bugün

türkiye'nin şeriat devleti değil bir cumhuriyet olduğunu bize gösteren karardır...
ülkemizin 100 yıl geri gitmesini engelleyecektir.
avantadan cumhurbaşkanı olmak isteyenlere engel olmuş karardır. seçimler yapılsın, ak koyun kara koyun belli olsun.
haşim kılıç ve bir başka üyenin de karşı oyuna rağmen, chp'nin, sürecin durdurulmasına ilişkin başvurusunun anayasa mahkemesince kabulu anlamındaki karardır; gerekçeli karar yarın açıklanacak;

karara göre, 367 sayısı toplantı yeter sayısı olarak aranmak zorunda;

hükümetin nasıl karar vereceğine bağlı olarak, süreç erken seçime doğru yolu alıyor;

yorum: başta koyulan bu engel ile, bu durumda üçüncü tura geçilmesinin hukuken mümkün olmaması nasıl açıklanacak? ayrıca bu karar akp'nin seçimde yeniden mağdur roluyle ortaya çıkmasını getirecektir; ordu müdaheleleri ve benzeri hukuki zorlamalar ülkemiz seçimlerinde her zaman için yapanların aleyhine işlemiştir. tüm seçim sonuçları bunu göstermektedir. özetle alınan kararın, muhalefetin başarısı değil başarısızlığı olduğu yakında anlaşılacaktır.

(bkz: pirus zaferi)
marmara üniversitesi profesörlerinden ibrahim kaboğlu'na göre, alınan karar ilk iki turdaki toplantı yeter ve karar sayısına ilişkindir ve bu da 367'dir. üçüncü tur için anayasaya göre karar sayısı 276 olduğuna göre yeter sayı da bu olmalıdır. ancak anayasa mahkemesenin gerekçeli kararını beklemek gerektiğini de belirtmiştir.
chp genel başkanı deniz baykal'a göre, bu süreç sona ermiştir, bir tur iptal edilmişse ikinciye geçilemez, sürece baştan başlamak gerekir; bu da yeni bir adaylık süreci, yeni bir takvim ilanı demek, cumhurbaşkanlığı seçimi için tanınmış son gün olan 16 mayıs'ın aşılması demektir; akp ya parlamentoyla uzlaşıp bir cumhurbaşkanı seçmelidir ya da süratle seçim kararı alınmalıdır.
demokrasiye vurulmuş başka bir baltadır. sandıklara gidip oy kullanmanın boş olduğunun bir başka göstergesidir.
iktidar hükümeti tarafından sonuç belli olmadan önce yapılan açıklama:
"yargının kararına herkes saygı duymalıdır"
mütemadiyen gülüyorum. saygıyı önce burdan öğrenmeye başlayın o vakit.
edit: eksi oy sahibi hele sana bir tarafımla gülüyorum, mecbur. ahahahaha yazık yahu
bugüne kadar siyasetin hukuka müdahalesi konuşuluyordu, sonuçta yanlış bir uygulamaydı, hepimiz eleştirdik,
genel kurmayın ve deniz baykalın açıklamaları sonrası anlaşılmıştır ki hem siyasetin hukuka müdahalesi hem de hukukun siyasetteki bir açmazı çözmek için müdahil olması durumudur bu karar.
çok iyi olmuş karardır. kimileri bunu askerin yargıyı etkilemesine bağlasa da o veya bu şekilde bu ülkenin bir kaosa sürüklenmesinin önlenmesidir. bazıları bu kararın ne kadar bağımsız olduğunu tartışadursun, biz de bu kararın ülkemize kazandırdıklarını düşünelim.
laiklik, demokrasi, hukuk, siyasal yargı, muhtıra, tsk, sivil kavramlarıyla harmanlayıp güzel bir yazı yazacaktım ama günümüz türkiye'sinde bunun çok fazla anlam ifade etmeyeceğini anladım. iyisi mi anladığımı yüzeysel bir şekilde anlatayım:

baykal, bu raundu kazanmıştır, erdoğan yenilgiyi kabul etmeli. maç kızıştı, artık kural yok. gerisi laf-ü güzaf.
görsel
bu kararın alınmasında hukukun zorlandıgını ortaseviyede dusunebilme, anlıyabilme yetisine sahip biri bir eline anayasa kitapcıgını biraz zahmet olucak ama bir yanınada tavsiyem prof.dr. ergun ozbudun un turk anayasa hukuku kitabını alarak bir kac saatini verdikten sonra anlıyabilir.
anlasılması gereken diger ve cok onemli bir nokta ise icinde bulundugumuz bu cıkmazın aslında ısguzar bir iktidarın sucu olmasından cok sistemin bir sorunu oldugu gercegidir.
ve malesef bu sistemin artık iflas etmek uzere olmasında ulkemızde yasanan parti enflasyonu, secim barajı ve en onemlısı oy vermeye dahı gitmeyen bizim sorumlulugumuz vardır.
unutulmamalıdırki akp kayıtlı secmen kitlenin sadece yuzde 65 inin oy kullandıgı bir secimde yuzde 34 oy almıstır ve boylece azınlıgın genele asıl dayatması boyle baslamıstır.
suc akp nin degildir suc bizim vurdum duymaz, tembel, hakkını aramaya bile gerek duymayan ama sonra mılyonları yumurta kapıya dayanınca sokaga doken garip bir toplum olmamızdadır.
butun bu olanlar bize bagıra bagıra artık adam olun demektedir; yoksa daha ne tsk bıldırılerı, ne seriat yuruyusleri , ne kalabalık mitingler gorecegiz allah bilir.
alınan karar çok hoşuma gitmiş olsa bile hukuk yok sayılmıştır. ve ayrıca karar içtihat niteligindeymiş yani bundan sonra toplantı yeter sayısı 367 olacaktır.
Bu karar önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçimleri için teamül oluşturacağı için, mevcut anayasa hükümleri değiştirilmezse bundan sonraki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de 367 milletvekili şartı aranacaktır. Yani 184 kişilik bir meclis grubu cumhurbaşkanını seçtirtmeyecektir ki, bu durum aslında bu anayasaya neden olan darbenin görünürdeki kaynağına* ve anayasanın cumhurbaşkanı seçimini kolaylaştırıcı amacına tamamen terstir.
27 nisan muhtırasından sonra eller ayaklar titriyerek alınmış olma olasılığı yüksek karardır.
umuda açılan kapıdır adeta.denize düşen yılana sarılmaktadır...
siyasi bir karardır, ordunun açıklamaları da siyasidir. her rejimde asli kurumlar sistemi korurlar bu da siyasetin ta kendisidir. ha rejimi beğenmiyorum dersen mücadele edersin korakor, sistemin tüm avantajlarını kullanıp sistemi yıktırmazlar adama.
Çok kötü bir koku bu.Gözümün önüne burnunu eliyle tıkayıp, çok kötü kokan bir yemeği yiyen insanlar geliyor.Yedikten sonrada sanki çok lezzetliymiş gibi sırıtan, mide ağrıları çekmesine rağmen yinede eliyle zafer işareti yapıp tebessümler saçan insanlar görüyorum.

Işte bahsettiğim bu insanlar, Düne kadar "hukuk" kelimesine karşı inanılmaz saygı ve dik duruş gösteren, Turkiye'nin bir hukuk devleti olmasıyla gurur duyan insanlardı.

Nasıl da değiştiniz böyle? Göz göre göre hukuksal bir dayanağı olmadığına inandığınız şu karara bile nasıl alkış tuttunuz böyle? Hani nerde o sesleriniz? hani nerde tandoğanda, çağlayanda gürleyen cumhuriyetin değerlerine sahip çıkan o dik duruşunuz? Bu ülkenin hukuku, cumhuriyetin bir değeri değil midir? samimiyet isterim ben o dik duruşunuzun arkasında yatan samimiyeti görmek isterim.

Işte o zaman o adına cumhuriyetin değerlerine sahip çıkıyoruz dediğiniz aslında siyasi olan mitingleriniz benim gözümde değer bulur.

Nasıl bir duygu içerisinde olduğunuzu gerçekten merak ediyorum."Hukuksal bir dayanağı yok evet ama yine de sevindirici" şeklinde iç geçirenler sandıkta suratiniza atılacak tokata hazır olun.Bu millet size cevabın en güzelini o sandık kutularını kafanıza geçirerek verecektir.darbeyi sevmiyorum ama olsada hiçte fena olmaz diyen sizlere tek önerim biraz samimi olun.Sizden beklenen budur.demokrasi ve hukuk sizler için işleyen bir yapı mıdır? Son olarak bu ülkenin yargı kısmı iflas etmiştir.buna sevinenlerde bu ülkeye en büyük hainliğin içerisindedir.
(bkz: #1571510)
siyasi bir bir karardır ve etki altında kalınarak verilmiştir. 9'a 2 oy çokluğu bunun göstergesidir. genelkurmay'ın yayımlamış olduğu bildiri ve deniz baykal'ın yapmış olduğu açıklamalar kararın verilmesinde etkili olmuştur. demekki en büyük mahkemenin bile terazisi şaşabiliyormuş!
etki altında kalınarak verilmiş bir karar olduğuna inanmadığım, aksine biraz suya sabuna dokunmayayım mantığı ile verilmiş, sonuçları iyi hesaplanmış bir karar olduğunu düşündüğüm siyasi gündemi kitleyen gelişme. şöyle ki;
"367nin sağlanması zorunludur" yerine "meclis seçememiştir" denilseydi hukukun iflas etmişliğinden bahsetmek mümkün olabilirdi. top tekrar meclise atılmış olmazdı böylece. sonuç belli;
367 sağlayın, turlara devam edin.
367 sağlanılamazsa, meclis fesh edilir.
herşey oldukça açık..
hatta biraz daha cesur davranılabilirdi karar verilirken, yaşanılan rezalet düşünüldüğünde. meclisi oyun bahçelerine çevirenler, daha sert bir kararı kesinlikle hak etmişlerdir. hukuk en başta meclisin çoğunluğu tarafından iflas ettirilmiştir. ama kararda izlenen politika, benim üzerime kalmasıncılıktan başka hiçbirşey değildir ne yazıkki. bu noktada evet, hukuk baskı altındadır..
emirle çıkan karar.
9'a karşı 2 oy ile alınmış olan karardır. Haşim Kılıç ile Sacit Adalı karara muhalefet etmişlerdir. bu iki isim merhum turgut özal tarafından anayasa mahkemesi üyeliğine getirilmiştir, diğer 9 kişinin 2'si süleyman demirel ve 7'si ahmet necdet sezer tarafından göreve getirilmiştir. turgut özal'ı rahmetle anıp keşke daha uzun seneler yaşasaydı diye düşündüm birden.

sonuç hukuksal bir karar değil iyi kadrolaşmanın kazanımlarıdır.
"bu karar akplilere atilmis bir tokat oldu" diyen zihniyete sormak isterdim : bu tokat akplilere mi atildi, yoksa "tarafsiz" adalete mi?
hukuki değil siyasi karardır. her nekadar bazı anayasa hukukçuları, liberal demokrasilerde anayasa mahkemesinin işlevi siyasi; kararları hukukidir dese de anayasa mahkemesinin görevi siyasi denge unsuru olmak değildir.
toplantı ve karar yeter sayısıyla ilgili iki farklı yoruma bakıldığında, her iki tarafın argumanlarının da yerinde ve kabul edilebilir olduğu görülmektedir. bunun nedeni anayasakoyucunun anayasayı hazırlarken kullandığı özensiz lafızdan kaynaklanmaktadır. bu noktada yorum devreye girer, hukuki yorum yaparken çeşitli hukuki yorum türleri gündeme gelecektir. gai yorum, tarihsel yorum, lafzi yorum gibi.. peki anayasa mahkemesinin hangi yoruma başvurması gerekirdi?
geçmiş dönemlerde meclis, yine benzer tıkanıklıklar yaşamış, onlarca tur sonunda dahi seçimi nihayete erdirememiş ve kaos meydana gelmiştir. bunu aşmak için anayasa hukukunda bir kurum söz konusudur: rasyonelleştirilmiş parlamenterizm. rasyonelleştirilmiş parlamenterizm, parlamenter sistemin içine girdiği tıkanıklıkları aşması için belli mekanizmalar getirererek sistemin işlemesine yardım eden kurumdur. türk tarihinde de benzer tıkanıklıklar yaşanması akabinde bunun tekrarlanmaması için mevcut anayasayla bu yönde düzenlemeler getirilmiştir. belli turdan sonra hala cumhurbaşkanı seçilememesi üzerine meclisin otomatikman seçime gitmesi gibi. o halde yorum yaparken anayasının bu amacına uygun yorum yapılmalıydı, zira aksi sistemi yine tıkanıklıkları ve kaosa taşıyacaktır.
Devletin, halka posta koymasıdır.... Bürokratik oligarşinin, siyasal iktidara horozlanmasıdır...
güncel Önemli Başlıklar