bütün solculara vatan haini, din düşmanı yaftası yapıştıran ama kendi görüşündekilere vatan kahramanı sıfatını kullanan güruh gibidir aslında.

hala utanmadan söz konusu şahısların böyle bir konuda kendini haklı çıkarmaya çalışması ne de ironiktir.

hakikaten şu bizim bizim sosyalist/komunist tayfaya ne demeli şimdi???

edit: ayar vermek derken her entrysinde ayar vermeyi kendine görev kılmış zavallı çocukların kişileri bilinç ve benlik kaybetmekle suçlaması hani bir tartışma da sözün bittiği yerde saldırının başladığı yeri gösterir.

yobazlıktır bu, tüh ya bak bunda izm yoktur.

ayar derken...
bugün demokrat olarak olarak geçinen, demokrasinin ne olduğunu bilmeyen, ve getirilerinin götürülerinden fazla olduğuna/ olması gerektiğine inanan faşist zihniyetli insanlardır sayıları gün geçtikçe fazlalaşmaktadır. darbenin sağı solu yoktur darbe insan ölse de işkence görse de hiçbir şey de olmasa halka ve ülkeye en büyük ihanettir.
27 mayısta bol bol nemalanan , cepleri bayram eden tayfadır. hadi eskileri anladım da şimdiki safderun cunta şakşakçılarına noluyor merak ediyorum. ha o zamanlar nemalananların torunu, torbasıysa anlamak zor değil.
iki müdahale arasında derin bir fark olduğunu düşünen gruptur.
"içerden ise ihtilal dışardan ise darbe" işte bu kadar nettir.
(bkz: amerikanın çocukları)
(bkz: vay canına kenan evren)
asker-siyaset ikilisinin sebebi ne olursa olsun yanyana gelmemesi gerektiğini anlamamış güruhtur,orta asya savanlarının yılmaz bekçisidir.yahu hiçkimse demokrat parti melek demiyor zaten,ama bu adamlar seçimle geldiler,61'de seçimle de gidecektiler.dp baştan sona vatana ihanet etti,namussuzluk denizinde boğuldu mu,evet.ama herşeyden büyük demokrasi var be kardeşim,yapmayın etmeyin.sonra bu ülke neden demokratik değil diye bas bas bağırılıyor.e düşün ki ordun darbe yapıyor,o sırada yurt dışında olan bir subay bana ne ben de isterim diye ikinci bir darbe girişiminde bulunuyor,bastırılıyor.iki yıl sonra yine bir darbe girişimi.yine bastırılıp adam idam ediliyor(talat aydemir).7 yıl sonra meclise muhtıra gönderiliyor,yine bir darbe.ondan 9 yıl sonra bu defa 12 eylül.sonra sincan'dan tank geçirmeler,28 şubat,en son da 27 nisan.

e yuh be kardeşim,bu demokrasiyse yamalı donum da tommmy hilfiger'dır.
27 mayis harekati bir devrimdi. tefeci bezirgan + finans kapital ittifakinin yikilip yerine reformist burjuvazinin getirilmesi harekatiydi. cunku tekelci burjuvazi tek basina temel guc olma durumunda degildi.
ittifakin gerici kisimlarinin tasfiyesi harekatiydi, ve halkla pek isi yoktu. halktan tek kisinin burnu kanamamisti.bu anlamda ilerici bir hareketti.

12 eylul ise, finans kapitalin en kanli temsilcilerinin- oligarsinin -iktidariydi. toplumun tum ilerici kesimlerinin , toplumsal muhalefetin tasfiyesi amacliydi.
binlerce kisi olduruldu, zindanlara atildi, idam edildi, suruldu... tamamen halka karsi yapilmis bir darbeydi 12 eylul.
iki darbe de ordu tarafindan yapilmasina ragmen , cikis noktalari ve nitelikleri acisindan birbirinden cok farklidir.
27 Mayisin ne icin gerceklestigini anlama ihtimali bulunmayan ve laf ebeliginden medet uman, sozde demokrat/liberal ozde seriatci/baskici zihniyetin gereksiz kategorizasyonu. adi darbe de olsa ihtilal de olsa 27 Mayis'in sebep ve sonuclari oldukca aciktir. 27 Mayisi anlamak (yeterli zeka mevcutsa) ve gunumuzle karsilastirmak icin ihtilali getiren surec ve 27 Mayis ihtilalinin getirdikleri asagida alintilanmistir:

27 Mayıs ihtilali'ne giden süreç

27 Ekim 1957 seçimleri oldukça sert bir hava içersinde yapıldı. DP seçimler öncesinde yasal düzenlemeler yaparak, muhalefetin bütünleşerek seçimlere bir cephe halinde girmesini engelledi.

Dönemin başbakanı Adnan Menderes DP oyların %47'sini alarak yürürlükteki çoğunluk esasına dayalı seçim sistemi sayesinde 424 milletvekili çıkardı. ismet inönü'nin başında bulunduğu CHP %41 oyla 178 milletvekilliği kazanmıştı. Cumhuriyetçi Millet Partisi ve Hürriyet Partisi dörder milletvekilliği kazandılar.

Muhalefetin oy miktarı DP'yi geride bırakıyordu. Demokrat Parti azınlığın iktidarı konumundaydı.Seçimlerden sonra siyasi ortamdaki gerginlik hızını arttırarak sürdü. CHP yurt çapında destek görmeye başlamıştı.

1959 yılı bahar aylarında CHP önderi ismet inönü Batı Anadolu illerini kapsayan bir geziye çıktı.Muhalefet lideri Uşak'ta taşlı saldırıya uğradı. Birçok illerde CHP-DP arasında olaylar patlak verdi.1960 başlarında basına sansür artmıştı,gazeteler sansür nedeni ile beyaz sayfalarla çıkıyordu.Cezaevleri tutuklu gazetecilerle doluydu.2 Nisan 1960'ta Kayseri gelen ismet inönü'nün treni durduruldu,muhalefet liderinin kente girmesine engel olunmaya çalışıldı.Kurulan barikatları elleri ile yararak Kayseri'ye gelen inönü'yü elli bin kişi karşıladı.Bütün bunlar DP iktidarını daha da hırçınlaşmaya ve baskıyı arttırmaya itti.Nisan 1960'ta TBMM'de basını ve muhalefeti incelemek üzere Tahkikat Komisyonu kurulunca gerilim tavan yaptı.Öyleki kurulan komisyona,gazete kapatma,tutuklama gibi yetkiler verilmiş hatta komisyon çalışmalarının haber yapılması,eleştirilmesi yasaklanmıştı.18 Nisan 1960 günü CHP Genel Başkanı ismet inönü,bunun demokratik yönetimden çıkıp bir baskı rejimine geçmek olduğunu vurgulayan bir konuşma yaptı ve son sözünü söyledi:"Bu yolda devam ederseniz,ben de sizi kurtaramam".Ancak bu konuşmanın ardından CHP liderine 12 oturum TBMM toplantılarına katılmama cezası verildi,kararı protesto eden CHP milletvekilleri meclisten polis zoru ile uzaklaştırıldı.28-29 Nisan'da istanbul ve Ankara'da çıkan öğrenci olayları şiddetle bastırıldı,ölenler oldu,kan döküldü.Bunun üzerine hükümet bu illerde sıkıyönetim ilan etti.Başbakan Menderes'in radyoda yaptığı konuşmalar "Kahrolsun diktatörler" sloganları arasında duyulmaz oldu. Harp okulu öğrencileri sessiz yürüyüş yaptı.3 Mayıs 1960'ta Kara Kuvvetleri Komutanı Org.Cemal Gürsel hükümete bir uyarı mektubu gönderdi.Ancak hükümet uyarıya kulak asmadı ve Cemal Gürsel'in emekli olması istendi..

Simdi gelelim 27 Mayisin getirdiklerine:

1) 1961 Anayasasi: Bugun her siyasi fikirden insanin benimsedigi siyasi ozgurlukleri (ornegin; her ne kadar 70'li yillarin sonlarinda provakatorlerce karmasa olusturmak uzere kullanilsa da, toplanti ve gosteri ozgurlugu ile ilgili maddeler) toplum hayatina en genis bicimde aktarabilmis Turk tarihinin en demokratik en cogulcu ve ozgurlukcu anayasasidir. Ayni zamanda kuvvetler ayriligi ve gucler arasinda karsilikli kontrol ve dengeyi saglayacak yenilikler getirmistir.

2) Cumhuriyet Senatosu: Cumhuriyet Senatosu, genel oy ile seçilen 150 üye ile Cumhurbaşkanınca seçilen 15 üye ve 1960'da ülke yönetimine el koyan Milli Birlik Komitesi üyelerinin oluşturduğu ''tabii üyeler''den kuruldu. Cumhuriyet Senatosu'na üyelik için ''40 yaş'' ve ''yüksek öğrenim'' şartları getirildi. Genel oy ve Cumhurbaşkanınca seçilenlerin görev süreleri 6 yıl olarak belirlendi, ancak bu şekilde seçilen üyelerin üçte biri her 2 yılda bir yenilendi. Senato, 12 Eylül 1980 harekatından sonra TBMM'nin feshedilmesiyle ortadan kalktı.

3) Anayasa mahkemesi: 1961 anayasasinin getirdigi yeniliklerin basinda gelir. Amacı Anayasa’da yazılı temel hak ve özgürlükleri korumak ve TBMM'nin yapabileceği yanlışları engellemektir. 1961 ve 1982 Anayasaları, egemenliğin kullanılmasında yargıya önemli yetkiler tanımışlardır. Özellikle, Anayasa Mahkemesi, Parlamentonun çıkardığı yasaların anayasaya uygunluğunu denetlemesi nedeniyle egemenliğin kullanılmasında önemli bir paya sahiptir. Çünkü, Anayasa Mahkemesi, Parlamentonun çıkardığı yasaların Anayasa’ya aykırı olup olmadığına karar verebilmektedir.Anayasa Mahkemesi’nin, siyasal kurumların, özellikle Parlamentonun yetkilerini kötüye kullanması durumunda bir denge oluşturacağı ve bunu engelleyeceği düşünülmüştür.

27 Mayis darbesinin ya da ihtilalinin getirdigi bu yeniliklerin amacinin halk cogunlugunun anayasal duzeni degistirmesini engellemek oldugu (bkz: siz isterseniz seriati da getirirsiniz) (bkz: ben istersem odunu da sectiririm) (bkz: vatan cephesi) cok aciktir. Kisacasi 27 mayis darbesi ve darbenin getirileri sistemin bir tur refleksidir. Yine 27 mayis ihtilaliyle gelen genel secimlerde "Nisbi Sistem uygulamasi" da partilerin aldiklari oylarla meclisteki temsillerini daha adil sekilde duzenlemeyi amaclamis, ancak ulkenin demografik yapisi ve sonraki yillarda siyasi amaclar dogrultusunda devam eden degisikliklerle bu amac gerceklestirilememistir.

Isteyen "halk icin halka ragmen" turkusunu tutturabilir, cumhuriyetin kendisi de ulkemize bir oranda halk icin halka ragmen gelmistir. dusunuldugunde cumhuriyetin ilaninda halka sorulsaydi buyuk ihtimalle cumhuriyet yerine bildigi alistigi hilafetin bekcisi en fazla mesruti monarsi rejimi tercih edilirdi. Fakat 27 Mayis ihtilali demokrasiyi ve cogulculugu Demokrat Parti'nin anladigi halden kurtarip restore etmek amacli bir harekettir.

Kaynak: Vikipedia
Belgenet.com
türkiye cumhuriyeti tarihindeki en karanlık iki dönem olan 12 eylül 1980 ve 27 mayıs 1960 tarihlerinin at gözlüklerini çıkarmadan bakanlar tarafından farklı olarak yorumlanmasıdır...

birinde türkiye cumhuriyeti tarihinin rekor oyla seçilmiş bir başbakanının abidik kubidik gerekçelerle idam edilmesi, diğerinde işkence odalarında ömrü hayatlarında görmedikleri kadar acı çeken insanlar, neresinden bakarsanız bakın elinizde kalan iki kara lekeden başka birşey değil...

normalde her insan böyle düşününür diye bilirdik, ya da bilirdim, ama böyle değilmiş işte, herkes bizim gibi masumane düşünmüyormuş, bana yapılınca "tu kaka, öcü" demek, başkasına yapılınca "ama onlar da haketmişlerdi canım" diyerek meşrulaştırmak, sola yapılınca "darbe", sağa yapılınca "ihtilal", hadi canım hadi ordan !