

oha lan kimse yazmamış.

peşin edit: yahu ne bu karamsarlık. önünüzdeki maçlara bakın. lig uzun.

(bkz: tüpçü istifa) *
Beşiktaş'ın golünü 72. Dakikada Matias Delgado atmıştır.
sevinmek için sevmedik biz diyen bir taraftar grubuna sahip beşiktaşımızın bir kez daha bizi kahrettiği mücadele. tüpçüden başkan mı olurmuş ? danimarkalı martin laursen gelecekmiş, hadi ordan ...
türkiye ligini izlemek istemeyenlerin "neden?" sorusuna verecekleri cevap,bu maç olsa gerek.
1-1 biten maçtır, bununla beraber ertuğrul sağlam'ın ikinci yarıya başlarkenki taktik hataları ve yapmış yanlış olduğu oyuncu değişiklikleriyle damgasını vurduğu maçtır.

ilk yarı muhteşem oynayan fakat bunu sonuca yansıtamayan beşiktaş izledik. maça klasik 4-4-2 oynayarak başladı ve ilk yarı boyunca da bu taktiği mükemmel uygladı, şut çekmesi gereken pozisyonlarda oyuncuların şutu denememesi ise pozisyon anlamında çok bir şey katmadı, ama bu pozisyonsuzluğa rağmen, oyun anlamında muhteşem bir beşiktaş vardı.

delinho tek atımlık kurşununu bir şut denemesinde attı fakat, rizespor kalecisi topu çıkardı. nobre yine kendi getirdiği bir topta, 20-25 metre bir mesafeden harika vurdu kaleci çeldi ve üst top direkten döndü...

ilk yarıda beşiktaş özellikle koray ve serdar özkanla ceza sahası dışından şut atmalık iyi pozisyonlar yakaladı ancak, bu iki futbolcu da o anda ana baba günü olan ceza sahası içine pas atmak için uğraştılar.

rizespor ilk yarıda 7-2-1 gibi bir sistemle oynadı. gömülüp, uygun fırsat bulduğunda ise kontraya çıkmak... ilk yarıda gerek kalecisi, gerek şansı gerekse de zafer önde ipek'in 2 net pozisyon sırasında avantaj kuralını uygulamaması gol yemelerine engel oldu.

2. yarıda ertuğrul sağlam devreye girdi, keza, takım maç içinde kendi kendine taktik geliştirebilir ancak, ikinci yarının santrası yapıldı, beşiktaş 3-5-2 gibi oynamaya başladı. bu da ertuğrul sağlam'ın ilk yarıda mükemmel işleyen makineyi bozması dahası, rizespor'a karşı daha çok pozisyon bulmasını sanmasına neden oldu. halbuki, beşiktaş ilk yarıda muhteşem oynuyor, organiza ataklarla rakibi hırpalıyor sadece şut atmıyordu, ertuğrul sağlam, soyunma odasında en ufak teknik varyasyona girmeden "aynen devam, sadece güvenin kendinize ve şut atın, rakip kalabalık olduğu için bu kilidi ancak şutlarla geçebiliriz" demeliydi...

2 yarıda 3-5-2'ye dönen üstüne üstlük bunu yaparken orta sahaya çekilen futbolcu kontralara karşı kademe yapabilecek olan delinho olunca, golün yenmesi kaçınılmaz oldu. beşiktaş ikinci yarının ilk 5 dakikasında orta saha çizgisinde pres yedi ve her ne hikmetse 5 dakika içinde tam 4 kez orta saha yuvarlağı çevresinden rüştü'ye geri pas verildi... üstelik beşiktaş ilk yarıda muhteşem paslarla geçtiği orta sahayı defanstan atılan uzun toplarla geçmeye çalışmaktaydı... ve 50. dakikada ertuğrul'un bozduğu makine patladı... 3 pasta kontra yiyen beşiktaş, baki'nin ağırlığı sebebiyle -o noktada üzülmez'in olması gerekirdi- leandro topla buluştu, rüştü çaprazdan gelen pozisyona karşı gereksiz yere kalesini terketti ve atılan şut da altından geçerek ağlarla buluştu... bu noktada bir şey söylemek istiyorum, kaleye acilen murat şahin geçmeli, fiziki ve psikolojik durumu iyiyse ligde mutlaka o olmalı.

beşiktaş'ın golden sonra oyun düzeni bozuldu, hemen arkasından yine mutlak bir pozisyon yedi, 2'ye 1 yakaladıklar bir pozisyonda zafer biryol topla fazla oyalanıp, çalım atmaya değil de, topla buluştuğu anda topu ters kanada aktarsaydı 2-0 olması işten değildi.

yapılması gereken oyuncu değişiklikleri aslında belliydi, soldan gidiliyordu ancak, orta yapılması ya da tehlikeli atak olması için delgado'nun da sola yanaşması gerekmekteydi, zaten beşiktaş'ın golü de böyle bir ataktan geldi, delinho geriye çıkardı, delgado topu sağa tıklayıp, şutunu attı ve muhteşem bir gole imza attı... oyuna girmesi gereken güçsüz ve koşmaktan aciz ibrahim akın değil, higuain'di. serdar özkan'ı birçok maçta sol kanada çeken sağlam, bu maçta da bunu yapmalıydı hem de çalım atan, ara pas atan, mücadele eden mehmet sedef'i çıkararak değil, üzülmez'i çıkararak. özkan'ı sola çekip higuain'i sağa monte etmekti veya en kötü ihtimalle aynı varyasyonda burak'ı oyuna almaktı. ikinci hatalı değişikliği nobre-batuhan değişikliği ile geldi... nobre rakiple boğuşuyor, top alıyor, top indiriyor her şeyi yapıyordu, nobre-batuhan değişikliğinin sebebini anlayamadık... ertuğrul sağlam bir zahmet anlatıversin... hani oyunda olmayan bobo-higuain veya bobo-burak değişikliğini anlarız, bobo hafta içi yoruldu, hem bu maçta da etkisiz, doğru değişiklik ancak düşünüyorum, düşünüyorum en ufak mantıklı açıklaması yok... zaten batuhan oyuna girdikten sonra tek olumlu hareket yapmadı, hani nobre'yi çıkardığına pişman olmamışsa da ertuğrul'un futbol anlayışı sınırlıdır. son değişikliği özkan-burak ile yapması tuhaftı... üstelik bütün yediği atakları soldan yani ibrahim üzülmez'in karşılaması gerken noktadan yedi.

hakemlerin sonuca direkt etki edecek hata yapmaması iyiydi fakat, zafer önder ipek, ilk yarıda beşiktaş adına yapılan iki atakta pozisyon kaleciyle karşı karşıya sonucuna gelince oyunu durdurup, beşiktaş lehine faul verdi. ki; benzer pozisyonda rize'ye avantaj uygulamıştı. özellikle, koray'a yapılan faul sonrasındaki bobo'nun pozisyonunun gol olmaması hani derler ya futbol tanrıları istemedi, işte ancak böyle bir şey durumunda o pozisyon gol olmazdı. oyuncular da zaten buna -avantaja bırakmamasına- çok itiraz etti. muhtemelen yarın akşam da, ahmet çakar bu pozisyon için "oynatmaması hatadır" diyecektir. ikinci yarıda bu iki pozisyondan ötürü kulağı çekilmiş -kim bilir sinan abimiz çekmiştir belki, korurum ben seni demiştir- veya içine kurt düşmüş olacak ki, bütün avantajlar oynattı, ancak o iki kritik pozisyonda oyunu kesmesi beşiktaş'ı ilk yarıda sadece faullerle durdurabilen rize'ye yaradı. diğer yandan kapalı'nın önündeki yardımcı hem beşiktaş, hem de rize lehine kritik ofsayt bayrakları kaldırdı. ilk yarıda net ofsayt olan bir pozisyondan beşiktaş'ın golü iptal edilmiştir bu noktada acaba diyoruz, forma sarı-kırmızı olsa o gol verilir miydi?

serdar özkan denen oyuncunun bir röportajı vardı; "benim milli takımda kaptanlığını yaptığım futbolclar 1. ligde, ben 2. ligde oynuyorum" diye, hatta galatasaraylı arda bir röportajında "bana çalım atmayı serdar öğretti" gibi bir demeç vermiştir. o kadar müsait pozisyonlarda şut atmayı tercih etmemesi, "ben çok iyiyim" diyen bir futbolcu için eksi nottur. üstelik, delgado'nun golünden sonra olur olmaz yerlerde şut atmaya çalışması da tuhaftır... ulan illa birinin dürtmesi m gerekiyor? aynı şekilde koray'ın 2-3 adamı geçip şut atmaması da ilginçtir, illa fenerbahçe mi olması lazım karşıdaki takım şut atılması için?

sonucu itibari ile ligi bitiren karşılaşmadır, önümüzeki haftaki derbinin sonucu ligin kaderini çizecektir ki, sivasspor'un bugünkü maçı bu maratonu taşıyamayacakları konusunda fikir vermiştir.

ertuğrul sağlam'ın 2. yarıdaki taktik yanlışları, üzülmez'in sol bekte oynamasına rağmen, orta yapabilme özürlü olmasına rağmen ısrarla ileri çıkmasının sonucu beşiktaş kalesine golü getirmiştir. bu anlamda ertuğrul'a desteğim teorik olarak bitmiştir, arkasındayız ama, oyuncular kadrolu olmamalı, bir oyuncu kötüyse neşteri vurmalı. üzülmez kaptan, isterse gider santrafor oynar diye bir şey yok... "futbolcu kardeşlerimiz" gibi baba şefkati cümleler, beşiktaş'ta sökmüyor. ısırmak lazım, gerekirse kadro dışı bırakıp 2 hafta sonra affetmek lazım...

delgado yine muhteşemdi, performansını yüksekte tutması ve beşiktaş'ı arkasından sürüklemeye çalışması, bir şeyler yapması, hakikaten takdire şayan, geçen sene antalyaspor'a attığı golün bir benzerini attı görevini en iyi şekilde yaptı.

sinan engin, sivas maçı sonrasında "beşiktaş taraftarı istese bu maçı aldırırdı" deyip, kendi yönetimsel ve kurgusal yanlışlarını taraftara yükledi, bu maçta 90 dakika boyunca taraftar desteğini hiç kesmedi, golü yediğimiz anda bile... peki bu defa suçlu kim? liderin puan kaybettiği, 1 puan önündeki rakibin kazandığı bir haftada kazanamayınca suçlu kim? sivas maçını kaybet, oftaş maçını, hakemlerin 1 penaltı ve bir ofsayt kararı -oftaş lehine verilmeyen- ile şansa bir golle 1-0 kazan, 23 isabetli orta yaptığın bir karşılaşmada rakibin kalecisinin de iyi performansıyla net pozisyonlar bulama, uygun durumdayken şut atma, goller bulama, peki suçlu kim sinan engin?

ertuğrul sağlam'ın şapkasını önüne koyup düşünmesi gerekmektedir, ilk 45 dakika %65 topa sahip ve muhteşem organize ataklar yapan, sadece gol eksiği bulunan bir oyun planını neden bozup, bir çuval inciri berbat ettiğini düşünmeli... "futbolcu kardeşlerimiz" gibi şefkatli yaklaşımının bir işe yaramadığını görmeli, takımın her maçın 2. yarısındaki kondisyon düşüklüğü için inadından vazgeçip, teknik ekibe adam gibi bir kondisyoner almalı...

muhteşem bir ilk yarı, muhteşem bir taraftar, bedavadan defans ve kaleci hatasıyla yenilen bir gol, muhteşem olan delgado'nun golü ve ertuğrul sağlam'ın yanlışları... akılda kalan şeyler bunlar... işin daha ilginç kısmı, taraftar şampiyonluktan umudunu kesmek üzere, hani koca dalı kesersiniz de bir noktaad kesmekten vaz geçersiniz, ağacın kabuğu tutar bir tek... kestiğiniz dal, o kabuktan giden minerallerle yeşil kalır ya işte aynen öyle... ancak unutulmamalıdır ki, o dalı hafif bir rüzgarda bile kabuğu koruyamayabilir ve kırılır... işte şampiyonluk umudumuz bu haldedir. bunda ne takımın kötü oynaması, ne puan kayıplarımızın etkisi vardır... yönetim anlayışı ile beraber, teknik ekibin, teknik varyasyonların en kötüsünü tercih etmedeki inadıdır.
(bkz: hasbinallahıbinvekil)
rakiplerinden birisi puan kaybedince kendisinin mutlak kazanması gerektiğini idrak edememiş klüp beşiktaş'ın maçıdır. beşiktaş'ı tutmayacağım yeter ki tüpçü istifa etsindir.
Maça damgasını vuran futbolcular Ç.rizespor dan david gonzalez giraldo (Ç.rizespor'un puan almasında katkısı büyüktür.) ve leandro beşiktaş dan ise matias emilio delgado nun olduğu maçtır.
beşiktaş'ın, inönü stadı'nda çaykur rizespor'u, yenmeyi yine başaramadığı maç.
her maç ortalama 2 gol yiyen gonzalez'in panter kesildiğiği karşılaşma. delgado'nun attığı golün kapalı alt tribünden çekilmiş görüntüsü:

http://www.youtube.com/watch?v=PTEkEBOScRY