bugün

O gündür ki insan senelerdir özenle beslediği umudunu kaybeder. Görür ki iş şimdi başlıyor. oysa o kadar hayal kurmuştu, kız arkadaşı bulmak, sabaha kadar eğlenmek, geceleri film kiralayıp izlemek...tüm bunlar hayaldir. gidin göreceksiniz.
hele ki farklı bir şehirde yaşanıyorsa bu gün insan kendini iyice yalnız hisseder, hiç bilmediği bir yerde, tanımadığı insanlarla başbaşa kalmak ve bunun dört yıl kadar sürecek olduğu düşüncesi korkutur onu o an.***
ilk hafta gitmezseniz ilk oldugunu hissedemiyeceginiz gündür.*
fakültede böyle grup halinde onarlı yirmişerli dolaşan tüyü bitmemiş çocuklar görürsen bilki onlarda birinci sınıf ve en az 4 yıl boyunca onları göreceksin. pek çoğuyla göz aşinalığı edineceksin ama çok az bir kısmı ile tanışacaksın. zaten tanıman gereken kişiler 3-5 i geçmeyecektir...
(bkz: dedikleri kadar büyük değilmiş yahu)
(bkz: oha devam zorunluluğu yok mu!)
şehrin çıkışına yakın bir yere atılmış belediye binası görünümündeki yerin bodrum katında at koşturmaya elverişli görünen koridorlarında,tavana yakın ufak pencereleri olan sınıfların birinde yakındaki fabrikalardan gelen benzin kokusuna benzeyen nefes almamı engeleyen havayı solurken aklımdaki sadece orada ne aradığımdı öss ye bok mu vardı da girmiştim?

hep bir sene sonra hayatın daha güzel olacağını ummuştum ordaki binayı ve hocaları havaya uçurma planı yaparken,boşalacak olan yere de hayvanat bahçesi, halı saha gibi o yığından daha gerekli olacak şeyler kurmayı düşünürken herşey eğlenceliydi ama her sabah okul yerindeydi ve bende depresyonda. diğer sene geçtiğimiz yer de fazla havadar geldi kenelerin içinde, pencereden bakınca traktör bile görebildiğim ilginç bi yere sahip.
eğlenceli tek şey ders esnasında tavandan pıt sesiyle düşen böcekler onun dışında tüm alerjik reaksiyonlarımı harekete geçirmesi,her seferinde gözlerimi oyarcasına kaşıma,nezle olma,kendini jiletleyen arabeskçiler gibi bir kaşıntıya sebep oluyor oradan da memnun değilim.durakta inip belli bir süre yürüdkten sonra bayırını çıkmaya başladığınızda hava tamamiyle değişiyor durakta yağmur varsa burda kar var, güneş varsa burda lodos,yanınızda hep bir hırka,şemsiye bulundurmak zorundasınız öle uğursuz bi yer *yani.

ve yani aslında üniversite diye bi yer yok okul diye bi yer var ve bu her yerde aynı böle düşünmek lazım,kırılgan hayaller yaratmamak adına.
özellikle evinden ilk kez uzaklaşan kızlar için oldukça duygusal, aile hasreti çekilen bir gündür. sürekli aile aranıp konuşulur.etraftaki tipler incelenir, üst sınıflar örnek alınmaya çalışılır. istenmeyen bir bölümse yatay geçiş hayalleri kurulur. fakülte beğenilmez .
erkeklerin her kıza, kızların her erkeğe potansiyel sevgili muamelesi yapması.
iğrenç bir gündür. herkes vitrine çıkacak gibi giyinmiş, dünyayı yaratmış gibi davranmaktadır. muhtemelen bazı bölümlerin ilk hafta gelmeyin demesinin sebebi bu durumdaki karşılaşmayı önlemektir.
eğer hazırlık sınıfını okumamışsanız çok daha iğrenç geçecek olan gün. sınıfa bi' girersiniz ve anında dönüp kaçmak istersiniz. millet sarılır, öpüşür koklaşır. sizse ancak kendinizin duyabileceği bi' ses tonuyla selam verip kendiniz gibi mazlum gördüklerinizin yanına gidersiniz.
ilk gün arkadaşlık kurmada önemli bir gündür. küçük bir kalabalık toplanır sen nerden geliyorsun, memleketler vs. falan muhabbet açılır. sonrasında gidip batak oynamaya gidilir. * *
kardeşimin heyecandan altına yapacağı gündür.
üniversitede geçmeyen gündür. hadi öğrenciler gelme taraftarı değil ilk hafta, dersliklerin kapısını bir hafta boyunca açmayan idarecilere ne denir?
(bkz: miniklerin okul heyecanı)
haritacılık dürtülerinin yüksek olduğu bir gündür.
The Day After Tomorrow" dur benim için.
yalnız gittiyseniz ve kimseyi tanımıyorsanız sudan çıkmış balık gibi olduğunuz durumdur.
ne güzelmiş o günler. (bkz: insan sonradan anlıyor)
hayal kırıklığıdır.

- hani ya!! hani kızlar veriyordu neredeler???
kampüse girersiniz ve hiç de hayallerinizdeki gibi bir yer olmadığını anlarsınız. hayal kırıklığı yaşarsınız. sonra tek tek bütün yanlış insanlarla tanıştıktan sonra, doğru insanları çevrenizde edinmeye başlarsınız. sudan çıkmış balıksınızdır.
kazandınız, ve onları seçtiniz diye karşılama komitesi ve hoşgeldin partisi beklersiniz ama yine yeni yeniden durumudur karşınızdaki, bakışlarından tanırsınız, ilk günü sizin gibi hayal kırıklığı ile yaşayanları.
eğer istanbul dan Ankara ya okumaya gittiyseniz kat ve kat artacak hayal kırıklıklarının yaşandığı ilk gündür.
babam "kravat tak" demişti. sanki akademik yılı ben aççam. onun için süleyman demirel var.
birbirini ilk kez gören bir sürü kişinin çevresine merakla baktığı, üniversiteli olmanın gururuyla başları dik gezdiği, daha önceden üniversite tecrübesi olmuş kişilerinse nispeten sakin olacağı gün. muhtemelen ' ilk gün ders işlenmez ' mantığı ile defter getiren çok az kişi olacaktır. ayrıca, yoklamada başkasına imzalatmak fiilinin hayata geçmesinden önce, kampüsün en kalabalık günüdür.
hukuk fakültesinde geçecek ilk gün için;
amfiye girilir, ortalama 400 kişi vardır. bu kişiler neredeyse türkiye'nin her şehrinden binbir çeşit insandır. tuhaf tuhaf etrafa bakılır bir yere oturulur. heyecan üst seviyededir. hoca gelir 10-15 dakika vıdı eder sonra derse geçer. büyük ihtimalle hazırlıksız yakalanırsın. sonra o anlatır sen dinlersin belki de okul hayatın boyunca düzgün dinlediğin tek ders olacaktır. hoca dersi bitirir. gözüne kestirdiğin özellikle yakınında oturduğun kişilerle iletişim kurmaya çabalarsın. biraz konusursun bu kişiler büyük ihtimalle okula alışana kadar 2-3 hafta takılacağın sonra unutacağın kişiler olacaktır. çok kasılmaya gerek yoktur. sakin olun, kendinizi ağırdan satın, herşeye atlamayın, kolay gelsin.