bugün

Hâlâ aramamış ve mesaj çekmemiş olması.
acaba benden başkasına veriyomudur.
bir mekanda olmak ve uzun süreli kalmak beni bunaltıyor çünkü zamanın aktığını aynı zamanda yaşadığımı hissetmiyorum. Mesela oturuyorum zamanın aktığını nasıl anlıyorum kahvemin dibini görmem ve çevremdeki insanlar değişmesinden. Ama kahve hızlı bitmiyor ve insanlar uzun uzun oturuyor. Bu aynılık ve hareketsizlik verimsiz hissettiriyor. Çalışanlar, nesneler, ışık, hava ve ses aynı. Ama dışarısı öyle mi rüzgarın yönü, güneşin yakıcılığı, nesneler ve insanların değişiyor olmasını gözlemlemek yaşadığımı ve zamanın aktığını hissettiriyor. Galiba Bu yüzden birkaç gün evde kalınca bunalıma giriyorum çünkü yaşadığımı unutuyorum. Mekan aynı, nesneler ve ortamın havası aynı. Ve galiba bu yüzden sürekli balkondayım.
Aklım karman çorman oldu.
Düşünmek hem çok kolay hem de ağır şey. Mesela bazen bir tişörtün logosuna bakıyorum kalitesi, fiyatını düşünürken konu gelir adaletsizliğine ve politikaya geliyor. Politikanın amacını yerine getirememesinden kaynaklanan buhran ve intiharlardan, eşit olmayan şart ve imkansızlıklardan konu yaşamın çekilmezliğine geliyor. Böyle düşünce düşünceyi doğuruyor ve bazen tanrı’yı düşünürken buluyorum kendimi. Çok acayip. bir logo bu kadar düşünceyi nasıl doğurabilir. Nasıl oluyor bu. Zihin çok ilginç şey. Ama hoşuma gidiyor çaba harcamadan düşünmek.
Neden sevgiye ihtiyaç duyarız. Neden sürekli insanlarla sevgi iletişimi içindeyiz. Farkında mısınız sevgi için sosyalleşiyoruz. Sevgi bizi bir olmaya itiyor, aile olmaya, grup, topluluk olmaya. Sevgimizden aşık oluyoruz. O kadar seviyoruz ki çocuk yapıyoruz. Çocuk yapmak çok çılgınca bir şey. Kaç yaşına gelirse gelsin hep aklımızın kalacağı, çok fedakarlıkta bulunacağımız, hayatımızı büyük ölçüde etkileyen, fazladan düşünmemiz gereken bir varlık getiriyoruz meydana. Hem de çok isteyerek. Bilmiyorum ki neden bu kadar etkili bir duygu. intihar mektuplarında sevgisizlik üzerine olan sitemleri okuyoruz. insan sevgisizlik yüzünden kendinden bile vazgeçebiliyor. insan sevgi ile mi yaşar? Acaba bir gün herkes sevgiyi bıraksa ne olur? Kesin kaos çıkar. Sevgi o zaman tahammül ve insanın kendini dizginlemesini de sağlıyor. Çok etkili bir his.

Bakın mesela ailesi sevgi vermemiş çocuklar daha sinirli ve agresif. Suç işlemiş ailesiyle bir problemi olduğunu görüyoruz. Mesela eski erkek arkadaşım bir başkasını sevdiğimi öğrenince bana küfürler ve hakaretler etti. Hak etmediğim ve bir insana söylenmemesi gereken bir sürü şey. Onu sevmeyi bıraktığım için. O hakaretleri tanıdığım insan etmezdi demek ki sevgisizlik insanı ya olmadığı kişi yapıyor ya da içindeki çirkin kişiliği ortaya çıkarıyor. Sevgisiz yetişmiş ve sevgi bilmeyen insanlara çirkin ve kaba diyebilir miyiz? Bilmem.
Benim yükselen'im aslan mı, yengeç mi, başak mı?
Bu dönem dersleri nasıl geçeceğim , ortalama yapabilecek miyim .
(bkz: kredi kartı ekstresi)
Hangi birini anlatsam bilemedim ve üşendim.
insan kavram olarak üzerine düşünüldüğünde Her zaman yeni nitelikler kazanan varlıktır. Ahlak, etik, özgürLük, değişim, gelişim, iyi-kötü olma… tek tekler üzerine yapılan düşünceler her şeyin tanımını fazlaca değiştiriyor. Mesela doğru insan tanımı nasıl yapılabilir? insan ahlak sahibi midir, özgür müdür, değişen ve gelişen midir, değişen ve gelişen ise değişim ve gelişim nedir? Değişip gelişmeyenler insan olanlar mıdır? Kendi ahlak kurallarını oluşturamayanlar gelişmiş insan sayılırlar Mi? Düşünenler ve düşünmeyenler insan olanlar mıdır? insan bir hayvan mıdır? insanı evrimsel psikoloji veya teori ile açıklamak onun hayvani yönde değerlendirilmesi ise insanı hayvandan ayıran Nedir? Mesela kötü insan diyoruz ama kötü hayvan demiyoruz. O halde kötü olmak sadece insan olmaya ait bir kavram mıdır? Vahşi hayvan-kötü insan. Bir hayvan diğerini öldürdüğünde ona Vahşi diyoruz ama bir insan diğerini öldürdüğünde kötü, katil diyoruz. O halde kötü olmak nedir?kötü olmak insana ait midir? Öldürmek kötü müdür? Hayvanları öldürüyoruz biz kötü müyüz yoksa vahşi mi?Bir varlığı sonlandırmak hayatta kalmanın gereğidir diyoruz doğanın dengesinin bu olduğunu iddia ediyoruz. Yemek zevktir. Zevk için öldürünce kötü olmuyoruz ama kürk için öldürünce kötü olarak nitelendiriyoruz. öldürme eylemine yapılan atıflar çok ilginç. Bir köpeği öldürsen ve yesen gündem olursun ama bir ineği öldürünce bayram ediyorsun. Böyle düşününce neyin kötü, neyin gerekli ve neyin vahşi olduğunu ayırt edemiyor insan. Hayvan severlere bakın çocuğunluğu o benim çocuğum gib sesimleri kedi ve köpekleri kısırlaştırıyorlar ve ait olmadıkları dört duvarlara haps ediyorlar. insan çocuğunu kısırlaştırır ve haps eder mi? hayvanların yeri doğadır. Hayvan doğaya ait bir canlıdır. Kurban kesen ve et yiyenler hayvansever midir? işte insan olmak böyle saçma ve karmaşık bir içerme.

insan olmanın niteliklerinden biri değişen ve gelişen varlık olması dedik. Değişim nedir? Bir halden veya durumdan bir başka hal veya duruma geçme olayı diyebiliriz. Zigotun embriyoya, embriyonun fetüse, fetüsün bebeğe, bebeğin çocuğa, çocuğun ergene, ergenin yetişkine, yetişkinin yaşlı olma haline geçmesi bir değişim içerir. değişim bir bağlamda büyümek de eşdeğer sayılır.. Peki gelişim nedir? Gelişim bir üst olma halidir. içinde bulunduğumuz kendinden olan gelişme durumunu iyileştirmek ve en yüksek olana taşıma durumudur. Gelişim ve değişim hem bir hem de ayrı olandır. Ama değişim doğal, gelişim çabasal bir ilişkisellik içerir. Bu yüzden kişisel değişim yoktur kişisel gelişim vardır. çünkü gelişim bireysel çabaya bağlı gerçekleşen bir üründür. Hayvanlar, bitkiler de değişir. O zaman insanı hayvandan ve bitkiden ayıran asıl şey değişim değil gelişimdir. Aslında ayıranlardan bir tanesi desek daha doğru olur. O halde gelişim aynı zamanda insanı insandan da ayıran bir niteliktir. Çünkü aslında herkes gelişir ama herkeste gelişme isteği ve çabası yoktur.Gelişmek için düşünmek gerekir. Gelişmek ve düşünmek. insan olmanın ana niteliklerinden biridir. Herkes bir şeyler düşünür ve bir şeylere kafa yorar fakat herkes nasıl düşüneceğini bilemez. Düşünme… Doğru düşünme nasıl mümkündür? Bu yazdıklarım doğru bir düşünme örgüsünü mi içerir? Bilmiyorum. Her şeyi kafamdan akıyor ve Gidiyor. Bence doğru düşünmek kavramların tek tek ayrıştırılmasıyla iyi bir anlamın ortaya çıkması ile mümkün olur. Örneğin bir elmanın ne olduğunu anlamak için sadece ona bakmak yetersiz kalır. Elmaya baktığınızda yuvarlak ve kırmızı olanı görürsünüz. Ama her yuvarlak ve kırmızı olan elma değildir. Elmayı tümüyle kavrayabilmek için dokunmanız, kabuğu olduğunu anlamak için soymanız, tatmanız ve çekirdeğini görmeniz için kesmeniz gerekir. Bunları yaptığınızda elma kırmızı, kabuğu olan, yuvarlak, çekirdekli ve sapı olan tatlı bir meyvedir diyebilirsiniz. Ama şekli bozuk, Çürük, ekşi, yeşil ve sarı olanlar elmalar da vardır. O halde elma sadece standart renk, şekil ve tadı olan bir meyve değildir. işte anlamak bu tipten bir kavrayış içerir. Kavramak görmeden ayrı olandır. Kavramak için gözlem, deneyim, anlama ve Geniş objektif düşünme gerekir. işte insanı insandan ayıran şey bu düşünme sürecidir. Her düşünen sadece değişmiş insandan da ayrı olan sayılmaz. Doğru düşünmeyi de öğrenmesi gerekir. Tüm bunların bağlamında insan olmak büyük karmaşık ve kavramlılık içerir
Hayaller neden susar,
Uykusuz geceler biter mi bir gün...

Dünya çivisi çıkmış bir yerden ibaretken,
Yaşamak kolay gelir mi bir gün...
ülkece daha kötü felaketler kapıda ve neler olacak bundan sonra acaba diyorum hep.
Bugün keşke geçmişte şunu yapsaydım diyemiyorum çünkü çok genç bir yaştayım. Ama biliyorum ki 10 yıl sonra bunu söyleyeceğim. Çünkü 10+ yıl sonda daha akıllı ve farkında olmuş insan olmayı daha iyi kavrayabilmiş olacağım. Bugün cesaret edemediklerim ve çekincelerim için erişmem gereken olgun kafa kaç sene uzaklıkta? Hızlı gelişiyor ve farkına varıyorum bunu biliyorum. Belki bir dönüm noktası geçirir ve çok erken erişirim bu olgunluğa. Yoksa şu dinamikliğim boşa gidecek. Diyelim ki birkaç ay sonra bu olgunluğa eriştim ve hayatımı bugün ideal bulduğum ölçüde yaşıyorum. birkaç sene sonra tekrar değişeceğim ve yine mi yaptıklarımı yetersiz ve anlamsız bulacağım.

Herkes böyle boşa harcamış ve geçmişteki tercih ve eylemlerin değişmesi durumunda hayatının nasıl olacağı üzerine düşünüyor mu? Bence insan sürekli bunu düşünüyor. Geçmişte yapıp ettiklerini. O halde geçmişteki ben olana kızmamak gerekir ve değiştirilemeyecek olan geçmiş tercihlere kafayı yormamak iyidir. Aksi taktirde insan sürekli bir eksiklik, aptallık ve verimsizlik hissedecektir. Bu yüzden genç insanlar çevrelerinden sürekli bir yönlendirme alıyor. Herkes gençleri yönlendirmek istiyor kendi yaşayamadıklarını yaşatmak için ama mutlu eden bu olmayabiliyor. Bu geçmiş takıntısı ve zamanın doğru değerlendirilemeyişi yüzünden çevremizden gençken şunu yapsaydım daha iyi bir yerde olurdum, keşke o dönem bunu yapmasaydım ve keşke diğer olanı tercih ederdim gibi şeyler duyuyorum. Hayatta sayısız ihtimal var ve sürekli diğer tercih nasıl olurdu diye düşünmek insanı aşşağı çeken ve yaşlandıran bir düşünce. insana iyi gelmeyen bir eylem. Kafamız erişkin veya değil. Bu erişkinlikten tatmin olmakta mümkün değil çünkü en erişkin kafamız öldüğümüz gün olacak. Ölüm anına kadar değişip gelişecek ve olabileceğimiz en olgun düşünmeye doğru ilerleyeceğiz. Ölüm günü dışında hiçbir zaman en olgun olmayacağız bu yüzden insanın kendine yaptığı yanlış tercihler ve eylemler için kızmamalı. Bu herkesin yaşadığı bir süreç.
insan kavram olarak üzerine düşünüldüğünde Her zaman yeni nitelikler kazanan varlıktır. Ahlak, etik, özgürLük, değişim, gelişim, iyi-kötü olma… tek tekler üzerine yapılan düşünceler her şeyin tanımını fazlaca değiştiriyor. Mesela doğru insan tanımı nasıl yapılabilir? insan ahlak sahibi midir, özgür müdür, değişen ve gelişen midir, değişen ve gelişen ise değişim ve gelişim nedir? Değişip gelişmeyenler insan olanlar mıdır? Kendi ahlak kurallarını oluşturamayanlar gelişmiş insan sayılırlar Mi? Düşünenler ve düşünmeyenler insan olanlar mıdır? insan bir hayvan mıdır? insanı evrimsel psikoloji veya teori ile açıklamak onun hayvani yönde değerlendirilmesi ise insanı hayvandan ayıran Nedir? Mesela kötü insan diyoruz ama kötü hayvan demiyoruz. O halde kötü olmak sadece insan olmaya ait bir kavram mıdır? Vahşi hayvan-kötü insan. Bir hayvan diğerini öldürdüğünde ona Vahşi diyoruz ama bir insan diğerini öldürdüğünde kötü, katil diyoruz. O halde kötü olmak nedir?kötü olmak insana ait midir? Öldürmek kötü müdür? Hayvanları öldürüyoruz biz kötü müyüz yoksa vahşi mi?Bir varlığı sonlandırmak hayatta kalmanın gereğidir diyoruz doğanın dengesinin bu olduğunu iddia ediyoruz. Yemek zevktir. Zevk için öldürünce kötü olmuyoruz ama kürk için öldürünce kötü olarak nitelendiriyoruz. öldürme eylemine yapılan atıflar çok ilginç. Bir köpeği öldürsen ve yesen gündem olursun ama bir ineği öldürünce bayram ediyorsun. Böyle düşününce neyin kötü, neyin gerekli ve neyin vahşi olduğunu ayırt edemiyor insan. Hayvan severlere bakın çoğunluğu o benim çocuğum gibi diyip kedi ve köpekleri kısırlaştırıyorlar ve ait olmadıkları dört duvarlara haps ediyorlar. insan çocuğunu kısırlaştırır ve haps eder mi?Hayvan doğaya ait bir canlı ise onu eve kapatmak doğru mu? Kurban kesen ve et yiyenler hayvansever midir? işte insan olmak böyle saçma ve karmaşık bir içerme.

insan olmanın niteliklerinden biri değişen ve gelişen varlık olması dedik. Değişim nedir? Bir halden veya durumdan bir başka hal veya duruma geçme olayı diyebiliriz. Zigotun embriyoya, embriyonun fetüse, fetüsün bebeğe, bebeğin çocuğa, çocuğun ergene, ergenin yetişkine, yetişkinin yaşlı olma haline geçmesi bir değişim içerir. değişim bir bağlamda büyümek de eşdeğer sayılır.. Peki gelişim nedir? Gelişim bir üst olma halidir. içinde bulunduğumuz kendinden olan gelişme durumunu iyileştirmek ve en yüksek olana taşıma durumudur. Yani zihinsel bir üründen bahsediyorum. Gelişim ve değişim hem bir hem de ayrı olandır. Ama değişim doğal, gelişim çabasal bir ilişkisellik içerir. Bu yüzden kişisel değişim yoktur kişisel gelişim vardır. çünkü gelişim bireysel çabaya bağlı gerçekleşen bir üründür. Hayvanlar, bitkiler de değişir. O zaman insanı hayvandan ve bitkiden ayıran asıl şey değişim değil gelişimdir. Aslında ayıranlardan bir tanesi desek daha doğru olur. O halde gelişim aynı zamanda insanı insandan da ayıran bir niteliktir. Çünkü aslında herkes gelişir ama herkeste gelişme isteği ve çabası yoktur.Gelişmek için düşünmek gerekir. Gelişmek ve düşünmek. insan olmanın ana niteliklerinden biridir. Herkes bir şeyler düşünür ve bir şeylere kafa yorar fakat herkes nasıl düşüneceğini bilemez. Düşünme… Doğru düşünme nasıl mümkündür? Bu yazdıklarım doğru bir düşünme örgüsünü mi içerir? Bilmiyorum. Bence doğru düşünmek kavramların tek tek ayrıştırılmasıyla iyi bir anlamın ortaya çıkması ile mümkün olur. Örneğin bir elmanın ne olduğunu anlamak için sadece ona bakmak yetersiz kalır. Elmaya baktığınızda yuvarlak ve kırmızı olanı görürsünüz. Ama her yuvarlak ve kırmızı olan elma değildir. Elmayı tümüyle kavrayabilmek için dokunmanız, kabuğu olduğunu anlamak için soymanız, tatmanız ve çekirdeğini görmeniz için kesmeniz gerekir. Bunları yaptığınızda elma kırmızı, kabuğu olan, yuvarlak, çekirdekli ve sapı olan tatlı bir meyvedir diyebilirsiniz. Ama şekli bozuk, Çürük, ekşi, yeşil ve sarı olanlar elmalar da vardır. O halde elma sadece standart renk, şekil ve tadı olan bir meyve değildir. işte anlamak bu tipten bir kavrayış içerir. Kavramak görmeden ayrı olandır. Kavramak için gözlem, deneyim, anlama ve Geniş objektif düşünme gerekir. işte insanı insandan ayıran şey bu düşünme sürecidir. Her düşünen sadece değişmiş insandan da ayrı olan sayılmaz. Doğru düşünmeyi de öğrenmesi gerekir.

Baktığında ger şey basit ve sıradan ama düşündüğünde karman çorman. Şeylere olan yargı bu kadar değişken ise Neye nasıl yargı vereceğiz? Hangi ölçüte göre?
Yeşilmişiz, içindeymişiz, sazmışız...
Bu ne demek???
Yarın bilişsel psikoloji mi çalışsam yoksa dark ikinci sezonu mu izlesem.
Neden bağzı şeyler böyle, bağzıları değil?

Niyse en iyisi uyumak...
pandemi olmasaydı da akışında devam etseydi her şey, hayatım gerçekten güzel olacak mıydı? her şey şu an çok durağan. yaşadığımı hissetmeyecek kadar.
Matematik problemleri.mesela
64x 2=?
256 :2 =?
130-2=?
110+18= ?
Bir türlü cevapları bulamıyorum.
Acaba geri dönermi bana zalımın kızı .....
128 milyar dolar
128 milyar dolar
128 milyar dolar
128 milyar dolar
128 milyar dolar.
Dünyanın sonuna doğmuşuz çünkü yarak vardı şeklinde olan düşüncedir.
Umarım para biriktirene kadar pclere zam gelmez. Nolur gelmesin ya.
Az önce anneme işyerinden hayıflanıyodum. ‘elin ekmeği kanlıdır silebilen yer.’ Dedi. Bön bön baktım. Hala aklımı meşgul etmekte.

Biri de demiyor mu niye kanlı bu ekmek diye? Kanlı olması şart mı? Atalar ve annem beni bir kez daha dumur etmeyi başardı. Canım anam, çilekeş anam ve çok bilmiş atalarım... her şeye rağmen, benim bir emek karşılığı verdiğim ekmek asla kanlı olmayacak. Söz veriyorum ya.