bugün

--- alıntı ---
-kuvâyi milliye-

(...)

beşinci bap

920'nin 16 marti
ve
manastirli hamdi efendi
ve
reşadiyeli veli oğlu memet'in hikâyesi

«bu hamiyetli ve cesur, manastırlı hamdi efendi olmasaydı, istanbul felâketinden kim bilir haber almak için ne kadar intizarlar içinde kalacaktık. istanbul'da bulunan nâzır, mebus, kumandan, teşkilâtımız mensupları içinden bir zat çıkıp vaktiyle bize haber vermeği düşünmemiş olduğu anlaşılıyor. demek ki cümlesini heyecan ve helecan kaplamıştı. bir ucu ankara'da bulunan telin istanbul'da bulunan ucuna yanaşamayacak kadar şaşkın bir hale gelmiş olduklarına bilmem ki hükmetmek caiz olur mu?»

(nutuk, s. 295, devlet basımevi, istanbul 1938)

920'nin 16 martı.
öğleden evvel
saat onda
makina başında şöyle bir telgraf aldı ankara'daki :

----«der-aliye 16/3/1920.
----ingilizler bastı bu sabah
-----------şehzadebaşı'ndaki muzika karakolunu.
----müsademe edildi.
----işgal altına alıyorlar istanbul'u şimdi.
----berâyi malûmat arzolunur.
-----------------------------------manastırlı hamdi.»

920'nin 16 martı.
harbiye nezareti telgrafhanesi buldu ankara'yı :
----«etrafta dolaşıyor ingiliz askerleri.
----şimdi işte
----ingiliz askerleri giriyorlar nezarete.
----işte giriyorlar içeri.
----nizamiye kapısına.
----teli kes.
----ingilizler burdadır.»

920'nin 16 martı.
manastırlı hamdi efendi
------------buldu ankara'dakini tekrar :

----«paşa hazretleri,
----harbiye telgrafhanesini de işgal etti ingiliz bahriye askeri
----tophane'yi de işgal ediyorlar bir taraftan,
----bir taraftan da zırhlılardan asker ihraç olunuyor.
----vaziyet vehamet kesbediyor efendim.
----paşa hazretleri,
----emri devletlerine muntazırım.

-------------------------------------16 mart 1920
------------------------------------------hamdi»

920'nin 16 martı.
durumu bir daha tekrar etti hamdi efendi :

----«sabah bizim asker uykuda iken
----ingiliz bahriye efradı karakolu işgal etmekte iken
----askerlerimiz uykudan şaşkın kalkınca müsademe başlıyor.
----neticede bizden altı şehit, on beş mecruh olup
----ingilizler zırhlıları rıhtıma yanaştırıp
----beyoğlu ve tophane'yi işgal edip.
----işte beyoğlu telgrafhanesi de yok.
----işte beyoğlu telgraf memurları geldiler.
----kovmuşlar.
----burası da işgal olunacaktır bir saata kadar.
----şimdi haber aldım efendim.»

920'nin 16 martı
uykuda kesti kâfir üçümüzü,
kurşuna dizdi kâfir ikimizi.
ingiliz'in hepsi değil domuzu
sabaha karşı aldı canımızı.

920'nin 16 martı
basıldı vezneciler'de karargâh.
uyan be tosunum uyan.
üçümüzü uykuda kesti kâfir,
üçümüz : abdullah çavuş, şarkışla'dan osman,
--------------------------------bir de zileli abdülkadir.

920'nin 16 martı
bozdoğan kemeri'nde
kurşuna dizdi kâfir ikimizi.
ahmet oğlu nasuh arkadaşımın adı,
reşadiyeli veli oğlu memet benimkisi.

920'nin 16 martı
uykuda kesti kâfir üçümüzü.
soktu osman'ın karnına kasaturayı,
bastı göğsüne kâfirin dizi.
dört çocuk babasıydı abdullah çavuş.
doymadı dünyasına abdülkadir.
üçümüzü uykuda kesti kâfir,
kurşuna dizdi ikimizi.

920'nin 16 mart sabahı,
karakolun karşısında
--------bırakmadım elimden silâhı,
--------yere serdim iki ingiliz'i.
senin ırzını kurtardım istanbul'um,
sana can feda çakır gözlü gülüm.

üçümüzü uykuda kesti kâfir,
kurşuna dizdi ikimizi.
şimdi üçümüz :
abdullah ve osman ve abdülkadir,
taşları yan yana yatar eyüp'te.
arama, bulamazsın ikimizin kabrini,
belki maşrıkta, belki mağripte,
biz de bilmeyiz yerini.

uykuda kestiler üçümüzü,
kurşuna dizdiler ikimizi,
ahmet oğlu nasuh arkadaşımın adı,
reşadiyeli veli oğlu memet benimkisi.
bir de altıncımız var,
kara kaytan bıyıklı bir şehit,
son mekânı şöyle dursun,
adını da bilen yok...

(...)

nâzım hikmet

--- alıntı ---
istanbul'un işgalidir. Misak ı millî Ye olan tepkidir işgal devletlerince.
dinciler tarafından yok edilen misakı millinin tepkisel destanıdır.
corona virüsünün türkiye'de ortaya çıkışının tam 1 yıl öncesi.