bugün
- 21 ocak 2025 bolu kartalkaya otel yangını49
- ümit özdağ'ın tutuklanması11
- hyundai getz vs toyota yaris vs suzuki swift9
- ne yapıyorsun19
- isveçli birine açıklayamayacağınız olaylar12
- yazarların tiksindiği şeyler8
- allah'ın bilinci evrene yayılmıştır11
- matematikçiler arasında ateist yoktur9
- sözlük kızlarına yemek ısmarlamak9
- kamos10
- 21 ocak 2025 galatasaray dinamo kiev maçı25
- sözlükte kim kime yürüyor17
- ocak 2025 ak parti'nin taarruza geçmesi15
- prunella29
- napalım patates veya çubuk kraker gibi adamları ya9
- anın görüntüsü18
- karınıza miyavlar mısınız8
- bik bik'in kaslı erkek istemesi13
- ümit özdağ'in gözaltısinin gerçek sebebi40
- mehdi istanbul da15
- memur bir erkeğe kız verirler mi sorunsalı12
- asansöre kadın binince hemen inmek10
- sözlüğün çok tırt yazarlara kalmış olması10
- apoyu hapisten sadece kemal çıkartır9
- erdoğan cumhurbaşkanı olacak adaleti getirecek8
- erdoğan'ın muhalif herkese dava açması22
- 21 ocak 2025 ilk defa kayacak olmam9
- açık büfe kahvaltı11
- türkiyedeki en gereksiz kurumlar9
- feyki olanlar utanmıyor mu8
- 2008de emeklinin hakları hangi hakla azaltıldı14
- neden her gece uyumak zorundayız10
- kocanıza mercedes alması için para verir misiniz16
- 1 litre kola12
- parayı neye gömüyorsunuz18
- cuma günü istanbula gidiyorum orada cami var mıdır11
- tavuğun en güzel et türü olması10
- mhp ne milliyetçisi sorunsalı17
- ölümden sonra asıl hayat9
- pilavı kaşıkla yiyen insan8
- togg8
- seks yatağı11
- arkadaşlar bana türkçe öretebilirmisiniz12
- ak partili zekası22
- sözlük yazarlarının kullandığı gsm şirketleri8
- elimi öperse barışırım dediğiniz yazarlar8
- her şeyi en güzel şekilde yarattık9
- imamoğlu'nun erdoğan'ı yenecek kişi olması10
- karınızı öper misiniz14
- arkadaşlar berem nasıl13
26.08.1968. Uluslarararası Fuar nedeniyle izmir'de ilk televizyon deneme yayını yapıldı.
Ben liseye gidiyordum daha, Paris'e ilk kez ayak basmam da ertesi yılın işidir. Fakat şimdi... Tarihte misli görülmemiş bu amansız keşmekeşe, bu yorucu karmaşaya, bu vahşi kalabalığa, yetmiş iki milletin sanki zincirlerinden boşalmış deli danalar gibi ortalıkta dört dönen bu gezginler seline de, bir daha ayak basar mıyım, bilmem. Paris, bitmiş. Bitmiş. Ne şiiri kalmış, ne tadı tuzu. Dört yanda yalnızca ellerinde su şişeleriyle yarı çıplak kızlar ve abullabut yürüyüp sağa sola da aval aval bakan, sonra da kaldırımın ortasında küt diye duran dünya köylüleri... Burjuvazi çekilmiş, ortadan kaybolmuş, Paris alt sınıflara ve yabancılara bırakılmış.
Ya da, yaşlandık. Ya da, ikisi birden.
Bizimkiler 68 ya da 69 değil, 70 ve 71'de zıvanadan çıktılar. Ben o ara üniversiteye girdim ama kendimi de tuttum.
Dolayısıyla, bizim kuşağa da, bizden azıcık büyüklere de "68 kuşağı" yerine "71 kuşağı" ya da "12 Mart kuşağı" denilse daha iyi olurdu ya, yer etmiş bir kere...
Şu sıralar Paris'te, olayların kırkıncı yıldönümü anılıyor tabii, kitaplar, albümler, makaleler, filmler, programlar, tartışmalar... Ancak kendi kendine kırkılan, bizim kuşak... Gençliğin umurunda bile değil bu hikâye. Onlar yeni çıkan GTA IV adlı bir video oyunuyla ve Nintendo'nun yeni Wii Fit programıyla ilgileniyorlar. Video oyunları pazarında dünyada 23 milyar Avro, Fransa'da 2.5 milyar Avro dönüyormuş, kim tükürür 68 olaylarına?
Fakat bize sorarlarsa da, vay canına, kırk yıl... Şaka değil, kırk yıl...
Öğrenci lokantasında yemek 1.5 Frank (Mazet'ye mi takılsak, Mabillon'a mı?)... En kabadayı kitap 20 Frank... O zaman video mu vardı? Ankara'da televizyon yayını yeni başlamıştı, istanbul üç yıl daha bekleyecekti...
Paris olaylarında çok yaralı vardı ama bir tek kişi bile ölmedi. (Görüntüler dört gün önceki Şişli görüntüleri...)
Aynı günlerde bir de "Prag baharı" yaşandı, Kızılordu geri gelince bir çocuk kendini yaktı. (Wenceslas Meydanı'nda orospu peşinde koşmaktan kendini alan gezginlerimiz, olayın geçtiği yere dikilmiş Jan Palach Anıtı'nı görebilirler.)
Türk komünistleri, Paris ayaklanmasını yürekten destekliyor, fakat Çekoslovakya kepazeliğine, özgürlüğe, tartışmaya, "güler yüzlü sosyalizme" izin verilmemesine de "sosyalizmin iç meselesidir, kapitalistler karışmasınlar" demeyi biliyorlardı... (1956 Budapeşte ayaklanmasında ağızlarını açamamışlardı.)
Oysa Fransız Komünist Partisi, Paris ayaklanmasına bulaşmamakla kalmamış, buna açık seçik karşı çıkmış, hatta hükümete "dayanın, pes etmeyin, sakın istifaya mistifaya kalkmayın, birkaç gün daha sürdürüp bitirirler" şeklinde akıl vermişti!
Bizimkilere "o zaman Vietnam da kapitalizmin iç meselesidir, siz oraya ne karışıyorsunuz" diye soruyordum, yanıt alamıyordum.
Sıtkım o sıralar mı sıyrılmaya başlamıştı acaba?
Hayır, 1967 yılında Bulgaristan ve Yugoslavya'yı gördüğümde ve dehşete kapıldığımda galiba...
Sovyetler Birliği'nin "iç meselelerini", ispanya iç Savaşı'nda cumhuriyetçi cephede olup biten "iç meseleleri" öğrenince de öfkem büsbütün arttı.
Dört gün önce istanbul'da birtakım olaylar yaşandı. Bilgisayar ekranından izleyebildim.
Hükümeti iyice yıpratmaktan başka da bir işe yaramadı.
iyi, yıpratın... Hükümet gitsin... Kaos ortamında ücretleriniz artar... Belki faşistler gelip ananızı ağlatırlarsa daha da mutlu olursunuz...
Kırk yıl önce Türkiye'de "faşizm gelirse daha iyi olur, çünkü çelişkiler keskinleşir, emekçi daha çok bilenir" diyen dangalaklar vardı!..
Çıkarınızın nerede olduğunu ne zaman öğreneceksiniz? Bizim suçumuz da yaşımızın ilerlemesi olsa gerek, kırk yıl öncesini yaşayıp ders almış olmak.
Alırsınız, siz de öğrenirsiniz. Ben hayatta olmam, belki aranızdan biri 2048 yılında buna benzer bir yazı yazar.
engin ardıç
Ya da, yaşlandık. Ya da, ikisi birden.
Bizimkiler 68 ya da 69 değil, 70 ve 71'de zıvanadan çıktılar. Ben o ara üniversiteye girdim ama kendimi de tuttum.
Dolayısıyla, bizim kuşağa da, bizden azıcık büyüklere de "68 kuşağı" yerine "71 kuşağı" ya da "12 Mart kuşağı" denilse daha iyi olurdu ya, yer etmiş bir kere...
Şu sıralar Paris'te, olayların kırkıncı yıldönümü anılıyor tabii, kitaplar, albümler, makaleler, filmler, programlar, tartışmalar... Ancak kendi kendine kırkılan, bizim kuşak... Gençliğin umurunda bile değil bu hikâye. Onlar yeni çıkan GTA IV adlı bir video oyunuyla ve Nintendo'nun yeni Wii Fit programıyla ilgileniyorlar. Video oyunları pazarında dünyada 23 milyar Avro, Fransa'da 2.5 milyar Avro dönüyormuş, kim tükürür 68 olaylarına?
Fakat bize sorarlarsa da, vay canına, kırk yıl... Şaka değil, kırk yıl...
Öğrenci lokantasında yemek 1.5 Frank (Mazet'ye mi takılsak, Mabillon'a mı?)... En kabadayı kitap 20 Frank... O zaman video mu vardı? Ankara'da televizyon yayını yeni başlamıştı, istanbul üç yıl daha bekleyecekti...
Paris olaylarında çok yaralı vardı ama bir tek kişi bile ölmedi. (Görüntüler dört gün önceki Şişli görüntüleri...)
Aynı günlerde bir de "Prag baharı" yaşandı, Kızılordu geri gelince bir çocuk kendini yaktı. (Wenceslas Meydanı'nda orospu peşinde koşmaktan kendini alan gezginlerimiz, olayın geçtiği yere dikilmiş Jan Palach Anıtı'nı görebilirler.)
Türk komünistleri, Paris ayaklanmasını yürekten destekliyor, fakat Çekoslovakya kepazeliğine, özgürlüğe, tartışmaya, "güler yüzlü sosyalizme" izin verilmemesine de "sosyalizmin iç meselesidir, kapitalistler karışmasınlar" demeyi biliyorlardı... (1956 Budapeşte ayaklanmasında ağızlarını açamamışlardı.)
Oysa Fransız Komünist Partisi, Paris ayaklanmasına bulaşmamakla kalmamış, buna açık seçik karşı çıkmış, hatta hükümete "dayanın, pes etmeyin, sakın istifaya mistifaya kalkmayın, birkaç gün daha sürdürüp bitirirler" şeklinde akıl vermişti!
Bizimkilere "o zaman Vietnam da kapitalizmin iç meselesidir, siz oraya ne karışıyorsunuz" diye soruyordum, yanıt alamıyordum.
Sıtkım o sıralar mı sıyrılmaya başlamıştı acaba?
Hayır, 1967 yılında Bulgaristan ve Yugoslavya'yı gördüğümde ve dehşete kapıldığımda galiba...
Sovyetler Birliği'nin "iç meselelerini", ispanya iç Savaşı'nda cumhuriyetçi cephede olup biten "iç meseleleri" öğrenince de öfkem büsbütün arttı.
Dört gün önce istanbul'da birtakım olaylar yaşandı. Bilgisayar ekranından izleyebildim.
Hükümeti iyice yıpratmaktan başka da bir işe yaramadı.
iyi, yıpratın... Hükümet gitsin... Kaos ortamında ücretleriniz artar... Belki faşistler gelip ananızı ağlatırlarsa daha da mutlu olursunuz...
Kırk yıl önce Türkiye'de "faşizm gelirse daha iyi olur, çünkü çelişkiler keskinleşir, emekçi daha çok bilenir" diyen dangalaklar vardı!..
Çıkarınızın nerede olduğunu ne zaman öğreneceksiniz? Bizim suçumuz da yaşımızın ilerlemesi olsa gerek, kırk yıl öncesini yaşayıp ders almış olmak.
Alırsınız, siz de öğrenirsiniz. Ben hayatta olmam, belki aranızdan biri 2048 yılında buna benzer bir yazı yazar.
engin ardıç
fenerbahçe'nin avrupa kupası kazanan ilk türk takımı ünvanını kazandığı sene.
6. filo karşıtı devrimci gençlerden vedat demircioğlu polisin 24 temmuz da itü öğrenci yurduna yaptığı baskınla 2. kattan atılarak öldürüldü.
diyabakırspor'un kuruluş yılı.
güncel Önemli Başlıklar