entry'ler (74)

500 yıl sonra bu dönem için yazılacak şeyler

(bkz: )mitoloji

gider ayak geri dönmek

Alınacaklar listesine çarşaf, battaniye, yatak bazalı ve bazası makaslı. Ama yatağı standart ortapedik olacak/mış) masa, sandalye. (şerit metreyle başlamışım listeye). Yatak, kitaplık, öteki öteberiler vesaire...
Ben buralarda değilken beni aralarından ayırmayıp arayanları aramayı da unutmamalıymışım sırası gelmişken.
Muhtarlıktan nakil gerekiyormuş. karalamalar kargaşası içinde yeni bir formalite daha. Başlayınca katlanarak artan kırtasiye işleri. Biçim kaygısız bir denge içindeyken ben ve satırların aralarını bozan düzenbaz öteki, kalem. Haki omuz çantama sığdıramadığım sentetik dünya. Atletik bir yapım var oysa. Atlatırım en çetin zorlukları da.
Aidatlarım birikmiş. Demek ki ait olduğuma karar verilmiş. (Ödedim biriken günü geçmiş borçlarımı). Uzaklardan alacaklarımı hesapladım. Yakınlara vereceklerimi. Hesaplarımı sayısız şaşırtan bir hafızayla birşeyleri birşeylere bölerek, birşeylerden birşeyleri çıkararak. Hiçbirşey olmaz olur mu birikmek azar azar büyüyerek ?
Herhangi bir kuruma dilekçe yazmışım. aslında bir suret olan kuralsız herhangi bir hiç şey yazmışım. Ama kuralların karşısında olmak yoruyor artık.
Küçük krokiler çizmişim. Ölçülerini aşmışım eşyasız alımların. Alacağım eşyalar ölçülerimi almışlar. Alanlara taşan bir emeklemeymiş bu ayaklanma. Sesler hep bir ağızdan çıkınca tek bir ağza ait olamıyorlarmış artık.
Yaptıklarımı karalamışım, yapacaklarımı yarılamışım. Yapılamayacak olanları erteleyerek bocalamışım ve sözde büyümüşüm ama olgunlaşamamışım.
içimde boza bürünen bu alaca huzursuzluk demek bu: yetişememek, olgunlaşamamak çünkü, hamlık. Olgunlaşmaya ömürsüz kalmak.
Başka şeyler de çıkmış. Sonradan çıkan önemsiz işlerimin unutulmuş bazıları.
insan yüzlerini de özlemişim, dolmuş şöförlerini de, yabancısı olamadığım kaybolmaları da
çıkmaz sokakları da, çocuksu kadınları da, bahçeli evleri ve çiçekli ağaçları da.
Yanlış yollarda kendini doğrultan adressiz adımlarımı da, kara sular sürgünü satirik aylaklığımı da.

iyeliksiz bir takı takmışlar kuyruğuma ve koştururken ben arkamdan bakıp alay etmişler şaşkınlığımla.
Sonra neden, gerekçesiz bir dönüş tutkusu bende, beni tutup ardıma çevirmekte
Ve yüzümde zorla açan bir tebessümle mırıldanıyorum.

14 şubat

14 şubat sevişkenler günü. 2. dünya savaşından sonra kırılan milleti ha gayret toparlanın noluyonuz olm gibisinden yapılarak programlanmış çok uluslu bir sevişme günüdür. maksat ve amacı savaşlarda kaybedilen insan ve askeri gücü tekrar kazanabilmek için insanların sevişmesi ve nüfusun artmasını sağlamaktır. 2. dünya savaşından sonra soğuk savaş yıllarının da sona ermesiyle beraber artan nüfus uluslara büyük bir yük getirmeye başlamıştır. bu durumu düzeltmek için ardı ardına yapılan toplantılardan en sonunda dahice bir fikir atılmıştır ortaya. hem nüfus planlaması sağlanacak hemde devletin kasasına para girecektir yani bir taşla iki kuş vurulacaktır. ben biliyom bu hikayeyi.

kasetçiye liste verip kaset doldurtmak

bir zamanlar iyi bir ekmek kapısı olan kasetçi dükkanlarında maziye gömülen teknolojik gelişmelerle yerini artık cd dükkanlarında cd doldurtmaya bırakmış ve nostaljik bir anı olmuş olaydır.

tsk içinde yaşanan ibretlik olaylar

ayakların baş, başların ayak olduğu şu günlerde fikrimce bundan on sene sonra atılması gereken konu başlığıdır.

hastası olunan sözler

ah, evcimen kadınlarla evcilleşmeyen kedileri. kentleri kendilerinden daha yoğun ve dolaysız yaşayan papyonlu köpekleri. asilzade kocaları. aşifte kahkahaları.

piyonla evlenen vezir

koca şahın mat olmasına sebebiyet veren durumdur.

filmlerde partiden sıkılıp terasa çıkan adam

yönetmene biraz sonra yaşanacak romantik sahne için geniş kadraj sunmasından kaynaklanan kurgusal devinimdir. 3*2*1 kayıt! bolca kısa film tecrubelerimden yola çıktım kandırıyorlar bizi.

çaylaklık

ağzımın payını aldığım mevzudur. ulan daha yeni yazar olmuşsun utanmadan iki başlık açıyorsun.
birde entry hataların var ağır ol bakalım. işte bu düşünceyi erken kavrayamamış muhteremlere zannımca
moderatörlerin bunu hatırlatması olayıdır.

bozulmasın diye karısını tuzlayan koca

super fresh gibi her daim taze kalması adına karıyı mındar etme çabaları.

çok kitap okuyan erkekte gizli ibnelik vardır

Okumak bir erdemdir, bir ayrıcalıktır, farkına varmaktır Okumak farkında olmaktır, hayatı keşfetmektir, kendini keşfetmektir. Anlam yükleyebilmektir maddiyat ve maneviyata. Bir sanattır okumak Aydınlanmak, aydın olabilmek ve aydınlatabilmektir. içinde kesinlikle ibnelik barındırmamaktadır.

bitdefender

virüsü yine başka bir virüsle temizleyen programdır.
virüsü temizler fakat senin yada başka bir programın farkına bile varamayacağı başka bir virüs bırakır.
bu "bitdefender"ın süper güç olma stratejisidir.

kürt kızlarının aşırı kültürlü olmaları

okumanın eğitimin dili dini yoktur.
kim kenini geliştirmek isterse bunu başarmak kendi elindedir.
kaldıki yüzyılların gelenek tabu ve töreleriyle ezilmiş bir toplumun daha kültürlü olmamak gibi bir lüksü yoktur.
lakin hepsi bir yana vatanım için konuşursam ülkesini toprağını tanımayan reddeden bir toplum için kültür terör dimağ larının
tekelinden öteye geçemez.

zeki alasya

'Emek sinemasının sahnesinde namaz kılınacaksa hiç açılmasın daha iyi' dedikten sonra islami kesim tarafından masonlukla yaftalanan daha sonra bunu kendide doğrulayan ama ne olursa olsun çocukluğumuzun en uzun metrajlı gülücüklerine vesile olan sayılı sanat adamlarından white amca.

eti cicibebe

dedemle yaşıt olduğunu bildiğim milli püskevit.
bide şimdi nostaljik ki yeni ambalajı soluk soğuk renkler hakikaten
rafta görüldüğünde tatlı bir tebessüm sebebidir.

provokatörlere inanan insanlar

sürü psikolojisine tav olan kalabalık.
(bkz: hayde giidelum hayde giidelum hayde haayde giidelum haydee).

bu ülkenin insanları muhafazakarlardır

tahrik edici ve saldırgan söylem. bu şekilde çagdaş bir toplum yetiştirilemez.

dinsiz olan insanın kendini zeki zannetmesi

tamamen bir maymunla konuştuğunun farkındalığıyla ilişkilidir.

siyahi arkadaşların sattığı parfüm

merdiven altı imalathanelerden kiloyla alınıp güzel paraya satılan konsantre esans suyu.

yakında hepimiz orospuyuz diye bağırırsınız

bülent ersoy öldükten sonraki halk yürüyüşü sloganı.