bugün

Çalışma Bakanı Faruk Çelik Esenyurt'ta 11 işçinin hayatını kaybettiği olayla ilgili, "Esenyurt'taki işçilerin ölümü kaza değil, ama kader" dedi.

http://www.cnnturk.com/20...kader/653273.0/index.html
yetiştirilecek dindar nesile örnek olabilecek açıklama.

onlara göre bir tinerci olarak ben ise şöyle biliyorum; (bkz: önce tedbir sonra tevekkül)
(bkz: kaza ve kadere inanmak)
maden işçilerinin ölümüne de kader dediler, tersane işçilerinin ölümüne de, barajda çalışan işçilerin ölümüne de... bu nasıl bir kadermiş ki sürekli işçiler ölüyor, ya yanarak, ya toprak altında kalarak, ya boğularak, ya da silikozise yakalanarak... bakanlar, milletvekilleri, başbakanlar hep aynı bahanenin ardına saklandı bugüne dek. işçilerin kaderi ölmek değil, kendilerini hem sömüren hem öldüren kapitalizmi ve onun yardakçılarını tarihin çöplüğüne gömmektir.
kötü ne oluyorsa, ya "kader" yüzünden ya da "kendi rızasıyla"... Şu "Kader"i ve "Rıza"yı bir yerde sıkıştırıp dövmek lazım!
bakan olması kader değil kaza olan kişi saçmalaması.
kadın ölümleri : bakanlığımız çalışıyor.
kız çocuklarına taciz/ tecavüz : bilinci yerindeydi, zevk aldı.
şehitler : onlar şehit değil, kelle.
tersane kazaları : münferit.
kadın işçilerin minibüste ölmesi : patronun suçu yok. isteyerek öldüler. partimize yapılmış hain bir komplo.
17 ağustos ve diğer depremler : yetmedi mi?

sonuç : allah belanızı versin.