bugün

birinci cumhuriyetin, yani atatürk cumhuriyeti nin yada gösterdigi hedeflerin ruhuna el fatiha dendigi gündür. onun gibi hadi ulugengin gibi libos-ultra dönek yazarlarin dedigi dogrudur. abdullah efendinin cankaya ya cikmasi besinci cumhuriyete gecistir.
ayrıca kimse bilmez dava acılan yazarların cezalarının toplamı 4.000yıldır.
gerekliydi ; 24 ocak kararlarının hayata geçirilmesi noktasında!

öncelikle, nemalandıkları 12 eylül darbesini sağ-sol çatışmasının durdurulması, akan kardeş kanına son verilmesi gibi tırışkadan saiklerle süsleyip, darbeyi meşrulaştırmaya çalışan vampirlere, 24 ocak kararlarının içeriğini ve sıkıyönetimle halledilmeyen asayiş sorunun, darbeyle nasıl bir anda halledildiğini sormak gerekiyor? onların da çok iyi bildikleri gibi , 12 eylül, toplumsal muhalefeti boğup, ülkeyi ucuz emek cennetine dönüştürmenin yegane yoluydu! bunun en somut göstergesi dönemin tisk başkanın sarfettiği cümledir: " bugüne kadar işçiler güldü, şimdi gülme sırası bizde " .

ve 12 eylülün uygulayıcıları, bu ülkenin çocuklarına, gençlerine, kadınlarına hiç acımadı. 17' lik fidanları kırmakla (erdal eren ) kalmadı sivil (!) hayata geçilen zamanlar da dahi insanları (hıdır- ilyas) asarak zulmünü devam ettirdi. doymadı, birtan altunbaş' ı, uğur kaymaz' ı aldı. bitmedi, günümüz de biber gazlarıyla, özelleştirmeleriyle, 301' iyle, götümüze girecek entryleriyle hala varlığını iliklerimize kadar hissettirmeye devam etmekte.
son anayasanin kurucusu oldugu tarihin baslangici.
12 eylül'ün ülkeye en büyük kazıklarından birisi mevcut yönetimin solcuları tamamen silebilmek için islami kesime çok fazla prim tanıması olmuş ve günümüze gelinmiştir.
(bkz: kimine göre süt kimine göre çikolata)
12 Eylül'leri kutlu olsun!

"Entelektüeller ve bilim adamları haksızlığa karşı seslerini yükseltmiyor" dedi Başbakan. Elbette asabı bozuk bir gergin gülümsemeyle nutkum tutulmadı değil. Ama insanı asıl kahreden, iktidarın bu demokratikleşme, sivilleşme, aydın-dostu "temaşasını" bu kadar rahat icra edebilmesi. Oyun, dakika başı hafızası silinen bir kitleye oynandığı için mi bu kadar rahat icra ediliyor? Muktedir, izleyenlerle alay ederken kitlenin isyan etmemesinin nedeni artık bütün anlam dünyamızın şirazeden çıkmış olması mı?

12 Eylül çocuğu
Ya da şöyle söyleyeyim:
Yıldönümünü "idrak ettiğimiz" 12 Eylül darbesinin siyasal islamın en büyük destekçisi olduğu, "laikliğin bekçisi ordu" klişesinin tersine darbeyle birlikte tarikatların ve onlara bağlı siyasal örgütlenmelerin önünün açıldığını unutmak neden bu kadar kolay oldu?
Darbenin desteklediği, büyüttüğü tek siyasal oluşum olan milliyetçi-islamcı hareketin peşinden tef çala çala gitmek nasıl "aydın tavrı" haline geldi?
Darbenin ürünü bir iktidara karşı ses yükseltmemek neden şimdi demokrat ve sivil olmanın önkoşulu haline geldi?
Son elli yıldır, kısa bir aralık hariç, aslında Türkiye'de siyasal iktidarın hiç değişmediği, AKP'nin darbelerle güçlendirilmiş bu sağ iktidarın yeni modeli olduğu niye hatırlanmıyor?
12 Eylül işkencehanelerinde, hapishanelerinde, darbenin açtığı toplu mezarlarda bu ülkenin bütün akli muvazenesi telef mi oldu?

Yeni özgürlükleri deneyin!
AKP'yi demokrasinin bekçisi, Tayyip Bey'i de sivil halk devriminin yılmaz önderi olarak görenleredir sözlerim:
Madem AKP ile birlikte bu kadar sivilleştik, madem bu iktidar Türkiye'de gelmiş geçmiş en demokrat, en özgürlük yanlısı iktidar, o zaman siz de özgürlüklerinizi bir test edin.
Mesela, yaşadığınız mahalledeki herhangi bir caminin fazla açık megafon sesini hastanız olduğu gerekçesiyle kıstırmaya çalışın.
Kayseri'de Ramazan ayında oruç tutmayan bir üniversite öğrencisi olmayı deneyin.
Yozgat'ta Ramazan ayında kısa kollu gömlek giyin.
Adıyaman'da 18 yaşında bir kız çocuğu olarak "özgür kararlarınız" olduğunu söyleyin.
Orman arazilerinin ve denizlerin parsellenip satılamayacağını, insanların F tipi cezaevlerinde çürütülemeyeceğini söyleyin.
Ya da sadece şunu hatırlayın:
"Ben çocuğumu helal etmiyorum" diyen asker anne-babalarını ilk kim azarlamıştı? Onlara "Askerlik yan gelip yatma yeri değildir" diyen sivil, demokrat, insan canlısı Başbakan'ımız değil miydi?

Din, ordudan daha "zor"
Yeni olan şudur:
Türkiye'de artık din veya siyasal islam ilgili söz söylemek orduyla ilgili söz söylemekten daha zor hale gelmiştir. Bu, yeni darbedir. içinden geçtiğimiz günler, 12 Eylül darbesinin yeni, geliştirilmiş yüzüdür. istediği kadar sivil ve demokratik temaşa yeteneklerini geliştirsin, istediği kadar liberal aydın danışmanların ezberlettirdiği cümleleri tekrarlasın, bu iktidar 12 Eylül çocuğudur. Hem de darbenin en sevdiği çocuğudur. Uluslararası sermaye ve Büyük Orta Doğu Projesi tarafından desteklenen; muhafazakârlaştırılmış, alternatifsizleştirilmiş toplumun örgütlü olarak sorgulayamadığı bir darbe iktidarıdır tecrübe ettiğimiz. Yirmi yedi yıl sonra darbe, AKP iktidarı ile birlikte memleketi artık neredeyse geri dönüşsüz bir biçimde dönüştürmüştür.

Sessiz teşekkür
Onun önderliğini yaptığı hareketi doğurmak için başka türlü düşünen bütün aydınlar ve gençler 12 Eylül hapishanelerinde yok edilirken "Entelektüeller ve bilim adamları haksızlığa karşı seslerini yükseltmiyor" diyen Başbakan neredeydi? Başbakan soru sormak yerine sadece teşekkür etmeli. Sesini yükselttiği için ölen, kaybolan, sakat bırakılan, asılan onca aydına ve gence sessizce teşekkür etmeli. Çünkü bugün, onun başında bulunduğu iktidar onların gövdeleri üzerinde duruyor.
Ne diyeyim?
12 Eylül'leri kutlu olsun!

http://www.milliyet.com.t.../12/yazar/temelkuran.html
Kenan Evren'in "asmayalım da besleyelim mi" sözüyle teyit edilip, yaşı büyültülerek idam ettirilen Erdal Eren cinayeti.
(bkz: sırrı süreyya önder)
erken gelmesi muhtemel aydinliğin karanliğa gömüldüğü gün.
insanlardan masumluğu götüren tarih.
birisiyle tanışılırken adını sormadan etnik kimliğini soranların arttığı ve daha kötüsü insanların bunları kanıksamaya başlamasına yol açan tarih bu tarih
kazandık diyordu bi zatı büyük. evet kazananı vardı ama o kazanan "iyi" değildi.
http://www.youtube.com/watch?v=OMIvLW7ijZs
olası türkiye ılımlı islam cumhuriyeti'nin temellerinin atıldığı tarih.
11 eylülde dindirelemeyen kanın, 12 eylül de bıçakla kesilir gibi kesildiği tarih!!! faşist cuntanın geleceğimizi çaldığı tarih!!! hala askere sırtını dayayıp demokrasi havariliğine soyunanların, gözüne sokulacak darbe. yüreği solda atan herkesi bir şekliyle vurmuş, yaralamış bir sürecin başlama tarihi. dönekleşen solcu! ların, hidayete ermeye başladıkları gün...
türkiye'nin en karanlık bir dönemi...
genç bir neslin yok oluşunun emparyalizmin canlı yayında izlediği bir dönemmiş.
vatanı sevmenin ve korumak istemenin ölümle ödüllerildiği bi tezat zaman.
görmedim ama dinledim... okudum... araştırdım...
allah o günleri bir daha göstermesin.
ülkeyi yöneten başbakanın, vatanını canından çok seven, hudutlarından nöbet tutan askerleri tarayan, yemek yedikleri kaba sıçan kanı bozuk şerefsizleri şikayet etmeye gittiği abd nin tezgahladığı ve titrek kenan evrenin yatmadan önce 100 fırça darbesiyle sonuçlandırdığı; 2007 türkiye sinde terörden, ekonomiye, dışa bağımlılıktan, vizyonsuzluğa, politikasızlığa, hırsızlığa, çalmaya çırpmaya, irticaya, din tüccarlarına, laiklik ve atatürkçülük düşmanlığına, okumaz, duymaz, sorgulamaz, eleştirmez türk toplumuna , aklımıza gelen her şeye tek bir yanıttır.

bu tarih, bu kara leke 1923 te küllerinden doğmuş bir ulusu mahvetmiştir.
bir ülkenin karanlığa gömüldüğü tarih, kesinti hala devam ediyor, heryer hala karanlık.
Türkiyenin utanci , bir daha yasanmayasi darbe.
içinde babamın da görevde bulunduğu 12 eylül ihtilalinin tarihidir.
hasan mutlucan
sistematik terörün ve işkencenin, gözaltında ölümlerin başladığı tarih.
1980'den 1984'e kadar Öldürülenler

irfan Çelik 14 Eylül 1980 Davutpaşa Cezaevi
Ramazan Oğuz 20 Eylül 1980 Gazipaşa
Ali Çakmaklı 24 Eylül 1980 Adana
Şadan Gazeteci 26 Eylül 1980 izmit Cezaevi
Zeynel Abidin Ceylan 26 Eylül 1980 Ankara
Hüseyin Karakaş 27 Eylül 1980 iskenderun
Ali inan 28 Eylül 1980 istanbul
Abdurrahman Aktimur Ekim 1980 Mazıdağ Jandarma Karakolu
Ömer Aktaş 1 Ekim 1980
Ahmet Hilmi Fevzioğlu 02 Ekim 1980 Bursa Emniyet Müdürlüğü
Emin Alkan 4 Ekim 1980 Siirt
Hasan Asker Özmen 5 Ekim 1980
Ahmet Karlangaç 12 Ekim 1980 istanbul Emniyet Müdürlüğü
Ekrem Ekşi 16 Ekim 1980 istanbul
Metin Aksoy 24 Ekim 1980
Sait Şimsek 26 Ekim 1980
Ahmet Yüksel 27 Ekim 1980
Rafet Demir 30 Ekim 1980 Bursa Emniyet Müdürlüğü
Himmet Uysal 30 Ekim 1980 Uşak
Ahmet Altan 3 Kasım 1980 Maraş
ilhan Erdost 7 Kasım 1980 Mamak Askeri Cezaevi
ibrahim Eski 11 Kasım 1980 Ankara Emniyet Müdürlüğü
Cengiz Aksakal 12 Kasım 1980 Artvin
Feridun Yılmaz 12 Kasım 1980 Eskişehir
Şükrü Gedik 12 Kasım 1980 Karakocan
Cafer Dağdoğan 12 Kasım 1980 Adana
Bekir Bağ 12 Kasım 1980 Mamak Askeri Cezaevi
Rüstem Gürsoy 14 Kasım 1980 istanbul
Süleyman Ölmez 18 Kasım 1980 Tunceli
Hayrettin Eren 21 Kasım 1980 istanbul Emniyet Müdürlüğü
Cuma Özaslan 25 Kasım 1980 Gaziantep
Kenan Gürsoy 3Aralık 1980 Diyarbakır
Bayram Lafçı 3 Aralık 1980
Recai Yılmaz 5 Aralık 1980 istanbul
Mehmet Sanı 6 Aralık 1980 istanbul
Ercan Koca 15 Aralık 1980 Ankara Yenimahalle Karakolu
Behçet Dinlerer 15 Aralık 1980 Ankara Emniyet Müdürlüğü
Nihat Arda 16 Aralık 1980 Ankara Emniyet Müdürlüğü
Şehmuz Akdoğan 18 Aralık 1980 Siverek
Sedat Özkaracadağ 27 Aralık 1980 Adana Cezaevi
Manzur Geçgel 27 Aralık 1980 izmir
Turan Sağlam 28 Aralık 1980 Erzurum
Mehmet Dağ 29Aralık 1980 Adana
Davut Elibolu 29Aralık 1980 Amasya Emniyet Müdürlüğü
Hasan Kılıç 30 Aralık 1980 Elazığ Devlet Hastanesi
Yılmaz Peköz 1981 Kırıkkale
Oruç Korkmaz 1981 Kars
Hasan Temizsoy 1981 Maraş
Hasan Dorul 1981 Gölcük
Mehmet Emin Kutlu Ocak 1981Erzincan Cezaevi
Hasan Kılıç Ocak 1981 Tunceli
Cemil Kırbayır 5 Ocak 1981
ilyas Gülec 6 Ocak 1981 istanbul
Ayhan Alan 8 Ocak 1981 Tarsus
Ahmet Uzun 16 Ocak 1981 Rize Garnizon Komutanlığı
Adil Ali Yılmaz 20 Ocak 1981 Ankara
Ahmet Demir Şubat 1981 Diyarbakır
Osman Karaduman Şubat 1981 Adana
Mehmet Ali Erbay 10 Şubat1981 Adıyaman Emniyet Müdürlüğü
Sinan Karacalı 11 Şubat 1981 Adana
ibrahim Alpdoğan 11 Şubat 1981 Maraş
Ömer Aydoğmuş 12 Şubat1981 izmir Emniyet Müdürlüğü
Melımet Ali Kılıç 12 Şubat1981 Ankara Emniyet Müdürlüğü
Hulusi Dalak 13 Şubat 1981 Gaziantep
Bedrettin Sınak 13 Şubat 1981 Adana Emniyet Müdürlüğü
Ünsal Beydoğan 25 Şubat 1981 istanbul
Ali Küçük Mart 1981 Perşembe
Mehmet Kazgan Mart 1981 Malatya
Aydın Demirkol Mart 1981 Malatya
Osman Taştekin 5 Mart 1981 Kayseri
Celal Kıpırdamaz 10 Mart 1981 Uşak Emniyet Müdürlüğü
Halil Uluğ 16 Mart 1981 Adıyaman
Abdullah Paksoylu 16 Mart 1981 Adıyaman
ibrahim Çelik 17 Mart 1981
S. Satılmış Dokuyucu 18 Mart 1981 Ankara Emniyet Müdürlüğü
Cemal Zengin 21 Mart 1981 Diyarbakır Askeri Cezaevi .
Tahir Şahin 21 Mart 1981 Diyarbakır Askeri Cezaevi
Hasan Gazoğlu 30 Mart 1981 istanbul
Şadiye Yavuz 1 Nisan1981 Manisa
Veysel Yıldız 1 Nisan1981 Malatya
Bozan Çimen 2 Nisan1981 Maraş
Nurettin Yedigöl 12 Nisan1981 istanbul Emniyet Müdürlüğü
Cumali Ay 14 Nisan1981 istanbul
Ahmet Sakin 21 Nisan1981 Ordu
Vakkas Devamlı 28 Nisan1981 Pazarcık Emniyet Amirliği
Mustafa lşık 1 Mayıs 1981 istanbul
H. Hüseyin Damar 02 Mayıs 1981 istanbul .
Özalp Öner 4 Mayıs 1981 istanbul
Necip Kutlu 6 Mayıs 1981 Konya
Abdurrahman Çeçen 16 Mayıs 1981 Diyarbakır Askeri Cezaevi
Ahmet Taner 16 Mayıs 1981Diyarbakır Askeri Hapishanesi
Ali Ekber Yürek 25 Mayıs 1981 Maraş
Ahmet Kılıç 31 Mayıs 1981
Hasan Akar Haziran 1981 Bozova
Ensar Karahan Haziran 1981 Şavşat
Kemal .... 2 Haziran 1981 Ankara Emniyet Müdürlüğü
Selahattin Kunduz 17 Haziran 1981 Diyarbakır Askeri Cezaevi .
Aynur .... Temmuz 1981 Uşak Emniyet Müdürlüğü
Yusuf Bağ Temmuz 1981 Gaziantep
Bedri Bilge 20 .Temmuz 1981 Artvin
Yakup Göktaş 27 Temmuz 1981 istanbul
Süleyman Cihan 30 Temmuz 1981 istanbul Emniyet Müdürlüğü
Yakup Bıyık 6 Ağustos 1981 istanbul
Bayram Kocabaş 21 Ağustos 1981 Ankara
Fehmi Özaslan 21 Ağustos 1981 Maraş .
Selahattin Satic 28 Ağustos 1981 Kırkağaç
Mehmet Yıldız 13 Eylül 1981 Ankara
Metin Sarpbulut Ekim 1981 Ankara Emniyet Müdürlüğü
Hasan Alemoğlu 4 Ekim 1981 Ankara
Behzat Firik 10 Ekim 1981 Tunceli
Mehmet Ceren 20 Ekim 1981 Maraş
Ataman ince 26 Ekim 1981 istanbul
Mehmet Karados Kasım 1981 Erzurum
Cengiz Aksakal 12 Kasım 1981 Şavşat
Ali Sarıbal 13 Kasım 1981 Diyarbakır Askeri Cezaevi
ismail Esen 15 Kasım 1981 Bursa Cezaevi
Günay Balcık 19 Kasım 1981 istanbul
ismet Taş 5 Aralık 1981 Metris Askeri Cezaevi
Şerif Yazar 24 Aralık 1981 Alemdağ Cezaevi
Hakan Mermeroluk 24 Aralık 1981 Alemdağ Cezaevi
ibiş Ural 27 Aralık 1981 Diyarbakır Cezaevi
Mustafa Şahin 28 Aralık 1981 Elazığ
Ali Erek Nisan 1981 Diyarbakır Askeri Hapishanesi
Ali Kamış 1982 Konya
Selahattin Kurutur 1982 Diyarbakır
Cemalettin Yalçın 1982 istanbul
Fehamettin Şeref 1982 Şavşat
Benli Coşkun 1982 Nizip Adli
Halil Çınar 1982 Diyarbakır
Dede Oğuzhan 1982 Akşehir Cezaevi
Kenan Kılıç 1982 Diyarbakır
ismet Çelik 2 Ocak 1982 istanbul
Bahadır Dumanlı 3 Ocak 1982 Alemdağ Cezaevi
M. Emin Akpınar 25 Ocak Diyarbakır Askeri Hapishanesi
Süleyman Şeker Şubat 1982 Bozova
Sevket Sevseren Şubat 1982 Adana Devlet Hastanesi
Abdurrahim Aksoy 09 Şubat 1982 Samsun Emniyet Müdürlüğü
Ahmet Erdoğdu 10 Şubat 1982 Mamak Askeri Cezaevi işkenceleri protesto için intihar etti. Önder Demirok 22 Şubat 1982 Diyarbakır Cezaevi
Cemal Kılıç 23 Şubat 1982 Diyarbakır Askeri Cezaevi
ismet Ömürcan 26 Şubat 1982 Maras
isa .... 5 Mart 1982 Ünye
Haydar Sönmez 6 Mart 1982 Elazığ
Vakkas Doğru 7 Mart 1982 Araban
Mazlum Doğan 21 Mart 1982 Diyarbakır Askeri Cezaevi
Kenan Çiftçi 21 Nisan1982 Diyarbakır Askeri Cezaevi
Bahar Yıldız 9 Mayıs 1982 istanbul
Bedri Tan 17 Mayıs 1982 Diyarbakır Askeri Cezaevi
Eşref Anyık 17 Mayıs 1982 Diyarbakır Askeri Cezaevi
Ferhat Kutay 17 Mayıs 1982 Diyarbakır Askeri Cezaevi
Necmi Öner 17 Mayıs 1982 Diyarbakır Askeri Cezaevi
Mahmut Zengin 17 Mayıs 1982 Diyarbakır Askeri Cezaevi
Cennet Degirmenci 22 Mayıs 1982 Gaziantep Emniyet Müdürlüğü
Asker Demir Haziran 1982 Ankara Emniyet Müdürlüğü
Mehmet Ali Eraslan 9 Haziran 1982 Diyarbakır Askeri Cezaevi
Alaybey Yılmaz 23 Haziran 1982 Gölcük
Mustafa Tunç 9 Temmuz 1982 Haydarpaşa Hastanesi
Hüseyin Çolak 10 Ağustos 1982 Ankara Emniyet Müdürlüğü
Aziz Özbay 23 Ağustos 1982 Diyarbakır Cezaevi
Yusuf Ali Özbey 27 Ağustos 1982 Besni
Adnan Zincirkıran Eylül 1982 Bozova
Kenan Küçük Eylül 1982 Ankara Emniyet Müdürlüğü
Ines Rumpf 23 Eylül 1982 Bursa Emniyet Müdürlüğü
Kemal Pir Eylül 1982 Diyarbakır Askeri Hapishanesi
M.Hayri Durmuş Eylül 1982 Diyarbakır Askeri Hapishanesi
Akif Yılmaz Eylül 1982 Diyarbakır Askeri Hapishanesi
Ali Çiçek Eylül 1982 Diyarbakır Askeri Hapishanesi
Zafer Müctebaoğlu 8 Ekim 1982 Mamak Askeri Cezaevi
Çoskun Altun Kasım 1982 istanbul
ismail Hakkı Hocaoğlu 11 Kasım 1982 istanbul
Mustafa Asım Hayrullahoğlu 16 Kasım 1982 istanbul Emniyet Müdürlüğü
Süleyman Aslan 20 Kasım 1982 Tokat Emniyet Müdürlüğü
Seyfettin Sağ 21 Kasım 1982 Diyarbakır Askeri Cezaevi
Hüseyin Sertkaya 21 Kasım 1982 Bingöl .Jandarma Karakolu
Feyzullah Bingöl 25 Kasım 1982 Muş Emniyet Müdürlüğü
Talip Yılmaz 20 Aralık 1982 istanbul Hasdal Cezaevi
Aziz Büyükertaş 22 Aralık 1982 Diyarbakır Askeri Cezaevi
Süleyman Aşkın 1982 Diyarbakır Askeri Hapishanesi
Sofi Abdurrahman 1982 Diyarbakır Askeri Hapishanesi
Mahmut Güneri Diyarbakır Askeri Hapishanesi
Abdurrahman Alğan Diyarbakır Askeri Hapishanesi
ihsan Çetintaş 1983 Erzurum
Halit Atalay 1983 Diyarbakır Askeri Cezaevi
Mutlu Çetin Ocak 1983 Manisa
Ramazan Yayan 13 Ocak 1983 Diyarbakır Askeri Cezaevi
Mehmet Emin Akpınar 25 Ocak 1983 Diyarbakır Askeri Cezaevi
Zekeriya Erdoğan 24 Şubat 1983 Adana Adli
ismail Kıran 31 Ocak 1983 Diyarbakır Emniyet Müdürlüğ
Mazlum Güder 4 Mart 1983 Elazığ
Niyazi Gündoğdu 15 Mart 1983 Sivas
ibrahim Koşar 20 Mart 1983 Adana Cezaevi
Mehmet Azbadem 7 Mayıs 1983 Diyarbakır Cezaevi
Abdullah Gülbudak 17 Mayıs 1983 Ankara Merkez Cezaevi
Hamdi Filizcan 4 Temmuz 1983 Çanakkale Cezaevi
Ali Güven 28 Temmuz 1983 izmir Narlıdere Karakolu
ismet Karak Eylül 1983 Diyarbakır Askeri Cezaevi
Hüsnü Seyhan 23 Eylül 1983 Ankara Anafartalar Karakolu
Hasan Akbaba Ekim 1983 Ankara
ismail Kıran Kasım 1983 Diyarbakır
ibrahim Ulağ 3 Kasım 1983 Diyarbakır
Enver Şahan 13 Kasım 1983 Gaziantep Emniyet Müdürlüğü
ismail Cüneyt 24 Aralık 1983 istanbul
Cemal Özdemir 1983
Türkiye'de ki sol hareketin tasviyesinin başarıyla uygulandığı son askeri darbedir.Serbest piyasa ekonomisini bu ülkeye entegre etmek isteyen dış güçler bu darbeyi desteklemiştir.Kitleler siyasetten uzaklaştırılmıştır.Ülke için büyük önem taşıyan aydınlar küstürülmüş ve muhafazakar kökenli hareketin önü açılmıştır.
had bildirilen gun.
ülkede bilimum kafası çalışan, herşeyi idrak edebilen (aydın, bilimadamı, sanatçı, politikacı, öğrenci) insan evladlarının susturularak,sürülerek ve katledilerek ülke geleceğine zift döken zihniyetlerin, çözüm olduğunu sanarak yaptıkları darbeninin tarihsel karşılığı. değişen ne oldu koca bir hiç ve dinamiklerine kelepçe vurulmuş bir ülke, buna rağmen daha bir kaç ay önce az da olsa istikrar yakalamış olan ülkenin yönetimine üstü kapalı olarak da olsa muhtıra verildi, hala herşeyin top, tüfek, süngeyle çözülebileceğini düşünüyoruz.
(bkz: #3059110)