bugün

dünyada 50 yıldır maden kazası olmazken bizde olan kazadır. artık nasıl önlemlerini aldılarsa dış devletler demekki normal oymuş ki, önlemleri sonucu hiçbir kazada yaşamamışlar.

ama bizde herşeyin üzerinin kapatılarak yapıldığı bir ülkede, denetlemelerin devlet memurunun cebine üç beş sıkıştırılarak yapılan ülkede, işçilerin hayatına önem verilmeyen hatta tüm insanların hak ve hayatlarına gerekli önem verilmeyen ülkemiz Türkiye'de çıkan akıl almaz bir o kadar da yasa kazadır.

allah ölenlerin ailelerine sabırlar versin, Zonguldak ve diğer maden ocaklarında çalışanları da allah iş kazasından korusun.
Doğum günümde yaşanmış kazadır maalesef.
Ne imiş efendim, Ingiltere'de de ayni olay 1917 de oldu 270 kişi öldü. Güler misin ağlar mısın. Ya abi biri çıkıp söylesin su adama yıl 2014.
https://pbs.twimg.com/media/BnnIJTbIYAEgggl.jpg
ölü sayısının 400'ü ya da 350'leri bulacağı kazadır. maalesef görünen tablo bu. içeriden canlı bir insanın çıkma şansı yok.
çok büyük acı verici bir olay, daha fazla ölüm olmaması ümidiyle.
Ben çocukken annemler hazırlardı hep sobanın kovasını.
Onların olmadığı günler de kendimce ben. Önce odunları kovanın sağına soluna yerleştirirdim.
Ortayı boş bırakırdım. O zamanki torbalardan kazınmış aklıma Soma kelimesi. Sonra kömür torbasını kaldırmaya uğraşırdım,
üstüm başım batmasın diye uğraşırdım. Bilseydim böyle insanların öldüğünü bizim için, o zaman ağzımı yüzümü boyardım kömürle.
Yüzüme gözüme sürerdim ne kadar kömür varsa. Çektiklerini biraz olsun hissetmek isterdim.
Sonra ortaya da kömürleri yerleştirip, geri kalanına çıra, kozalak ve tahta eklerdim kovanın.
Bazı günler ne yapsam tutuşmazdı kova. içinde kıyısından köşesinden tutuşan kömürün dumanı dönüp durur ama bir türlü tutuşmazdı.
Sonra poflardı soba, evin içi dumandan geçilmezdi. Cam kapı açıp beklerdim duman çıksın diye. işte o zaman bilseydim yine böyle olduğunu, beklerdim açmazdım pencereleri, neymiş bu acı koku iyice öğreneyim diye.
Biz üstümüz batmasın diye kıyıdan köşeden tuttuk, onların boyunlarına kadar kömürün içine daldılar yıllarca.
Bilseydim o zamanlar vallaha billaha kömür yakmazdım.
Belki saçmalıyorum. Ama içimdeki acıyı hiçbir şey anlatamıyorum. Bağıra çağıra ağlayasım var.
Böyle adaletin, böyle dünyanın...
Uykularımızı kaçıran keder verici olaydır. Allah işçi kardeşlerimizin ailelerine sabır versin.
dün akşamdı, göz ucuyla haberlere bakmıştım. kazanın haberi vardı ve hayatını kaybeden sayısı 15 kişi yazıyordu. içim burkulmuştu, çok üzülmüştüm. uyudum, sabahın 6 sında işime gitmek için uyandığımda her sabah olduğu gibi yalandan 5 dakikalığına televizyonu açtım. gördüğüm manzara 201 ölü idi. şok olmuştum. 201 kişi, bu kişiler bizim insanımız bizim anne babalarımız gibi anne babaları olan insanlar, eşleri çocukları olan insanlar ve en önemlisi belki de umutları olan insanlar. dondum kaldım, evden çıkmak istemedim. işi gücü boşvermek geldi içimden. hayatın ne kadar değersiz olduğunu düşündüm. aklıma hemen şu sosyal medyada meşhur olan milletvekilleri uyurken ve madenciler çalışırken ki çekilen fotoğraf geldi. lanet ettim herşeye ve bu ülkedeki düzene. gün boyunca içimden soma ya gitmek ve o ailelerle birlikte beklemek de geçti ağlamak da...
kimse unutmasın ve herkes farkında olsun; bu insanlar bu ülkede saygı gören ve güçlü olan birçok kişiden daha şereflilerdi ve üzerine düşenleri yapmayanlar yüzünden şerefleri ile kurban oldular.
allah kalanlara sabır versin ölenlere rahmet eylesin inşallah.
tam bir katliam olmasına rağmen adam çıkıp diyor ki: "Bunlar olağan şeyler"

-"Kaza işin fıtratında var" diyerek tamamen ihmal sonucu gerçekleşmiş katliamı basit bir kaza olarak nitelendiren ve onları seçenler için olağan şeyler..

-Çıkarılan yaralı işçiyi diğer yaralı işçilerin taşıyışını milyarlık takım elbisesiyle öylece durup izleyen sadece izleyen ruhsuz bakan ve onu seçenler için olağan şeyler..

-istifa talep edenlere ithafen başka ülkelerden bir önceki yüzyıllara ait ölümleri söyleyerek meseleyi basitleştirmek isteyenler için olağan şeyler..

-Hayatını kaybeden gencin 19 yaşında olduğunu öne sürüp bir de bu duruma hayasızca sevinenler ve sadece koltuk sevdasına düşmüşler için olağan şeyler..

-Dünden bugüne işçi ölümlerini azaltmayı hedefleyip aksine ölümleri yüzde beş yüz artıran bakan ve onu seçenler için olağan şeyler..

-Gazetecilerin, muhabirlerin önüne engel koyarak doğru bilgi aktarımını engelleyenler, gerekirse(!) şak diye sosyal medyada sansür uygulayanlar için olağan şeyler..

Tabii ya, başbakanın dediği gibi bütün bunlar olağan şeyler!
274 işçimizi sonsuzluğa uğurladığımız ve içerde kalanlar için artık umutların sıfıra inmeye başladığı elim kaza.

bir de böyle dönemler aslında provakatörler için bulunmaz fırsat. yine sosyal medyada büyük bir dezenformasyon ve bilgi kirliliği var. provakasyona gelmeyelim arkadaşlar.
Üstüm başım toz içinde
Önüm arkam pus içinde
Sakallarım pas içinde
Siz benim nasıl yandığımı
Nerden bileceksiniz

Bir fidandım derildim
Fırtınaydım duruldum
Yoruldum çok yoruldum
Siz benim neler çektiğimi
Nerden bileceksiniz

Bir pınardım kan oldum
Yol kenarı han oldum
Yanıldım ah ziyan oldum
Siz benim neden sustuğumu
Nerden bileceksiniz

Ben ardımda yaş bıraktım
Ağlayan bir eş bıraktım
Sol yanımı boş bıraktım hey
Siz benim kime küstüğümü
Nerden bileceksiniz.
Manisa / Soma'da meydana gelen üzücü, tüm ülkeyi yasa boğan , insana " Nereye gidiyor insanlık ? " diye sordurtan kazadır. Elimizden gelen bir şey yok demeyelim. Dua var. Ellerimizi açıp dua edelim. Bu son olsun diye, daha fazla can yanmasın diye. Önlemler alınsın artık, canlar yanmasın. Çocuklar babasız kalmasın diye.
kaza değil sabotaj olduğu kanıtlanmıştır. ön rapor da hazırlanmış.

http://www.haberevet.com/...n-faciasi-sabotajdir.html
(bkz: diyanet işlerine anında talimatı verdim)
274 can. Geride yüzlerce aile, binlerce yetim çocuk... kim verecek bunların hesabını? Dünden beri ağlayan ben ağlamaya utanıyorum. Kolaya kaçmak gibi geliyor çünkü ateş düştüğü yeri yakıyor ne desek ne kadar ağlasak boş.
bir yanda bir torba kömüre şeref onur verilir. bir tarafta kömürü çıkartırken canlar verilir.
cehape kafalıların yine siyasete çekmeye çalıştıkları hede.

akla hatay olaylarındaki hareketlerini getirmiştir...

51 vatandaşımız şehit edilmişti. chp liler hemen hükümeti suçlamaya başlamıştı. sonra ne çıktı dersiniz bu olayın içinden ? chp lileri esad
Vefat haberinizi LCD televizyonlarımızda, süslü koltuklarımızda otururken izledik. Siz yaşam mücadelesi verirken biz, ellerimizde sizin bir maaşınız kadar olan telefonlarımızla paylaşımlar yaptık. Tuzumuz daha kuru olduğu için akşam yemeğinde yediğimiz rostonun fotoğrafını paylaştığımız sayfada taziyelerimizi sunduk size. Acınızla dertlenip yaktık bir Marlboro. "Nasıl bir ülkede yaşıyoruz?" Doğalgaza geçtiğimiz için unuttuk kömürün karasını, kokusunu, eziyetini. Siz yerin 200 metre altında ekmek parası için çabalarken, bizler yerin metrelerce üstünde, teras katlarda yemekler yedik. Duyarsız kaldık halinize. istemesi çok anlamsız ama hakkınızı helal edin..
ota boka, her başlığa bazen dalgasına bile yazdığımız bir cümle var ya işte o aslında tam buraya uymakta.

''akp döneminde gerçekleşmiştir.''

şimdi, hangi partiden olduğu önemli değil ama chpli manisa milletvekillerinin soma'daki bu ve benzeri sorunlarla ilgili araştırma önergesi 29 nisan'Da mecliste akplilerce reddedilmiştir. açıkçası bu soru önergesinden yeni haberdar oldum. ama her bir şeyden haberi olup da bu önergeyi reddeden akpli milletvekillerinin büyük ustası bugün soma'da bahsi geçen soru önergesi için ''o günlerdeki gündemi değiştirmek için yapılmıştır'' tarzında bir ifade kullanabilmekte. ve hatta soru önergesi tutunağını eline alıp bugün hızlıca okuduğunu soma ile ilgili olmadığını soma'nın sadece yazının başlığında kullanılıp içerikte yer almadığını belirterek kendini aklama, diğerlerine çamur atma derdinde elinin kanıyla bizlerdeki kızgınlığını daha da artırmakta.

somalı bir arkadaşımla görüştüm. toplam kayıp sayısının 600-700 civarındaki sayılardan bahsedildiğini aktardı. bu eğer gerçekse, şuan ki kayıp açıklamaları ocakta ulaşılabilmiş insanların sayısı anlamına gelmekte olur yani ulaşılamayan insanlar daha nicesi durumunda. ve bu da sayının gerçekten artacağı anlamına gelir ne yazık ki. bir de olsa bin de olsa bahsi geçen şey can. her halükarda üzücü.

şimdi her bir başlık cenaze evi gibidir bize. şu kara günleri en az acı ile bir atlatalım hele de konuşulacak, yapılacak daha çok şey var. ama soma'daki kayıp ve yakınlarının acısına kulak asmadan o sokakta eylem bu meydanda toplanma hem de sıcağı sıcağına amacından sapmasın yapılacak olanlar kanı hızlı akanlar. hükümeti istifaya çağırmak, buradan kendi koşullarımıza pay biçmek çok ama çok amacından sapar. şuan için tek derdimiz en az kayıpla bu kabusu sona erdirmek. ondan sonra da bu davanın peşini bırakmamak.

nice davalarda olduğu gibi.

başımız sağ olsun.
ölüm var evet. Her zaman da olacak. Ama bu kadar acı olmasaydı be. insanlar ekmek davası yüzünden can vermeseydi..
Bu nedir ya. Mısırda ölen kız için ağlayan siyasiler ölen 274 vatandaşımız için kader der... Vay arkadaş...
Abi mahmut çıkmadı. Mahmut çıkmadı... Beni bırakın bekarım ben onu alın. Onun karısı hamile... Bu nasıl bir feryattır. Yazık gerçekten yazık...
görsel
tek istediğimiz birilerinden intikam almak sorumluları bulalım kellelerini alalım 20 yıl hapis yatsınlar vs. sanki tüm bunları yapınca ruhumuz rahata erecek ve o insanları hayata geri getirebileceğiz. medyada kendilerini kurtarmak için çırpınan siyasetçiler 1800 lü yılların kazalarından bahsetmekte, kimi çevreler ise kadere kazaya bağlamakta.. ne kadar acı, peki yarın ne olacak çok tehlikeli sınıfa ait müesseseler farklı şekilde mi işletilecek ne bileyim elektrik kablosuz mu kullanılacak yada kömür maden dışından kontrol edilen robotlarla mı çıkarılacak? birbirlerini suçlayıp güce sahip olmaya çalışan siyasiler, her felaketi avantaja çevirmeye çalışan firmalar yok olmadıkça yarın aynı sebeplerle insanlar ölmeye devam edecek. yapılan hatalar kabul edilmeli, acil durum aksiyon planları tekrar değerlendirilmeli, standartların sağlanması ve uygulanması için izlenecek plan açıklanmalı ve tüm bunlar derhal yapılmalı.