bugün
- israil'i türklere dost sanmak27
- beyaz bikini10
- binyamin netanyahu8
- 13 haziran 2025 israil'in iran'a saldırması47
- daha güzeliyle tanışınca önceki kadını unutmak16
- abridgeeeee9
- escorta evlenme teklifi etmek10
- v a m p i r o v10
- 13 haziran 2025 iran'ın israil'e saldırması20
- sakız adasında sakızlı muhallebi yemek24
- en son neye şaşırdınız11
- tebriz'i vurmak bizi vurmaktır30
- baklava abartılmış balon bir tatlıdır11
- sözlüğe çükünün resmini atan erkek9
- en son aldığınız iltifat11
- para10
- kocasını emziren kadın8
- iran kağıttan kaplandır23
- anın görüntüsü11
- osimhen liverpool pendik gs11
- neydi o şarkının adı yaa21
- hangi sözlük kızı daha güzel22
- en son ne yediniz11
- düşün ki o bunu okuyor14
- iranın ırzına geçilmiş8
- akp döneminde israil'in coşması13
- allah neden israili durdurmuyor8
- true yu neden evlendiremiyoruz15
- kendisini taciz eden adama gününü gösteren kadın9
- ay tırnağım kırıldı diyen erkek13
- pizzanın 500 tl olması saçmalığı12
- taylanda giden erkek9
- kürdün en büyük dostu türk tür23
- bahçeli demek binlerce yıllık devlet aklı demektir13
- yemek yerken izlemelik şeyler9
- 11 haziran 2025 ortadoğu daki hareketlilik19
- leroy sane20
- galatasaray8
- baba olmak12
- sözlükte emek vermek10
- suya fahiş zam9
- erkek erkeğe 69 yapmak8
- sudekiray8
- ellerim yorulsun stemiyorum19
- çocuğunun ciğerinden et yesin de iyileşemesin11
- gençler evlenmek değil dünya'yı gezmek istiyor11
26.08.1968. Uluslarararası Fuar nedeniyle izmir'de ilk televizyon deneme yayını yapıldı.
Ben liseye gidiyordum daha, Paris'e ilk kez ayak basmam da ertesi yılın işidir. Fakat şimdi... Tarihte misli görülmemiş bu amansız keşmekeşe, bu yorucu karmaşaya, bu vahşi kalabalığa, yetmiş iki milletin sanki zincirlerinden boşalmış deli danalar gibi ortalıkta dört dönen bu gezginler seline de, bir daha ayak basar mıyım, bilmem. Paris, bitmiş. Bitmiş. Ne şiiri kalmış, ne tadı tuzu. Dört yanda yalnızca ellerinde su şişeleriyle yarı çıplak kızlar ve abullabut yürüyüp sağa sola da aval aval bakan, sonra da kaldırımın ortasında küt diye duran dünya köylüleri... Burjuvazi çekilmiş, ortadan kaybolmuş, Paris alt sınıflara ve yabancılara bırakılmış.
Ya da, yaşlandık. Ya da, ikisi birden.
Bizimkiler 68 ya da 69 değil, 70 ve 71'de zıvanadan çıktılar. Ben o ara üniversiteye girdim ama kendimi de tuttum.
Dolayısıyla, bizim kuşağa da, bizden azıcık büyüklere de "68 kuşağı" yerine "71 kuşağı" ya da "12 Mart kuşağı" denilse daha iyi olurdu ya, yer etmiş bir kere...
Şu sıralar Paris'te, olayların kırkıncı yıldönümü anılıyor tabii, kitaplar, albümler, makaleler, filmler, programlar, tartışmalar... Ancak kendi kendine kırkılan, bizim kuşak... Gençliğin umurunda bile değil bu hikâye. Onlar yeni çıkan GTA IV adlı bir video oyunuyla ve Nintendo'nun yeni Wii Fit programıyla ilgileniyorlar. Video oyunları pazarında dünyada 23 milyar Avro, Fransa'da 2.5 milyar Avro dönüyormuş, kim tükürür 68 olaylarına?
Fakat bize sorarlarsa da, vay canına, kırk yıl... Şaka değil, kırk yıl...
Öğrenci lokantasında yemek 1.5 Frank (Mazet'ye mi takılsak, Mabillon'a mı?)... En kabadayı kitap 20 Frank... O zaman video mu vardı? Ankara'da televizyon yayını yeni başlamıştı, istanbul üç yıl daha bekleyecekti...
Paris olaylarında çok yaralı vardı ama bir tek kişi bile ölmedi. (Görüntüler dört gün önceki Şişli görüntüleri...)
Aynı günlerde bir de "Prag baharı" yaşandı, Kızılordu geri gelince bir çocuk kendini yaktı. (Wenceslas Meydanı'nda orospu peşinde koşmaktan kendini alan gezginlerimiz, olayın geçtiği yere dikilmiş Jan Palach Anıtı'nı görebilirler.)
Türk komünistleri, Paris ayaklanmasını yürekten destekliyor, fakat Çekoslovakya kepazeliğine, özgürlüğe, tartışmaya, "güler yüzlü sosyalizme" izin verilmemesine de "sosyalizmin iç meselesidir, kapitalistler karışmasınlar" demeyi biliyorlardı... (1956 Budapeşte ayaklanmasında ağızlarını açamamışlardı.)
Oysa Fransız Komünist Partisi, Paris ayaklanmasına bulaşmamakla kalmamış, buna açık seçik karşı çıkmış, hatta hükümete "dayanın, pes etmeyin, sakın istifaya mistifaya kalkmayın, birkaç gün daha sürdürüp bitirirler" şeklinde akıl vermişti!
Bizimkilere "o zaman Vietnam da kapitalizmin iç meselesidir, siz oraya ne karışıyorsunuz" diye soruyordum, yanıt alamıyordum.
Sıtkım o sıralar mı sıyrılmaya başlamıştı acaba?
Hayır, 1967 yılında Bulgaristan ve Yugoslavya'yı gördüğümde ve dehşete kapıldığımda galiba...
Sovyetler Birliği'nin "iç meselelerini", ispanya iç Savaşı'nda cumhuriyetçi cephede olup biten "iç meseleleri" öğrenince de öfkem büsbütün arttı.
Dört gün önce istanbul'da birtakım olaylar yaşandı. Bilgisayar ekranından izleyebildim.
Hükümeti iyice yıpratmaktan başka da bir işe yaramadı.
iyi, yıpratın... Hükümet gitsin... Kaos ortamında ücretleriniz artar... Belki faşistler gelip ananızı ağlatırlarsa daha da mutlu olursunuz...
Kırk yıl önce Türkiye'de "faşizm gelirse daha iyi olur, çünkü çelişkiler keskinleşir, emekçi daha çok bilenir" diyen dangalaklar vardı!..
Çıkarınızın nerede olduğunu ne zaman öğreneceksiniz? Bizim suçumuz da yaşımızın ilerlemesi olsa gerek, kırk yıl öncesini yaşayıp ders almış olmak.
Alırsınız, siz de öğrenirsiniz. Ben hayatta olmam, belki aranızdan biri 2048 yılında buna benzer bir yazı yazar.
engin ardıç
Ya da, yaşlandık. Ya da, ikisi birden.
Bizimkiler 68 ya da 69 değil, 70 ve 71'de zıvanadan çıktılar. Ben o ara üniversiteye girdim ama kendimi de tuttum.
Dolayısıyla, bizim kuşağa da, bizden azıcık büyüklere de "68 kuşağı" yerine "71 kuşağı" ya da "12 Mart kuşağı" denilse daha iyi olurdu ya, yer etmiş bir kere...
Şu sıralar Paris'te, olayların kırkıncı yıldönümü anılıyor tabii, kitaplar, albümler, makaleler, filmler, programlar, tartışmalar... Ancak kendi kendine kırkılan, bizim kuşak... Gençliğin umurunda bile değil bu hikâye. Onlar yeni çıkan GTA IV adlı bir video oyunuyla ve Nintendo'nun yeni Wii Fit programıyla ilgileniyorlar. Video oyunları pazarında dünyada 23 milyar Avro, Fransa'da 2.5 milyar Avro dönüyormuş, kim tükürür 68 olaylarına?
Fakat bize sorarlarsa da, vay canına, kırk yıl... Şaka değil, kırk yıl...
Öğrenci lokantasında yemek 1.5 Frank (Mazet'ye mi takılsak, Mabillon'a mı?)... En kabadayı kitap 20 Frank... O zaman video mu vardı? Ankara'da televizyon yayını yeni başlamıştı, istanbul üç yıl daha bekleyecekti...
Paris olaylarında çok yaralı vardı ama bir tek kişi bile ölmedi. (Görüntüler dört gün önceki Şişli görüntüleri...)
Aynı günlerde bir de "Prag baharı" yaşandı, Kızılordu geri gelince bir çocuk kendini yaktı. (Wenceslas Meydanı'nda orospu peşinde koşmaktan kendini alan gezginlerimiz, olayın geçtiği yere dikilmiş Jan Palach Anıtı'nı görebilirler.)
Türk komünistleri, Paris ayaklanmasını yürekten destekliyor, fakat Çekoslovakya kepazeliğine, özgürlüğe, tartışmaya, "güler yüzlü sosyalizme" izin verilmemesine de "sosyalizmin iç meselesidir, kapitalistler karışmasınlar" demeyi biliyorlardı... (1956 Budapeşte ayaklanmasında ağızlarını açamamışlardı.)
Oysa Fransız Komünist Partisi, Paris ayaklanmasına bulaşmamakla kalmamış, buna açık seçik karşı çıkmış, hatta hükümete "dayanın, pes etmeyin, sakın istifaya mistifaya kalkmayın, birkaç gün daha sürdürüp bitirirler" şeklinde akıl vermişti!
Bizimkilere "o zaman Vietnam da kapitalizmin iç meselesidir, siz oraya ne karışıyorsunuz" diye soruyordum, yanıt alamıyordum.
Sıtkım o sıralar mı sıyrılmaya başlamıştı acaba?
Hayır, 1967 yılında Bulgaristan ve Yugoslavya'yı gördüğümde ve dehşete kapıldığımda galiba...
Sovyetler Birliği'nin "iç meselelerini", ispanya iç Savaşı'nda cumhuriyetçi cephede olup biten "iç meseleleri" öğrenince de öfkem büsbütün arttı.
Dört gün önce istanbul'da birtakım olaylar yaşandı. Bilgisayar ekranından izleyebildim.
Hükümeti iyice yıpratmaktan başka da bir işe yaramadı.
iyi, yıpratın... Hükümet gitsin... Kaos ortamında ücretleriniz artar... Belki faşistler gelip ananızı ağlatırlarsa daha da mutlu olursunuz...
Kırk yıl önce Türkiye'de "faşizm gelirse daha iyi olur, çünkü çelişkiler keskinleşir, emekçi daha çok bilenir" diyen dangalaklar vardı!..
Çıkarınızın nerede olduğunu ne zaman öğreneceksiniz? Bizim suçumuz da yaşımızın ilerlemesi olsa gerek, kırk yıl öncesini yaşayıp ders almış olmak.
Alırsınız, siz de öğrenirsiniz. Ben hayatta olmam, belki aranızdan biri 2048 yılında buna benzer bir yazı yazar.
engin ardıç
fenerbahçe'nin avrupa kupası kazanan ilk türk takımı ünvanını kazandığı sene.
6. filo karşıtı devrimci gençlerden vedat demircioğlu polisin 24 temmuz da itü öğrenci yurduna yaptığı baskınla 2. kattan atılarak öldürüldü.
diyabakırspor'un kuruluş yılı.
Gündemdeki Haberler