bugün

Devletle ilgili işlerin yürütülmesinde gereksiz kural ve işlemler,kırtasiyecilik.
Devlet kurumlarında çalışan üst düzey yöneticiler topluluğu.
Kamu yönetimi.
bir evrağın bir odadan yanındaki odaya bir ay sonra geçmesine sebeb olan şey.
bunu romalilarin icat ettigine dair bir batil inanca sahip olan kimselerin karsilarina burokrasiden kaynaklanan bir sorun ciktiginda bogazlarinda balgama sebebiyet veren kufurlerini ilk care olarak caesara yonlendirdikleridir.

evet burokrasi iyi islediginde guvenilir bir sistemdir. ancak hicbir zaman optimum fayda saglamaz.. tikir tikir isleyen bir burokrasi yuzde seksen civarinda performans gosterir. motor cok agir isler yalniz. 100km/s'e ancak kirkbes dakkada ciktigi bile gorulmemistir.

sahsa guven uzerine kurulu olmayan toplumlar icin uretilmis bir cozumdur. ilk kim icat etti bilinmez ama romalilar gercekten cok saglam bir burokrasi imparatorlugu kurmuslardi.. nicin burokrasi, cunku isgal ettikleri ve somurdukleri ulkenin insanina guvenemezlerdi..
ama islam toplumlari bu formata cok yabancilar.. tarih boyunca yonetimin halktan kopup uzaklastigi donemler haricinde hic boyle bir uygulamaya yonelmemislerdir. ancak tabi sistemi oturtamadan yikilmistir burokratik eglimli sistemler. cunku sosyal yapi birey uzerinden piramit seklinde ilerliyordu. gorev hiyerarsisi mevcut olsa da, statu bakimindan ustun olmak insan olarak herkesin esit gorulmesine engel olmuyordu. bunu harvard'dan bi hocamiz tartisiyor bi kitabinda ama adini unuttum. 'an early islamic society' gibi bi seydi.. neyse..
edit: kitabin adi:Loyalty and leadership in an early Islamic society yazari ise RP Mottahedeh imis. harvard'da bi enstitunun baskani galiba bu eleman, iran asilli ayrica.
hayatı kolaylaştırsın diye sıralanan işlerin önem sırasına bağlı yürümesini hedefleyen yöntemin, günümüzde devlet daireleri sayesinde kırtasiyecilikle anılan, demokrasinin kağıt işleri... çok gerekli mi?... tartışılır.
ludwing von mises'in master ve doktora programlarında okutulan eser.
+bürokrasi nedir?
-öğrenmek için şu belgeyi önce şuraya sonra şuraya imzalatıp geliniz. vermeden önce bir, verdikten sonra iki fotokopisini çekiniz.

diyaloğunda açıkça görüldüğü üzere eziyetin bir diğer adıdır.
Merkezi otoritenin güçlenmesi sonucu ortaya çıkan yoğun kırtasiye ve klikleşme ilişkileri içerisinde devam ettirilen , temel iç güvenlik(adalet) ve savunma(dış ilişkiler) gereksinimleriyle beraber artı ürün ve değerin merkezi otorite tarafından denetlenmesini , toplumun siyasal ve kültürel açıdan birörnekleşmesini öngören bir devlet yönetim anlayışıdır.
mafyatik yapılanmaların gelişimine ve kök salmasına dolaylı olarak katkı sağlayan püsür. çek-senet tahsilatı mı mevzu bahis, kim uğraşır mahkemeyle, avukatla şununla, bununla söyle hayri baba'ya üç günde yapsın tahsil işlemlerini. zaten mahkemeler sorunların hallolduğu yerler değil, sürüm sürüm sürünülen yerlerdir.

-seni mahkemeye verir, sürüm sürüm süründürürüm alçak herif!...
modern devlet aygıtının etkili olarak işletilmesi için mutlak gerekli olan mekanizma.

bürokrasi kavramını anlamayanlar için, işleri yavaşlatan, kırtasiyecikle eş tutulan, sistemin aksamasına neden olan bir yapı olarak görülüp eleştirilse de, bürokratik sistemin olmadığı bir devlet yapısı düşünülemez. yönetim in işlevini yerine getirmesi bürokrasi sayesinde olur.
nitekim günümüzde büyük şirketler içerisinde de, farklı organizasyon modelleri içinde olsa da, bürokratik yapılanmalar vardır.

eleştirilecek nokta bürokrasinin kendisi değil, bürokratik yönetimin fonksiyonlarını düzenleyen yöneticilerin ve siyasilerin sistemi kendi çıkarlarına yönelik olarak kullanmak amacıyla yaptıkları kural dışı uygulamalardır. buna dikkat etmek gerek.
büro yönetimi.
türkiye'nin önünü tıkayan hededir. çünkü gerçekten çok boktan işleyen bir kurumdur.
bir tarihte yapılması gereken iş yapılmamıştır, kayda geçmemiştir. paldır küldür halletmek için yerine gidersiniz.
bilmemkaçıncı kata çıkın derler. normalde halkla iletişim içinde olmayan bir bölümdür gittiğiniz.
bi girersiniz içeriye.
ohoo çaylaaar, kahveleer, tatlı sohbeet gülüşmeleer. hahah kikikiki.
sanki devlet dairesi değil, annem komşuları toplamış gün yapıyor.
siz de gençseniz (foreevır yang evet) hiç de istiflerini bozmazlar efendim..
aa hahah hihi...

- pardoon?
+ ay ama şimdi o öyleyken
- bakar mısınız acaba? (asabüü)
+ ay ne vardı? (ayol rahatsız ettim hanımı)
- ben dün hede hödö için başvurmuştum bu saate kadar açılmamış?
+ ayy sen nerde gördüün devlet dairesinde 1 günde iş hallolduğunu ayy ahahah

nasıl yani?
bi dakka lan nerdeyim ben!
bi dakka bi dakka, bunu diyen benim gibi vatandaş olmalı. nerdeyse babam yaşında bir hanım, 60a yakın.

- hanfendi o zaman bize söz verilmesin şu günde yapılacak diye! işimiz var!
+ ay canım hallederiz geç yan odaya.. he ne diyoduk eheh hödöö
- hanfendi saat 4 olduu ne geçicem ne beklicem ne diyorsunuz?
+ ay tamam neydi derdin?

o sırada yan odaya geçiyoruz bu kadının şube müdürü olduğunu görüyorum!!!
bana "ayol sen nerde gördün devlette işinin bir günde görüldüğünü" diyip gülebilen insan,
oranın şube müdürü!!!
teyze sen o zihniyette olursan zaten yetişmez hiç bir şey!!!

neyse efendim asabiyatımın sayesinde sitemkar bir havayla teyze işimi halletti.
bu sefer işim olan kuruma gittim koştur koştur.
bi müdür görcem, önceden aramışım tüm gün orada olduğu söylenmiş bana.

+ altıncı kata çıkın..
- eyi..

altıncı kat:

- ee merhaba ben şu şunu görcektim...
+ kendisi bugün yok ki burda. (nasıl lan?) ayyy hedeee, sen bugün hödöö hanımın burda olduğunu bilmiyo muyduuuuun?
* ay yok bilmiyodoooommm... (telefona bu canlı bakıyormuş meğer)

- aloo canımcım, müdür yokmuş bugün burda. bize yanlış bilgi vermiş orospu çocukları. tamam geliyorum.
* - ?!?!?!?
sikindirik bir dersin notunun internet sayfasında görüntülenebilmesini sağlamak için * * 3 dakika içinde nereden nereye bağlandığı belli olmayan 8 farklı kişiyle muhatap olmayı, 8. kişi tarafından fakülte öğrenci işlerine, oradan dersi veren hocaya, dersi veren hocadan fakülte öğrenci işlerine, oradan rektörlük öğrenci işlerine yönlendirilmeyi; telefon kulağına yapışmak üzereyken hocanın yazılı dilekçe yapması gerektiğini öğrenmeyi, yapıldı zaten dedikten sonra da evrak bize ulaşınca gerekli işlem yapılır siz 20 dakika filan sonra tekrar arayın cevabını almayı sağlayan sistemdir.
memur adını alan görevliler grubundan oluşan, resmi kurallara göre işleyen ve yetkilerin kişiye değil, makama ait olduğu hiyerarşik yapı.
yönetimde uzmanlaşmış bazen sınıflaşmış hiyerarşik grup. olağan üstü yetkilerle donatılmıştır. şeçim kaygısı olmadığı için devletin bütün pis işlerini burası halleder bir nevi derin devlet.
ortadan kaldırıldığında devlet memurlarının yüzde doksanının işsiz kalacağı yapı.
türkiye'de aynen şöyledir:

iki öğrenci eve doğalgaz alacaktır. ancak doğalgaz almak için ikametgah isterler. öğrenci oldukları içinde ikametgah bursa'da olmadığı için, bir şekilde ikametgah kayıtlarını bursa'ya aldırmaya çalışırlar.
ilk önce bu ikili mahallenin muhtarına gider:

+merhaba ikametgah almak istiyoruz biz. öğrenciyiz. kaydımız burda yok ama adımıza ve adresimize ikametgah verebilirseniz...
-yok kardeşim. nüfus dairesine gidin ikametgahınızı aldırın.
+tamam abi sağol.

nufüs dairesine gidilir:

+merhaba ikametgahımızı biz bursa'ya aldırmak istiyorduk.
-adınıza kesilmiş fatura var mı?
+hayır yok
-o zaman tedaş'a gidip konuşun.

tedaş'a gidilir
+abi biz elektriği kendi üzerimize aldırmak istiyorduk...
-ikametgah kağıdınızı getirin
+??!!
(bkz: sözde özne)
demokrasi icat edilen en büyük yalan ise, bürokrasi var olan en büyük gerçektir.
sağlıksız olmaları değil bürokrasi öldürüyor ülkemde hastaları.
(bkz: bürokratizm)
kısacası bakanlık anlamına gelir. bakanlıklar, bakan müsteşar, yardımcıları ve genel müdürlükler olmak üzere konumlanırken, gitgide aşağıya indikçe iner ve en sonu basit, vasıfsız devlet memurları ortaya çıkar. mesela polis memuruna inen bürokrasi, iç işleri bakanlığı ile başlar, emniyet genel müdürlüğü, il ve ilçe emniyet müdürlükleri, karakollardaki komiser ve amirler derken, vasıfsız polis memurlarına iner. aynı şekilde askeri bürokrasi de bundan ayrı olarak, genel kurmay başkanlığından başlar, kuvvet komutanlıklarına, oradan en basit teğmene ve astsubaylara iner. asteğmen ve erlerse dışardan devşirilir.
bürokrasi kelimesi ilk kez 1745 de fransız iktisatçı vincent de gournay tarafından kullanılmıştır.
gournay bu kelime ile eski yunan da kullanılan siyasal sistemler tipolojisine bir katkıda bulunmuştur.
eski yunan da krasi eki, iktidar anlamına gelir.
örneğin, demos-halk, krasi-iktidar, demokrasi-halkın iktidarıdır.
benzer şekilde gournay, bürolarda çalışanların iktidarı anlamına gelen büro-krasi kelimelerinden meydana gelen, bürokrasi terimini iktisat bilimine kazandırmıştır.
bürolarda çalışanlar, kamu bürokratları olarak adlandırılmış ve kamu yararına çalıştıkları kurgulanmıştır.
bu kurguyu kabul etmeyerek, kamu yararı tabirinin, bürokratlar yararına geliştirildiğini iddia eden iktisatçılarda yok değildir.
1798 fransız akademisi sözlüğünde bürokrasi, güç ve hükümet dairelerindeki müdürlerin ve diğer işgörenlerin etkileme gücüdür.
1813 de alman yabancı terimler sözlüğünde ise, çeşitli hükümet dairelerinin ve onların şubelerinin halkın zararına yetke ya da gücü ellerinde toplamaları olarak tarif edilir.
bürokrasinin en gelişmiş olduğu antik toplumlar eski çin ve roma dır.
bürokrasinin bu medeniyetlerdeki ayak izleri incelendiğinde de, kralın ya da erk sahibinin gücünü pekiştirdiği unsurlar olarak tezahür ettiği ve zamanla ek e ve güce ortak olduğu görülür.
kamu yararı savı antik kültürlerce de dile getirilse de gelişme evreleri takip edildiğinde, bürokrasinin kral ve çevresini korumak amaçlı bir nitelik taşır şekilde vücut bulduğu, bu çerçevede önce halkla alakası olmayan bürokratik yapılanmalara gidildiği, halk ı destekleyen bürokrasi oluşumlarının ise ya hiç olmadığı ya da güdük kaldığı görülmektedir.
bürokrasi 9. yy da karolenj imparatorluğu nun ortadan kalkması ile devlet ve kamu görevi kavramları ile birlikte tarih olmuş.
feodalitenin çöküşü ve krallıkların güç kazanması ile beraber tarih olduğu kavramlarla birlikte tekrar hortlamıştır.
weber in bürokrasi hakkındaki kanaati, kesin olarak yerleşmiş bir bürokrasinin yok edilmesi en güç toplumsal yapı olduğu yönlüdür.
krallıkla beraber, birinci aşama egemenliğin kral da toplanması olmuştur.
ikinci safhada, kralın gelirlerinin artmasını sağlayacak yapılanmalara hız vermesidir.
üçüncü aşama merkantilist ekonomik sistemin devlet siyasası olarak benimsenmesidir.
yani aşama aşama kral, orta sınıfın zenginliğini korumayı üstlenmiştir.
bu orta sınıf zamanla ticaret hayatının zenginleşmesi gibi faktörlerinde etkisi ile bürokrasi üstü bir konuma yükselmiş fakat bürokrasiyi de destekleyen unsur olmayı sürdürmüştür.
bugünkü dünya düzeninin özeti de bu noktada hayat buluyor.
bürokrasi, ticaret işbirliği sonucu tahtından edilen krallar ve kurulan sözde demokrasiler.
demokrasi adı altında pazarlanan dipsiz kuyu ise bürokrasi yani büro iktidarı.
resmi ve özel büroların elele dünyayı yönetmesi.
bürokrasinin özeti işte budur.
dünyanın en gereksiz olgusu.
sabah 7 de ayağa diker.
max weber'e göre: toplum ve yapması gerektikleri dahilinde koordinasyonu sağlamak için vücuda getirtilmiş olsa da; bayağı, yararsız ve hantaldır.
bir toplumda olabilecek en boktan şeydir. devlet düzeninin en can sıkıcı ögesi.* *