bugün

2000/01 sezonu türkiye kupası final karşılaşmasıdır. kayseri'de oynanmış, normal süresi 2-2 bitmiş penaltılarda gençlerbirliği kupaya uzanmıştı.
Futbola yeni yeni ilgi duymaya başlamış ve her çocuk gibi 3 istanbul takımından birini ( Galatasaray'ın UEFA şampiyonu olduğu döneme denk geldiğinden Galatasaray'ı ) tutmuşken yüreğimde Anadolu takımı sevgisini ilk kez hissettiğim maçtır bu maç. Gençlerbirliği o günden sonra 2.takımım gibi olmuştur.
Ve bugün hasta bir antalyaspor taraftarıysam bu maçın çocuk yaşta filizlendirdiği Anadolu takımı sevdası asla yadsınamaz. Antalyaspor'un maçlarına giden abilerime imrendiğim bende gidicem diye ağlayıp evden izin alamadığım ve antalyasporluluğumu ergenligime kadar geciktiren sürecin başlangıcı bu maçla olmuştur.. Tabii arkadan gelen Gençlerbirliği'nin UEFA kupasında fırtınalar estirdiği çeyrek finale kadar gidip şampiyon Valencia'ya elendigi unutulmaz döneminde etkisi büyük olmuştur.
Ne gariptir ki antalyasporluluğu tam olarak yaşamaya başlamamın henüz ikinci yılında ligin son haftasında Gençlerbirliği'ne yenilerek küme düştük ve Anadolu takımı tutmanın cefasını, kahrını bir Gençlerbirliği maçından sonra küme düşerek iliklerime kadar ilk kez hissettim...
her ne kadar bizi küme düşürmüş olsada Gençlerbirliği'ne sempatim devam etti ve hala da devam etmekte.

O çocuk olmasaydım bu adam mi olurdum?
Albert camus